Eğitim Bilimleri Enstitüsü Tezler

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 356
  • Öğe
    Bir çizgi karakter tasarım yöntemi olarak "Zoomorfizm"
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Ateş, Nazlı Çelik; Alakuş, Ali Osman
    Çizgi filmlerin ortaya çıkmasıyla 20. Yüzyılın başlarından itibaren canlandırma filmleri ve çizgi filmler, modern sinema, televizyon, reklamcılık ve oyun tasarımı gibi mecralarda önemli bir konuma gelerek film yapım süreçlerinde temel çalışma alanlarından biri haline gelmeyi başarmış bulunmaktadır. Çalışma alanları arasında en önemli sektörlerden biri olan karakter tasarımı, basit ve çizgisel olarak ele alınırken zamanla biçim, şekil, renk, silüet, kostüm ve aksesuar gibi unsurların yaratıcı bir şekilde bir araya getirilmesiyle özgün karakterlere dönüştürülmekte ve bu süreçte karakterlere çeşitli kişilik özellikleri kazandırılmaktadır. Karakterleri okuyan izleyen ve dinleyen bireyler bu karakterlerle duygusal bağ kurma çabası içinde bulunurken yaratıcılıkla şekillendirilen karakterler, temel stillerine göre ayrıştırılarak Antropomorfizm, Metamorfizm ve Zoomorfizm gibi temel olguları ortaya çıkarmaktadır. Bu noktada Zoomorfizm insanların ve nesnelerin hayvansal özelliklerle donatıldığı bir tasarım yaklaşımı olarak, karakterlerin niteliklerinin sembolik ve estetik bir şekilde yansıtılması yoluyla izleyicilerle duygusal etkileşim kurmasını sağlayıp karakter tasarımına anlam ve derinlik katmaktadır. Belirlenen doğrultuda bu çalışmanın amacı, Zoomorfizm kavramını derinlemesine inceleyerek karakter tasarımı sürecinde geliştirilen zoomorfik karakterlerin oluşumunu analiz etmek ve bu karakterlere atfedilen özellikler ile diğer nitelikleri zoomorfizm perspektifinden değerlendirilmesini sağlamaktır. Araştırmanın kavramsal çerçevesinin temelinde kapsamlı literatür taramasına dayalı kaynak tarama modeli etkin bir şekilde kullanılmaktadır.
  • Öğe
    Okul öncesi öğretmenlerinin matematiksel pedagojik alan bilgi düzeyleri ile matematik dili özyeterlilik algıları arasındaki ilişki
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Barış, Ayşe; Aküzüm, Cemal
    Bu araştırmada okul öncesi öğretmenlerinin matematiksel pedagojik alan bilgi düzeyleri ile matematik dili öz yeterlilik algıları arasındaki ilişkinin çeşitli değişkenler açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma, tarama niteliğinde ilişkisel tarama modelinde bir çalışmadır. Araştırmanın evrenini, 2023-2024 eğitim öğretim yılında Diyarbakır ili dört merkez ilçedeki (Yenişehir, Bağlar, Sur, Kayapınar) 88 bağımsız anaokulunda görev yapan 705 okul öncesi öğretmeni oluşturmuştur. Oranlı tabaka kullanılarak örneklem büyüklüğü hesaplanmış ve bu hesaplamaya göre, 304 okul öncesi öğretmeni örnekleme dahil edilmiştir. Araştırmada veri toplama aracı olarak, Kişisel Bilgi Formu ve "Okul Öncesi Matematiğinde Pedagojik Alan Bilgisi Ölçeği" ve "Matematik Dili Öz Yeterlilik Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmada verilerinin çözümlenmesi için SPSS ve Excel paket programları kullanılmıştır. Verilerin analizinde betimsel istatistiklerin (frekans, yüzde, aritmetik ortalama, standart sapma vb.) yanı sıra İlişkisiz Örneklemler için t Testi (Independent Samples t Test), tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Kruskal Wallis-H testi ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin genel olarak pedagojik alan bilgi düzeylerinin orta seviyede olduğu bulunmuştur. Okul öncesi öğretmenlerinin matematik dili öz yeterlilik algılarının, ölçeğin alt boyutları olan genel matematik dilini kullanma, belirli matematik dilini kullanma ve matematik dilinin öğretimi boyutlarının tümünde yüksek olduğu bulunmuştur. Elde edilen veriler incelendiğinde okul öncesi öğretmenlerinin cinsiyetlerine göre kadın öğretmenlere kıyasla erkek öğretmenlerin matematiksel pedagojik alan bilgisi düzeylerinin ve matematik dili öz yeterlilik algılarının daha yüksek olduğu bulunmuştur. Yaş ve baba eğitim durumu değişkenlerine göre okul öncesi öğretmenlerinin matematiksel pedagojik alan bilgi düzeyleri ve matematik dili öz yeterlilik algıları bakımından istatiksel olarak anlamlı bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Öğretmenlerin mesleki deneyim süreleri ile matematiksel pedagojik alan bilgi düzeyleri arasında anlamlı bir ilişki olduğu ve bu ilişkinin 6-10 yıl ile 15 yıl ve üzeri deneyim süresine sahip öğretmenlerin lehine olduğu tespit edilmiştir. Mesleki deneyim süresine göre matematik dili öz yeterliğinin matematik dilinin öğretimi boyutunda mesleki deneyimi 6-10 yıl olan öğretmenlerin matematik dili öz yeterlilik algılarının mesleki deneyimi 11-15 yıl olan öğretmenlere göre anlamlı bir şekilde daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin matematiksel pedagojik bilgi düzeyleri ile matematik dili öz yeterlilik algıları arasında orta düzeyde, pozitif ve anlamlı bir ilişki olduğunu tespit edilmiş ve matematiksel pedagojik bilgi düzeyinin genel olarak matematik dili öz yeterlilik algısının anlamlı bir yordayıcısı olduğu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin yetkinlik algısı ile matematik öğretimi kaygısı arasındaki ilişkide iletişim becerilerinin aracılık rolünün incelenmesi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Pektaş, Helin Şilan; Bars, Mehmet
