TR-Dizin İndeksli Yayınlar Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 6907
  • Öğe
    Nedîm'in Farsça şiirleri
    (Dicle Üniversitesi, 2015) Tanyıldız, Ahmet
    XVIII. yüzyılın zirve şâirlerinden olan Nedîm’in Türkçe şiirlerinin yanı sıra Arapça ve Farsça şiirleri de bulunmaktadır. Sağlam bir ilmî altyapıya sahip olduğunu bildiğimiz şâirin bu dillerde şiir yazması doğaldır. Ancak Nedîm’in hayatı, edebî şahsiyeti ve eserleri ile alâkalı araştırma ve neşirlerde Farsça şiirleri üzerine yapılan değerlendirmelerin son derece kısıtlı olması dikkat çekicidir. Çalışmamızda ilk olarak Nedîm’in Farsça şiirleri hakkındaki veriler değerlendirilecek, ardından Dîvân’ın mevcut neşirleri esas alınarak söz konusu şiirler şekil ve üslûp açısından ele alınacaktır. Çalışmanın son kısmında şiirlerin çevriyazısına yer verilecektir
  • Öğe
    Antikçağdan İslâm Dünyasına Tevarüs Eden Felsefî Tanımlar
    (2023) Tekin, Alaattin
    Antikçağ Yunan dünyasında salt bir düşünce olarak gelişen felsefe, süreç içerisinde filozofla- rın veya bilim adamlarının katkıları sonucu sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. Bu hususta felse- fenin ne olduğu sorusu yani mahiyeti ana hatlarıyla tespit edilmeye gayret edilmiştir. Bu sayede filozoflar kendi birikimlerine bağlı kalarak felsefeyi tanımlamışlardır. Konuyla ilgili günümüze intikal eden en eski felsefe tanımları, doğa filozoflarından olan Pythagoras’a atfedilmektedir. Kendisi felsefeye “varlık olması açısından varlıkların bilgisi”, “ilahî ve insanî şeylerin bilgisi” ve “bilgelik (hikmet) sevgisi” gibi tanımlar getirmiştir. Sonraki süreçte Platon, felsefeyi “insanların mümkün olduğu kadar tanrıya benzemeye çalışmaları ve “ölüm için bir eğitim” olarak tarif etmiş, öğrencisi Aristoteles de felsefeyi “sanatların sanatı ve bilimlerin bilimi” şeklinde tanımlamıştır. Mezkûr altı tanım, tespit edebildiğimiz kadarıyla bir bütün halinde Ammonius Hermiae tarafın- dan ele alınmış ve bunlara yönelik değerlendirmelerde bulunulmuştur. Onun tedrisatından geçen öğrencilerin de bu tanımları eserlerinde inceleyerek bu durumu bir gelenek haline getirdiklerini ifade edebiliriz. Söz konusu gelenek İslâm dünyasında Kindî ve özellikle Ebü’l-Ferec Abdullah İbnü’t-Tayyib ile temsil edilmiştir. Bununla birlikte İslâm dünyasında felsefeyle ilgilenen filozof- ların da felsefeyi benzer bir şekilde tanımladıklarını ifade edebiliriz. Genel itibariyle bu altı tanım klasikleşerek felsefeyle ilgilenen her kesim tarafından benimsenmiştir. Biz de bu çalışmamızda felsefeye dair yapılan bu altı tanımı Antikçağdan başlatarak İslâm dünyasına intikalinde ortaya konan süreci ele almaya gayret ettik.
  • Öğe
    Evaluation of the Dental Avulsion Knowledge Levels of Physicians Working in the Emergency Departments of Hospitals
    (2023) Eskibağlar, Büşra Karaağaç; Kılınç, Elif; Ayna, Buket
    Objective: The aim of this study is to determine the dental avulsion knowledge levels of physicians from all specialties working in the emergency departments of hospitals, to evaluate their attitudes and behaviors, and to increase their awareness of the subject of dental avulsion through the information brochure given at the end of the survey. Material and Method: An online survey consisting of 21 questions and four sections was administered to physicians, asking questions about their personal information, their demographic information, their attitudes towards dental avulsion cases, and their knowledge of and experience with dental avulsion. The survey was administered to 152 volunteer physicians who worked in the emergency departments of 13 different hospitals in Diyarbakır city center and who had agreed to participate in the study. The Shapiro-Wilk test for conformity to normal distribution, the Kruskal-Wallis H test and the Mann-Whitney U test were used to examine differences between groups. The statistical significance level was taken as p <0,05. Results: The knowledge scores were found to be statistically significantly higher for emergency medicine specialists compared to interns, for physicians who were aware of the trauma guide compared to those who were not, and for physicians whose family members included a dentist compared to those whose family members did not include a dentist. Conclusion: According to the results of this study, it was concluded that continuous training programs are necessary to increase the knowledge and awareness levels of physicians in all branches working in emergency services about traumatic dental injuries.
