Edebiyat Fakültesi Çağdaş Türk Lehçeleri ve Edebiyatları Bölümü Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe İnsan ve kurt ilişkisinin "Beyaz Diş" ve "Dişi Kurdun Rüyaları" adlı eserlerde ekoeleştirel bağlamda karşılaştırmalı olarak incelenmesi(Cengiz Alyılmaz, 2021) Barlas, SüleymanÜlkemizde Türk dünyasının edebî ürünlerine yönelik karşılaştırmalı çalışmalar son derece az olmakla beraber bu alanda yayımlanan çalışmalarda da genellikle bir yazarın kendi eserlerinin birbiriyle edebiyat kuramlarından uzak bir biçimde karşılaştırıldığı görülür. Ancak Türk dünyası yazarları da dünya edebiyatını takip etmiş, bunu yaparken de çok sayıda yazardan farklı açılardan etkilenmiştir. Çalışmamızda, farklı dönemlerde farklı coğrafyalarda yaşayan ve farklı kültürlerden beslenen dünya edebiyatında önemli yere sahip iki yazar, Jack London ve Cengiz Aytmatov’un ana kahramanı kurt olan birer romanı “Beyaz Diş” ve “Dişi Kurdun Rüyaları”, ekoeleştiri bağlamında karşılaştırılmış, iki eserde de yazarların kurtların yaşamından yola çıkarak insanın doğal yaşam ve çevre ile ilişkilerini işleyişi arasındaki ortaklıklar tespit edilmiştir.Öğe Bağdatlı Ruhi Divanı'nda Ehl-i Beyt sevgisi(Cengiz Alyılmaz, 2020) Özmen, AbdulsametKlasik Türk Edebiyatı sahasında manzum olarak kaleme alınan eserlerin büyük bir kısmı muhteva olarak Hz. Peygamber sevgisi etrafında teşekkül etmiştir. Hz. Peygamber, başta na‟tlar olmak üzere, siyer, hilye, şemâil, mevlid, mi‟râc-nâme, hicret-nâme gibi çeşitli türlerdeki eserlerle anlatılmıştır. Klasik Türk Edebiyatında edebî şahsiyetler, eserlerinde Hz. Peygamber‟e sevgi ile birlikte onun neslini devam ettiren Hz. Fatıma, Hz. Ali ile oğulları Hasan ve Hüseyin‟e muhabbeti de önemsemişlerdir. Hz. Muhammed‟e inanma ve duyulan sevginin bir sonucu olan Ehl-i Beyt‟e muhabbet, asırlar boyunca Klasik Türk Edebiyatında önemli bir konu olmuştur. Bu çalışmada Bağdatlı Rûhî Dîvânı‟nda Ehl-i Beyt‟e duyulan sevgi ve saygı söz konusu edilmiş; başta Hz. Peygamber olmak üzere, anılan ailenin mensuplarından Hz. Ali ve Hz. Hüseyin hakkında yazılmış şiirler ele alınıp incelenmiştir.Öğe Kısrak sütünden şaraba Eski Türk Kültüründe süçig kelimesi üzerine değerlendirmeler(Hacettepe Üniversitesi, 2021) Turgunbayer, Caşteğin; İsi, HasanYazılı belgeler tanıklığında hakkında fikir sahibi olduğumuz Eski Türk kültürü, bünyesinde barındırdığı dinî ögeler yanında, din dışı yaşama dair ürünlerle de gelişkin bir özellik göstermektedir. Eldeki çalışma, bu yönüyle hem İslam öncesi hem de İslami dönem Türk kültürünün din dışı yaşamının önemli ürünlerinden biri olan “tatl ı, şarap” anlamlı süçig kelimesinin sahip oldu ğu görünümü ortaya koymak amac ıyla olu şturulmuştur. Eski Türk kültüründe “alkol” kategorisi içerisinde bor, begni vb. kelimelerle eş anlamlı olarak görülen süçig ifadesi, yazılı metinler tan ıklığında ilk kez Orhon Türkç esi dönemi ile “tatlı” anlamında tanıklanırken bu dönemden sonraki dönemlerde özellikle geç dönem Uygur iktisadi metinlerinde ticareti yap ılan bir ürün olma özelli ği ile de görülmektedir. İslami dönemlerde “tatlı” anlamı yanında “şarap” anlamına da sahip süçig kelimesi, çeşitli fonetik değişmelerle süçüg, süçü, süci gibi ifadelerle görülür.