Yazar "Uyar, Aşur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Comparison of ultrasonographic and mammographic features of extremely rare papillary carcinoma and invasive ductal carcinoma(Termedia Publishing House Ltd., 2022) Balsak, Serdar; Yozgat, Can Yılmaz; Yüzkan, Sabahattin; Uyar, AşurIntroduction: This study aimed to investigate and compare ultrasonographic and mammographic findings of papillary breast carcinoma and invasive ductal carcinoma in breast masses that were diagnosed as pathological. Material and methods: This retrospective study included 88 patients with breast lesions, who underwent ultrasonography, mediolateral oblique-craniocaudal, and tomosynthesis imaging in the Picture Archiving and Communication System between January 2010 and March 2019. Results: 44 histopathologically diagnosed papillary carcinoma patients and 44 invasive ductal carcinoma patients were divided into groups according to contour, shape, internal structure, calcific-cystic component, echogenicity, posterior acoustic change, skin orientation, and environmental echogenic halo. There was a statistically significant difference between the groups in mammography contour, U/S contour, U/S shape, U/S posterior acoustics, and U/S internal structure. Logistic regression analysis showed that the presence of homogenous appearance (p < 0.001) and absence of shading in the posterior acoustic U/S (p = 0.001) were the most pertinent findings for determining papillary carcinoma. In the U/S, the likelihood of a homogenous tumour being a papillary carcinoma was 16.869 times higher than that of invasive ductal carcinoma, whereas the same probability was 0.1101 times less for a tumour with posterior acoustic shadowing. Conclusions: It is challenging to differentiate between invasive ductal carcinoma and papillary carcinoma of the breast without histopathological diagnosis both on ultrasound and mammography. The results of our study demonstrated that the ultrasonographic and mammographic findings of invasive ductal carcinoma and papillary carcinoma were like each other. Therefore, it is still not possible to distinguish between these 2 types of cancer only in accordance with these 2 criteria.Öğe Efficacy of different therapy regimes of low-power laser in painful osteoarthritis of the knee: A double-blind and randomized-controlled trial(Wiley, 2003) Gür, Ali; Coşut, Abdullkadir; Saraç, Ayşegül Saraç; Çevik, Remzi; Nas, Kemal; Uyar, Aşur; 0000-0001-9680-6268; 0000-0001-8099-097X; 0000-0002-5845-0851; 0000-0002-4124-1586Background and Objectives: A prospective, double-blind, randomized, and controlled trial was conducted in patients with knee osteoarthritis (OA) to evaluate the efficacy of infrared low-power Gallium-Arsenide (Ga-As) laser therapy (LPLT) and compared two different laser therapy regimes. Study Design/Materials and Methods: Ninety patients were randomly assigned to three treatment groups by one of the nontreating authors by drawing 1 of 90 envelopes labeled 'A' (Group I: actual LPLT consisted of 5 minutes, 3 J total dose + exercise; 30 patients), 'B' (Group II: actual LPLT consisted of 3 minutes, 2 J total dose + exercise; 30 patients), and 'C' (Group III: placebo laser group + exercise; 30 patients). All patients received a total of 10 treatments, and exercise therapy program was continued during study (14 weeks). Subjects, physician, and data analysts were unaware of the code for active or placebo laser until the data analysis was complete. All patients were evaluated with respect to pain, degree of active knee flexion, duration of morning stiffness, painless walking distance and duration, and the Western Ontario and Me Master Universities Osteoarthritis Index (WOMAC) at week 0, 6, 10, and 14. Results: Statistically significant improvements were indicated in respect to all parameters such as pain, function, and quality of life (QoL) measures in the post-therapy period compared to pre-therapy in both active laser groups (P < 0.01). Improvements in all parameters of the Group I and in parameters, such as pain and WOMAC of the Group II, were more statistically significant when compared with placebo laser group (P < 0.05). Conclusions: Our study demonstrated that applications of LPLT in different dose and duration have not affected results and both therapy regimes were a safe and effective method in treatment of knee OA.