    Matematik, öğrenci başarısı açısından büyük bir öneme sahip olduğundan, öğretmenlerin bu konuda yaşadıkları kaygı eğitim kalitesini ve öğrencilerin öğrenme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Aynı zamanda, öğretmenlerin kendilerini mesleki olarak yetkin hissetmeleri hem eğitim süreçlerinin başarısı hem de öğrencilerle etkili bir iletişim kurmaları açısından kritik bir unsur olabilir. Bu bağlamda, öğretmenlerin iletişim becerilerinin kaygılarını nasıl etkilediğini ve yetkinlik algılarıyla nasıl ilişkili olduğunu anlamak önem taşımaktadır. Bu araştırma, sınıf öğretmenlerinin mesleki yetkinlik algıları ile matematik öğretme kaygıları arasındaki ilişkide iletişim becerilerinin aracılık rolünü incelemeyi amaçlamaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu Diyarbakır ilindeki devlet ilkokullarında görev yapan 523 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak İletişim Becerileri Değerlendirme Ölçeği, Matematik Öğretimi Kaygısı Ölçeği ve Ohio Öğretmen Yetkinlik Ölçeği kullanılmıştır. Elde edilen verilerin analizinde öğretmenlerin demografik değişkenlere ilişkin bilgilerini ortaya çıkarmak için betimsel istatistiklerin (frekans, yüzde) yanı sıra İlişkisiz Örneklemler için t Testi (Independent Samples t Test), tek yönlü varyans analizi (ANOVA), Pearson Korelasyon Analizi ve Hayes'in SPSS Process Macro eklentisinde yer alan Model 4 ile aracılık analizi gerçekleştirilmiştir. Araştırmadan elde edilen bulgular, sınıf öğretmenlerinin iletişim becerileri ile matematik öğretme kaygıları arasında negatif bir ilişki olduğunu göstermektedir. Öğretmenlerin daha güçlü iletişim becerilerine sahip olduklarında matematik öğretimi konusundaki kaygılarının azaldığı görülmektedir. Ayrıca, öğretmenlerin iletişim becerileri ile yetkinlik algıları arasında pozitif bir ilişki bulunmuştur. Bu durum, öğretmenlerin iletişimde başarılı olduklarında kendilerini daha yetkin hissettiklerini göstermektedir. Bir diğer bulgu ise, matematik öğretme kaygısı ile yetkinlik algısı arasında güçlü bir negatif ilişkinin varlığıdır. Matematik öğretme konusunda yüksek kaygıya sahip öğretmenlerin, kendilerini mesleki açıdan daha az yetkin hissettikleri tespit edilmiştir. Araştırma iletişim becerilerinin, yetkinlik algısı ile matematik öğretme kaygısı arasındaki ilişkide aracılık rolü oynadığını ortaya koymuştur. Buna göre, yüksek yetkinlik algısına sahip öğretmenler daha etkili iletişim becerileri sergilemekte ve bu durum matematik öğretme kaygılarının azalmasına katkı sağlamaktadır. Elde edilen bulgular, öğretmenlerin mesleki yetkinliklerini artırmaya yönelik uygulamaların yanı sıra, iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik çalışmaların da matematik öğretme kaygısını azaltmada etkili olabileceğini göstermektedir. Araştırmanın sonuçları öğretmenlerin matematik öğretme kaygısı ile yetkinlik algıları arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermiştir. İletişim becerileri, bu ilişkiyi olumlu yönde etkileyerek öğretmenlerin kaygılarını azaltmada ve yetkinlik algılarını artırmada önemli bir aracılık rolü oynamıştır. Bu doğrultuda, öğretmenlerin iletişim becerilerini geliştirmeye yönelik eğitimlerin artırılması ve bu becerilerin mesleki gelişim programlarında daha fazla vurgulanması gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Bu tür çalışmalar, öğretmenlerin hem kaygılarını azaltmalarına hem de kendilerini daha yetkin hissetmelerine katkı sağlayacaktır.
  • Öğe
    İngilizce öğretmenlerinin dil öğretiminde dijital içeriklere ilişkin görüşlerinin incelenmesi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Tunç, Sevil Yıldız; Süer, Sedef
    Dijitalleşme günlük yaşamımızın ayrılmaz bir parçası olup eğitim ve öğretim sürecinin de vazgeçilmez bir unsuru olarak işlev görmektedir. Dil öğrenimi sürecinde teknolojinin entegrasyonu, özellikle İngilizce öğretimi alanında büyük bir dönüşüm yaratmıştır. Günümüzde dijital araçlar, dil öğrenimi pratiğini zenginleştiren önemli kaynaklar olarak kabul edilmektedir. Video, oyun, müzik gibi çeşitli dijital içeriklerin, öğrencilerin dil becerilerini geliştirme, motivasyonlarını artırma ve öğrenme süreçlerini daha etkileşimli hale getirme potansiyeline sahip olduğu düşünülmektedir. Ancak bu potansiyelin tam olarak gerçekleşebilmesi için, öğretmenlerin bu araçları nasıl kullandıkları, bu araçlara yönelik görüşleri ve bu araçların öğretim süreçlerine entegrasyonu gibi faktörlerin derinlemesine incelenmesi gerekmektedir. Bu görüşten hareketle bu çalışma, İngilizce öğretmenlerinin dil öğretiminde dijital içerikleri kullanımına ilişkin görüşlerini belirlemeyi amaçlamaktadır. Bu sebeple çalışmada nicel araştırma desenlerinden betimsel tarama modeli kullanılmış olup 2023-2024 eğitim-öğretim yılı 2. döneminde Diyarbakır merkez ilçelerinde yer alan ilkokul ve ortaokul düzeyinde görev yapan İngilizce öğretmenleri ile yürütülmüştür. Araştırma evrenini Diyabakır ili merkez ilçelerinde (Kayapınar, Sur, Yenişehir ve Bağlar) yer alan ilk ve ortaokullarda görev yapan 763 İngilizce öğretmeni oluşturmaktadır. Bu çalışmanın verileri ise evrenden basit seçkisiz örnekleme yoluyla seçilen toplam 261 ingilizce öğretmeninden elde edilmiştir. Araştırma verilerinin toplanması için araştırmacılar tarafından geliştirilen İngilizce Öğretmenleri için Dijital İçerik Anketi kullanılmıştır. Toplanan verilerin analizi için frekans ve yüzde gibi betimsel istatistik teknikleri ile ki-kare testi kullanılmıştır. Ayrıca açık uçlu sorulara ilişkin verilerin analizinde ise metinlerin standartlaştırılması ve karşılaştırılması gerektiği için tematik içerik analizi kullanılmıştır. Araştırma bulguları, öğretmenlerin dijital içerikleri dil öğretimi süreçlerinde etkili bulduklarını göstermektedir. Özellikle, dijital içeriklerin öğrencilerin dil becerilerinin gelişimine katkı sağladığı, öğrenme motivasyonunu artırdığı ve ders işleme sürecini zenginleştirdiği belirlenmiştir. Çalışma sonucumuza göre İngilizce öğretmenleri, dil öğretiminde dijital içeriklerin kullanımını desteklemekte ve bu tür materyallerin eğitimde daha etkin kullanılması gerektiğine vurgu yapmaktadırlar. Araştırma kapsamında elde edilen sonuçlar, dijital içeriklerin derslere entegre edilmesinin, geleneksel yöntemlere kıyasla, öğretim süreçlerini daha etkileşimli ve dinamik hale getirdiğini ortaya koymuştur. Ayrıca, bu materyallerin pedagojik amaçlarla daha stratejik ve yaygın bir şekilde kullanılmasının, dil öğretiminde sürdürülebilir bir başarı sağlayacağı vurgulanmıştır. Sonuç olarak, İngilizce öğretmenleri dijital içeriklerin kullanımının dil öğretiminde yaygınlaştırılması gerektiği görüşündedir.
