Yazar "Güran, Hüsnü Şahan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 23
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Authentication of meat species in sucuk by multiplex PCR(Istanbul University, 2015) İlhak, Osman İrfan; Güran, Hüsnü ŞahanThe identification of meat species used in meat products is important by reason of economic considerations, religious factors, verification of label, and prevention of unfairmarket competition. In this paper, multiplex PCR method was experienced for routine detection of equine (horse and donkey), poultry (chicken and turkey), pig and cattle meat in sucuk (sausage). The primers used for these animals generated specific fragments, and they did not show cross reactions with the DNA from the other genus of animal. After multiplex PCR was successfully optimized, a field study was carried out to investigate the presence of horse, donkey, chicken, turkey and pig meat in 50 sucuks (30 beef and 20 beef + poultry) collected from markets. The result of the field study indicated that 23.3% of 30 beef sucuk samples were containing poultry meat. None of the 50 sucuk samples was containing pig meat, but one (2%) of the samples generated equine fragment. The present study showed that the multiplex PCR method can be used for routine analysis of meat species identification, verification and control of label information of meat products.Öğe Diyarbakır bölgesinde üretilen Anadolu manda sütlerinde somatik hücre sayısının ve mikrobiyolojik kalitenin araştırılması(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2022) Aydın, Berna Duman; Çelik, Ahmet; Uçar, Uğur; Güran, Hüsnü ŞahanBu çalışmada Diyarbakır bölgesinde üretilen Anadolu manda sütlerinin somatik hücre sayısı ve mikrobiyolojik kalitesinin belirlenmesi amaçlandı. Üretici düzeyinde toplanan 65 adet manda sütü somatik hücre sayısı (SHS), toplam canlı sayısı (TVC), koliform bakteriler, E. coli, maya ve küf sayısı ile E. coli O157 varlığı yönünden incelendi. Ayrıca sütlerde pH analizi gerçekleştirildi. Süt örneklerinin tamamında ortalama 158.740 hücre/mL SHS ve 6.58±0.17 log10 kob/mL ile TVC tespit edildi. Örneklerin sırasıyla koliform, E. coli, maya ve küf ile ortalama 4.26±0.20, 2.19±0.13, 2.69±0.20, 2.08±0.27 log10 kob/mL düzeyinde kontamine olduğu belirlendi. Ancak örneklerin hiçbirinde E. coli O157 saptanmadı. Süt örneklerindeki pH değerlerinin ise 5.83 ile 6.99 arasında değiştiği ve ortalama 6.51±0.20 olduğu belirlendi. Bu çalışmada incelenen örneklerin çiğ süt için belirlenen uluslararası hijyen standartlarına göre SHS (n:4, %6.1) ve TVC (n:34, %52.3) yönünden limitleri aştığı saptandı. E. coli O157 patojeninin tespit edilmemiş olması tüketici güvenliği açısından olumludur. Ancak, bazı indikatör mikroorganizmaların yüksek sayılarda belirlenmiş olması manda sütü üretiminde hijyen ve sanitasyon uygulamalarının yetersiz olduğunu göstermektedir.Öğe Diyarbakır ili’nde satışa sunulan köy ve market yumurtalarının hijyenik kalitesi üzerine bir araştırma(Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2008) Erkan, Mehmet Emin; Vural, Aydın; Güran, Hüsnü ŞahanBu çalışmada Diyarbakır İli’ndeki pazar ve marketlerde satışa sunulan köy ve market yumurtaların hijyenik kalitesi incelendi ve halk sağlığı açısında oluşturduğu risk değerlendirildi. Köy yumurtalarında ortalama Toplam Mezofilik Aerob Bakteri (TMAB) sayısı 6.72 log kob/ml (rinse); market yumurtalarında5.68 log kob/ml (rinse) olarak bulunmuştur. Salmonella, Listeria monocytogenes, koliform, E.coli ve E.coli O157:H7 kontaminasyonu ise köy yumurtalarında sırasıyla %10, %2, %81, %35 ve %1; market yumurtalarında ise %21, %6, %75, %33 ve %5 olarak saptanmıştır. Yüksek mikrobiyolojik kontaminasyon oranları yumurta örneklerinin hijyenik kalitesinin düşük olduğunu, bu durumun halk sağlığı ve gıda güvenliği açısından tehlikeler meydana getirebileceğini göstermektedir.