Öğe Malign plevral mezotelyomada toraks bilgisayarlı tomografisi bulguları(1998) Şenyiğit, Abdurrahman; Uyar, Aşur; Asan, Emir; Coşkunsel, Mehmet; Özateş, Mustafa; Işık, RecepKliniğimizde Ocak-1988 ve Şubat-1997 tarihleri arasında malign pleural mezotelyoma (MPM) teşhisi konan 91 hastanın to-raks bilgisayarlı tomografisi (BT).bulguları incelendi, Lezyonların belirlenmesinde standart akciğer radyografisi veBTbul-gulannın sonuçları karşılaştırıldı. Ayrıca subgrup tayini yapılan olgularda BT lezyonlarında farklılık olup olmadığı araştı-nldı. BT'de plevral kalınlaşma (PK) 3 alt başlıkta incelenmiş oe en fazla sıklıkla diffüz plevral kalınlaşma (DPK) (%69.2) tes-pit edilmiştir. Kitle tarzında pleural kalınlaşma ise %5.4 oranında saptanmıştır. Yine mediastinal pleural tutulum %65.9, lenfadenopati %15.3, atelektazi %27.4, interlober fıssür tutulumu ise %56 oranında belirlenmiştir Ayrıca olguların %14.2'sin-de pleural mayi saptanmazken %4.3 oranında perikardiyal invazyon saptanmıştır. Standart akciğer grafisinde ise olguların %31.8'inde pleural kalınlaşma belirlenmişken özellikle mayısı fazla olan olgularda mediastinal plevral tutulumun akciğer graflsindeki tespitinin BT'ye göre düşük olduğu (%65.9'a karşılık %17.5) saptanmıştır. Subgrup tayini yapılan olgularda lezyonlann karşılaştırılmasında sarkomatöz tipte özellikle mediastinal pleura, akciğer parenkimi ve interlober fıssür tutulu-mu, mediastinal şift ve perikard ile göğüs duvarı invazyonunun, epitelyal tipte normal pleüra görünümünün ve mikst tip-te ise nodüler PK'nın daha sık görüldüğü tespit edilmiştir. Sonuç olarak BT'nin MPM'daki pleural ve parankimal hastalığın belirlenmesinde ve takibinde faydalı olduğu kanaatine varıldı.Öğe MR angiography in diagnosis of aberrant right subclavian artery associated with common carotid trunk [3](2000) Özateş, Mustafa; Nazaroǧlu, Hasan; Uyar, AşurÖğe Ogilvie's syndrome in a patient with multiple myeloma(2002) Parmaksız, Yusuf; Uyar, Aşur; Müftüoğlu, Ekrem; Göral, VedatOgilvie's sendromu, fizik muayene ve radyolojik olarak mekanik barsak obstrüksiyonunu düşündüren ancak obstrüksiyon yapan organik bir nedeninin bulunmadığı bir tablodur. Elektrolit imbalansı, sistemik infeksiyonlar, bazı ilaçlar,bazen de nörolojik hastalıklar bu duruma neden olur. Burada, multipl myelomalı bir vakada gelişen Ogilvie's sendromu rapor edilmektedir. Bu vakada şiddetli torakal ağrı, karında daimi ve artan distansiyon, barsak seslerinde kayıp mevcuttu. Ayakta direkt batın grafisinde ve ultrasonografide, özellikle sağ kolon ve transvers kolonda massif genişleme vardı. Hastaya nazogastrik aspirasyon yapıldı ve tüm analjezikler kesildi. Rektal tüp takıldı ve hastaya 9 gün süreyle prokinetik amaçla eritromisin verildi. Karında distansiyon, rektal tüp, nazogastrik aspirasyon ve multipl myeloma tedavisi ile azalmaya başladı. Ogilvie's sendromu, multipl myeloma'nın nadir bir komplikasyonudur. Literatürde sadece bir vakada multipl myelomada gelişen Ogilvie's sendromu mevcuttur. Bizim vakamız, multipl myelomada gelişen literatürdeki ikinci Ogilvie's sendromu vakasıdır.Öğe Psödoksantoma Elastikum, hamile bir kadında tekrarlayan üst gastrointestinal kanama nedeni(Türk Gastroenteroloji Vakfı, 2007) Göral, Vedat; Demir, Doğan; Tüzün, Yekta; Keklikçi, Uğur; Büyübayram, Hüseyin; Bayan, Kadim; Uyar, AşurPsödoksantoma elastikum nadir görülen; herediter, deri, göz, kardiovasküler sistemi etkiliyen bir multisistem hastalığıdır. Olgumuz, 28 yaşında kadın hasta, üst gastrointestinal sistem kanaması şikayeti ile acil servise müracaat etti. Son 8 yılda on defadan fazla hematemezmelena şikayetleri ile gastroententeroloji kliniğinde takip edilmiş olan hasta, öyküsünde daha önceki gebeliğinde tekrar kanaması olduğunu ifade etmekteydi. Hastanın yapılan sistemik muayenesinde, gözde retina pigment epitelinde atrofi, fundusta angioid streaklar ve tipik peau d’orange bulgusu, OCT’de (optic coherans tomografi) retina sinir lifi tabakasında incelme, boyun derisinde bilateral, retiküler tarzda sarımsı renkli, düz papüler lezyonlar (plucked chicken appearance), fundusda kanama odaklarının olması ve böbreklerde nefrokalsinozis ile psödoksantoma elastikum tanısı aldı. Cilt biyopsisinde psödoksantoma elastikum saptandı. Psödoksantoma elastikum, nadir görülen ve genetik geçiş gösteren sistemik bir hastalıktır. Psödoksantoma elastikum olgularına erken tanı konması, sistemik komplikasyonlarını erken tanımak ve yaşayan diğer aile bireylerinin genetik danışma alması açısından önemlidir.Öğe Üreter taş hastalığı tanısında ultrasonografi ve kontrastsız spiral bilgisayarlı tomografi bulgularının karşılaştırılması(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Kılınç, İlhan; Özmen, Cihan Akgül; Akay, Hatice; Uyar, Aşurİntravenöz ürografi, ultrasonografi ve kontrastsız spiral bilgisayarlı tomografi üreter taş hastalığı tanısında kullanılmaktadır. Çalışmamızın amacı böğür ağrısıyla başvuran hastaların değerlendirilmesinde spiral bilgisayarlı tomografi ve ultrasonografinin tanısal değerini karşılaştırmaktır. Onbir aylık dönemde böğür ağrısıyla başvuran 41 hastaya üreter taş hastalığına yönelik üriner ultrasonografi ve kontrastsız spiral bilgisayarlı tomografi yapıldı. Üreter taş varlığı standart yöntemlerle doğrulanan 28 hastanın ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi bulguları karşılaştırıldı. Kırkbir hastanın 28’inde üreter taşı saptandı. Yirmisekiz hastanın 18’inde ultrasonografi ile, 27’sinde bilgisayarlı tomografi ile üreter taşı gösterilebildi. US ve BT’nin duyarlılığı %64.3 ve %96.4 bulundu. Her iki görüntüleme yönteminin özgüllüğü ise %100 olarak hesaplandı. Akut böğür ağrılı hastalarda üreter taşlarını göstermede bilgisayarlı tomografi daha üstündür. Ancak bilgisayarlı tomografi, yüksek maliyet ve radyasyon maruziyeti nedeniyle ultrasonografi ile tanı konamayan semptomatik akut böğür ağrısıyla başvuran hastalarda kullanılmalıdır.