  • Öğe
    İlkokul dördüncü sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında yer alan tarih konularının milli bilinç oluşumundaki yeri
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Doğan, Abdulmelik; Ekici, Özcan
    Bu araştırma ilkokul dördüncü sınıf Sosyal Bilgiler ders kitaplarında yer alan tarih konularının milli bilinç oluşumundaki yerine ilişkin öğretmen görüşlerini alarak milli bilinç ögelerini saptamaktır. Araştırmada ayrıca doküman incelemesi yoluyla 4. sınıf Sosyal Bilgiler ders kitabı içerisindeki ünite ve konularda yer alan milli bilinç ögeleri, analiz edilmiştir. Araştırma, nitel araştırma desenlerinden durum çalışması ile şekillenmiştir. Araştırma, 2023-2024 eğitim öğretim yılında Diyarbakır merkez ve ilçelerindeki ilkokullarda görev yapan 40 sınıf öğretmeni ile yapılmıştır. Araştırmaya dair verileri toplamak için görüşme tekniği ve doküman incelemesi kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubundan elde edilen verileri analiz etmek için içerik analizi kullanılmıştır. Ayrıca ders kitaplarından elde edilen veriler için de doküman analizi yöntemi tercih edilmiştir. Araştırmanın sonucunda çalışma grubu öğretmenleri milli bilincin; tanımına, gelişimine önemine, ders kitaplarındaki yeterliliğine ve ders kitaplarında yer verilebilecek konulara ilişkin görüş beyan etmişlerdir. Toplumsal aidiyet, kültürel bilinçlenme, ailelerin bilinçli olması, öğretmenlerin duyarlı olması, toplumsal bütünlük, toplumun devamını sağlama, milli ve dini bayramlar, tarihi kahramanlar cevapları öne çıkan alt temalar arasında yer almaktadır. Çalışmanın doküman incelemesi kısmında ise ilkokul 4.sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında yer alan milli bilinç konularının bir öğrenme alanı ve bir ünite ile sınırlı kaldığı tespit edilmiştir. Kültür ve miras öğrenme alanı içerisinde yer alan geçmişimi öğreniyorum ünitesi; aile tarihi, milli kültür, geleneksel çocuk oyunları, Milli Mücadele konuları ağırlıklı olarak milli bilinç ögelerini kapsamaktadır.
  • Öğe
    Matematik eğitiminde STEM ile ilgili yapılan makaleler: Web of Science veri tabanında içerik analizi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Ermeki, Zişan; Kutluca, Tamer
    Bu araştırmada Web of Science veri tabanındaki matematik eğitiminde STEM uygulamaları ile ilgili gerçekleştirilmiş makalelerin içerik analizi yöntemi ile incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada 2013-2023 yılları arasında gerçekleştirilmiş 93 çalışma detaylı irdelenmiş ve dâhil edilme kriterlerine uygun olan 57 çalışma doküman inceleme yöntemiyle incelenmiştir. Çalışma, nitel bir araştırma olup betimsel özellik taşımaktadır. Çalışma çerçevesinde bir makalede olması gereken tüm bölümler tetkik edilmiş ve bu bağlamda, makalelerin künyesi, ele alınan konular, araştırma yöntemi, kullanılan veri toplama aracı, örneklem, örneklem bu?yu?klu?ğu? ve örneklem türü, veri analiz yöntemi, paylaşılan önemli sonuçlar, öneriler ve kaynakça sayısı olmak üzere dokuz alt probleme göre irdelenmiştir. Dâhil edilen makalelerin analizi için "Makale Sınıflama Formu" kullanılmıştır. Çalışmalara kodlar verilmiş ve yapılan kodlamalar sonucunda elde edilen veriler Excel programına aktarılmıştır. Makaleler içerik analizi yapılarak yüzde ve frekansa dayalı bir şekilde yorumlanmıştır. Çalışmanın sonucunda çoğu çalışmanın; SSCI indeksli olduğu, 2 yazar tarafından yazıldığı ve 2020 yılında olduğu görülmüştür. Çalışmaların büyük bölümünde Etik Kurul izni belirtilmemiştir ya da yoktur. Belli bir proje tarafından desteklenen çok az araştırma vardır. STEM eğitimine yönelik tutum en fazla çalışılan konudur. Çalışmalarda en fazla nicel araştırma yöntemi kullanılmış olup, veri toplama araçları anket ve likert tipi ölçeklerden oluşmaktadır. Örneklem grubu olarak en fazla 31-100 arasında ortaokul (5.-8. sınıf) öğrencileri tercih edilmiştir. Veri analizi için en fazla nitel veri analiz tekniklerinden içerik analizi kullanılmıştır. Makalelerde sıklıkla ulaşılan bulgu öğrencilerin STEM motivasyonlarının cinsiyete, yaşanılan yere, okul türüne, sınıf düzeyine ve anne-baba eğitim düzeyine göre farklılık gösterdiğidir. Çalışmalarda verilen öneriler daha çok araştırmalara ya da araştırmacılara yönelik olduğu görülmüştür. Çalışmalarda kaynakça olarak daha çok yabancı kaynaklar tercih edilmiştir. Araştırma sonucunda alan yazın bilgilerine dayanarak matematik eğitiminde STEM eğitimine yönelik araştırmacılara ve uygulayıcılara öneriler sunulmuştur.
  • Öğe
    Öğretmenlerin işyeri arkadaşlığı ile tükenmişlikleri arasındaki ilişki (Diyarbakır ili örneği)
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bahşi, Esin; Birel, Fırat Kıyas
    Bu araştırmada, kamu ortaokullarda görev yapan öğretmenlerin iş yeri arkadaşlık algı düzeyi ile tükenmişlik düzeyleri arasındaki ilişkinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın evrenini, 2022-2023 eğitim-öğretim yılında Diyarbakır İl merkezindeki resmi ortaokullarda görevli 3840 öğretmen, örneklemini ise evrenden random yöntemi ile seçilen 450 öğretmen oluşturmaktadır. Araştırmanın verileri, Neilsen, Jex ve Adams (2000) tarafından geliştirilen, Türkçeye Kıral (2016) tarafından uyarlanan İş Yeri Arkadaşlığı Ölçeği ile Maslach ve Jackson tarafından (1981) geliştirilen, Çam (1991) tarafından Türkçe'ye uyarlanan Maslach Tükenmişlik Envanteri kullanılmıştır. İş Yeri Arkadaşlığı Ölçeği iki boyutlu olup 10 maddeden oluşmaktadır. Maslach Tükenmişlik Envanteri ise 3 boyut ve 22 maddeden oluşmaktadır. Araştırmada elde dilen veriler SPSS istatistik paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde betimsel istatistikler, karşılaştırmalar için t-Testi, ANOVA testi, farkın hangi gruplar arasında olduğunun belirlenmesi için Tukey Testi, değişkenler arası ilişki düzeyinin belirlenmesi için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Katsayısı Analizi kullanılmıştır. Verilerin analizinde .05 anlamlılık düzeyi esas alınmıştır. Araştırmanın sonuçlarına göre; Öğretmenlerin iş yeri arkadaşlığı algılarının yüksek düzeyde, tükenmişliklerinin ise düşük ve orta düzeyde olduğu saptanmıştır. Öğretmenlerin iş yeri arkadaşlık algı düzeylerinin cinsiyet, öğrenim düzeyi, meslekteki kıdem, medeni durum ve okulun büyüklüğüne göre farklılaşmadığı görülmüştür. Çalışmaya dâhil edilen öğretmenlerin tükenmişlik düzeylerinin cinsiyet, öğrenim düzeyi, meslekteki kıdem ve medeni durum göre farklılaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Tükenmişlik algı düzeyinin okulun büyüklüğüne göre ise istatistiksel olarak anlamlı farklılık gösterdiği sonucu ortaya çıkmıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin tükenmişlik ile iş yeri arkadaşlığı algı düzeyleri arasında korelasyon sonucuna göre negatif yönde düşük düzeyde anlamlı bir ilişki olduğu sonucu bulunmuştur. Öğretmenlerin iş yeri arkadaşlığı algı düzeyindeki artışın tükenmişlik düzeyinde düşüş sağladığı, iş yeri arkadaşlığı algı düzeyindeki düşüşün ise tükenmişlik düzeyini artırdığı sonucu ortaya çıkmıştır.
