Devlet Konservatuarı Ses Eğitimi Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 23
  • Öğe
    On singing metaphorical perceptions of conservatory students
    (James Nicholas Publishers, 01/07/2024) Çelik, Sibel
    Today, the perceptions of individuals who are performing the teaching profession are very considerable. The objective of this research is to examine the metaphorical perceptions that conservatory students have regarding the concept of singing. The study is a qualitative study, and the data is examined by content analysis. As a data collection tool, eighty-two conservatory students were asked, ‘Singing it is like....... Because......’ They were asked three times to complete the sentence. In accordance with the results of the study; the number of metaphors produced by conservatory students are forty-two and all are valid. The created metaphors are collected in nine diverse categories. By the results of the study, it was observed that the conservatory students who participated in the study produced metaphors frequently in the categories of freedom, breathing, life, and heart. It was seen that the participants mostly created positive metaphors concerning the singing.
  • Öğe
    Müzik eğitimi ve değerler eğitimi
    (Pegem Akademi, Ekim, 2023) Bağcı, Hakan; Çelik, Sibel
    Değerler eğitimi konusu, eğitim sistemleri içinde önemli bir yer tutar. Çünkü insan hayatı, toplumsal olarak sahip olunan değerler ile ilgili olarak yazılı ya da yazılı olmayan kurallara göre yönlendirilmektedir. Toplumun yaşam tarzı ona göre şekillenmektedir diyebiliriz. Kişilik gelişimi, bilgi düzeyi ile birlikte insanı çeşitli yönleriyle tamamlayacak insani, ahlaki ve kültürel değerlerin de kazanılmasına bağlıdır (Bağcı, 2007: 548). Bu gelişim eğitim sisteminin doğal bir parçasıdır. Belirli bir toplum içinde insanlar, genellikle kendi değer alanlarındaki norm dışı davranışları yadsımakta, kötü olarak yorumlamakta ve bu tür davranışlara şiddetle tepki gösterebilmektedir (Güngör, 1998: 122). Eğitim, bilindiği üzere, bireyin yaşadığı toplumda sosyalleşmesinin bir parçasıdır. Dolayısıyla değerler eğitimi, tüm eğitim sistemleri içinde eğitimin doğal bir parçasıdır.
  • Öğe
    Felsefi temelli müzik eğitiminin gerekliği
    (Milli Eğitim Bakanlığı, 2015) Yazıcı, Tarkan
    Bir eğitim programının başarısı, öğrencinin edindiği bilgileri ne ölçüde kullanabildiği, üretebildiği, toplumu ne şekilde yönlendirebildiği ile ilgilidir. Müzik eğitim programının hedefi de felsefi temelli düşünebilen, sorgulayabilen bireyler yetiştirebilmek olmalıdır. Müzik öğretmeni yetiştiren kurumların programlarında, felsefe dersine yer verilmemesi bir problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu araştırmanın amacı, müzik eğitimi ile felsefe arasındaki ilişkiyi incelemek ve felsefi temelli müzik eğitiminin gerekliliğini ortaya koymaktır. Eğitim bilimleri alanındaki hızlı gelişmeler göz önüne alındığında, araştırmanın konusu ile ilgili yapılmış çalışmaların az olması, araştırmanın önemini arttırmaktadır. Araştırmada, literatür taraması yapılmış, araştırma konusu ile ilgili kitaplar, makaleler, sempozyum bildirileri, yayınlar, tezler incelenmiş ve elde edilen veriler neticesinde aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır. YÖK’ün felsefe dersini müzik öğretmenliği bölümlerinin dışında tutmasıyla, müzik eğitim sistemindeki sorunlardan biri, felsefenin etkili biçimde kullanılmayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bunun sonucunda, felsefi temeli olmayan bir müzik öğretmeni; eleştirel düşünebilen, problem çözebilen, yaratıcı ve yansıtıcı düşünebilen bireyler yetiştirememektedir. Dolayısıyla, doğru temelde kültürel ve sanatsal kazanımlar elde edilememektedir
  • Öğe
    Metaphorical pesceptions of Conservatory students on folk music
    (Cahit AYDEMİR, 2023) Çelik, Sibel; Demirel, Serkan
    Metaphors are frequently used expressions in music and are essential for determining people's perceptions of music. Therefore, this study aims to identify and analyze conservatory students' perceptions of folk music as a study in which the concepts of metaphor and music come together. The study group for the data consists of 82 conservatory students studying at Dicle University in the 2021-2022 academic year. The researchers collected data on conservatory students' perceptions of folk music using the phenomenological analysis method. These data were then interpreted through content analysis. According to the study results, the most common metaphors of participants’ perceptions of folk music were life, past, history, Anatolia, sadness, mother's lap, and nightingale. In this context, conservatory students' folk music metaphors were grouped under 12 different categories such as tool, guide, belonging, pleasure, need, cultural transfer tool, reflection, closeness, serenity, diversity, abstraction and concretization. Conservatory students' folk music metaphors differ from each other to a certain extent. These findings contribute to determine conservatory students' perceptions of folk music and providing better music education. Different perceptions can help music students evaluate folk music from diverse perspective and better understand cultural heritage. This may lead to positive results regarding folk music education.
