Sosyal Hizmet Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Öğe
    Resilience and hopelessness mediate the relationship between benevolent childhood experiences and life satisfaction: evidence from a cross-cultural study
    (BioMed Central Ltd., 2024) Sever, Melih; Tatlıcıoğlu, Oktay; Almeida, Telma Catarina; Abdul Azeez, E. P.; Caridade, Sónia; Cunha, Olga
    Background: A growing body of literature focuses on the role of benevolent childhood experiences (BCEs) in predicting adulthood well-being, in addition to adverse childhood experiences (ACEs). However, cross-cultural differences are generally ignored in this endeavor. Hence, this study aimed to explore the role of BCEs in predicting life satisfaction, resilience, and hopelessness. We also examined the potential of resilience and the role of hopelessness in mediating the relationship between BCE and life satisfaction. Methods: A total of 850 university students from Turkey (n = 371), Portugal (n = 248), and India (n = 231), aged 17 to 58 years (M = 22.12, SD = 4.41), participated in the study. Participants completed an online protocol consisting of measures to assess BCEs, life satisfaction, resilience, and hopelessness. Results: BCEs, hopelessness, and life satisfaction have significantly differed among the samples based on the country of residence. BCEs were positively correlated to resilience and life satisfaction and negatively to hopelessness. In the sequential mediation model, after controlling for country and sex, resilience and hopelessness sequentially mediated the relationship between BCEs and life satisfaction. BCEs were associated with life satisfaction, resilience, and hopelessness across countries and sexes. The model explains 42.8% of the variability. Conclusion: Despite differences between countries, BCEs are important predictors of adult well-being in all three countries and should be monitored along with ACE. Further, resilience seems to have an important role in lowering the negative consequences of lower BCEs and feelings of hopelessness, pointing to the need to strengthen psychological resilience among adults.
  • Öğe
    Psychological resilience mediates the relationship between BCE’s and life satisfaction: Examining Turkish students
    (Springer Nature, 2024) Sever, Melih; Tatlıcıoğlu, Oktay
    Research indicates that when examining later adulthood well-being, it is essential to consider not only the absence of adverse childhood experiences but also the presence of positive ones. This research aims to examine the relationship between benevolent childhood experiences (BCEs), psychological resilience, and life satisfaction in young adults. We collected data from 446 participants from 21 universities across Turkey via online forms. Participants self-reported their BCEs, life satisfaction, and psychological resilience. Structural equation modeling is used to test the study hypotheses. Results indicate that resilience plays a mediating role in the relationship between BCEs and life satisfaction (indirect effect =.011, 95% CI [.0039,.0210]). Considering the findings, we recommend assessing BCEs and psychological resilience along with adverse childhood experiences to monitor later adulthood well-being in students.
  • Öğe
    Suriyeli mültecilerde sosyal destek ile sosyokültürel uyum arasındaki ilişkide sağlamlığın aracı rolü
    (Gümüşhane Üniversitesi, 2023) Tatlıcıoğlu, Oktay; Apak, Hıdır; Acar, Muhammet Cevat
    Bu çalışma Türkiye'de yaşayan Suriyeli mülteciler arasında algılanan sosyal destek, sağlamlık ve sosyokültürel uyum arasındaki ilişkileri araştırmıştır. Çalışmada, Türkiye'nin Mardin ilinde kolayda örneklem yöntemiyle ulaşılan 284 Suriyeli mülteciye anket uygulanmıştır. Araştırmacılar, sağlamlığın sosyokültürel uyum ve sosyal destek arasındaki ilişkiye aracılık edip etmediğini belirlemek için Süreç Makrosu ve 5000 yeniden örnekleme seçeneğiyle önyükleme tekniğini kullanmıştır. Yapılan analiz sonuçlarına göre algılanan sosyal desteğin Suriyeli mülteciler arasında hem sağlamlığı hem de sosyokültürel uyumu önemli ölçüde yordadığı görülmüştür. Sağlamlığın sosyokültürel uyum üzerinde olumlu bir etkiye sahip olduğu bulunmuştur. Çalışma sonuçları sağlamlığın sosyal destek ile sosyokültürel uyum arasındaki ilişkide aracı rol oynadığını göstermektedir. Yani algılanan sosyal destek ve sağlamlığın Türkiye'deki Suriyeli mültecilerde sosyokültürel uyumu teşvik etmede önemli faktörler olduğu söylenebilir. Bu sonuçların, mültecilerin ev sahibi topluluklardaki refahını ve entegrasyonunu iyileştirmeyi amaçlayan müdahalelere katkı sunması beklenmektedir.
  • Öğe
    Covid-19 pandemisi: Neoliberalizmin düşüşü ve ulus devletin yükselişi
    (Erciyes Üniversitesi, 2023) Taylan, Ömer; Çiçek, Ali
    Covid-19 pandemisi ortaya çıktığı andan itibaren birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bu sorunlara yönelik en büyük eleştirilerden biri de neoliberal politikalara sahip devletlerin uyguladıkları kamu politikaları olmuştur. Özellikle 1980’lerde Amerika ve İngiltere’de iktidara gelen neoliberal hükümetler; kamu yararını önceleyen politikalardan vazgeçtiklerini, serbest piyasa mekanizmasına geçiş yaptıklarını, minimum devlet anlayışını benimsediklerini açıklamışlardır. Bundan dolayı neoliberal hükümetler; toplumun zayıf kesimlerini koruyan, sosyal eşitliği sağlayan, piyasaya müdahale eden, mal ve hizmetleri sunan devletin hantal ve güçsüz olduğunu ileri sürmüşlerdir. Bu iddiaların Covid-19 pandemisiyle zayıf kaldığı ve böylelikle devletin korumacı, düzenleyici ve müdahaleci özelliğine daha çok ihtiyaç duyulduğu görülmüştür. Bir başka deyişle Covid-19 pandemisi, neoliberal sistemin kapsayıcılıktan yoksun, vatandaşlara müşteri gözüyle bakan ve devlete biçilen rolü minimal bir alana hapseden anlayışın ciddi manada eleştirilmesine yol açmıştır. Ulus devlet paradigmasına geri dönüş, neoliberal sistemin kriz zamanlarında meydana getirdiği habis sorunlara bir çözüm iddiası taşımıştır. Çalışma bu kapsamdan hareketle neoliberal politikaların eleştirisini ve ulus devletin gerekliliği fikrini ele almaktadır.