  • Öğe
    2018–2024 AYT Matematik sorularının MATH taksonomisine göre değerlendirilmesi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Can, Ümit; Aydın, Mehmet
    İlköğretim ve ortaöğretim öğretim programlarının 2018 yılında değişimiyle birlikte liseye ve üniversiteye geçiş sınavlarının da hem ismi hem de içeriği değişmiş oldu. Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı (YGS) ve Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) olan iki aşamalı sınavlar yerine 2018 yılından sonra Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS) adı altında iki aşamalı sınavlar olan Temel Yeterlilik Testi (TYT) ve Alan Yeterlilik Testi (AYT) isimleriyle sınavlar düzenlenmeye başlandı. Sınavların sadece isimleri değil, içerikleri de değişti ve öğrencilerin üst düzey düşünme becerilerini ölçen soruların ağırlıkları arttı. Uygulanmaya başlanan yeni öğretim programının amacına ulaşıp ulaşmadığını belirlemek, ayrıca varsa eksik yönlerini incelemek ölçme değerlendirme süreciyle mümkündür. 2018 yılından itibaren uygulanan AYT Matematik sınav sorularının içerik analizinin yapılması ile öğretim programında öğrencilere kazandırılması hedeflenen bilgi ve becerilerin ne düzeyde sorgulandığı önem arz etmektedir. Bu çalışmanın amacı 2018-2024 yılları arasında AYT matematik testinde yer alan soruların MATH Taksonomisine göre analizinin yapılmasıdır. Bu çalışma nitel araştırma yöntemlerinden doküman incelemesi yoluyla yürütülmüştür. Araştırma kapsamında 2018-2024 yılları arasında ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Merkezi) tarafından geliştirilen AYT (Alan Yeterlilik Testi) matematik sınav soruları incelenmiştir. Elde edilen veriler nitel bir yaklaşımla betimsel olarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde Smith vd. (1996) tarafından geliştirilen MATH Taksonomisi bir analiz çerçevesi olarak kullanılmıştır. Analiz sonuçları bulgular bölümünde tablo, şekil ve grafikler ile sunulmuştur. Araştırmada elde edilen sonuçlara göre 2018-2024 yılları arasındaki AYT matematik sınavında MATH Taksonomisinin Bilgiyi Transfer etme kategorisi olan B1 kategorisinde en çok soru sorulduğu tespit edilmiştir. Bilgi ve Bilgi Sistemi kategorisi olan A1 den hiçbir soru sorulmamış ve değerlendirme yapma kategorisi olan C3 ten ise çok az soru sorulduğu bulunmuştur. Yapılan bu araştırmaya göre öğrencilerin etkili ve geniş kapsamlı bir öğrenme deneyimi yaşamalarını sağlamak için testlerde MATH Taksonomisinin tüm gruplarının her birinden sorulacak soruların sayısının daha dengeli olması önerilmektedir.
  • Öğe
    Mehmet Akif Ersoy'un Süleymaniye kürsüsünde şiiri üzerine (inceleme-metin-diliçi çeviri-sözlük)
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bulut, Ayşegül; Kadıoğlu, İdris
    Bu çalışma, Mehmet Akif Ersoy'un "Süleymaniye Kürsüsünde" şiirini kapsamlı bir şekilde incelemek, şiir ve şairin daha iyi anlaşılmasını sağlamak amacıyla yapılmıştır. Bu şiir yazıldığı dönemin Türk-İslam dünyasındaki siyasi ve sosyal sorunlarını çarpıcı bir şekilde dile getirmektedir. Mehmet Âkif sorunları ifade etmekle kalmamış, aynı zamanda sorunlara çözüm önerileri de sunmuştur. Bu çözüm önerileri sadece o dönemin problemlerine değil günümüzde baş gösteren sorunlara da ışık tutacak değerdedir. Mehmet Akif Ersoy'u ve Safahat'ı daha iyi anlamak günümüz gençliğinin yolunu aydınlatacak ve milletin muasır medeniyetler seviyesine çıkmasına katkı sunacaktır. Bu çalışmada Süleymaniye Kürsüsünde şiiri şekil ve içerik yönünden incelenmiş, şiirin trankripsiyonlu metni hazırlanmış ve sözlük çalışması yapılmıştır. Karşılaştırmalı metinde Hicri 1328 tarihli matbu nüsha ile Mart 2021 tarihli TBMM neşri kullanılmıştır. Sözlük çalışmasının yanı sıra eserde geçen tamlama, deyim ve Arapça kalıplaşmış sözlerin anlamları da bulunmuştur. Üzerinde çalıştığımız şiirin "Sırat-ı Müstakim Matbaası Hicri 1328" tarihli nüshasının fotoğrafları ile TBMM neşri çalışmanın sonuna eklenmiştir. Bu eserin verdiği mesaj, yazıldığı dönemin İslam dünyasının olduğu kadar bugünün de müslüman coğrafyasının kanayan yarasına merhem olacak mahiyettedir. Mehmet Akif Ersoy'un eserlerinin daha iyi anlaşılması ve hakettiği yerde olması için buna benzer çalışmaların onun tüm eserlerini kapsayacak şekilde yapılmasının lüzümlu olduğunu düşünmekteyiz.