  • Öğe
    Values of pre-service music teachers in Turkey
    (Serbian Pedagogical Society, Belgrade & University of Belgrade - Faculty of Philosophy - Institute for Pedagogy and Andragogy, Belgrade, 21/08/2023) Çelik, Sibel
    The aim of this study is to investigate the representation of values among pre-service music teachers. The study group consisted of 278 pre-service music teachers studying at state universities in different regions of Turkey. The study was conducted using an instrument for measuring teachers’ values which had already been applied in other research. Generally speaking, the most important values for pre-service music teachers are social values, freedom, career, intellectual and honor of humanity, while the least important values are spiritual and romantic. It might be concluded that there is a significant difference in the sub-dimensions honor of humanity, and career values and spirituality in favor of girls and in favor of those aged 27 and over. Significant differences were found in the sub-dimensions of materialistic values in favor of participants whose parents have a higher income, and romantic values in favor of participants with parents with a medium and low- income level. As regards materialistic values, a sub-dimension of the values scale, it was observed that students with illiterate fathers and students with undergraduate fathers differed significantly. The relationships between the sub-dimensions of the value scale are statistically significant and positive (p<0.01). Only the relationship between the romantic values and futuwwat/munificence & courage sub-dimensions decreased at the (p<0.05) level. In accordance with these findings the paper offers recommendations for improving preservice teacher education so that teachers can critically asses and reconsider their own values, but also tend to develop values that are in accordance with contemporary educational standpoints.
  • Öğe
    Konservatuvar öğrencilerinin empatik öfke düzeylerinin çeşitli değişkenlere göre incelenmesi
    (Ataturk University, 2022) Yılmaz, Hüseyin; Yalçın, Perçin Demirkol; Zahal, Onur
    Empatik öfke, olumsuz olan herhangi bir durum karşısında sözlü ve farklı bir şekilde mağdur olan kişi için empati duyulması olarak tanımlanabilir. Bu çalışmanın amacı konservatuvarda öğrenim gören ve müzik eğitimi alan öğrencilerin empatik öfke düzeylerini tespit edebilmektir. Araştırma deseni, genel tarama ve nedensel karşılaştırma yaklaşımları temel alınarak tasarlanmıştır. Kafkas Üniversitesi Devlet Konservatuvarında 2020–2021 eğitim yılında öğrenim gören öğrenciler çalışma grubunu oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve “Empatik Öfke Ölçeği” kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistik, t testi, tek yönlü varyans (ANOVA) analizi yapılmıştır. Araştırmanın etki büyüklüğü değerinede bakılmıştır. Araştırma sonucunda, müzik bölümünde öğrenim gören öğrencilerin, empatik öfke düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu görülmüştür. Araştırmada sadece anne meslek durumunun empatik öfke düzeyinde anlamlı farklılık tespit edilmiştir. Konservatuvarda öğrenim gören öğrencilerin empatik öfke düzeylerinin; cinsiyet, yaş, sınıf, bölüm, mezun olunan lise türü, anne ve babanın eğitim durumu, baba mesleği, ailenin aylık gelir durumu, aile yapısı ve ailenin yaşadığı bölge gibi demografik bilgilerinde anlamlı farklılık olmadığı belirlenmiştir.