Öğe Diyarbakır örgü peynirinde aflatoksin M1 ile verotoksin 1 ve 2 varlığının araştırılması(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2009) Erkan, Mehmet Emin; Vural, Aydın; Güran, Hüsnü ŞahanBu çalışma ile Diyarbakır’da üretilen ve açıkta satışa sunulan örgü peyniri örneklerinde Aflatoksin M1 ile Verotoksin 1 ve 2 varlığının araştırılması amaçlanmıştır. İncelenen örneklerde Aflatoksin M1 ve verotoksin varlığı sırası ile %46.67 ve %0.00 olarak bulunmuştur. Örgü peynirlerinin %14.44’ünde Türk Gıda Kodeksi’nce izin verilen değerlerden daha yüksek düzeyde Aflatoksin M1 tespit edilmiştir. Sonuç olarak örgü peynirlerinin halk sağlığı riskleri taşıdığı; ancak çiftlikten çatala tüm aşamalarda gıda güvenliğinin sağlanması, iyi ve hijyenik üretim tekniklerinin kullanılması ile bu risklerin ortadan kaldırılabileceği düşünülmektedir.Öğe Effects of chitosan and some essential oils (thyme, clove, rosemary), individually or in combination, on inactivation of salmonella typhimurium in cig kofte (Turkish raw meatball)(Fırat Üniversitesi, 2014) Güran, Hüsnü Şahan; Öksüztepe, GülsümThis study was undertaken to determine the effects of chitosan and some essential oils on the inactivation of Salmonella Typhimurium bacteria in “cig kofte” (raw meatball). For this purpose, cig kofte was inoculated with Salmonella Typhimurium and divided into 8 portions, such that they were treated differently in 8 groups, including Groups C (control), I (250 mg/kg thyme essential oil), II (250 mg/kg clove essential oil), III (250 mg/kg rosemary essential oil), IV (500 mg/kg chitosan), V (500 mg/kg chitosan + 250 mg/kg thyme essential oil), VI (500 mg/kg chitosan + 250 mg/kg clove essential oil) and VII (500 mg/kg chitosan + 250 mg/kg rosemary essential oil). The eight cig kofte portions were stored at 4±1 °C for 24 hours, and analyses for the numbers of Salmonella Typhimurium, pH value, and water activity (aw) were performed at 0, 3, 6, 12 and 24 hours of storage. At the end of the storage period (at the 24th hour), the highest level of pathogen reduction was determined in group V (1.60 log10 CFU/g), while the level of pathogen reduction in groups I, II, III, IV, VI and VII were determined as 0.57, 0.55, 0.54, 0.88, 0.58 and 0.68 log10 CFU/g respectively.Öğe Elazığ peynirli ekmeğinin mikrobiyolojik ve kimyasal kalitesi(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2018) Patır, Bahri; Güran, Hüsnü ŞahanBu araştırmada, Elazığ ilinde sevilerek tüketilen ve beslenmede önemli bir yeri olan peynirli ekmeğin mikrobiyolojik ve kimyasal kalitesi saptandı. Bu amaçla, Elazığ ilinde bulunan taş ekmek fırınlarından temin edilen 25 adet peynirli ekmek örneği mikrobiyolojik ve kimyasal yönden incelendi. Örneklerde ortalama toplam mezofilik aerob bakteri sayısı 7,09x103±2,628x104 kob/g, Staphylococcus-Micrococcus spp.sayısı 9,89x10±8,623x10 kob/g, maya ve küf sayısı ise 2,14x102±4,834x102 kob/g değerlerinde olduğu belirlendi. Örneklerin hiçbirinde Escherichia coli, Staphylococcus aureus ve Salmonella spp. tespit edilmezken yalnızca bir örnekte koliform bakteri sayısı 4,00x10 kob/g olarak belirlendi. İncelenen örneklerdeki ortalama pH değeri 5,87±0,332, rutubet %31,83±2,338, kuru madde %68,17±2,338 ve kül %1,002±0,349 miktarlarında saptandı. Sonuç olarak, Elazığ Peynirli Ekmeğinin mikrobiyolojik kalitesinin oldukça iyi düzeyde olduğu, bu bakımdan halk sağlığı açısından güvenilir bir yiyecek olarak değerlendirilebileceği, ayrıca dengeli ve yeterli beslenmede önem arz eden bazı temel besin öğelerini önemli miktarlarda içerdiği söylenebilir.