  • Öğe
    Geçici koruma statüsü altında bulunan Suriyelilerde psikolojik dayanıklılık ile sosyodemografik değişkenler arasındaki ilişki: Mardin örneği
    (2023) Tatlıcıoğlu, Oktay
    Göç literatürü, savaş gibi nedenlerle göç etmek zorunda kalan insanların sıklıkla anksiyete ve depresyon gibi psikolojik ve sosyal sorunlar yaşadığını göstermektedir. Son dönemde göç çalışmalarında, zorunlu göçmenleri yalnızca sorunlu ya da patolojik bireyler olarak görmek yerine güçlü yönlerini vurgulamanın önemli olduğunu savunan ve yalnızca onların sorunlarına odaklanan yaklaşımlara karşı eleştiriler ortaya çıkmıştır. Dayanıklılık (resilience), mültecilerin hem psikolojik sağlığı hem de sosyo-kültürel uyumu açısından önemli bir rol oynamaktadır. Ancak literatürde bu konuda zengin bir veritabanı olmadığı gözlemlenmektedir. Bu eleştirilere dayanarak mültecilerin psikolojik dayanıklılığını ekolojik yaklaşımla ele alan bu çalışmada, dayanıklılığın sosyal boyutuna odaklanan Resilience Research Centre (RRC-ARM) tarafından hazırlanan Yetişkin Dayanıklılık Ölçeği kullanılmıştır. Türkiye'nin Mardin il sınırları içinde yaşayan 323 Suriyeli geçici koruma statüsü sahibi yetişkinlerle yüz yüze anket yapılmıştır. Görüşmeler sırasında bir tercüman da hazır bulunmuştur. Anket aracılığıyla katılımcıların sosyodemografik bilgileri ve dayanıklılık düzeyleri belirlenmiş ve bu değişkenler arasındaki ilişki t-testi ve ANOVA kullanılarak analiz edilmiştir. Araştırmanın sonuçlarına göre, eğitim düzeyi ve işsizlik durumunun dayanıklılık üzerinde önemli bir etkisinin olduğu belirlenmiştir. Potansiyel, acil ve gelecekteki sorunları aşmak için önemli bir kaynak olan dayanıklılığın meslek (iş) ve eğitim fırsatlarıyla ilişkilendirilebileceği değerlendirilmiştir.
  • Öğe
    Vaka yönetimi ve sosyal hizmette kullanımı
    (Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2020) Altındağ, Özgür
    Bu makalede vaka yönetimi yaklaşımının içeriği ve sosyal hizmet mesleğindeki kullanımı elealınmaktadır. Vaka yönetimi pek çok bilim dalı tarafından hem birey hem toplum düzeyindekullanılan bütünleştirici bir yaklaşımdır. Özellikle günümüzde artan psiko-sosyal sorunlarınçözümünde bütüncül bakış açısı ile bütüncül çözümler gerekli olmaktadır. Bu nedenle birsorunun çözümünde farklı bilim dallarının uygulayıcıları ile ortak hareket etme zorunluluğuortaya çıkmaktadır.Sosyal hizmetin eklektik temelli bir bilimsel temele sahip olması ve uygulama sürecinde diğermeslek elemanları ile yakın çalışmayı gerektirmesi vaka yönetiminin kullanılmasını zorunlu birhale getirmiştir. Özellikle sağlık alanında tıbbi sosyal hizmet uygulamaları ile ihtiyaç duyulanvaka yönetimi yaklaşımı yıllar içinde diğer pek alanda da sıklıkla kullanılan popüler biryaklaşıma dönüşmüştür.Vaka yönetimi en temelde müracaatçıların karmaşık ihtiyaçlarına çözüm üretme amacıylakullanılmaktadır. Bu bağlamda vaka yönetimi yaklaşımının uygulanmasında sosyal hizmetuzmanlarının da donanımlı olmaları yaklaşımın etkili sonuçlar vermesi için gereklidir.Vaka yönetimi oldukça popüler bir yaklaşım olmasına karşın aslında sosyal hizmet alanyazınında sınırlı bir şekilde ele alınmaktadır. Çalışmanın kurgulanmasındaki temel amaç vakayönetiminin güncel kaynaklar ışığında daha ayrıntılı bir şekilde ele alınarak daha anlaşılır birhale gelmesine olanak yaratmaktır. Çalışma kapsamında vaka yönetiminin tarihsel özellikleri,tanımı, içeriği, amaçları, aşamaları ve ilkeleri ele alınmış, vaka yöneticisinin rol ve fonksiyonlarıile vaka yönetiminin sosyal hizmetteki kullanımından bahsedilmiştir.