  • Öğe
    An Investigation of the cultural intelligence of pre-service music teachers in Turkish Universities
    (Universidad Cooperativa de Colombia, 2023) Çelik, Sibel
    The values of a society constitute its culture; they are all the building blocks that can be transferred, renewed, and come from the past to the present. Turkey is a culturally rich and diverse country. In today’s world, the concept of cultural intelligence, which is necessary for people to adapt in different and multicultural environments, is substantial. In this context, it is extremely important for music teachers to adapt to multicultural environments for their work. The purpose of this study is to investigate pre-service music teachers’ cultural intelligence and determine if it differs from individual to individual dependent on some variables. A Descriptive analysis, Independent Group t-test, One-Way Analysis of Variance, Kruskal Wallis-H Test and a Pearson Correlation Coefficient were used. In this study, which was carried out with quantitative research, with 278 participants who were studying in seven regions of Turkey in the 2020-2021 academic year. It has been determined that the cultural intelligence levels are at a good level and the relations between them are positive. Cultural intelligence levels of participants do not differ significantly by the gender, age, university or parent’s education status; solely, it was found statistically significant that metacognition and cognition sub-dimensions vary as the result of someone in the family being involved in music. As a result, it was seen that the cultural intelligence levels of the pre-service music teachers were good and generally did not differ according to demographic variables. The novelty of this study is that the framework has identified pre-service music teachers’ cultural intelligence levels in Turkey. Furthermore, this study can be a point of reference to stakeholders and researchers on this music education axis. The findings of this study also serve to avert the education sector to the issues related to the implementations of teacher education in higher institutions.
  • Öğe
    Türkiye'de saksafon alanında yapılmış lisansüstü tezlerin incelenmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Kıvılcım, Tamer; Çelik, Sibel
    Bu araştırmada Türkiye’de saksafon alanında yazılan lisansüstü tezlerin farklı kriterlere göre incelenmesi amaçlanmıştır. Doküman analizi kullanılarak yapılan çalışmada, verilerin toplanması amacıyla yapılan literatür taraması sonucunda Yükseköğretim Kurumu Tez Merkezinden (YÖK) saksafon alanında yazılmış 10 adet teze ulaşılmıştır. Araştırmanın konusu doğrultusunda kaynaklar incelenerek kriterler belirlenmiş olup belirlenen kategoriler tür, cinsiyet, üniversite, enstitü, yayın yılı, veri toplama aracı, çalışma alanı ve çalışma grubu olarak 8 başlık altında toplanmıştır. Bu araştırmada örnekleme yöntemine başvurulmadan doğrudan evrenin tümüne ulaşılması hedeflenmiştir. Araştırma verilerinin çözümlenmesi için frekans ve betimsel analiz kullanılmıştır. Ele alınan tezlerin frekans ve yüzde hesaplamaları yapılarak veriler tablo haline dönüştürülmüş ve sonrasında yorumlanmıştır. Araştırma sonucunda; “Saksafon“ alanında yazılmış lisansüstü tezlerin türü bakımından en fazla yüksek lisans tezleri olduğu, cinsiyete göre ise tezlerin sadece erkek araştırmacılar tarafından yazıldığı, en çok tezin Gazi Üniversitesi’nde yapıldığı ve çalışmaların en çok eğitim bilimleri enstitüsünde yürütüldüğü sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca alanda yapılan ilk tezin 1997 yılında yayımlandığı ve senelere göre dağılımına bakıldığında ise 2019 yılında önemli bir artış olduğu görülmüştür. Alandaki çalışmalarda en fazla kullanılan veri toplama aracının görüşme olduğu, çalışma alanında ise en fazla program incelemesi çalışılmış olup çalışma grubu olarak ise en çok öğrencilerle araştırmalar yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    21. yüzyılın yeterliliği olarak kültürel zekâ
    (Duvar Yayınları, 15.03.2022) Çelik, Sibel; Demirbatır, Rasim Erol