Öğe Kırgız kültüründe kut kavramının özellikleri(Türk Dil Kurumu, 2019) Turgunbayer, CaşteğinTürkçenin en eski dönemlerinden itibaren günümüze kadar bütün tarihî ve çağdaş Türk lehçelerinde varlığını sürdüren kut sözcüğünün, etimolojik sözlüklere dayanarak yapılan araştırmamıza göre dönem ve lehçeye bağlı olarak değişiklik gösteren pek çok anlamın olduğu ortaya çıkmıştır. Bu anlamları da dikkate alarak Kırgız kültürü bağlamında ele alınan kut kavramının soyut - somut, dış - iç dünya gibi pek çok anlamsal düzleme sahip olduğunu kanıtlarla tespit ettik. Soyut düzlemin tanrı, ikbal, talih gibi insanların dış dünya algısını ve ruh, can, gönül, hayat enerjisi gibi kendi iç dünya algısını ilgilendiren kavramlardan; somut boyutunun ise tılsım, putçuk gibi dokunabilen nesnelerden oluştuğu tespit edildi. Kırgızcadaki kut sözcüğünün, insanın Tanrı’dan geldiği düşündüğü ikbal, uğur, baht, irade, saadet gibi soyut düzleminin, Eski Türk inancının izlerini taşıyor olmasına rağmen somut düzleminin bir ifadesi olan tılsımın, nazardan koruma aracı olarak günümüzde artık kullanımdan kalktığını söylemek doğru olacaktır. Geçen yüzyılın altmışlı yıllara kadar Kırgızların arasında var olan ancak bugün sadece Sibirya halklarında örnekleri bulunan tılsımın mavi veya kırmız renkteki bezlerden yapılmış olması eski Türk inancındaki Yağız Yer ve Mavi Gökyüzü’nün simgelediği anlaşılmaktadır. Diğer Türk halklarında olduğu gibi Kırgızcada da olumlu anlamı ifade ettiğinden dolayı kut sözcüğünün hem kız hem erkek isimleri oluşturmak için kullanıldığı görülür.Öğe Kırgızca ve Rusça sözcük çağrışımlarının karşılaştırılması(RumeliYA Yayıncılık, 2022) Barlas, SüleymanZihindeki bir duygu, düşünce veya imgenin bir diğerini akla getirmesi durumu olarak açıklanabilen çağrışım kavramı 2000 yılı aşkın bir geçmişe sahiptir. Sözcükler bütün duygu, düşünce veya imgeleri karşılama işlevine sahip olduğu için çağrışım kavramının temel öğeleri olarak kabul edilir. Ancak sözcükler zihinde sözlüklerde yer aldığı gibi alfabetik sıraya göre dizilmemektedir. Zihindeki dizilimde her sözcüğün kendi anlamsal bağlarının, bireysel ve toplumsal deneyimlerin, toplumların dünya görüşlerinin etkisi görülür. Bu nedenle sözcüklerin çağrışım ağları bireyden bireye, kültürden kültüre ve dönemden döneme farklılık gösteren dinamik bir yapıya sahiptir. Bu çalışmada 1975 yılında L. N. Titova tarafından hazırlanan Kirgizsko-Russkiy Assotsiativnıy Slovar' “Kırgızca-Rusça Çağrışım Sözlüğü” adlı eserde yer alan bazı sözcüklerin çağrışımları arasındaki benzerlikler ve farklılıklar sosyolinguistik açıdan incelenmiştir.Öğe Türk edebiyatında manzum tecvîdlerden risâle-i tecvîd(2019) Özmen, AbdulsametKur’ân-ı Kerîm, İslâm âleminin en önemli kutsal kaynağı olduğu gibi eskiTürk edebiyatının da -şüphesiz- en önemli kaynaklarındandır. Kur’ân-ıKerîm’in anlaşılıp beşerin hayatına tatbik edilmesinin yegâne yolu, onunhakikî manada okunmasından ve anlaşılmasından geçmektedir. Bu ilâhîkitabın okunmasının belli düzen ve kuralları vardır. Bahsedilen kurallartecvîd ilminin ana konusunu oluşturmaktadır. Tecvîd ilmi kitaplardagenellikle mensûr olarak anlatılmıştır. Ancak klasik Türk şairleri birçokalanda olduğu gibi tecvîd alanında da manzum eserler ortaya koymuşlardır.Bu çalışmanın konusu Nâcî isim veya mahlasıyla bilinen bir şair tarafındanyazıldığı tahmin edilen Manzum Risâle-i Tecvîd adlı eserdir. Eserin müellifive te’lîf tarihi hakkında kaynaklarda herhangi bir malûmata rastlanmamıştır.Bu çalışma giriş, eserin anlatıldığı kısım ve sonuç bölümlerinden meydanagelmiştir. Çalışmanın giriş kısmında tecvîd ilmi ve Türk edebiyatında te’lîfedilen manzum tecvîdler hakkında genel bilgiler verilmiştir. Daha sonra sözkonusu eser, muhteva, dil-üslûp ve şekil özellikleri açısından incelenmiştir.