Öğe Elazığ yöresel ürünlerinden cevizli sucuğun (Orcik) kimyasal ve mikrobiyolojik kalitesi(Fırat Üniversitesi, 2023) Demir, Pelin; Güran, Hüsnü Şahan; İncili, Gökhan Kürşad; Patır, BahriBu çalışma, Elazığ’da satılan cevizli sucukların (orcik) kimyasal ve mikrobiyolojik kalite parametrelerini saptamak amacıyla yapıldı. Araştırmada 35 adet orcik örneği incelendi. İncelenen örneklerdeki ortalama pH değeri 5.28±0.66, asidite (tartarik asit cinsinden) %0.03±0.01, aw değeri 0.65±0.07, kuru madde %82.30±4.18, kül %1.44±0.55 ve %10'luk HCl'de çözünmeyen kül ise %0.47±0.32 değerlerinde tespit edildi. İncelenen örneklerde ortalama olarak toplam mezofilik aerob bakteri (TMAB), koliform, Staphylococcus-Micrococcus ve maya-küf sayısı sırasıyla 3.44±1.24, 1.12±0.59, 1.64±1.00 ve 1.81±0.89 log10 kob/g değerlerinde tespit edildi. Örneklerin 7 tanesinde (%20) TMAB sayısının 5.0 log10 kob/g’dan fazla olduğu saptandı. Örneklerin 32’sinde (%91.4) koliform bakterilerin, 20’sinde (%57.1) Staphylococcus-Micrococcus’ların, 14’ünde (%40.0) ise maya ve küf mikroorganizmalarının <1.0 log10 kob/g’dan daha az oldukları gözlemlendi. Örneklerin hiç birinde Escherichia coli, Staphylococcus aureus ve Salmonella spp. bakterilerine rastlanmadı. Sonuç olarak, incelenen orcik örneklerinden elde edilen kimyasal ve mikrobiyolojik değerler göz önüne alındığında; standart bir üretimin olmadığı, üretiminde ya da satışa arz edilmesi sırasında yeterince hijyen kurallarına riayet edilmediği, dolayısıyla bazı parametreler açısından ilgili evsafına uygun olmadığı ortaya konuldu. Bu nedenle ürünün, standart kalitede ve güvenilir olması için, aile bazında yapımı yerine, modern işletmelerde, hijyenik şartlarda üretilerek, uygun ambalaj materyalleri içerisinde satışa sunulmasının sağlanması amacıyla alınacak tedbirler ve çalışmalar önem arz etmektedir.Öğe Elazığ'da tüketime sunulan fermente sucukların mikrobiyolojik ve kimyasal kalitesi(Fırat Üniversitesi, 2011) Öksüztepe, Gülsüm; Güran, Hüsnü Şahan; İncili, Gökhan Kürşad; Gül, Saime BetülBu çalışmada Elazığ’da satışa sunulan 100 adet fermente sucuk örneği mikrobiyolojik ve kimyasal kalite yönünden incelendi. Ortalama olarak toplam mezofilik aerob bakteri sayısı 8.75 log10 kob/g, koliform grubu bakteri sayısı 1.32 log10 kob/g, maya-küf sayısı 3.08 log10 kob/g, StaphylococcsMicrococcus sayısı 3.99 log10 kob/g, laktik asit bakteri sayısı 8.56 log10 kob/g ve Cl. perfringens sayısı 1.94 log10 kob/g olarak tespit edildi. İncelenen örneklerin % 15’de E.coli, % 10’da koagulaz (+) Staphylococcus aureus, % 3’de Salmonella spp., % 4’de Listeria monocytogenes, % 2’ de Listeria welshimeri ve % 3’de Listeria seeligeri bakterisine rastlanıldı. Kimyasal analiz sonucuna göre ise ortalama rutubet miktarı % 38.75, tuz % 4.36, kül % 5.39, protein % 21.92, yağ % 35.22 ve pH: 5.18 olarak bulundu. Sonuç olarak sucuk örneklerinin tamamının (% 100) incelenen mikroorganizma grupları yönünden TS 1070 ve Türk Gıda Kodeksi standardına uymadıkları ve halk sağlığı açısından potansiyel bir tehlike oluşturduğu saptandı.