    “Zeki” olarak tanımlanmak, kişide olumlu duygular verdiği gibi benlik saygısını ve değer duygusunu da teşvik etmektedir. “Zekâ ve zeki olan nedir? “bu iki kavramı tanımlanması geçmişten bu yana Platon’a (MÖ 428) kadar uzanan teorilerin, tanımların ve felsefelerin odak noktası olmuştur. Zekâyı anlamanın bir yolu, zekânın ne olduğunu tanımlamaktır. Pek çok bilim insanının zekâ üzerine çalıştığını ve birçok farklı tanımlar yaptıkları bilinmektedir. Zekâyı tam olarak tanımlayan bir kelime olmadığı gibi, zekânın birçok farklı tanımı da görülmektedir. Zekâ kavramı, toplum ve psikoloji içinde yıllardır, hararetle tartışılan bir konudur (Sternberg & Jensen, 1992). Bazı psikologlar tüm kişilik ve motivasyon faktörlerini hesaba katarak saf zekâyı izole etmeye çalışmıştır (Jensen, 1969). Diğerleri motivasyonu zekânın ve optimal entelektüel işleyişin bir parçası olarak görmektedirler. IQ testlerimden birini tasarlayıp geliştiren Wechsler örnek gösterilebilir. Bu bakımdan kültürler de farklılık göstermektedir. Amerikalıların aksine Asya kültürleri, çabayı zekânın en mühim ve ayrılmaz bir öğesi olarak görmektedirler (Stevenson, Lee, Chen, Stigler, Hsu & Kitamura, 1990).Cocodia (2014) kültür ve zekânın iç içe geçtiğini gözlemler, Berry ve Ward ise (2006) zekânın kültürel bir ürün olduğunu ileri sürmektedir (69). Kültürel Zekânın Başlangıcı Kültürlerarası Yeterlilik hareketinin ilk yapılarından biri olarak; Hammer, Bennett ve Wiseman (2003) tarafından kültürlerarası uygun şekillerde düşünme ve hareket etme becerisi olarak tanımlanmıştır. Daha spesifik olarak yurtiçinde veya yurtdışında farklı ulusal ve kültürel geçmişlere sahip insanlarla iyi çalışmak için tüm bilgi, beceri ve kişisel özelliklerden yararlanma becerisidir (Johnson, Lenartowicz ve Apud, 2006). Kültürel zekâ, bazı bireylerin farklı kültürel bağlamlara diğerlerinden daha verimli bir şekilde uyum sağlayabildiklerini açıklar. Temel olarak, kültürel zekâ yapısı önceki zekâ kuramlarına dayalı olarak geliştirilmiştir (Sternberg ve Detterman, 1986). Çoklu zekâ teorisine bağlı mevcut kavram ve modellerin teorik bir uzantısıdır (Gardner, 1987). Yavaş yavaş ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Ses eğitimi içerisinde Bel Canto sanatı
    (Dicle Üniversitesi, Ekim, 2020) Malkoç, Tülün; Çelik, Sibel; Şahin, Mustafa
    Bel Canto İtalya’da 16. Yüzyılda doğmuş, İtalyanca güzel şarkı söyleme anlamına gelmektedir. Bel Canto sanatı ses eğitimi yaklaşımından ziyade, o dönemde Bel Canto şarkıcılarının yetiştiği ve bu stil için dönemin bestecileri tarafından eserlerin yazıldığı döneme damgasını vuran bir akımdır. Sesin doğru kullanımı, nefesle desteklenmesiyle; vokal sanatı içinde yer alan Bel Canto, nörolojik ve fizyolojik bir koordinasyonun sonucunda oluşmuştur. Tarihi süreçte hedonizmin etkisiyle Rönesansla birlikte estetik arayışların filizlenmesiyle ortaya çıkmıştır. Ses Eğitimi içerisinde Bel Canto sanatının teknik yönlerini oluşturan bölümler ele alınacaktır.
  • Öğe
    As the representative of an ancient tradition: Muharrem Ertas and bozlaks
    (Universidad de Colima, 15.12.2022) Çelik, Sibel
    Anatolian geography has been a frequent destination for ancient cultures with its rich and deep cultural background. As a result of the historical past is substantial in the formation of Turkish traditional music. Bozlak is a substantial musical form which is unmetered in Turkish folk music. This particular musical style can be heard in various regions of Turkey. The aim of this study is to reveal within Turkish folk songs, the importance of Muharrem Ertas and his musical identity as a minstrel, beside his representation of bozlak style. Within this context, some significant issues of his musical identity, region’s cultural and historical background will be reflected upon.
  • Öğe
    Presentation of the dossier | Society and culture. Musical experiences and globalization in the 21st century
    (Cicshal-Religacion, 30.09.2022) Çelik, Sibel
    In today’s world, music and musical practices as an art tool in which societies express their identities come to the fore with different practices in the process of change and transformation of social dynamics. Referring to the concept and theory put forward by the media and communication theorist Marshall McLuhan (1964) as the Global Village, it is clear that in today’s age of technology, the world expresses its cultural identities in a transformational way through people and societies. In this sense, the socio-cultural structures, social belongings, values and artistic practices of societies as cultural assets can be independent of each other. In this context, music is one of the most substantial phenomena as a primarily verbal and auditory art with a reflective function. With the multicultural structures of different societies, the role of music as a tool is clearly manifested as a diversity in musical genres. Music is not just a field of performance, but a field related to sub-disciplines such as education, philosophy and psychology, and therefore the interpretation of the results through these outputs will undoubtedly provide different perspectives.