  • Öğe
    Sosyal mesaj içerikli tipografik illüstrasyon ve animasyonlar
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Altın, Kader Bedircan; Demirel, Mehmet Remzi
    Günümüzde herhangi bir yerde durup etrafımızı incelediğimizde pek çok görsel iletişim unsuruyla karşılaşırız. Bu görsel iletiler tanıtım, uyarı veya bilgi amaçlı olabilmektedir. Sosyal yaşantımızda karşılaştığımız sorunlara ışık tutmak amacıyla oluşturulmuş pek çok görsel ileti unsuruna, çevremizde hemen her yerde rastlamak mümkündür. Bir mesajı iletmek için kullanılan görsel iletilerin başında tipografi ve illüstrasyon gelmektedir. Bu çalışmada da verilmek istenen sosyal bir mesajı, alıcıya daha etkili bir şekilde iletmek için illüstrasyonu tipografiyle bir araya getirerek oluşturduğumuz görsellerin önemi üzerinde durulmaktadır. Tipografik illüstrasyonlar, bir mesajı iletmek için kullanılan illüstrasyonların anlamını, bir yazının sunum şekli olan tipografi ile daha güçlü hale getirmek maksadıyla oluşturulmuş görsellerdir. Bu görsellerin seri çizimlerinin hareketlendirilmesiyle oluşturulan kısa animasyonlara da araştırmada yer verilmektedir. Araştırmanın ilk bölümünde, iletişim ve görsel iletişim unsurlarıyla ilgili genel bir giriş yapılarak problem durumu, araştırmanın amacı, önemi, sınırlılıkları ve tanımları verilmiştir. Araştırmanın kuramsal çerçevesi kapsamında iletişim, sosyal mesaj ve görsel iletişim unsurları ele alınarak illüstrasyon, animasyon ve tipografi terimlerine yer verilmiş ve bu kavramların tarihi gelişimleri ile kullanım alanlarına değinilmiştir. Ayrıca bu bölümde tipografi, illüstrasyon ve animasyon ilişkilerine değinilerek sosyal mesajların bu teknikler üzerinden nasıl ele alındığı örnekler üzerinden anlatılarak incelenmiş ve daha önce konuyla ilgili yapılan araştırmalara değinilmiştir. Araştırmanın yöntemi bölümünde ise yöntem, verilerin toplanması, verilerin analizi bölümleriyle araştırmanın yöntem ve tekniğiyle ilgili bilgiler verilmiştir. Daha sonra ise elde edilen bulgular doğrultusunda araştırmanın nihai sonucu verilmiştir. Bu araştırma kapsamında tipografi ile oluşturulmuş sosyal mesaj içerikli görsel anlatımlar ve bunlar üzerine yapılmış araştırmalar içerik analizi tekniği ile incelenmiştir. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması stratejisi ve verilerin analizinde içerik analizinin kullanıldığı bu çalışmada sosyal mesaj içerikli illüstrasyon ve animasyonların tipografi ile nasıl daha etkili hale getirildiği ortaya konulması amaçlanmıştır. Yapılan detaylı veri taramaları ve konuyla ilişkili görsellerin incelenmesi sonucunda tipografinin kullanıldığı illüstrasyon ve animasyonun iletisini daha etkili bir şekilde ortaya koyduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Okul öncesi öğretmenlerinin katı atık ve geri dönüşüme yönelik tutumları ile katı atık ve geri dönüşüm etkinliklerine yönelik görüşlerinin incelenmesi (Diyarbakır ili örneği)
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Tarım, Recep; Bars, Mehmet
    Bu çalışma, Diyarbakır ilinde görev yapan okul öncesi öğretmenlerinin katı atık ve geri dönüşüm konularındaki tutumlarını ve bu konuda yürüttükleri etkinliklere ilişkin görüşlerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Araştırma, söz konusu tutum ve görüşlerin detaylı bir analiziyle bu alandaki farkındalığı arttırma ve ilgili politika ve uygulamalar için öneriler sunmayı hedeflemektedir. Araştırmada nicel ve nitel araştırma desenlerinin bir arada kullanıldığı karma araştırma yöntemlerinden açıklayıcı sıralı desen kullanılmıştır. Araştırmanın evrenini 2022-2023 eğitim ve öğretim yılında Diyarbakır ilinde görev yapan okul öncesi öğretmenleri oluşturmaktadır. Araştırmada 2022-2023 eğitim öğretim yılında Diyarbakır'da görev yapan okul öncesi öğretmenler arasından seçilen 350 öğretmenin katılımıyla nicel veri toplanmıştır. Bununla beraber 30 öğretmenin katılımıyla ise nitel veri toplanmıştır. Veri toplama aracı olarak "Katı Atık ve Geri Dönüşüm Tutum Ölçeği" ve araştrımacı tarafından hazırlanan bir görüşme formu kullanılmıştır. Araştırmada nicel veriler, SPSS programıyla çözümlenmiştir. Nicel verilerin çözümlenme sürecinde bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi (one-way ANOVA) kullanılmıştır. Nitel verilerin çözümlenmesinde ise betimsel analiz kullanılmıştır. Araştırma sonucunda okul öncesi öğretmenlerinin katı atık ve geri dönüşüme yönelik tutumlarının genel olarak iyi düzeyde olduğu belirlenmiştir ve araştırmadan elde edilen bulgulara göre öğretmenlerin tutumları bakımdan cinsiyeti, mesleki kıdemleri, eğitim durumları, görev yaptıkları okul türü ve okutulan yaş grupları arasında anlamlı farklar bulunmamıştır. Nitel analiz sonuçları, öğretmenlerin katı atık ve geri dönüşüm etkinliklerini çevre bilincini arttırmaya yönelik olarak değerlendirdiklerini ve bu etkinliklerde çeşitli materyalleri etkin bir şekilde kullandıklarını göstermektedir. Ayrıca katı atık ve geri dönüşüm konularının eğitim müfredatına dahil edilmesi gerektiği yönünde bir görüş birliği olduğu tespit edilmiştir. Okul öncesi öğretmenlerinin çevre bilinci ve katı atık geri dönüşüm konularında yüksek düzeyde tutuma sahip olmaları, bu konuların eğitim müfredatında daha etkin bir şekilde işlenmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Eğitim politikaları ve programları, çevresel sürdürülebilirlik bilincinin arttırılması amacıyla katı atık ve geri dönüşüm konularını daha kapsamlı bir şekilde ele almaları gerektiği önemli görülmektedir. Ayrıca, öğretmenlerin bu konularda daha fazla kaynak ve materyale erişim sağlayabilmesi için gerekli düzenlemelerin yapılması önerilmektedir.