Öğe Elazığ’da satışa sunulan bazı sütlü tatlıların mikrobiyolojik kalitesi(Fırat Üniversitesi, 2013) Öksüztepe, Gülsüm; Güran, Hüsnü Şahan; İncili, Gökhan KürşadElazığ’da farklı pastanelerden ve sütlü tatlıları satan satış merkezlerinden temin edilen 100 adet sütlaç, kazandibi, keşkül, tavukgöğsü ve supangile örneği incelendi. Sütlaç, kazandibi, keşkül, tavukgöğsü ve supangile örneklerinde log10 kob/g olarak ortalama toplam mezofilik aerob bakteri sayısı 2.30, 2.74, 3.00, 4.05, 4.55, maya-küf sayısı 0.39, 1.02, 1.10, 1.44, 1.13; Staphylococcus-Micrococcus sayısı 1.19, 1.15, 2.18, 1.81, 2.25; laktik asit bakterileri 1.03, 3.54, 2.95, 3.15, 4.19; Pseudomonas spp. ise 0.12, 0.19, 1.02, 1.15 ve 1.80 değerlerinde bulundu. Enterobakteriler sütlaç örneklerinde ˂log10 kob/g olarak bulundu. Ancak kazandibi, keşkül, tavukgöğsü ve supangile örneklerinde ise sırasıyla 0.21, 2.10, 1.64 ve 2.26 log10 kob/g olarak saptandı. Ayrıca 1 adet sütlaç 3 adet supangile örneğinde Escherichia coli bakterisine rastlanırken, incelenen sütlü tatlı örneklerinin hiç birinde Staph. aureus, Salmonella spp. ve Listeria spp.’ye rastlanmadı. Sonuç olarak örneklerin tamamında Staph. aureus, Salmonella spp. ve Listeria spp. bakterilerinin bulunmaması halk sağlığı ve gıda güvenliği için önemli bir durumdur. Fakat incelenen tüm örneklerdeki indikatör mikroorganizmaların varlığı göstermiştir ki; bu ürünler hijyenik şartlarda üretilmemekte ve halk sağlığı için potansiyel bir tehlike oluşturmaktadır.Öğe Geleneksel Bir Fermente Ürün ‘Kişk’(Dicle University, 2024) Khedr, Sara; Güran, Hüsnü ŞahanGıda maddelerinin fermantasyon yolu ile muhafazası tarihte çok eski yıllara kadar uzanmaktadır. Sağlık üzerindeki olumlu etkilerinin anlaşılmasıyla birlikte, fermente gıdalar günümüzde sıklıkla tüketilen gıdalar haline gelmişlerdir. Fermente gıdalar arasında yer alan kişk farklı ülkelerde; özellikle de Doğu Akdeniz, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’da yaygın üretilen, tarhanaya benzeyen, süt veya fermente süt ürünleri (yoğurt, yayık ayranı “Shanina”, veya Labne) ile bulgur gibi tahıl ürünleri ve tuz eklendikten sonra fermente edilip kurutularak elde edilen geleneksel bir fermente üründür. Kişk üretimi ülkeden ülkeye hatta aynı ülkenin farklı bölgelerine göre değişkenlik gösterebilmektedir. Bu durum dünyada standart bir kişk üretiminin yapılmasını zorlaştırmaktadır. Bu çalışmada; Türkiye’de az bilinen ancak dünya genelinde ve başta Orta Doğu ülkeleri olmak üzere birçok Arap ülkesinde geleneksel olarak üretilip sevilerek tüketilen kişk hakkında genel bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır.Öğe Gıda kaynaklı botulizm ve önemi(Fırat Üniversitesi, 2012) Güran, Hüsnü Şahan; Öksüztepe, GülsümKüreselleşen dünyada gıda güvenliği ve gıda kaynaklı patojen mikroorganizmalar önemli halk sağlığı sorunları arasında yer almaktadır. Botulizm nedenleri içinde insidansı en yüksek olan gıda kaynaklı botulizm, nadir ancak ölümcül ve paralizlerle sonuçlanan hastalık durumlarından biri olarak bilinir. Hastalık; Clostridium botulinum ve nadiren botulinal toksin üreten Clostridium baratii ve Clostridium butyricum ile kontamine olan gıda maddelerinin sindirim yolu ile alınması sonucu oluşur. Günümüzde ticari amaçlı gıda üretimi yapan işletmelerin uluslararası kabul gören ve birbirinden bağımsız düşünülemeyen kritik kontrol noktasında tehlike analizleri (HACCP; hazard analyses and critical control point), iyi üretim uygulamaları (GMP; good manufacture practices) ve iyi hijyen uygulamaları (GHP; good hygiene practices) gibi sistemleri yeterli düzeyde uygulaması sanayi tipi konservelerden veya gıdalardan kaynaklanabilecek botulizm salgınlarının minimum seviyeye indirilmesinde önemli bir rol oynamaktadır. İdeal muhafaza ve üretim yöntemlerinin uygulanmadığı ev ve sanayi tip konserveler ile geleneksel gıda ürünleri gıda kaynaklı botulizm salgınları/vakaları bakımından halk sağlığı açısından önemini korumaktadır.