  • Öğe
    İlkokul Müzik Ders Kitabı 3
    (Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 28.05.2019) Altınsoy, Taha; Çelik, Sibel; Özden, Emine Irmak; Özder, Ada Büşra; Yıldırım, Mehtap; Çelik, Sibel
    -
  • Öğe
    Investigation of Conservatory Students’ Perceptions of Value in Terms of Different Variables
    (Kazan Federal University, 30.06.2022) Çelik, Sibel; Malkoç, Tülün; Bağci, Hakan
    There are various factors that affect people's perceptions, attitudes, and behaviours. One of these factors is the values that individuals have. Human values are widely being used as a notion in many disciplines. The aim of this study was to investigate the human values of conservatory students. The research group consisted of 204 conservatory students at the Dicle University State Conservatory and Gaziantep University Turkish Music Conservatory enrolled in the 2019-2020 academic year. In this study, the data of the research were used with a personal information form and the “The Human Values Scale” developed by Dilmaç, Arıcak & Cesur (2014). The data obtained were analysed with the SPSS 22 program. Descriptive analysis, Independent Group ttest, One-Way Analysis of Variance (ANOVA), Pearson Correlation Coefficient were used in quantitative data analysis. The findings showed that with respect to gender, a significant difference was not found in conservatory students’ human values by t-test result. According to the findings, conservatory students’ most important values are human dignity, social, freedom and futuwwat & courage. On the other hand, conservatory students’ the least important values are materialistic. Similarly, according to the variables of age and departments, significant differences were not found in conservatory students’ human values as shown by ANOVA test. Relationships among the subdimensions of the values scale has been determined statistically significant and strong except from between the human dignity and romantic values sub-dimension and between the materialistic values and futuwwat & courage sub-dimensions. It has been observed that participating students’ human values are above the average. This information reveals that conservatory students’ human values are at superior level
  • Öğe
    Bel canto principles and practices
    (Selim Hilmi Özkan, 15.06.2020) Çelik, Sibel
    Bel Canto Principles and Practices adlı kitap Cornelius L. Reid (1911-2008) tarafından Bel Canto sanatının teknik ilkeleri ve uygulamaları üzerine yazılmış bir kitaptır. İlk olarak 1950’de yayınlanan bu kitap; lirik sanata tarihsel bir yolculuk yaparak ses, nefes alma, vibrato gibi ses eğitiminde de kullanılan başlıca konuları ele almış, zamanının fonolojik keşiflerine değinmiştir. Cornelius Reid, bu kitabı Bel canto sanatının kanıtlanmış ilkelerini tekrar geri hatırlanması amacıyla yazmıştır. Reid, bunun gerekli olduğunu söyleyerek; modern vokal tekniklerin eski vokal tekniklerini bozduğuna ilişkin görüşlerini belirtmiştir . Kitapta Bel Canto sanatının başlıca ilke ve uygulamalarını bölümler halinde tarihsel bir yolculukla anlatmıştır. Kitabın amacı ve içeriğiyle ilgili değerlendirmelere yer verilecektir.
  • Öğe
    Bel Canto: A History of Vocal Pedagogy
    (Trakya Üniversitesi, 20.04.2020) Çelik, Sibel
    Bel canto İtalyanca’da güzel şarkı söyleme anlamına gelmektedir. “Altın Çağ” ile birlikte başlayan Bel canto dönemi, şarkı söylemede kastrat şarkıcıların sanatı olarak da o döneme damgasını vurmuştur. Şarkıcı, ses eğitimcisi ve müzikolog James Stark, bu kitapta 17. yüzyılın başlarından vokal pedagoji tarihini, çağdaş vokal yöntemlere kadar olan bu süreci fizyolojik ve akustik bilimin ışığında, bilimsel araştırmaların ve belgelerin desteğiyle beraberinde sunmuştur. Kitap öncelik bakımından vokal öğrencileri ve öğretmenleri için tasarlanmıştır. Bilimsel bir yol haritası niteliğinde olan "Bel Canto: A History of Vocal Pedagogy " isimli bu kitap, hem şarkıcılar hem de şarkı söylemeye ilgisi olanlar için rehber niteliğinde olup, detaylı şekilde incelenmiştir.
