Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Yakut, Salim" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    2015-2017 YILLARI ARASINDA İZOLE EDİLEN CITROBACTER SUŞLARINDA ANTİBİYOTİK DİRENCİ
    (2017) Akpolat, Nezahat; Yakut, Salim; Atmaca, Selahattin; Özekinci, Tuncer; Gül, Kadri
    .Bu çalışmada Nisan 2015-Mart 2017 tarihleri arasında infeksiyon etkeni olarak izole edilen Citrobacter suşlarının antibiyotik dirençlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. İzole edilen 72 Citrobacter suşundan 37'si Citrobacter freundii 35'i diğer Citrobacter türleri olarak identifiye edilmiştir. İzole edilen suşların farklı antimikrobiyallere minimum inhibitör konsantrasyon değerleri incelenmiş ve ampisiline % 99, seftazidime % 25, aztreonam ve trimetoprim/sülfametoksazole % 22, siprofloksasine % 15, piperasilin/tazobaktam ve gentamisine % 11, sefepime % 10, meropeneme % 1 ve amikasine % 0 oranlarında direnç saptanmıştır. Amikasin ve meropenem en etkili antibiyotikler olarak bulunmuş, bunları sefepim, gentamisin ve piperasilin/tazobaktam izlenmiştirÇalışmada amikasin ve meropenemin Citrobacter infeksiyonları için iyi bir tedavi alternatifi olduğu sonucuna varılmıştır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    2015-2017 yılları arasında izole edilen citrobacter suşlarında antibiyotik direnci
    (Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği, 2017) Atmaca, Selahattin; Özekinci, Tuncer; Yakut, Salim; Akpolat, Nezahat; Gül, Kadri
    Bu çalışmada Nisan 2015-Mart 2017 tarihleri arasında infeksiyon etkeni olarak izole edilen Citrobacter suşlarının antibiyotik dirençlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. İzole edilen 72 Citrobacter suşundan 37'si Citrobacter freundii 35'i diğer Citrobacter türleri olarak identifiye edilmiştir. İzole edilen suşların farklı antimikrobiyallere minimum inhibitör konsantrasyon değerleri incelenmiş ve ampisiline % 99, seftazidime % 25, aztreonam ve trimetoprim/sülfametoksazole % 22, siprofloksasine % 15, piperasilin/tazobaktam ve gentamisine % 11, sefepime % 10, meropeneme % 1 ve amikasine % 0 oranlarında direnç saptanmıştır. Amikasin ve meropenem en etkili antibiyotikler olarak bulunmuş, bunları sefepim, gentamisin ve piperasilin/tazobaktam izlenmiştirÇalışmada amikasin ve meropenemin Citrobacter infeksiyonları için iyi bir tedavi alternatifi olduğu sonucuna varılmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Cryptococcus liquefaciens meningitis in a patient with T cell non Hodgin lymphoma
    (Edizioni Minerva Medica, 2019) Ozcan, Nida; Dal, Tuba; Akpolat, Nezahat; Durmaz, Riza; Yakut, Salim; Zeybek, Hasan; Gul, Kadri
    Invasive fungal cryptococcosis including meningitidis is a growing threat to immunocompromised patients. Cryptococcus neoformans and Cryptococcus gattii are the main agents of human cryptococcosis. In recent years, there has been an increased incidence of opportunistic infections caused by other species, such as C. liquefaciens. In this study, we presented a meningitis case report caused by Cryptococcus liquefaciens in a 12 years old girl with T cell NHL (Non Hodgin lymphoma). A 12-year-old female patient with a diagnosis of T-NHL (T cell Non-Hodgkin's lymphoma) under the chemotherapy was hospitalized in Hematology Clinic with the complaints of fever and occasional headache for