Öğe İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ VE GIDA GÜVENCESİ(Ministry of Industry and Technology, 2024) Güran, Hüsnü ŞahanMilyonlarca insanın açlık çektiği veya açlık riskiyle karşı karşıya olduğu günümüz dünyasında, iklim değişikliği küresel tarımı ve gıda üretimini etkileyen önemli bir sorun olarak kabul edilmektedir. Gıda erişiminin giderek zorlaşması, gıda güvencesizliği, iklim değişikliği gibi etkenler gelecekte küresel insani krizlerin ortaya çıkması olasılığını artırmaktadır. Bu çalışmada, güncel literatür ışığında iklim değişikliğinin gıda güvencesi üzerindeki etkileri ve sonuçları ile ilgili genel bir değerlendirme yapılması amaçlanmıştır.Öğe İnek ve Anadolu manda çiğ sütlerinde aflatoksin M1 düzeyinin belirlenmesi(Fırat Üniversitesi, 2023) Duman, Berna Aydın; Çelik, Ahmet; Güran, Hüsnü ŞahanBu araştırma Diyarbakır ilinde toplanan çiğ inek ve Anadolu manda sütlerinde aflatoksin M1 (AFM1) seviyesini ortaya koymak amacıyla gerçekleştirildi. Bu amaçla Diyarbakır ilinde bulunan küçük ölçekli aile işletmelerinden 42 adet çiğ inek sütü ve 42 adet çiğ Anadolu manda sütü olmak üzere toplam 84 süt örneği materyal olarak kullanıldı. Süt örneklerinde AFM1 seviyesi Enzyme-Linked Immuno Sorbent Assay (ELISA) yöntemi ile belirlendi. Analiz edilen çiğ inek sütü örneklerinde AFM1 miktarının 36 (%85.7)’sında 5 ile 100 ng/L arasında ortalama 24.80±15.89 ng/L, 4 (%9.5) tanesinde ise 100 ng/L’den yüksek olduğu saptandı. AFM1 miktarı manda sütlerinin 16 (%38.1)’sında 5 ile 50 ng/L arasında ve ortalama 10.22±4.25 ng/L olarak bulunurken, örneklerin tamamının (%100) 50 ng/L seviyesinin altında olduğu belirlendi. İnek sütlerindeki ortalama AFM1 miktarının manda sütlerinden daha fazla olduğu ve bu farklılığın istatiksel açıdan önemli olduğu belirlendi (P<0.05). İnek sütlerinin 7 (%16.6)’sinde AFM1 miktarı Türk Gıda Kodeksi ve Avrupa Birliği direktiflerinde belirtilen maksimum limitlerin (50 ng/L) üstünde saptandı. Bu çalışma sonuçları Anadolu manda sütlerinin AFM1 açısından inek sütlerine göre daha az riskli olduğunu ve inek sütlerinin AFM1 açısından önemli bir kaynak olmaya devam ettiğini ortaya koymaktadır.Öğe Kitosan ve Bazı Esansiyel Yağların (Kekik, Karanfil ve Biberiye) Tek Başlarına ve Kombine Halde Çiğ Köftede Salmonella Typhimurium Üzerine Etkileri(2014) Güran, Hüsnü Şahan; Öksüztepe, GülsümBu araştırma, kitosan ve bazı esansiyal yağların çiğ köftede Salmonella Typhimurium bakterisinin inaktivasyonu üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildi. Bu amaçla Salmonella Typhimurium ile kontamine edilen çiğ köfte; C (kontrol), I. grup (250 mg/kg kekik), II. grup (250 mg/kg karanfil), III. grup (250 mg/kg biberiye), IV. grup (500 mg/kg kitosan), V. grup (500 mg/kg kitosan + 250 mg/kg kekik), VI. grup (500 mg/kg kitosan + 250 mg/kg karanfil) ve VII. grup (500 mg/kg kitosan + 250 mg/kg biberiye) olmak üzere 8 gruba ayrıldı. 4±1 °C'de 24 saat muhafaza edilen gruplar, muhafazanın 0., 3., 6., 12. ve 24. saatlerinde Salmonella Typhimurium, pH ve su aktivitesi (aw)yönünden analiz edildi. Muhafaza sonunda (24. saat) en fazla patojen azalması V. grupta (1.60 log CFU/g) tespit edilirken I., II., III., IV., VI. ve VII. gruplarda ise sırasıyla 0.57, 0.55, 0.54, 0.88, 0.58 ve 0.68 log10 CFU/g olarak tespit edildi.