  • Öğe
    Tuva Türkleri'nde höömey söyleme biçimi
    (Ayla Kaşoğlu, 15.09.2020) Malkoç, Tülün; Çelik, Sibel
    Batı dünyası tarafından 1930’lu yıllarda keşfedilen geleneksel bir şarkı söyleme biçimi olan Höömey, Moğolca bir kelime olup gırtlaktan şarkı söyleme anlamına gelmektedir. Bu şarkı söyleme biçimi Rusya Federasyonu’na bağlı Güney Sibirya’da yaşayan Tuva Türkleri tarafından icra edilmektedir. Bu söyleme biçimini Altay, Saha, Hakas ve Moğolistan’da görmekteyiz. Halkların şarkı söyleme biçimlerini ele alırken coğrafi, sosyolojik, dini, folklorik ve kültürel açılardan bütünsel bir yaklaşımla ele almak, onları anlamamız ve çözümlememiz bakımından son derece önemlidir. Sesimiz duygularımızın aynası olmakla beraber; oldukça da karmaşık bir enstrümandır. Şarkı söyleme, toplumların yaşantılarıyla şekillenir; şarkı söylemedeki ekoller, tarzlar o toplumun kodları olmakla beraber, geçmişten günümüze kadar gelen aktarımla beraber bir geleneğin temsilcisidir. Şarkı söyleme tekniği açısından; Höömey şarkı söyleme biçimi, aynı anda birden fazla sesin oluşagelmesi (harmonikler) ve duyurulmasından meydana gelmektedir. Ses oluşumu esnasında Höömey şarkıcılarının basınçlı nefes kullanımıyla oluşturduğu geçici kıvrımlar, ses telleri dışında farklı bir ses kaynağının oluşmasına sebep olmaktadır. Tuva Türkleri’nin yaşam biçiminden, inanış biçimine kadar, bu şarkı söyleme stilini oluşturan etkenlerin temelinde Şamanizm’in ve destancıların etkisi de önemli bir rol oynamaktadır. Dil yapısından kaynaklanan özellikler de Türkçe’nin arkaik özelliklerini barındıran Tuva Türkçesi’nin içerisindeki bazı gırtlaksı ünlülerin olması höömey söyleme biçimini etkileyebileceği bulgularına dikkat çekilmiştir. Tuva folkloru açısından çalışmada Höömeyin farklı söyleme türleri incelenerek bu söyleme biçimleri arasındaki farklılıklar ve icra özellikleri üzerinde durulmuştur. Sesi oluşturan mekanizmalara değinilerek, gırtlaktan şarkı söyleme geleneğinin oluşumu, ses organlarının nasıl hareket ettiği, sesin akustik ve fiziksel özelliğiyle incelenerek; sesi üreten organların fonksiyonel işlevleri ve bazı formant bulguları yorumlanmıştır.
  • Öğe
    Muharrem Ertaş icrâsında bozlakların incelenmesi
    (09.12.2019) Çelik, Sibel; Eroğlu, Erol
    Kırşehir yöresi Anadolu coğrafyası içerisinde, bilinen en eski Türkmen yerleşim bölgesidir. Kadim kültürel birikimin bir sonucu olarak; Türk folkloru içerisinde Kırşehir yöresi müzikleri büyük önem teşkil etmekle beraber, büyük bozlak ustası ozan Muharrem Ertaş’ın da bu yöreden çıkması dikkatleri üzerine çekmiştir. Bozlak kavramı; Türk halk müziğinde Orta Anadolu’yu kapsayan bir uzun hava türü olmasının dışında, aynı zamanda özellikle Çukurova kısmında hikâyeli türküler olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkçe bir kelime olduğu için Türk Dünyası’nda da birbirine yakın manalarda kullanılmaktadır. Bozlaklar başta Türkmen boylarının gezip dolaştığı yerlerdeki acıklı olayları konu alan türküler ve bir türkü makamı iken, gelenek hâline gelmiş ve asıl karakterini Orta Anadolu’ da, Toroslar’da özellikle Orta Anadolu’da Abdalların yoğun olarak yaşadığı yerlerde devam ettirmiş, yıllar boyu bu geleneği sürdürmüştür. Bu gibi etmenler doğrultusunda; Muharrem Ertaş’ın sanatı, ozanlığı, yaratıcılığı ve onunla bütünleşen