Çalışmada el yazması eser okuma, inceleme ve analiz yöntemleri kullanılmıştır.Öğe Klasik Türk şiirinde değişen muhtevâ: Ali Emîrî örneği(Iğdır Üniversitesi, 2019) Özmen, AbdulsametBir toplumun sosyal, siyasal ve kültürel olarak gelişmesi ve değişmesi o toplumun edebî eserlerinin muhtevâsını da etkilemektedir. XVIII ve XIX. yüzyıllarda gelişen bazı hadiseler hayatın her safhasını etkilediği gibi klasik Türk edebiyatı muhtevâsını da etkilemiştir. Çalışmamızın konusu olan Ali Emîrî Efendi (1857-1924) de şiirlerinde -özellikle Divanı’nda- teknolojiye bağlı olarak gelişen bazı araçların adlarına kayıtsız kalmamış, bu araçların adlarını bazı şiirlerinde zikr etmiştir. Ali Emîrî’nin şiirlerinde zikr ettiği bu teknolojik kavramların çoğu 1800’lü yıllardan sonra icat edilen iletişim ve ulaşım araçlarının adlarıdır. Bu sebeple bu kavramlar klasik Türk şiirinde zikr edilen icat tarihinden daha önce kullanılmamıştır. Ali Emîrî, şiirlerinde bilimsel ve teknolojik kavramlara ek olarak Deli Petro, Napolyon gibi devlet büyüklerinin adlarını ve Avrupa, Moskova gibi mekân adlarını da kullanmıştır. Bu durum, edebiyat ile toplumsal yaşam ve gelişmelerin içiçe olduğunun göstergesidir.Öğe Kültegin yazıtı'ndaki bér-tasvir fiilinin bir anlamı üzerine(Türk Dil Kurumu, 2020) Turgunbayer, Caşteğin; Barlas, SüleymanÖz:Türkçenin takip edebildiğimiz en eski dönemlerinden bu yana kullanılan tasvir fiilleri, zarf-fiil ekli bir esas fiil ile ona bağlı bir yardımcı fiilden kurulu yapılardır. Bu yapılarda, esas fiil anlamını korurken tasvir fiili,esas fiilin belirttiği oluş ve kılışın anlamını çeşitli yönlerden tamamlar.Eskiden beri sık kullanılan ve Türk lehçeleri arasında yapılan aktarmalarda en sık karıştırılan tasvir fiili {ber-/ver-} fiilidir. Orhon Yazıtları’ndanTürkiye Türkçesine yapılan aktarmalarda da görüldüğü üzere {-A bér-}tasvir fiili genellikle {-I ver-} tasvir fiiliyle karşılanmıştır. Ancak {-A bér-} ve {-I ver-} tasvir fiillerinin kökenleri farklı olduğu gibi anlamları dabirbirinden farklıdır. Bu nedenle birbirinin eş değeri olarak kullanılmaları aktarma sorunlarına ve cümlelerin okuyucular tarafından yanlış ya daeksik anlaşılmasına neden olmaktadır. Çalışmamızda, bu sorunun giderilmesi için hem tarihî Türk lehçelerinden hem de bugünkü Türk lehçelerinden Türkiye Türkçesine yapılacak aktarmalarda {-A bér-} tasvir fiilinintezlik anlamı dışında yarar kılınışı, irade dahilinde yapma, bitmişlik vebaşlangıç kılınış/görünüş anlamlarının göz önünde bulundurulması gerektiği Kültegin Yazıtı’nda yer alan “Kişi oglınta üze eçüm apam BumınKagan, İstemi Kagan olurmış. Olurupan Türk bodunıŋ ilin, törüsin, tutabirmiş, iti birmiş” cümlesi örneğinde okuyucuların dikkatine sunulmuş, birbirinin yerine sıklıkla yanlış bir şekilde kullanılan {-A bér-}, {-p ber-},{-I vér-} tasvir fiilleri anlamlarına göre tasnif edilmiştir.