  • Öğe
    Sıcak ve Kurak Stresli Sezonda Arpa (Hordeum vulgare L.) Genotiplerinin Performansları: I Verim ve Kalite Değişimleri
    (2023) Doğan, Vesile; Yıldırım, Mehmet
    Bu çalışmada, farklı kökenli arpa (Hordeum vulgare L.) genotiplerinin sıcak ve kurak stresli yetiştirme sezonundaki performanslarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma, 2020-2021 yetiştirme sezonunda Diyarbakır koşullarında yürütülmüştür. Toplamda 16 farklı arpa genotipi kullanılmıştır. Genotipler, morfolojik, fenolojik, agronomik ve kalite özellikleri açısından değerlendirilmiştir. Bulgular, incelenen özellikler yönünden genotipler arasında önemli farklılıkların olduğunu ortaya koymuştur. Özellikle, yerel çeşitlerin ticari çeşitlere göre daha yüksek verim ve kalite özelliklerine sahip olduğu tespit edilmiştir. Verim ve biyolojik verim, bitki boyu ve bin dane ağırlığı ile olumlu korelasyona sahiptir. Bu durum, bu iki özelliğin adaptasyon yeteneği yüksek olan arpa genotiplerinin belirlenmesinde kullanılabileceğini göstermektedir. Yüksek sıcaklık ve kuraklık tane verimini biyolojik verime göre daha fazla etkilemiş ve düşük hasat indeksi değerleri elde edilmiştir. Sonuçlar, yerel arpa çeşitlerinin modern çeşitlere göre avantajlı olduğunu ve ıslah çalışmalarında kullanımının faydalı olabileceğini ortaya koymuştur. Islah programlarında genel tane verimini artırmak için yüksek sıcaklıklara ve kuraklık koşullarına karşı daha toleranslı arpa genotipleri geliştirmeye odaklanılması gerekmektedir. Araştırma ayrıca, arpa üretiminde verimliliği ve sürdürülebilirliği en üst düzeye çıkarmak için tarımsal uygulamalarda yerel çeşitlerin kullanılmasının önemini ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Türkiye’de Mali Taylor Kuralının Geçerliliği: Doğrusal ve Doğrusal Olmayan ARDL Analizinden Kanıtlar
    (2023) Songur, Mehmet
    Çalışmanın amacı, Türkiye için Mali Taylor Kuralı modeli çerçevesinde çıktı açığı ve kamu net borç stokunun faiz dışı fazla üzerine simetrik ve asimetrik etkisini incelemektir. Bu kapsamda çalışmada 2006:1-2022:3 dönemine ait çeyreklik veriler kullanılmıştır. Çalışmanın analiz kısmında doğrusal ve doğrusal olmayan ARDL yönteminden yararlanılmıştır. Bulgular, uzun dönemde hem çıktı açığı hem de kamu net borç stokunun faiz dışı fazla üzerine simetrik etkisinin pozitif olduğunu göstermektedir. Asimetrik etkilere baktığımızda çıktı açığı, negatif ve pozitif bileşenlerde faiz dışı fazlayı pozitif yönde etkilemekte, kamu net borç stoku ile faiz dışı fazla arasında asimetrik bir ilişki bulunmamaktadır.
  • Öğe
    Green Financial Instruments and Renewable Energy: Toda-Yamamoto Causality Test
    (2023) Yürük, Muhammed Fatih
    This study analysed the relationship between green financial assets in the United States and different variables. The fact that climate change has become important worldwide and that global development has been promoted has made green finance important. The world's governments, caring about the transition to a low-carbon economy and their efforts to finance environmentally friendly investments, have developed green finance tools. The fact that green financial assets will gain more importance in the coming years has added motivation to this study. In the study, many variables related to green finance were used and analyzed. Monthly data for the S&P Green Bond Index, S&P Global Clean Energy Index, Invesco Wilder Hill Clean Energy, United States 10-Year Bond, Carbon Dioxide Emissions from Energy Consumption, and Total Renewable Energy Production variables between July 2012 and April 2022 were included in the research. The Toda-Yamamoto causality test was applied in the study. In the Toda-Yamamoto causality test, it is a great advantage that the series does not need to be static at the same level. As a result of the test, bidirectional causality was found between Invesco WilderHill Clean Energy and the United States 10-Year Bond variables.