Öğe Microbial and antibiotic resistant E. coli contamination in retail eggs produced by alternative and conventional rearing methods(Hellenic Veterinary Medical Soc, 2023) Güran, Hüsnü Şahan; Esen, S.; Alali, Walid Q.; 0000-0001-5011-1380; 0000-0002-6674-5510The aims of this study were to determine: i) the presence of total mesophilic aerobic bacteria (TMAB), total psychrophilic aerobic bacteria (TPAB) coliform, E. coli, Enterobacteriaceae and Salmonella in retail eggs pro-duced in different poultry rearing systems, ii) Enterobacteriaceae species diversity, and iii) antibiotic resistance profile of E. coli isolates. A total of 350 retail eggs produced by four different rearing systems [organic (n= 100), free-range (n= 100), barn (n= 50) and conventional-cage (n=100)] were collected and characterized microbiologically. Out of the 350 eggs tested, the eggshell surface samples were contaminated, with TMAB, TPAB, coliform, E. coli and Enterobac-teriaceae at positive percentages of 100%, 100%, 49.1%, 18.6% and 38%, respectively. The positive percentage of co-liform, E. coli and Enterobacteriaceae were statistically significant between rearing systems (P<0.05). However, only mean numbers of TMAB were statistically significant between rearing systems (P<0.05). The contamination percent positive of crushed eggshell samples, with TMAB, TPAB, coliform, E. coli and Enterobacteriaceae were 100%, 100%, 50%, 33.7% and 42.5%, respectively. Salmonella was detected from only one Enterobacteriaceae isolate obtained from an organic eggshell pool but not from eggshell surfaces or egg yolks. A total of 35 E. coli isolates were recovered from Enterobacteriaceae isolates. Twelve (34.3%) of them exhibited resistance to at least one antibiotic tested. The dominant type of resistance was to ampicillin detected in all 12 E. coli isolates. This study provides valuable baseline data of the occurrence of species diversity of Enterobacteriaceae and antibiotic resistant E. coli in retail eggs produced by alterna-tive or conventional-caged rearing methods which can be used for future risk assessments.Öğe Microbiological investigation of honey collected from Şırnak province of Turkey(Hellenic Veterinary Medical Society, 2015) Erkan, Mehmet Emin; Vural, Aydın; Güran, Hüsnü Şahan; Durmuşoğlu, HalilIn this study, 50 randomly selected honey samples purchased from different retail markets in Şi{dotless}rnak, Turkey, were investigated for microbiological quality and probable public health risks. The honey samples were tested for the presence and enumeration of vegetative and spore forms of total mesophilic aerobic bacteria, total mesophilic anaerobic bacteria, sulfite reducing anaerobic bacteria, Clostridium botulinum, Clostridium perfringens and Bacillus cereus according to standard techniques. C. botulinum, C. perfringens and sulfite reducing anaerobic bacteria spores were not detected in the analyzed honey samples. The contamination rate of vegetative form of B. cereus, sulfite reducing anaerobic bacteria, total mesophilic aerobic bacteria and total mesophilic anaerobic bacteria were found to be 4%, 4%, 86% and 44%, respectively. The spore form of B. cereus, total mesophilic aerobic bacteria and total mesophilic anaerobic bacteria contamination rate were detected as 2%, 84% and 42%, respectively. It is concluded that, during the production, storage, and sales, honey samples may be contaminated with some microorganisms from different sources, causing important public health risks.