  • Öğe
    Matematik ders kitaplarında kullanılan üçgenlerin prototipiklik bağlamında incelenmesi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Pekyen, Muhammed Ahmet; Mut, Ali İhsan
    Matematiksel soyut kavramları anlamanın ve öğretmenin en iyi yollarından biri günlük hayattan veya ilk akla gelen somut örneklerden yararlanmaktır. Akla ilk gelen ve öğrenmeyi kolaylaştıran örneklere prototipik örnekler denilmektedir. Prototipik örnekler, öğrenmenin ilk aşamasında öğrenmeyi kolaylaştırabileceği gibi çok sık kullanılmaları halinde matematiksel kavram yanılgılarına sebebiyet verebilmektedir. Bu çalışmanın amacı 2022-2023 eğitim öğretim yılında MEB'e bağlı okullarda 1.sınıftan 12.sınıf düzeyine kadar okutulan matematik ders kitaplarındaki üçgen örneklerini prototipiklik bağlamında incelemektir. Araştırmanın kapsamını, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanlığı tarafından onaylanan ilkokul kademesinde 8, ortaokul kademesinde 8 ve lise kademesinde 12 adet olmak üzere toplamda 28 adet matematik ders kitabı oluşturmaktadır. Çalışmadaki veriler nitel araştırma yöntemlerinden biri olan doküman incelemesi yoluyla elde edilmiştir. Çalışmada veri toplama aracı olarak araştırmacı tarafından geliştirilen "Prototipik Üçgen Tespit Formu" kullanılmıştır. Elde edilen veriler frekans ve yüzdeler şeklinde hesaplanarak tablolar halinde sunulmuştur. Elde edilen verilere göre ilkokul, ortaokul ve lise kademelerinde sınıf düzeyi ilerledikçe prototipik örnek kullanımının azaldığı görülse de sınıf düzeylerinde prototipik örnek kullanım oranlarının birbirlerine çok yakın olduğu tespit edilmiştir. Fakat matematik ders kitaplarında kullanılan prototipik üçgen kullanımının prototipik olmayan üçgen kullanımına göre çok baskın olduğu ve 7 adet matematik ders kitabında ise prototipik olmayan üçgen örneğinin bulunmadığı tespit edilmiştir. Elde edilen bulgular ve veri analizine dayalı olarak çeşitli önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    İlkokul çocuklarının vicdan algıları
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Çetinkaya, Meltem; Ekici, Özcan
    Bu araştırma ile ilkokul öğrencilerinin vicdan kavramına ilişkin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmanın temel amacını bütüncül bir yaklaşımla belirlemek için nitel araştırma yöntemi kullanılmıştır. Araştırma deseni olarak "fenomenoloji" seçilmiştir. Bu çalışmada fenomenolojinin seçilme nedeni; çocukların vicdani anlayışlarını onların deneyimlerinden yola çıkarak farklı yöntemlerle derinlemesine anlamaya çalışmaktır. Araştırmada incelenen olgu "ilkokul öğrencilerinin vicdan algısı" olarak seçilmiştir. Araştırmanın çalışma grubunu 2023-2024 eğitim öğretim yılı Diyarbakır ili Kayapınar ilçesi Akkoyunlu İlkokulu 4. Sınıflarında, 3 farklı sınıfta öğrenim görmekte olan toplam 50 öğrenci oluşturmaktadır. Araştırmaya katılan öğrencilerin seçilmesinde kolay ulaşılabilir durum örneklemesi kullanılmıştır. Araştırmada veriler, görüşme formu tekniği kullanılarak toplanmıştır. Araştırmaya katılan ilkokul öğrencilerinin vicdan algısı ile ilgili verdikleri cevaplar incelenmiş, cevaplar kodlanmış ve içerik analizi yapılmıştır. Araştırmanın sonucunda öğrenciler iyi kavramını yardımseverlik, merhametli olma, sevgi, mutlu olma, başkalarını düşünme, saygılı olma ve dürüst olma olarak değerlendirirken; kötü kavramını ise adaletsizlik, şiddet, dışlanma, değer verilmeme, üzülme, yalan söyleme, kötü söz söyleme ve bencillik olarak değerlendirmişlerdir. Ayrıca yapılan davranışların etkisini önceden bilme durumuna ilişkin olarak 4. sınıf öğrencileri davranışın tekrarını istemeyerek hayır diye ifade etmişlerdir. Olumsuz etkiyi görme, mutsuz olma, zarar verme gibi durumlar oluştuğu için hayır dediklerini açıklamışlardır. Araştırmada ortaya çıkan bir başka sonuç ise, öğrencilerin vicdani değerlerinin yetiştiği toplumla şekillendiğidir. Bu nedenle küçük yaşlarda verilecek olan değerler eğitiminin önce bireysel daha sonra ise toplumsal bir etkisi olacağı düşünülebilir.
  • Öğe
    Dede Korkut yazmaları üzerine karşılaştırmalar
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Güneş, Ozan; Özçelik, Sadettin
    Bu çalışma Dede Korkut yazmalarının karşılaştırılmasına dayanmaktadır. Çalışmada ayrıca müstensihlerin tasarruf konusundaki tutumlarının izleri taranmıştır. Elde edilen verilerden hareketle müstensihlerin Dede Korkut anlatı geleneği içerisinde hikayeleri yeniden yapılandırma rolünü üstlendikleri belirlenmeye çalışılmıştır. Yazmaların mukaddimelerinde geçen kadın adları ve soylamaların birbirinden farklı olduğu tespit edilmiştir. Ankara yazmasının hem kadın adları hem de soylama sayısı açısından diğer yazmalardan daha zengin bir içeriğe sahip olduğu görülmüştür (bk. 3. Mukaddimeden Hareketle Dede Korkut Anlatıları). Ankara yazmasının diğer yazmalardan daha zengin bir mukaddime içeriği ile ortaya çıkması müstensihin metin üzerindeki tasarrufuna bir işaret olarak gösterilebilir. Yazmaların mukaddimelerinde olduğu gibi, aynı boyları ihtiva eden Dresden, Vatikan ve Ankara yazmaları boyların kurgusu bakımından da farklıdır. Ankara yazması sadece Boğaç Han boyunun baş tarafından bir kısmını ihtiva etmesine rağmen boyun kurgusunda farklılıklar barındırır. Dresden ve Vatikan yazmalarında da boyların farklı kurgular ile aktarıldığı görülmektedir. Bir boyun yazmalarda farklı kurgular ile yer alması müstensihlerin metin üzerindeki tasarrufunu gösterir (bk. 4. Dede Korkut Anlatılarında Kurgu Farklılıkları). Çalışmada Dede Korkut yazmalarında geçen Oğuz kahramanları hakkındaki bilgi ve övmelikler üzerinde durulmuştur. Tespit edilen örnekler övmeliklerden hareketle Oğuz kahramanları hakkında yazmalarda verilen biyografik bilgiler tespit edilerek karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmalar sonucunda yazmalarda aynı kahramana ait farklı biyografik bilgiler yer alabildiği görülmüştür (bk. 6. Dede Korkut Yazmalarında Ortak Konular). Dede Korkut yazmaları son olarak yer adları bakımından karşılaştırılmıştır. Yapılan karşılaştırmadan hareketle Dresden, Bursa ve Vatikan yazmaları ile Topkapı Sarayı Oğuznamesinin birbirine yakın coğrafyaların eserleri olduğu tespit edilmiştir. Bu coğrafya Asya ile Anadolu arasındadır. Buna karşı Günbed yazması ve Şecere-yi Terakime ise daha çok Asya kökenli bir yazma özelliği göstermektedir (bk. 7. Dede Korkut Yazmalarında Yer Adları).