  • Öğe
    Osmanlı Devleti’nin Son Dönemlerinde Mikrobiyoloji Alanındaki Modernleşme Çabaları ve Fransız Etkisi
    (2023) Ayhan, İsmail
    Osmanlı Devleti, II. Abdülhamit ve II. Meşrutiyet Dönemleri’nde sağlık alanında geniş kapsamlı modernleşme çabaları göstermiştir. Devlet, Avrupa’dan birçok uzman getirtmiş, yabancı bilim insanlarının eserlerini tercüme ettirmiş ve birçok modern sağlık kurumları açmıştır. Tüm bunlar nitelikli insanlar sayesinde mümkün olduğundan Avrupa’daki üniversitelere ve sağlık enstitülerine çok sayıda öğrenci de gönderilmiştir. Devletin bu yöntemle hedeflediği, özellikle toplum sağlığını ilgilendiren yeni gelişmeleri yakından takip etmek ve de modern teknik ve bilginin ülkeye transferini sağlamaktır. Mikrobiyolojideki son gelişmelerin yurda transfer edilmesi amacıyla özellikle II. Abdülhamit tarafından Fransa’daki Pasteur Enstitüsü ile yakından ilişkiler kurulmuştur. II. Meşrutiyet Dönemi’nde de bu çalışmalar hız kesmemiş ve Fransa ile ilişkiler devam etmiştir. Osmanlı ile Fransa arasında kurulan sağlık ilişkileri, Osmanlı’da ilk defa modern mikrobiyoloji laboratuvarlarının kurulmasına, önemli yabancı eserlerin tercüme edilmesine ve modern anlayışta birçok öğrenci yetiştirilmesine katkı sağlamıştır. Bu öğrenciler, salgın hastalıklar üzerinde önemli çalışmalar yaparak Osmanlı ve Türk sağlık sistemine hizmet etmişlerdir. Bu çalışmada, mikrobiyoloji alanındaki modernleşme çabaları ve bu alanda öne çıkan isimlerin kimler olduğu eldeki bilgi ve belgeler doğrultusunda ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    Kur’an’da Din Adı Olarak İslam
    (2023) Seyfeli, Canan
    Makalenin konusu Kur’an’da İslam’ın din adı olarak kullanılmasıdır. Konunun esas noktası Kur’an’da başka bir din adına yer verilmemesidir. Konu, kutsal metinlerde “din” ve “din ismi” kulla- nımına dayanmıştır. Bu doğrultuda İslam ve diğer dinler arasında ana kutsal metinler doğrultusunda karşılaştırma yapılmıştır. Önce diğer din ve geleneklerinde “din”in ve “din adı”nın kullanımı ile Kur’an’da din kelimesinin anlamları ve kapsamı karşılaştırılmıştır. Ardından dinlerin ana kutsal met- ninde din adı kullanımı karşılaştırılmıştır. Bu noktada çalışmanın temel amacı asıl ve temel kutsal metninde kendi dininin adını zikreden tek kutsal kitabın Kur’an olduğunu ortaya koymaktır. Ayrıca din kelimesinin diğer din müntesiplerini, yani bütün insanları kuşatacak şekilde kullanıldığı tek kut- sal metnin yine Kur’an olduğunu göstermektir. Kur’an’da din kelimesi doksan beş defa geçer. Bunlar “aidiyet” yönüyle tasnif edildiğinde, 1-Allah’ın dini, 2-Müslümanların dini ve 3-Gayrimüslimlerin dini şeklinde olur. Dolayısıyla Arapça \"din\" kelimesinin anlam kapsamı, dünyanın diğer dinlerinin asıl ve geleneksel isimlerine göre çok daha geniştir. Kur’an’ın Hıristiyanlık gibi belirsiz olguları değil, insanı ve insan gruplarını muhatap aldığı ve Yahudilik, Hıristiyanlık, Sabiîlik ve Mecûsîlik gibi din adlarını kullanmadığı görülmüştür. Kur'an'ın bir grup üyesi ismini, mesela Yahudi ismini kullanması, onu insan olarak kabul ettiğini, muhatap aldığını, bireyin dininin varlığını kabul ettiğini gösterir. Bu, dininin adını kullanma ve o dini kabul etme anlamına gelmez. İslam'dan başka din adı kullanmaması ise diğer dinlerin varlığını reddettiği anlamına gelir.