bozlakları incelenmiş, tetkik edilmiştir. Muharrem Ertaş; bozlak okumadaki tavır, üslup, yorum ve çalıp söyleme tekniğine dayanarak adeta bozlak okumak için yaratılmış bir ses olduğunu söylemek mümkündür. Çünkü ses genişliği, rengi ve tınısının yanı sıra; gırtlak nağmeleri, çarpma, ve trilleri kendine has vokal kullanım teknikleriyle bütün bunların yanında iyi bir bozlak icracısı olarak bir çok şiir ve koşmayı bozlağa dönüştürmüştür. TRT Türk Halk Müziği Repertuvarına ve Millî Folklor Araştırma Dairesi Arşivi’ne başta bozlaklar olmak üzere birçok eser kazandırmıştır. Elimizde bulunan, Ses Arşivi üzerinden 12 bozlak incelenmiştir. İncelemeler neticesinde Muharrem Ertaş bozlakları Karacaoğlan, Pir Sultan, Dadaloğlu ve Âşık Said gibi önemli halk şairlerinin eserlerini bozlak olarak icra ettiği görülmektedir. Konu içeriği bakımından ayrılık, hasret, ölüm, özlem, gurbet, göç gibi konar-göçer halkın hayatını anlatmaktadır. Bu bozlakların tüm hece ölçüsü 11’ li olarak tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Reinhard, Kurt-Ursula (2007) Türkiye’nin Müziği
    (Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, 01.08.2020) Çelik, Sibel
    Türk halk şiirinin yapısında, Pers-Arap etkileşimini yansıtan Türk Sanat Müziği’nin aksine hece veznine dayandığını söylemektedir. Halk şiirindeki Türkçe’nin saf Türkçe ve halk tarafından üretilen bir yapıda olması Türk folklorunun doğallığından ve yalınlığından kaynaklanmaktadır. Aynı şekilde uzun havalardaki yapısal durumu; 6+5 ya da 4+4+3 şeklinde gruplandırmış, Halk şiirinin en yaygın türü koşma 8 ve 11’li heceden oluşmaktadır. Yine 11’li heceli yapının türkü olduğundan bahsetmektedir. 11’li hece yapısından oluştuğunu anlatarak Türkü çeşitleri söz-ses ilişkisini açıklamıştır. Destan formunu balad formuyla ilişkilendirmektedir. İçerik bakımından, toplumu ilgilendiren konularla ilişkili, savaş, kahramanlık gibi olayları ele almaktadır.
  • Öğe
    How to sing
    (Ege Üniversitesi, 30.06.2020) Çelik, Sibel
    Lilli Lehmann (1848-1929) olağanüstü vokal tekniği ve çok yönlülüğü ile tanınmış Alman operatik soprano olarak döneme damgasını vurmuş, önemli bir şan öğretmenidir. How to Sing isimli bu kitap, 1902 yılında orijinal ismi olan Almanca Meine Gesangskunt olarak yazılmış, daha sonra Richard Aldrich tarafından İngilizceye çevrilerek How to Sing adıyla Mcmillian Company yayınları tarafından yayınlanmıştır. 1993 yılında Dover Publications tarafından revize edilerek tekrar yayınlanmıştır. Kitapta ses eğitimi için bilimsel yöntemlere dayandırılarak konular ele alınmıştır. Hem profesyonel şancılar hem de şan eğitimine yeni başlayan öğrenciler için temel kaynak niteliğindedir ancak başlangıç düzeyindeki şan öğrencisinin kitabı anlamakta zorlanabileceği hususunda vurgulamalar yapılmaktadır. How to Sing, nasıl şarkı söylenmesi gerektiğiyle ilgili vokal biliminin gerektirdiği konuları içeriğinde barındırarak, bilimsel temel dayanaklarla açıklamaktadır. Yazar, basit bir anlatımla, şarkı söylemenin izahlarına değinerek; “açık”, “kapalı”,” nazal”, “kafanın içinde”, “boyunda”, “ileride” ve “geride” kavramlarına açıklık getirmiştir. Lehmann’ın savunduğu görüş ses becerisi için sadece teknik bir kılavuzdan öte olup, öğrenmenin genel sanatı üzerine gerçek bir şekilde müzikal ve meditasyonel düşünebilmektir.