three days. The yeast colonies were isolated from cerebrospinal fluid material (CSF). MALDI-TOF MS (Matriks assisted laser desorption ionization time of flight mass spectrometry, Bruker Daltonics, USA) and Nested PCR (polymerase chain reaction) were used to identify the yeast. Isolated yeast is identified as Cryptococcus liquefaciens by MALDI-TOF MS and Nested PCR. In conclusion, C. liquefaciens can be a causative agent of menigitidis in cases with NHL. Nested PCR was a good, time-saving and economical method for the accurate and early diagnosis of C. liquefaciens infections. Our presented case also showed that result of MALDI-TOF method was compatible with nested PCR method in identification of C. liquefaciens.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Escherichia coli, Klebsiella pneumoniae, Pseudomonas aeruginosa ve Acinetobacter baumannii klinik izolatlarında kolistin direnci saptanmasında BD phoenix yarı otomatize sistem ve sıvı mikrodilüsyon yöntemlerinin karşılaştırılması
    (Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2019) Yakut, Salim; Gül, Kadri
    Giriş-Amaç: Çoklu ilaç dirençli (ÇİD) bakteriyel enfeksiyonlarda kolistin kullanımına duyulan ihtiyaç arttıkça kolistin duyarlılık testleri de önem kazanmıştır. Bu çalışma ile çoklu ilaç dirençli A.baumannii, P. aeruginosa, K. pneumoniae ve E. coli izolatlarında otomatize sistem ile saptanan kolistin minimal inhibitör konsantrasyon değerlerinin (MİK) sıvı mikrodilüsyon (SMD) ile saptanan MİK değerleriyle karşılaştırılması amaçlanmıştır. Gereç-Yöntem: Çalışmaya Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Bakteriyoloji Laboratuvarına gönderilen klinik örneklerden üreyen A. baumanni (92 izolat), K. pneumoniae (68 izolat), P. aeruginosa (55 izolat) ve E. coli (21 izolat) izolatı dahil edilmiştir. İzolatların antimikrobiyal duyarlılık testleri (ADT) , idrar ve diğer örnekler için sırasıyla Phoenix UNMIC-401/ ID Paneli ve NMİC-400/ID panelleri kullanılarak BD Phoenix 100 (Becton Dickinson, A.B.D) otomatize sistemi sistemi ve SMD yöntemi ile çalışılmıştır. SMD yöntemi referans kabul edilerek Phoenix 100 otomatize sistemin kolistin duyarlılığını saptama durumu karşılaştırılmıştır. Bulgular: Çalışmaya dahil edilen 236 izolatın 65'i trakeal aspirat, 64'ü idrar, 51'i kan, 44'ü yara, 4'ü apse, 4'ü dren, 4'ü de plevra örneklerinden izole edilmiştir. Toplam 236 izolatın 36'sında (%15.3) kolistine direnç saptanmıştır. A. baumannii, K. pneumoniae , P. aeruginosa ve E. coli izolatlarında sırasıyla %15.2, %20.6, %5.5 ve %23.8 oranında kolistine direnç saptanmıştır. Phoenix 100 sisteminin çok büyük hata (ÇBH) oranı %75); büyük hata (BH) oranı %0.5 bulunmuştur. Sonuç: Çoklu ilaç dirençli bakteriyel enfeksiyonlarda kolistin direnç testlerinin sonuçları uygun antibiyoterapi için çok önemlidir. Phoenix 100 sisteminin kolistine dirençli izolatları saptayamadığı görülmüştür. Yeni geliştirilecek testlerin veya otomatize sistemlerdeki modifikasyonların duyarlılıklarının saptanmasında sıvı mikrodilüsyon test sonuçları referans alınmalıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    INVESTIGATION OF SOME MICROBIAL AGENTS IN VAGINAL AND ENDOSERVIX SWAP SAMPLES OF 18 – 50 AGED WOMEN WITH VAGINAL DISCHARGE
    (Rojan GÜMÜŞ, 2022) İçen, Remziye; Akpolat, Nezahat; Özcan, Nida; Yakut, Salim; Çakır, Fatih; Ağaçayak, Elif; Sönmez, Cemile