  • Öğe
    Adli Tıpta Kraniotomiye Bağlı Yüzde Sabit İz: Bir Olgu Sunumu
    (2023) Gök, Ertuğrul; Kızıler, Elif Ebrar; Merter, Şeyhmus
    Türk Ceza Kanunu’nda yüzde sabit iz ve yüzde sürekli değişiklik kavramları özel olarak ele alınmıştır. Bu çalışmada maruz kalınan travmanın yol açtığı yaralanma nedeniyle kişide yapılan cerrahi tedaviye bağlı olarak yüzde sabit iz oluşması ilginç bulunarak, literatür eşliğinde tartışılması ve adli rapor düzenlenirken farkındalık kazandırılması amaçlanmıştır. Bu olgunun, başından sopa darbesi ile yaralanmasının ardından götürüldüğü hastanede çekilen Beyin BT incelemesinde; sağ temporoparyetal lineer kemik kırığı ve epidural hematom görülmesi üzerine, ameliyata alınarak frontotemporoparyetal kraniotomi yapılmıştır. Yara iyileşme süresi tamamlandıktan sonra yüzde sabit iz açısından değerlendirildiğinde, sağ frontal bölgede saçsız alanda kraniotomiye bağlı 3x3x2cm’lik deriden çökük deformik alanın yüzde sabit ize neden olduğu saptanmıştır. Travmaya bağlı yüz alanında oluşan kapalı kırıklarda, tedavi sürecinde yapılan cerrahi girişim sonrası yüz sınırları içerisinde ameliyata ait nedbe dokusu veya deformik görünüm oluşması durumunda bu görünümün yaralanma ile neden-sonuç ilişkisi bulunduğundan \"yüzde sabit iz\" açısından değerlendirilmeye tabi tutulmaktadır. Olgumuzda darp nedeni ile meydana gelen yaralanma sonucu deride yüzde sabit iz niteliğinde değerlendirilebilecek herhangi bir nedbe dokusu vb. iz oluşmamasına rağmen ameliyat sonucunda yüz sınırları içerisinde sağ frontoparyetotemporalde geniş kraniotominin neden olduğu deformik görünümün olayla illiyeti kurulduğundan, yüzde sabit iz olarak değerlendirilmiştir. Adli raporu düzenleyen hekimlere de bu konuyu göz önünde bulundurarak değerlendirme yapmaları tavsiye edilmektedir.
  • Öğe
    Cumhuriyet'in Kuruluş Anlatısında Bir Toplumsal Tabaka: "Eşraf"
    (2023) Çelik, Fatma Eda; Kaftancıoğlu, Meryem Çakır
    Cumhuriyet’in kuruluş anlatılarında, Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdiren Mondros Mütarekesi’nden Cumhuriyet’in ilanına kadar geçen süreçte, Anadolu’da eşrâf adı verilen bir toplumsal kesim öne çıkar. Anlatılarda eşrâf, bu değişim sürecinin dinamikleri, niteliği ve adlandırılmasında önemli bir işlev üstlenir. Cumhuriyet’in içine doğduğu koşullar ile Cumhuriyet’in ilanına giden süreçteki toplumsal ilişkilerin çözümlenmesinde belirleyici bir öneme sahiptir. Ancak, eşrâfın rolü, anlatılarda kendine biçilen işlevle sınırlı kalır. Osmanlı’daki güçlü devlet geleneği veya bağımlı kapitalistleşme dinamiklerinden dolayı ve sivil toplumun veya burjuvazinin yeterince gelişememesi nedeniyle değişim sürecinin tepeden gerçekleştirildiği, bürokratik nitelikte olmasının veya asker-sivil aydınların öncülüğündeki bir ittifak şeklinde yaşanmasının zeminini oluşturduğu iddia edildiği için, eşrâf potansiyeli sınırlandırılmış veya bu dönemde ancak bir ittifak içinde belirli bir rol oynayabilmiş bir toplumsal kesim olarak görülür. Eşrâfın tarihsel ve toplumsal olarak nasıl bir toplumsal tabaka olduğu sorunsallaştırılmaz ve incelenmez. Bu okumanın, sürecin sınıfsal çözümlemesi, devrim ve burjuva devrimi analiz ve kavramsallaştırmaları ile yeni devletin sınıfsal niteliğine ilişkin kuramsal analizlerine zemin oluşturan kurucu bir işlevi vardır. Bu makale, Cumhuriyet’in kuruluş anlatısı ile tarihsel gerçeklik arasındaki ilişkinin sorgulanması ve Cumhuriyet’in toplumsal ilişkilerin bütünlüğü içinde anlaşılabilmesi için, sürekli bilimsel tarihi anlatılara konu edilen ancak ayrıntılı şekilde tanımlanmayan ve incelenmeyen bir toplumsal kesim olarak eşrâfın, somut tarihsel gerçekliği içinde incelenmesi gerektiği iddiasını taşıyor. Bu iddiaya temel oluşturmak üzere, toplumsal ilişkiler içinde eşrâfın nasıl konumlandırılabileceğine ilişkin yöntemsel, tarihsel ve kuramsal bir öneri getiriyor. Bir tarihsel yönetim sosyolojisi bağlamında bu iddianın temellendirilebileceğini savunuyor. Bu öneri çerçevesinde, öncelikle eşrâfın Osmanlı kırında hâkim olan borç ilişkileri ve 18. yüzyılın ikinci yarısından başlayarak 150 yılayayılan bir çiftlikleşme-kapitalistleşme sürecinin parçası olarak temelde büyük toprak sahipliğine dayanan, bu sürecin özgün dinamikleri nedeniyle zirai, mali (tefeci, sarraf, banker) ve ticari (tüccar) sermayeyi de birleştiren kapitalist bir sınıflaşmanın ürünü burjuva sınıfı içinde “kır kökenli” veya “kırsal burjuvazi” olarak adlandırılabilecek bir tabaka olduğunu ortaya koyuyor. Daha sonra, özel olarak ele aldığı 1918-23 tarihsel kesitine yoğunlaşacağı, 19. yüzyıl ve 20. yüzyılın ilk çeyreğinde, bu konumlanmaya somut görünümünü veren merkezi ve yerel meclislerdeki varlığına, örgütlenmesine ve örgütleyici faaliyetlerine yoğunlaşıyor ve alınmasına öncülük ya da etki ettiği kararlardan birkaç örnekle bu savı pekiştirmeyi amaçlıyor. Makale, bu çerçeve içinde, Cumhuriyet’in kuruluş sürecinin sınıfsal analizine katkı sunmayı ve bu süreçte ortaya çıkan yeni iktidar mekanizmaları içinde egemen sınıf iddiasını taşıyan bir sınıfın nasıl örgütlendiğini tarihsel ve toplumsal temelleriyle ortaya koymayı hedefliyor.
