Effect of cardio-gastric interaction on atrial fibrillation in GERD patients
Yükleniyor...
Tarih
2023
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Objective: Atrial fibrillation (AF) and gastroesophageal reflux disease (GERD) are very common in daily clinical practice. Post-prandial
AF episodes have been reported in GERD patients. Although it was reported in previous studies that it was caused by sympathovagal
imbalance, there are no studies on cardiac conduction system involvement. In this study, we aimed to evaluate whether the risk of
developing AF increases in untreated GERD patients with non-invasive electrophysiological tests.
Methods: The research was prospectively performed. Endoscopy was performed on the individuals due to reflux complaints. ECG was
recorded at 25mm/s and 10 mm/mV amplitude, and 24-hour Holter ECG (three-channel; V1, V2, and V5) was performed. ECG
parameters were measured and Holter ECG results were analyzed.
Results: A total of 120 individuals, 60 patients and 60 controls, were included. No significant statistically differences existed between
groups for hypertension, diabetes, smoking, or dyslipidemia (p>0.05). In terms of heart rate, Pmax, Pmin, QTd, and QTcd, there were
no significant differences across the two groups (p>0.05). P-wave dispersion (Pd) was substantially higher in the study group
(p=0.014). Comparing the heart rate variabilities of 24-hour Holter ECG recordings across the groups, the standard deviation of R-R
intervals (SDNN) was substantially higher in the study group (p<0.001). Low Frequency (LF) and LF/HF were significantly higher in
the control group (p<0.001 and p=0.003, respectively). AF was detected in nine individuals on Holter ECG.
Conclusion: Pd duration and risk of developing AF were higher in GERD patients.
Amaç: Atriyal fibrilasyon (AF) ve gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) günlük klinik pratikte çok yaygındır. GÖRH hastalarında tokluk sonrası AF epizotları bildirilmiştir. Sempatovagal dengesizlikten kaynaklandığı daha önceki çalışmalarda bildirilmişse de kardiyak ileti sistemi tutulumu ile ilgili çalışma yoktur. Bu çalışmada non-invaziv elektrofizyolojik testler ile tedavi edilmemiş GÖRH hastalarında AF gelişme riskinin artıp artmadığını değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Araştırma prospektif olarak yapıldı. Reflü şikayeti olan kişilere endoskopi yapıldı. EKG 25 mm/sn ve 10 mm/mV amplitüdünde kaydedildi ve 24 saatlik Holter EKG (üç kanallı; V1, V2 ve V5) yapıldı. EKG parametreleri ölçüldü ve Holter EKG sonuçları analiz edildi. Bulgular: Araştırmaya 60’ı hasta ve 60’ı kontrol olmak üzere toplam 120 kişi dahil edildi. Gruplar arasında hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı veya dislipidemi açısından anlamlı istatiksel fark yoktu (p>0.05). Kalp hızı, Pmax, Pmin, QTd ve QTcd açısından iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0,05). P-dalga dispersiyonu (Pd) çalışma grubunda oldukça yüksekti (p=0.014). Gruplar arasında 24 saatlik Holter EKG kayıtlarının kalp hızı değişkenlikleri karşılaştırıldığında, R-R aralıklarının standart sapması (SDNN) çalışma grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (p<0.001). Düşük frekans (LF) ve LF/HF kontrol grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla p<0.001 ve p=0.003). Holter EKG'de dokuz kişide AF saptandı. Sonuç: GÖRH hastalarında Pd süresi ve AF gelişme riski daha yüksekti.
Amaç: Atriyal fibrilasyon (AF) ve gastroözofageal reflü hastalığı (GÖRH) günlük klinik pratikte çok yaygındır. GÖRH hastalarında tokluk sonrası AF epizotları bildirilmiştir. Sempatovagal dengesizlikten kaynaklandığı daha önceki çalışmalarda bildirilmişse de kardiyak ileti sistemi tutulumu ile ilgili çalışma yoktur. Bu çalışmada non-invaziv elektrofizyolojik testler ile tedavi edilmemiş GÖRH hastalarında AF gelişme riskinin artıp artmadığını değerlendirmeyi amaçladık. Yöntemler: Araştırma prospektif olarak yapıldı. Reflü şikayeti olan kişilere endoskopi yapıldı. EKG 25 mm/sn ve 10 mm/mV amplitüdünde kaydedildi ve 24 saatlik Holter EKG (üç kanallı; V1, V2 ve V5) yapıldı. EKG parametreleri ölçüldü ve Holter EKG sonuçları analiz edildi. Bulgular: Araştırmaya 60’ı hasta ve 60’ı kontrol olmak üzere toplam 120 kişi dahil edildi. Gruplar arasında hipertansiyon, diyabet, sigara kullanımı veya dislipidemi açısından anlamlı istatiksel fark yoktu (p>0.05). Kalp hızı, Pmax, Pmin, QTd ve QTcd açısından iki grup arasında anlamlı fark yoktu (p>0,05). P-dalga dispersiyonu (Pd) çalışma grubunda oldukça yüksekti (p=0.014). Gruplar arasında 24 saatlik Holter EKG kayıtlarının kalp hızı değişkenlikleri karşılaştırıldığında, R-R aralıklarının standart sapması (SDNN) çalışma grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (p<0.001). Düşük frekans (LF) ve LF/HF kontrol grubunda anlamlı olarak daha yüksekti (sırasıyla p<0.001 ve p=0.003). Holter EKG'de dokuz kişide AF saptandı. Sonuç: GÖRH hastalarında Pd süresi ve AF gelişme riski daha yüksekti.
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Atrial fibrillation, Heart rate variability, Gastroesophageal reflux, Holter-ECG, Atriyal fibrilasyon, Kalp hızı değişkenliği, Gastroözofageal reflü, Holter-EKG
Kaynak
Dicle Tıp Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
50
Sayı
3
Künye
Günlü, S., Araç, E., Aktan, A., Kayan, F., Altıntaş, B. ve Karahan, M. Z. (2023). Effect of cardio-gastric interaction on atrial fibrillation in GERD patients. Dicle Tıp Dergisi, 50(3), 304- 310.