  • Öğe
    Sınıf öğretmenlerinin okul dışı öğrenme ortamlarını düzenleme becerilerinin okul dışı öğrenme ortamlarını düzenleme kaygılarına etkisi: sosyal - duygusal yetkinliğin aracı rolü
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Torğul, Benan; Demirkol, Mehmet
    Bu araştırmada sınıf öğretmenlerinin okul dışı öğrenme ortamlarını düzenleme becerilerinin, okul dışı öğrenme ortamlarına gezi düzenlemeye yönelik kaygılarına etkisinde sosyal-duygusal yetkinliğin aracı rolünü belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmada, nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın çalışma grubunu 2022-2023 eğitim öğretim yılı bahar döneminde Diyarbakır ilinin dört merkez ilçesinde görev yapmakta olan 3018 sınıf öğretmeni oluşturmaktadır. Araştırmanın örneklemi, önce oranlı daha sonra tesadüfi örnekleme yöntemleriyle belirlenen sınıf öğretmenleridir. Verilerin toplanması için iki bölümden oluşan bir veri toplama aracı kullanılmıştır. Kullanılan veri toplama aracının ilk bölümünde veri toplama aracının nasıl doldurulduğunu gösteren bir yönerge ile sınıf öğretmenlerinin kişisel bilgilerini belirlemeye yönelik sorular yer almaktadır. Araştırmanın ikinci bölümünde ise Öğretmenlerin Sosyal-Duygusal Yetkinliklerini Değerlendirme Ölçeği, Okul Dışı Öğrenme Etkinlikleri Düzenleme Ölçeği ile Okul Dışı Öğrenme Ortamlarına Gezi Düzenlemeye Yönelik Öğretmen Kaygı Ölçeği yer almaktadır. Veriler SPSS ilgili paket programı kullanılarak analiz edilmiş, verilerin analizinde frekans, yüzde, aritmetik ortalama ve standart sapmanın yanı sıra sınıf öğretmenlerinin çeşitli değişkenler açısından anlamlı fark olup olmadığını belirlemek için t-Testi, Varyans Analizi, Mann-Whitney U, Kruskal Wallis-H testleriyle analizler yapılmıştır. Yapılan analizler sonucunda sınıf öğretmenlerinin okul dışı öğrenme etkinlikleri düzenleme becerileri ile okul dışı öğrenme ortamlarına gezi düzenlemeye yönelik kaygıları arasında negatif bir ilişki olduğu görülmektedir. Ayrıca öğretmenlerin sosyal-duygusal yetkinlikleri arttıkça, okul dışı öğrenme ortamlarına gezi düzenlemeye yönelik kaygılarını azalttığı görülmektedir. Elde edilen sonuçlara bakıldığında, öğretmenlerin sosyal-duygusal yetkinliklerinin, okul dışı öğrenme ortamlarını düzenleme becerisini ve okul dışı öğrenme ortamlarına gezi düzenlemeye yönelik kaygı düzeylerini olumlu yönde etkileyebileceğini göstermektedir. Tüm bu ilişkilerden yola çıkarak eğitim politikalarında, hizmet öncesi ve hizmet sonrası öğretmen eğitimi programlarında, öğretmenlerin okul dışı öğrenme ortamlarını düzenleme becerilerini ve sosyal-duygusal yetkinliklerini geliştirmeye odaklanmasının önemi vurgulanmaktadır.
  • Öğe
    İlkokul 2. sınıf matematik dersi öğretim sürecinde karşılaşılan güçlüklere ilişkin öğretmen görüşleri
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Beyaz, Mehmet Fatih; Bars, Mehmet
    Bu araştırmanın amacı, ikinci sınıf matematik öğretim sürecinde karşılaşılan güçlüklere ilişkin sınıf öğretmenlerinin görüşlerini incelemektir. Araştırma, nitel araştırma modeline göre yapılmıştır. Araştırmanın evrenini; 2023-2024 eğitim ve öğretim yılında Diyarbakır ili Silvan ilçesinde görev yapan sınıf öğretmenleri oluşturmuştur. Araştırmanın çalışma grubu ise 10 sınıf öğretmeninden oluşmuştur. Araştırmanın veri toplama aracı, yarı yapılandırılmış görüşme tekniğinden oluşmuştur. Yarı yapılandırılmış görüşme formu kullanılmıştır. Veriler ses kaydı yöntemiyle toplanılmıştır. Ses kayıtlarında yer alan veriler, bir dosyada yazıya geçirilmiştir. Verilerin analizinde içerik analizi yöntemi kullanılmıştır. Katılımcıların verdikleri cevaplardan temalar ve alt temalar oluşturulmuştur. Araştırma sonucunda, ikinci sınıf matematik öğretim sürecinde karşılaşılan güçlüklerden biri bireylerin okuduğunu anlama becerilerinin gelişmişlik düzeyleri olduğu tespit edilmiştir. Velilerin eğitim durumları, bireylerin okuduğunu anlama becerilerine etki eden nedenlerden biri olarak görülmüştür. Bununla beraber öğretmenlerin kullandıkları öğretim yöntem ve tekniklere hâkim olmaları ve kullanılan öğretim yöntem ve teknikleri derse uygun seçmeleri gerektiği sonucuna varılmıştır. Matematiğin diğer derslerle ilişkilendirmenin önemli olduğu, elde edilen kazanımları teknolojik donanımla beraber velileri de eğitim sürecine dâhil ederek günlük hayata aktarmaya çalışmaları gerektiği sonucuna ulaşılmıştır. Sonuç olarak öğretmenler, matematik öğretim sürecinde karşılaştıkları güçlükleri tespit etmeleri ve bu güçlükleri minimize edip bir plan doğrultusunda eğitimlerine devam edebilmelerinin gerektiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Türk halk bilmecelerinde deyimler ve ikilemeler
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Daşkın, Yoldaş; Özçelik, Sadettin
    Toplumun hafızasını oluşturan kültür, dil ile aktarılır. Dilin en önemli ögelerinden biri dili oluşturan yapılardır. Her dil yapısının kendine özgü bir anlamı barındırmasının yanında bağlam içerisinde de bunlara bazı anlamlar yüklenir. Bu yüzden Türkçede duygu ve düşüncelerin etkili kullanılabilmesi için dil yapılarına hâkim olmak gerekir. Bu çalışmada Türk Halkının Bilmeceleri eserinde geçen deyim ve ikilemeleri tespit ettik. Deyimleri yapılarına göre, ikilemeleri ise sözcük türlerine göre tasnif ettik.