  • Öğe
    COVİD-19 SALGIN HASTALIĞI SÜRECİNDE SANIĞIN SAĞLIKLI BİR ORTAMDA YARGILANMA HAKKI
    (2023) Sezer, İbrahim Ethem
    Sanığın sağlıklı bir ortamda yargılanma hakkı, ceza yargılama- sına muhatap olan sanığın yargılama sırasında bulunduğu, adliye bina- sı, duruşma salonu gibi fiziksel mekânların temiz olmasını gerektirir. Tüm dünyada ve ülkemizde yaşanan covid-19 salgın hastalığı, sanığın sağlıklı bir ortamda yargılanma hakkının önemini ortaya koymuştur. Söz konusu hak gereğince, adalet hizmetlerinden sorumlu idare ve ceza muhakemesi süjeleri, sanığın bulunduğu fiziksel mekânların te- mizliğine özen göstermekle yükümlüdür. Aksi bir durumda sanık, sağlıklı bir ortamda yargılanma hakkının kusurlu bir şekilde ihlal edilmesi sebebiyle, gördüğü zararların tazmin edilmesini idaren talep edebilecektir. Zararı tazmin eden idare, zarar görene ödediği tazmina- tı, zarara sebep olan kusurlu adliye çalışanı, kolluk personeli, Cumhu- riyet savcısı ve hâkimlerden talep edecektir. Sanığın sağlıklı bir ortamda yargılanma hakkının adil yargılan- ma hakkı kapsamında da değerlendirilmesi gerekir. Nitekim sağlıklı bir ortamda yapılmayan yargılamanın adil olduğundan ve sanığın ken- disini gerektiği gibi savunabileceğinden bahsedebilmek mümkün de- ğildir. Mevcut anayasal ve yasal düzenlemelerin salgın döneminde, sanık ve özgürlükler lehine yorumlanarak uygulanması ile sanığın sağlıklı bir ortamda yargılanma hakkını temin etmek mümkündür.
  • Öğe
    Ticari Sanitizerlerin Körpe Ispanaklardaki Salmonella ve Escherichia coli O157:H7 Üzerine Antimikrobiyal Etkinliğinin Karşılaştırılması
    (2024) Aksoy, Tuğba; Güran, Hüsnü Şahan
    Körpe ıspanaklar deneysel olarak Salmonella ve E. coli O157:H7 suşları ile kontamine edildi. Daha sonra kontamine ıspanak örneklerinin sanitasyonu için; kontrol (1. grup, herhangi bir sanitizer uygulanmayan grup), sodyum hipoklorit ve aktif klor içeren (2. grup), potasyum tuzlarını içeren (3. grup), yalnızca klor içeren (4. grup), bitkisel kekik yağı, ayçiçek lesitini ve laktik asit içeren (5. grup) ticari sanitizerler 1, 5 ve 10 dakika uygulandı. Körpe ıspanaklara sanitizerlerin 1, 5 ve 10 dakika uygulanmasını takiben ve 4 ⁰C’de 24 saat muhafazası sonunda Salmonella ve E. coli O157:H7 sayısında meydana gelen değişimlerin kontrol grubu ile sanitizer gruplar arasında istatiksel açıdan önemli olduğu bulundu (P<0.05). Sanitizerlerin 10 dakika uygulanmasını takiben Salmonella ve E. coli O157:H7 sayısında en çok azalma sırasıyla 2.75 log kob/cm2 ve 2.55 log kob/cm2 ile 2. grup ve 4. grupta belirlendi (P<0.05). Körpe ıspanakların 4 ⁰C de 24 saat muhafaza sonrası Salmonella ve E. coli O157:H7 sayısında en çok azalma sırasıyla 3.22 log kob/cm2 ve 3.09 log kob/cm2 ile 4. grupta saptandı (P<0.05). Bu çalışma sonuçları, sanitizerler körpe ıspanaklarda Salmonella ve E. coli O157:H7 sayısında her ne kadar >1 log azalmaya neden olsa da bu solüsyonların hiçbirinin güvenli bir şekilde >5 log patojen sayısını azaltmada etkili olmadığını göstermektedir.
  • Öğe
    Generalized Kibria-Lukman Prediction Approximation in Linear Mixed Models
    (2024) Kuran, Özge
    One of the new suggested prediction method is the Kibria-Lukman's prediction approach under multicollinearity in linear mixed models and in this article, the generalized Kibria-Lukman estimator and predictor are introduced to combat multicollinearity problem. The comparisons between the proposed generalized Kibria-Lukman estimator/predictor and several other estimators/predictors, namely the best linear unbiased estimator/predictor and Kibria-Lukman estimator/predictor are done by using the matrix mean square error criterion. Lastly, the selection of the biasing parameter is given and to demonstrate the performance of our new de ned prediction method, the greenhouse gases data analysis is made.
  • Öğe
    Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde HBsAg, Anti-HCV, Anti-HIV Seroprevalansı ve Hepatit B Bağışıklığının Değerlendirilmesi
    (2024) Temiz, Hakan; Özcan, Nida; Araç, Eşref; Akkoç, Hasan; Özbek, Erdal
    Amaç: Ülkemizde kronik karaciğer hastalığının en sık nedeni hepatit B virüs (HBV) ve hepatit C virüs (HCV) enfeksiyonlarına bağlı kronik viral hepatitlerdir. İnsan immünyetmezlik virüsü (HIV, Human Immunodeficiency Virus) enfeksiyonu, toplumun tüm kesimlerini etkileyebilmesi, sağlıklı yaşam süresini kısaltabilmesi ve kişiden kişiye bulaşarak yayılabilmesi nedeniyle önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Bu çalış- mada; 2021 yılı içerisinde hastanemiz mikrobiyoloji laboratuarına çeşitli klinik ve polikliniklerden gönderilen hasta serum örneklerinde çalışılan rutin hepatit ve HIV seroloji testleri sonuçlarının retrospektif olarak irdelenmesi sonucunda, test sonuçlarının değerlendirerek güncel bölgesel verilerin oluşturulmasında, korunma önlemlerinin alınmasında ve risk altında olan sağlık personellerinin bilinçlendirilmesinde katkı yaratmayı amaçladık. Gereç ve Yöntem: Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), HCV antikoru (Anti-HCV) ve HIV antikoru (Anti-HIV) ve Hepatit B yüzey antikoru (Anti- HBs) testleri; elektrokemiluminesans immünoassay yöntemi kullanılarak Cobas e601 cihazında (Roche Diagnostics, Almanya) çalışıldı. Anti-HIV testinde, sınır değer ve reaktif çıkan sonuçlar Ulusal HIV-AIDS Doğrulama Referans Merkezine gönderilerek doğrulama testi yapıldı. Bulgular: Çalışmada HBsAg için gönderilen 10.003 örneğin 533’ü (%5,3), Anti-HCV için değerlendirilen 9.996 örneğin105’i (%1,1) ve Anti-HBs test edilen 9.994 örneğin 4.260’ı (%42,6) seropozitifti. Anti-HIV için gönderilen 9.952 örneğin 133’ü (%1,3) reaktifti ve yapılan doğrulama testleri sonucunda 72 örnekte (%0,7) pozitiflik saptandı. Sonuç: HBV, HCV ve HIV enfeksiyonlarından korunmada toplumsal farkındalığın artırılması ile bu enfeksiyonların risk gruplarının taranmasının sürekliliği sağlanmalıdır.
  • Öğe
    Küresel Politikaların Ulusal Yansımaları: Küresel Asgari Kurumlar Vergisi Çerçevesinde Olası Riskler ve Lehe Görüşler
    (2024) Şeren, Gamze Yıldız; Geyik, Osman
    Küreselleşme süreçleriyle beraber kamu hizmetlerinin temel bir finansman aracı olan ver- gilerde kayıplar yaşanmakta, özellikle kurumlar vergisinde düşüşler görülmektedir. Bu kapsamda küreselleşme tüm süreçlerde olduğu gibi vergi sis- temlerinde de kayıp ve kaçakların önüne geçecek kimi yenilikleri zaruri kılmaktadır. Türkiye’nin de aralarında olduğu 140 ülkenin imzaladığı, Ekono- mik İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı (OECD) kapsa- mında yapılan çalışmaların bir ürünü olan “Küresel Asgari Kurumlar Vergisi” (KAKV) de bu yenilikler- den bir tanesidir. Önerinin arka planında küresel piyasada oldukça önemli bir rolü olan ve birden fazla ülkede faaliyet gerçekleştiren “Çok Uluslu Şirketler”in (ÇUŞ) faaliyet gösterdikleri ülkelerde minimum %15 vergi ödemesi bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı küreselleşen dünyada tarihi bir vergi reformu olarak görülen KAKV’ne yönelik görüşlerin ve olası uygulama aksaklıklarının tespit edilerek sonraki süreç için oluşabilecek boşluklara dikkat çekilmesi ve sürdürülebilir bir vergi sistemi için önerilerde bulunulmasıdır. Çalışmada dokü- man analizi tekniği kullanılarak OECD başta olmak üzere UNCTAD, IMF, Avrupa Komisyonu gibi ku- rum ve kuruluşların yayınlamış olduğu rapor ve çalışma notlarından, bilim insanları ve bürokrat- ların konuya yönelik görüşlerinden, yayınlanmış bilimsel çalışma ve analizlerden faydalanılmıştır. Bu kapsamda verginin uygulanabilir olması adına küresel işbirliğinin temin edilmesi, gerekli idari alt- yapının sağlanarak, yasal düzenlemelerin gerçek- leştirilmesi gerekmektedir.