Öğe Microbiological quality of organic chicken meat(Afyon Kocatepe University, 2019) Çiftçi, Reşat; Güran, Hüsnü ŞahanOrganic chicken production in the world increases every year according to the consumer demands. Therefore, ahigher awareness of the microbial quality of organic poultry meat is important for public health, food safety andproduct shelf life. In this study was used 240 of frozen organic chicken meat, drumstick (n:80), breast (n:80) andleg quarter (n:80) as the material. Microbiological analyses were conducted to determine the counts of totalmesophilic aerobic bacteria (TMAB), total psychotropic aerobic bacteria (TPAB), Pseudomonas spp., coliforms, E.coli, molds, and yeasts in all samples. It was determined that 100%, 100%, 100%, 81.6%, 54.1%, 34.1%, and 83.3%of the analyzed samples (N:240) were contaminated with TMAB, TPAB, Pseudomonas spp., coliforms, E. coli,molds and yeasts, respectively. Moreover, the mean counts of TMAB was 4.99±0.80 log10 cfu/g, the TPAB was5.29±0.96 log10 cfu/g, the coliforms were 3.53 ± 0.92 log 10 cfu/g, E. coli was 2.45±0.65 log10 cfu/g, Pseudomonasspp. was 4.63±1.10 log10 cfu/g, mold was 2.03±0.42 log10 cfu/g and yeast was 3.68±1.13 log10 cfu/g. Theseresults indicate that organic chicken meat can be contaminated with various microorganisms that affect the shelflife and hygienic quality.Öğe Prevalence and antibiotic resistance of Arcobacter spp. isolates from meats, meat products, and giblets(AVES Yayıncılık, 2022) Yeşilmen, Simten; Vural, Aydın; Erkan, Mehmet Emin; Yıldırım, İbrahim Halil; Güran, Hüsnü ŞahanIn this study, the presence and the species distribution of Arcobacter spp. were determined in ground beef, ground lamb, meatballs, chicken meat, and chicken giblet samples (470 samples in total) using the 16S rDNA polymerase chain reaction-restriction fragment length polymorphism method. The presence of Arcobacter spp. was found to be 36.38% (n=171) in all samples analyzed; 23.3% (n=63) in ground beef, ground lamb, and meatball samples; 51.3% (n=77) in chicken meat, and 62% (n -= 31) in giblet samples. Chicken wings had the highest Arcobacter spp. contamination level (72%), and the lowest contamination was found in ground lamb (20%) samples. A higher prevalence of Arcobacter spp. was found in chicken meat and giblets than in other samples, and chicken leg and chicken breast with skin had higher prevalence of Arcobacter spp. than those without skin. A. butzleri was the most isolated species in all samples. In neck, leg, breast, and wings samples, A. cryaerophilus was the second most isolated species. In addition, we assessed antibiotic resistance of the isolates found in this study using 14 different antibiotics. All A. butzleri and A. skirrowii isolates, as well as most of the A. cryaerophilus isolates (96.7%), showed resistance to cefoperazone. A. butzleri isolates were mostly susceptible to norfloxacin (61.5%), florphenicol (60.5%), and amoxicillin/clavulanic acid. A. skirrowii isolates showed susceptibility to ciprofloxacin (91.6%), norfloxacin (88.8%), and chloramphenicol (83.3%). A. cryaerophilusisolates showed susceptibility to chloramphenicol (96.7%), streptomycin (83.8%), cefoperazone (83.8%), and florphenicol (80.6%). We have identified that many food samples examined in this study were contaminated with Arcobacter species. Arcobacter contamination poses a human health concern and multiple antibiotic resistance in the isolates and this may pose a risk to public health.Öğe Prevalence and antimicrobial susceptibility pattern of methicillin-resistant Staphylococcus aureus isolates from retail raw meats in Turkey(Universiti Putra Malaysia, 2022) Güran, Hüsnü Şahan; Bayrak, A. R. Bozan; Alali, Walid Q.; Yeşiloğlu, CihanThe transmission of Staphylococcus aureus and methicillin-resistant S. aureus (MRSA) through food products of animal origin may pose a public health concern. Therefore, the objectives of the present work were to determine the prevalence of S. aureus and MRSA in raw meat samples (beef, chicken, turkey, and duck) at retail level, and to determine the antimicrobial resistance profile of the MRSA isolates. Between September 2018 and January 2019, a total of 325 raw meat samples were collected from retail stores, and analysed for the presence of S. aureus and MRSA using primary enrichment method as well as using secondary selective enrichment methods for MRSA detection. All the suspected S. aureus and MRSA colonies obtained from the samples were confirmed by both phenotypic and genotypic methods. The MRSA isolates were tested against various antimicrobials, and the minimal inhibitory concentration (MIC) of vancomycin was determined. Macrolide-lincosamide-streptogramin B (MLSB) resistance phenotypes were also screened using the double-disk diffusion test. The overall prevalence of S. aureus was 57.2%, whereas the food-specific prevalence in beef, turkey, duck, and chicken samples was 75, 53, 48, and 46%, respectively. The overall prevalence of MRSA was 1.2%, whereas it was 3, 1, 0, and 0% in beef, turkey, chicken, and duck samples, respectively. All MRSA isolates were detected by the secondary selective enrichment method. These MRSA isolates had a variety of MLSB resistance phenotypes (i.e., iMLSB, cMLSB, and MS-MLSB) with vancomycin MIC values ranging between 1 - 2 μg/mL. These findings are important for developing interventions to reduce raw meat contamination with S. aureus and MRSA, and to improve public health.Öğe Sirke ve limon suyunun tavuk yumurta kabuğu dış yüzeyinde Salmonella’nın yaşamı üzerine etkisi(Afyon Kocatepe Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2022) Uçar, Uğur; Güran, Hüsnü ŞahanBu araştırmada deneysel olarak Salmonella ile kontamine edilen yumurtalar kontrol (K) grubu hariç, distile su (DS), limon suyu (L), sirke (S) ve limon suyu+sirke (LS) yıkama sıvılarına daldırılıp 3 dakika bekletildikten sonra i) 4°C’de 28 gün, ii) 25 °C’de 28 gün, iii) 25 °C’de 18 gün ve sonrasında 4°C’de 10 gün olmak üzere üç farklı koşulda muhafaza edildi. K ve DS gruplarında 0. günde Salmonella sayısı sırasıyla 3,2±1,0 ve 3,6±0,4 log kob/yumurta kabuğu, L, S ve LS gruplarında ise sırasıyla 1,7±0,5, 1,9±0,8 ve 1,8±0,8 log kob/yumurta kabuğu olarak saptandı. L ve LS gruplarında 0. günde Salmonella sayısındaki azalma K ve DS gruplarına göre istatistiksel açıdan önemli bulundu (P<0,05). Salmonella sayısının 25 °C ve 25 °C (18 gün)+4 °C (10 gün) muhafazası sırasında L ve LS gruplarında muhafazanın 18. gününde, S grubunda ise 21. gününde tespit seviyesinin altına düştüğü belirlendi. Muhafaza sırasında (4 °C) Salmonella sayıları arasındaki farklılık DS ile S ve LS grupları arasında muhafazanın 6. gününde istatistiksel açıdan önemli bulundu (P<0,05). Tarayıcı elektron mikroskop görüntülerine göre L, S ve LS uygulamasının yumurtalarda kütikül tabakasında hasarlara neden olduğu saptandı. Bu çalışma; limon suyu ve sirkenin yumurtalarda Salmonella sayısında önemli derecede azalmalara neden olduğunu göstermektedir.