  • Öğe
    Okul yöneticilerinin örgütsel imaj algıları ile küresel yetkinlikleri arasındaki ilişki
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Arslan, Kadir; Aküzüm, Cemal
    Bu araştırmanın amacı, Diyarbakır ilinde bulunan resmi ilkokul ve ortaokullarda görev yapan okul yöneticilerinin örgütsel imaj algıları ile küresel yetkinlikleri algıları arasındaki ilişkinin incelenmesidir. Bu çalışma nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel tarama modeli ile gerçekleştirilmiştir. Araştırmanın evrenini, 2022-2023 eğitim-öğretim yılı içerisinde Diyarbakır ili dört merkez ilçedeki 166 resmi ilkokul ve ortaokullarda görev yapan 545 okul yöneticisi oluşturmuştur. Araştırmanın örneklemini ise tabakalı örnekleme yöntemi ile seçilen 351 okul yöneticisi oluşturmaktadır. Araştırmada kullanılan veri toplama araçlarından "Örgütsel İmaj Algısı Ölçeği" 7 boyut ve 46 maddeden, "Küresel Yetkinlik Ölçeği" ise 4 boyut ve 32 maddeden oluşmaktadır. Çalışmada elde edilen veriler bilgisayar ortamına aktarılmış ve SPSS paket programı kullanılarak analiz edilmiştir. Verilerin analizinde; İlişkisiz Örneklemler için t-testi, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA), Kruskal Wallis-H testi, Tukey testi ve Mann-Whitney U testi kullanılmıştır. Bu araştırmada verilerin çarpıklık ve basıklık testine ilişkin analiz sonuçlarına yer verilmiştir. Okul yöneticilerinin örgütsel imaj algıları ile küresel yetkinlik algıları arasındaki anlamlı ilişkiyi belirlemek için Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon analizi yapılmıştır. Ayrıca bağımsız değişkenlerin bağımlı değişkenleri yordama düzeylerini belirlemek amacıyla Çoklu Doğrusal Regrasyon Analizi yapılmıştır. Araştırma sonucunda; okul yöneticilerinin örgütsel imaj algıları incelendiğinde, okul yöneticilerinin "hizmet kalitesi", "yönetim kalitesi", "finansal kalitesi", "çalışma ortamı", "toplumsal sorumluluk", "duygusal çekicilik" ve "kurumsal etik" boyutlarına yönelik algılarının üst düzeyde olduğu görülmüştür. Okul yöneticilerinin küresel yetkinlik algıları incelendiğinde, "iletişim becerileri", "kendilik bilgisi" ve "problem çözme stilleri" boyutlarına yönelik algıları çok yüksek, "açık fikirlilik" boyutuna yönelik algılarının ise yüksek olduğu görülmüştür. Okul yöneticilerinin örgütsel imaj algıları arasında: Cinsiyet, eğitim düzeyi ve çalıştığı okul türü değişkenleri açısından anlamlı farklılık olmadığı; yaş, öğretmenlik kıdemi, okul yöneticiliği kıdemi ve bulunduğu okulda yöneticilikteki görev süresi değişkenlerine göre ise anlamlı farklılık olduğu görülmüştür. Okul yöneticilerinin küresel yetkinlik algıları arasında: Cinsiyet, yaş, eğitim düzeyi, öğretmenlik kıdemi, okul yöneticiliği kıdemi, çalıştığı okul türü ve bulunduğu okulda yöneticilikteki görev süresi değişkenleri açısından anlamlı farklılık olmadığı görülmüştür. Son olarak "hizmet kalitesi", "yönetim kalitesi", "finansal kalitesi", "çalışma ortamı", "toplumsal sorumluluk", "duygusal çekicilik" ve "kurumsal etik" boyutlarının, okul yöneticilerinin küresel yetkinliğe ilişkin algılarındaki değişimin %9'unu açıkladığı ve küresel yetkinliğe yönelik algıları üzerinde anlamlı yordayıcılar olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Geometri maddelerinin şekilli ve şekilsiz sunulmasının testin psikometrik özelliklerine ve öğrencilerin test puanlarına etkisi
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Atçı, İslim; İlhan, Mustafa
    Bu çalışmada geometri maddelerinin şekilli ve şekilsiz sunulmasının testin psikometrik özelliklerine ve öğrencilerin test puanlarına etkisi incelenmiştir. Araştırma 2023–2024 Eğitim Öğretim Yılı'nda Mardin ilinde toplam 480 sekizinci sınıf öğrencisi ile yürütülmüştür. Çalışma kapsamında biri şekil içeren ve diğeri şekil içermeyip sadece sözel ifadelerden oluşan iki geometri testi hazırlanmış, her iki test de çoktan seçmeli 15 maddeden oluşmuştur. Veri toplama sürecinde karşıt dengelenmiş desen takip edilmiş, iki test öğrencilere üç hafta arayla uygulanmıştır. Analizler her iki uygulamaya da katılan ve cevapladığı test formları eşleştirilebilen 405 öğrenci üzerinden gerçekleştirilmiştir. Faktör analizinde ulaşılan sonuçlar, maddelerin faktör yüklerinin ve beraberinde açıklanan varyans oranının şekilli formda şekilsiz forma kıyasla daha yüksek olduğunu ortaya koymuştur. Şekilli teste ait Cronbach alfa iç tutarlılık katsayısı şekilsiz form için hesaplanandan anlamlı derecede daha yüksek bulunmuştur. Madde güçlüklerine göre şekilli soruların şekil içermeyen sorulara kıyasla öğrencilere daha kolay geldiği belirlenmiştir. Nokta çift serili korelasyon katsayısı ile %27'lik alt-üst grup karşılaştırmalarına dayalı ayırt edicilik indeksleri açısından neredeyse maddelerin tamamında şekilli test lehine fark gözlenmiştir. Buna paralel olarak testin geneline ilişkin bir ayırt edicilik ölçüsü olan Ferguson delta istatistiği de şekilli testte daha yüksek çıkmıştır. Korelasyon analizinde iki testteki öğrenci puanları arasında pozitif yönde, güçlü ve istatistiki bakımdan anlamlı bir ilişki olduğu saptanmıştır. Bununla birlikte, bağımlı gruplar t-testi sonucunda öğrencilerin şekilli ve şekilsiz testten aldıkları puanlar arasında istatistiksel açıdan anlamlı fark olduğu tespit edilmiştir. Bu sonuçlar, şekilli sorulardan oluşan geometri testi ile soruların şekilsiz sunulduğu testin hem psikometrik özellikler hem de öğrenci puanları açısından farklılaştığını, dolayısıyla aynı kazanımı yoklamaya dönük olsalar bile bu testlerin paralel formlar olarak nitelendirilemeyeceğini göstermektedir.
  • Öğe
    Yer bilimi konularıyla ilgili iki aşamalı teşhis testi geliştirilmesi: Geçerlik ve güvenirlik çalışması
    (Dicle Üniversitesi, Eğitim Bilimleri Enstitüsü, 2024) Bakışlı, Erdal; Çakmak, Gonca
    Kavram yanılgısı, genellikle kişisel deneyimlerden ve yanlış inançlardan kaynaklanan, bireyin bir konu hakkındaki anlayışının alandaki bir uzmandan farklı olması durumunda ortaya çıkmaktadır. Özellikle fen bilimleri gibi zengin içeriğe ve soyut kavramlara sahip bir ders için kavram yanılgılarının yaygınlığı göz önünde bulundurulduğunda, söz konusu kavram yanılgılarının düzeltilmemesi öğrenim hayatını tümüyle olumsuz etkileyeceğinden, öğrenciler arasındaki yaygınlığının belirlenmesi ve ünite özelinde tespit edilmesine yönelik çalışmalar yapılması gerekliliği ortaya çıkmaktadır. Bu çerçevede mevcut araştırmada 6. sınıf öğrencilerinin Güneş, Dünya, Ay ve gezegenlere yönelik kavram yanılgılarının belirlenmesine yönelik iki aşamalı bir teşhis testi geliştirilmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında 21 maddeden oluşan iki aşamalı teşhis testi geliştirilmiştir. Literatürde yaygın olarak tespit edilen kavram yanılgılarını dikkate alarak hazırlanan madde havuzu 12 farklı uzman görüşü çerçevesinde değerlendirilmiş, yapılan değerlendirmede Lawshe kapsam geçerlik indeksinin 0.95 olduğu belirlenmiştir. Ölçüm aracının güvenirlik ve geçerlik analizleri Şanlıurfa ili Siverek ilçesindeki beş farklı ortaokulda öğrenim gören 349 öğrencinin dahil edildiği çalışma grubu ile gerçekleştirilmiştir. Microsoft Excel ve JASP programları kullanılarak yapılan analizlerde ölçüm aracının Cronbach Alfa katsayısı 0.811 olarak hesaplanmıştır. Madde analizi, madde güçlüğü, madde ayırt ediciliği ve doğrulayıcı faktör analizi test sonuçlarında dört maddenin ölçüm aracından çıkarılmasına karar verilmiştir. 17 maddeden oluşan iki aşamalı teşhis testinin Güneş, Dünya, Ay ve gezegenlere yönelik kavram yanılgılarının belirlenmesi amacıyla kullanılabilecek, güvenilir ve geçerli bir ölçüm aracı olduğu belirlenmiştir.