    Detecting sexually transmitted infectious agents in women by traditional methods is often troublesome. In this study, it was aimed to investigate bacterial vaginosis and vaginitis agents by culture, microscopic examination and molecular methods in women with vaginal discharge complaints. A total of 100 female patients aged 18-50 years, who applied to the Dicle University Faculty of Medicine, Department of Obstetrics and Gynecology with the complaint of vaginal discharge, were included in the study. Gram and Giemsa staining, culture and multiplex PCR processes were performed from vaginal and endocervix samples taken with sterile swabs. Gram-stained specimens were evaluated with the Nugent score; the presence of leukocytes with polymorph nuclei, Clue-Cells, and different shaped bacteria. Culture-grown agents were identified at the species level by MALDI TOF-MS. There was at least one microbial agent in 63% of the samples included in the study. According to Nugent scores, 27 specimens were determined positive, and 39 specimens had intermediate values for bacterial vaginosis(BV). Candida spp. (29%), Streptococcus agalactiae (9%) and S. aureus (3%) grew in culture while M. hominis (23%), U. urealyticum (13%), T. vaginalis (9% ) and C. trachomatis (3% ) DNAs were detected by multiplex PCR. In our study, it was determined that vaginal discharge could be caused by bacterial, fungal, and parasitic microorganisms as well as bacterial vaginosis agents. It is very difficult, laborious and necessary to determine dysbiosis and infection in the vagina which has an important microbiome. Gram staining and culture methods are insufficient for the detection of vaginal infection agents. Therefore, it would be beneficial to use molecular methods in addition.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Karbapenemlerden en az birine dirençli, GSBL pozitif ve negatif Escherichia coli ve Klebsiella spp. suşlarında fosfomisin duyarlılığı
    (Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği, 2018) Atmaca, Selahattin; Yakut, Salim; Özcan, Nida; Özekinci, Tuncer; Akpolat, Nezahat; Gül, Kadri
    Enterobacterales üyelerinde genişlemiş spektrumlu beta laktamaz (GSBL) üretimi ve artan karbapenem direnci eski bir antibiyotik olan fosfomisine ilgiyi arttırmıştır. Çalışmada karbapenemlerden (ertapenem, imipenem, meropenem) en az birine dirençli GSBL pozitif ve GSBL negatif Escherichia coli ve Klebsiella spp. suşlarında fosfomisin duyarlılığı araştırılmıştır. Bir yıllık periyotta (Ocak-Aralık 2017) çeşitli klinik-yoğun bakım ve poliklinik hastalarından izole edilen karbapenemlerden en az birine dirençli E.coli ve Klebsiella izolatları çalışmaya dahil edilmiştir. Çalışmaya alınan 64 E.coli suşunda GSBL negatif suşlardaki fosfomisin duyarlılığının (41/43, % 95.3), GSBL pozitif suşlardaki fosfomisin duyarlılığından (17/21, % 80.9) daha yüksek olduğu görülmüştür. Ancak GSBL varlığı ile fosfomisin duyarlılığı arasında istatistiki olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır(p>0.05) Klebsiella spp. suşlarında GSBL negatif suşlardaki fosfomisin duyarlılığı (42/53, % 79.2), GSBL pozitif suşlardaki fosfomisin duyarlılığından (16/29, % 55.1) yüksek bulunmuştur. Klebsiella spp. suşlarında GSBL varlığı ile fosfomisin direnci arasındaki ilişki istatistiki olarak anlamlı bulunmuştur (p<0.05). Çalışmada GSBL pozitif ve GSBL negatif olup çalışılan karbapenemlerden en az birine dirençli toplam E.coli suşlarındaki fosfomisin duyarlılığının (% 90.6), Klebsiella spp. izolatlarında elde edilen duyarlılığa göre (% 70.7) yüksekliği istatistiki olarak anlamlı bulunmamuştur (p>0.05). Karbapenem dirençli E.coli ve Klebsiella suşlarında yüksek fosfomisin duyarlılığı, ilacın idrar yolu dışındaki dirençli enfeksiyonlarda da kullanımını gündeme getirebilir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Serratia türlerinin identifikasyonu, klinik dağılımı, antibiyotik duyarlılığı
    (Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği, 2018) Atmaca, Selahattin; Özekinci, Tuncer; Yakut, Salim; Akpolat, Nezahat; Gül, Kadri
    Serratia spp. özellikle yenidoğan, çocuk ve diğer yoğun bakım üniteleri başta olmak üzere hastane infeksiyonu etkenleri arasında önemli yeri olan bir bakteri grubudur. Çalışmada klinik ve polikliniklerden gönderilen farklı örneklerden izole edilen Serratia marcescens ve diğer Serratia türlerinin klinik kökenleri ve antibiyotik duyarlılık sonuçlarının tartışılması amaçlanmıştır. İki yıllık bir dönem içerisinde kliniklerden ve poliklinikten gönderilen farklı materyallerden infeksiyon etkeni olarak izole edilen Serratia suşlarının identifikasyonu MALDI-TOF-MS (Matrix-assisted laser desorption/ionization- time of flight- mass spectrometry, Bruker Daltonics, ABD), duyarlılık testleri ise Phoenix UNMIC-401/ ID Paneli ve NMIC-400/ID Paneli (Becton Dickinson Diagnostic Instrument Systems, Sparks, Md, ABD) ile yapılmıştır. İzole edilen 105 Serratia suşunun 17’si (% 16) poliklinik, 88’i (% 84) klinik ve yoğun bakım hastalarından izole edilmiş olup 89 suş (% 84.7) S.marcescens, beş suş (% 4.7) Serratia ureilytica, dört suş (% 3.8) Serratia liquefaciens, birer suş da Serratia ficaria, Serratia fonticola ve Serratia plymuthica olarak tanımlanırken dört Serratia cinsine ait izolatın sistem tarafından tür identifikasyonu yapılamamıştır. Toplam örneklerin 51’i (% 49) yoğun bakım ünitelerinden gönderilmiş olup bu sayı içerisinde yenidoğan ve çocuk yoğun bakım ünitelerindeki yoğunluk (% 56.8) dikkat çekicidir. Sonuç olarak ciddi bir hastane enfeksiyonu etkeni olarak bilinen Serratia cinsi bakterilerin antibiyotik duyarlılık sonuçlarını sunarak bu bakteri cinsine dikkat çekmek istenmiştir. Serratia cinsi bakterilerin özellikle yoğun bakım hastalarında, yoğun bakım üniteleri içinde ise önemli oranda çocuk yoğun bakım ünitelerinde enfeksiyonlara yol açtıkları ve daha çok pnömoni, idrar yolu enfeksiyonları, sepsis ve yara yeri enfeksiyonlarına neden oldukları görülmektedir. Aynı zamanda çalışmamızda Serratia türlerine karşı sırayla amikasin (% 97), siprofloksasin (% 95), aztreonam (% 93) ve trimetoprim/sülfametoksazol (% 93) en etkili antibiyotikler olarak tespit edilmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    ÜÇ FARKLI ZAMAN ARALIĞINDA (2001, 2011, 2017) HASTANEMİZDE İZOLE EDİLEN STAPHYLOCOCCUS AUREUS SUŞLARININ FUSİDİK ASİDE KARŞI DİRENÇ DURUMLARI
    (2018) Yakut, Salim; Akpolat, Nezahat; Atmaca, Selahattin; Özekinci, Tuncer; Gül, Kadri