  • Öğe
    Fen Bilimleri 5. ve 6. Sınıf Ders Kitaplarının Biyoloji Ünitelerinde Kullanılan Görsel Sunumların Karşılaştırılması
    (2024) Keleş, Nurcan
    Fen bilimleri ders kitaplarında yer alan görsellerin öğrenme üzerine olan katkılarından dolayı görsel sunumların kullanımı fen bilimleri müfredatında ve dolayısıyla ders kitaplarında artmıştır. Bu çalışma 5. ve 6. sınıf fen bilimleri ders kitaplarındaki biyoloji ünitelerinde kullanılan görsel sunumları belirlenen kategorilere göre incelemek ve karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmada araştırma yöntemi nitel desendir ve modeli doküman analizidir. Analizde kullanılan kodlar betimsel ve içerik analizleriyle ilgili çalışmalara göre hazırlanmıştır. Bulgular aynı zamanda bilişsel yük teorisine göre de tartışılmıştır. Analiz sonuçlarına göre, her bir kitap içerisinde analiz edilen kodlar çesitli oranlarda olup, standart olarak görsellerin dizaynlarının kullanımları her iki ders kitabında da bulunamamıştır. Özellikle görsellerin fen öğrenimindeki önemi nedeniyle ve ders kitaplarının niteliğinin arttırılması için bu çalışma sonuçları önem arz etmektedir. Bu nedenle ders kitabı editörlerine, öğretmenlere ve ilgili araştırmacılara bir takım öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Akciğer Kanseri Tespitinde Dönüşüm ve Evrişim Tabanlı Modeller ile Açıklanabilir Yapay Zeka Uygulaması
    (2024) Şeker, Delal; Kartal, Mustafa Said; Yıldız, Abdulnasır; Öksüz, İlkay
    Günümüzde dijital patoloji, tümörlerin teşhisi ve tahminleme konusunda önemli bir rol oynamaktadır. Derin Öğrenme (DÖ) yöntemlerinin geniş ölçekli uygulamalarla başa çıkma yeteneği göz önüne alındığında, bu tür modeller, histopatolojik görüntülerde doku sınıflandırma için cazip bir çözüm olarak kullanılmaktadır. Bu çalışma, histopatolojik görüntülerden akciğer kanserinin otomatik sınıflandırması için doğru ve yorumlanabilir bir makine öğrenimi tekniği oluşturmayı amaçlamaktadır. Mevcut yöntemde Evrişimsel Sinir Ağları (ESA), Vision Transformer (ViT) ve EfficientNet-B1 mimarisi karşılaştırılarak LIME (Local Interpretable Model-agnostic Explanations) açıklanabilirlik metoduyla patoloji görüntüleri üzerinde kanser tespit sistemi önerilmiştir. ViT ve EfficientNet-B1 mimarisinin evrişim tabanlı ESA mimarisine göre f1-skoru, hassasiyet ve duyarlılık oranının daha başarılı sonuçlar verdiği gözlemlenmiştir. En yüksek başarım oranına ViT mimarisi ile yaklaşılmış olup en ayrıntılı LIME sonuçlarına ise EfficientNet-B1 mimarisi ile ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Sefalometrik Görüntülerde Ortodontik İskeletsel Sınıflamanın Federe Derin Öğrenme Tabanlı Yöntemlerle Yer İşareti Tespitine Gerek Kalmadan Algılanması
    (2024) Nergiz, Mehmet; Tümen, Demet Süer
    ISBI ve Dicle veri setlerinden elde edilen sefalometrik görüntüler kullanılarak ortodontik iskelet sınıflandırması için Federe Evrişisimsel Sinir Ağları (ESA) modellerinin etkinliğini değerlendirmek amaçlanmıştır. Temel DenseNet121 modeli ve ?Kanal Dikkat?, ?Uzamsal Dikkat?, ?Sıkma Uyarma? ile ?Uzamsal Piramit Havuzlama? gibi belirli ESA bloklarını içeren gelişkin versiyonları sınıflandırma amacıyla kullanılmıştır. Modeller, Merkezi Öğrenme (MÖ), Yerel Öğrenme (YÖ) ve Federe Öğrenme (FÖ) mimarilerde değerlendirilmiş ve karşılaştırılmıştır. Gelişkin DenseNet121 modelleri, temel modelle karşılaştırıldığında %24'ün üzerinde bir değer ile önemli bir doğruluk artışı gözlemlenmiştir. Özellikle, Uzamsal Dikkat ile artırılmış DenseNet121_SA modeli, ISBI veri setinde YÖ mimarisine göre %19 gibi dikkate değer bir performans artışı göstermiştir. Ayrıca, Uzamsal Dikkat ve Sıkma Uyarma ile artırılmış DenseNet121_SA_SE modeli, aynı ISBI veri setinde YÖ ayarlarına göre %18'lik etkileyici bir performans kazancı sergilemiştir. Federe ESA modellerinin, özellikle DenseNet121_SA ve DenseNet121_SA_SE olmak üzere, ortodontik iskelet sınıflandırma alanında umut vadettiği gözlenmiştir. Bu çalışma için derlenen ve etiketlenen Dicle veri setinin proje sonunda paylaşılması, yapay zeka temelli ortodontik diş görüntü analizi çalışmaları açısından önemli bir kaynak olacak ve bu alanda zamanla daha kesin teşhislerin konulmasının önünü açacaktır. Elde edilen bulgular, FÖ?nün ortodonti ile ilgili yapay zeka çalışmalarındaki ölçeklenebilirlik ve veri mahremiyeti konularındaki rolünü de göstermektedir.
  • Öğe
    COVID-19 Fear Levels and Health Behaviors of Nursing Students During the Pandemic Process: A Comparative Study Conducted in Turkey
    (2024) Yığitalp, Gülhan; Ulutaşdemir, Nilgün; Değer, Vasfiye Bayram
    The purpose of the present study was to determine the COVID-19 fear levels and health behaviors of nursing students studying in two regions of Turkey during the pandemic process and to develop solutions in this regard. The population of this cross-sectional and descriptive study consisted of nursing students studying at state universities in Diyarbakır, Mardin, Trabzon, and Gümüşhane between January 2021 and May 2021. The minimum number of students from each class was 75 students, and all of the 1200 students who agreed to participate in the study from the universities in these 4 cities based on Mardin were included in the study. The questions on the data of the study and the “Coronavirus (COVID-19) Fear Scale” and the “Healthy Lifestyle Behaviors Scale II” were administered under direct supervision for approximately 20 minutes. Frequencies, mean values, standard deviations, t-test, Mann Whitney U-test, ANOVA, Kruskal Wallis, and correlation tests were used in the analysis of the study data. The mean score on the Fear of Coronavirus Scale of nursing students who did not apply to any health institution in the last 1-2 months, who had any psychological disease, and who thought that they did not do regular diet and regular exercise was found to be high. The mean Healthy Lifestyle Behaviors Scale II scores of nursing students who did not have any psychological diseases, who thought that they had a regular diet and regular exercise, and who did not have sleep problems were found to be high. In the study, COVID-19 fears and healthy lifestyle behaviors of nursing students during the pandemic process were determined at high levels. The nursing students with the greatest fear of COVID-19 were in Diyarbakır, and the nursing students with the highest healthy lifestyle behaviors were in Trabzon.
  • Öğe
    ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI IŞIĞINDA 6284 SAYILI KANUNDA DÜZENLENEN TEDBİR KARARLARI VE ZORLAMA HAPSİ
    (2024) Bayhan, Dilan Can
    6284 sayılı Kanun kapsamında, şiddete uğrayan veya şiddete uğrama tehlikesi bulunan kişilerin korunması ve bu kişile- re yönelik şiddetin önlenmesine dair alınacak tedbirlere ilişkin usul ve esaslar düzenlenmektedir. Kanunda düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbir kararları ile şiddetin önlenmesi ve şiddet mağdur- larının korunması hedeflenmektedir. Çalışmamızda, 6284 sayılı Kanun’da düzenlenen koruyucu ve önleyici tedbir kararları, Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar ışığında inceleme konusu ya- pılmıştır. Ardından, koruyucu ve önleyici tedbir kararlarına aykırı dav- ranıldığında hükmedilen zorlama hapsi, Anayasa Mahkemesi karar- ları ışığında değerlendirilmiştir. Çalışmamızda, Anayasa Mahkemesi tarafından koruyucu ve önleyici tedbir kararları ve zorlama hapsine ilişkin verilen kırk sekiz adet karar inceleme konusu yapılmıştır. Ka- nunun sistematiğine uygun bir biçimde, Anayasa Mahkemesi karar- ları esas alınarak hazırlamış olduğumuz bu çalışma ile hem teoride hem de uygulamada, kadına yönelik şiddetin önlenmesine yönelik yapılan çalışmalara katkı sağlanması hedeflenmiştir.