    Fusidik asit eski bir antibiyotik olmasına rağmen, özellikle metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) dahil tüm stafilokokal deri, yumuşak doku ve kemik enfeksiyonlarında halen kullanılan etkili bir antibiyotiktir. Bu çalışmada 2017 yılında poliklinik hastaları ve yatan hastalardan izole edilen MRSA ve metisiline duyarlı Staphylococcus aureus (MSSA) suşlarının fusidik asit duyarlılıkları otomatize sistemle belirlenmiş ve 2001 ve 2011 yıllarında disk difüzyon testi ile elde edilen sonuçlarla kıyaslanmıştır. İzole edilen toplam 374 Staphylococcus aureus suşu için fusidik asit direnci % 8,173 MRSA suşu için % 13.2, 201 MSSA suşu için bu oranı % 3.4 olarak belirlenmiştir.Fusidik asitin MRSA ve MSSA tüm stafilokokal enfeksiyonlarda uzun süreli kullanıma rağmen halen etkinliğinin yüksek olduğu tespit edilmişse de özellikle fusidik asidin kullanım alanı olan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında toplum kökenli metisiline dirençli Staphylococcus aureus (TK-MRSA) suşlarının, sıklığı ve fusidik asit direnç oranının tespitinin epidemiyolojik olarak önemini vurgulamak çalışmamızın bir diğer amacı olmuştur. İzole edilen 173 MRSA suşundan 21'ini toplum kökenli suşlar olarak belirlerken bu suşlardan beşinin (% 23.8) fusidik aside dirençli olduğu çalışmada saptanmıştır. Fusidik asit, metisiline dirençli ve duyarlı stafilokokların etken olduğu enfeksiyonlarda iyi bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma sonucunda fusidik asidin stafilokokal enfeksiyonların tedavisinde halen gözardı edilmemesi gereken bir antibiyotik olduğu görülmektedir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Üç farklı zaman aralığında (2001, 2011, 2017) hastanemizde izole edilen Staphylococcus aureus suşlarının fusudik aside karşı direnç durumları
    (Antibiyotik ve Kemoterapi Derneği, 2018) Atmaca, Selahattin; Özekinci, Tuncer; Yakut, Salim; Akpolat, Nezahat; Gül, Kadri
    Fusidik asit eski bir antibiyotik olmasına rağmen, özellikle metisiline dirençli Staphylococcus aureus (MRSA) dahil tüm stafilokokal deri, yumuşak doku ve kemik enfeksiyonlarında halen kullanılan etkili bir antibiyotiktir. Bu çalışmada 2017 yılında poliklinik hastaları ve yatan hastalardan izole edilen MRSA ve metisiline duyarlı Staphylococcus aureus (MSSA) suşlarının fusidik asit duyarlılıkları otomatize sistemle belirlenmiş ve 2001 ve 2011 yıllarında disk difüzyon testi ile elde edilen sonuçlarla kıyaslanmıştır. İzole edilen toplam 374 Staphylococcus aureus suşu için fusidik asit direnci % 8,173 MRSA suşu için % 13.2, 201 MSSA suşu için bu oranı % 3.4 olarak belirlenmiştir. Fusidik asitin MRSA ve MSSA tüm stafilokokal enfeksiyonlarda uzun süreli kullanıma rağmen halen etkinliğinin yüksek olduğu tespit edilmişse de özellikle fusidik asidin kullanım alanı olan deri ve yumuşak doku enfeksiyonlarında toplum kökenli metisiline dirençli Staphylococcus aureus (TK-MRSA) suşlarının, sıklığı ve fusidik asit direnç oranının tespitinin epidemiyolojik olarak önemini vurgulamak çalışmamızın bir diğer amacı olmuştur. İzole edilen 173 MRSA suşundan 21’ini toplum kökenli suşlar olarak belirlerken bu suşlardan beşinin (% 23.8) fusidik aside dirençli olduğu çalışmada saptanmıştır. Fusidik asit, metisiline dirençli ve duyarlı stafilokokların etken olduğu enfeksiyonlarda iyi bir tedavi seçeneği olarak karşımıza çıkmaktadır. Çalışma sonucunda fusidik asidin stafilokokal enfeksiyonların tedavisinde halen gözardı edilmemesi gereken bir antibiyotik olduğu görülmektedir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim