Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Mermutlu, Mehmet Sait" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Abdurrahman Mevlidi
    (Mehmet ŞAHİN, 2019) Mermutlu, Mehmet Sait
    İslâm Edebiyatı’nda ve özellikle de Türk Edebiyatı’nda Peygamberimiz’e duyulan sevgi ve saygı O’na dair özel eserlerin vücuda getirilmesine sebep olmuştur. "Esmâ-yı Nebi, Sîre, Mevlid, Mirâc-nâme, Mucizât-ı Nebi, Gazavat-ı Nebi, Hilye, Ahlâku'n Nebi, Hicretü'n-Nebi(Hicret-nâme), Vefâtü'n-Nebi, Şefaat-nâme, Kırk Hadis, Yüz Hadis, Bin Hadis, Na‘t vb.   Bu konuların herbiri ayrı bir çalışmayı gerektirecek mahiyette olup İslâm Peygamberi’nin hemen hemen bütün özellikleri büyük bir ihtirâm ve hassasiyetle kaleme alınmış ve ortaya konulan eserler İslâm dünyasının Peygamberi’ne bakışını ve O’nu adeta hayatın merkezi haline getirdiğini göstermiştir. Hem yaşadığı hayat dilimi içerisinde örnek şahsiyet; hem de inancı gereği âhiret planında en çok ihtiyaç duyulan (şefaatçı) kimliğiyle hep kalplerinde, hayatının içinde, ticaretinde, evinde ve başucundaki kitapları arasındadır. “Mevlid”, bütün bu eserler içinde en çok ilgi görmüş ve en yaygın olanıdır. Şüphesiz bu denli ilgi, farklı dillerde de mevlid yazılmasına sebep olmuştur: Arapça mevlidler yanında Farsça, Arnavutça, Kürtçe, Cava dilinde, Boşnakça, Rumca, Çerkesçe, Ordu dilinde, Savahill dilinde, Alhamyado (Arap harfleriyle yazılmış İspanya-havalisi dili) ve Tatarca mevlidler de vardır. Türkçe kaleme alınmış 200 civarında Mevlid, bu türün özellikle Türkler arasında ne denli bir şöhretin sahibi olduğunu gösterir. Özellikle Süleyman Çelebi’nin eseri olan Vesîletü’n-Necât hiç şüphe yok ki yüzlerce mevlid arasında en çok şöhret yakalayan ve kütüphanelerde de nüshaları bulunan Mevlid’tir. Diğerleri arasında Süleyman Çelebi Mevlidi’ne (çok-az)benzer olanlar ve olmayanlar diye bir tasnif oluşturmak pekâlâ mümkündür. Bazı araştırmacıların “Abdurrahman” isimli bir yazar tarafından kaleme alınmış birkaç mevlidten bahsetmelerine rağmen gerek okuyucuya aktarılan bilgiler ve gerekse yaptığımız incelemede bu mevlidlerin eserimizden farklı mevlidler olduğu anlaşılmıştır. Üzerinde çalışma yaptığımız eserin, müstensihi ve yazım tarihi belirtilmemiş, ancak yazarının “Abdurrahman” isminde olup mevlidin ilk beyitlerinde zikredildiği; sade ve anlaşılır diliyle, yer verdiği başlıklar, fasıllar ve üç bölümden bir kesit aktarımıyla Vesîletü’n-Necât’a dokunan yanlarının yanında, farklı bir eser kimliğiyle pek bilinmeyen gözden ırak kalmış bir mevlid örneği sunar bize. Mevlid’te, meşhur Süleyman Çelebi Mevlidi’ndeki konular işlenmiş olup başlıklar şu şekilde sıralanmıştır: Münâcât, Velâdet, Risâlet, Mirâc, Vefat ve Duâ. 40 varak ve “Nesih” yazı türüyle İncelediğimiz kahverengi karton kapaklı kitabın içerisinde toplam 764 beyit olarak kaleme alınmış olan Mevlid, Mevlid duâsı, Medhiye ve dünyanın faniliğini anlatan şiirlerin yanısıra; “Niyazî-i Mısrî, Kemâl Ümmî, Yunus Emre” gibi mutasavvıfların ve bazı şairlerin de şiirlerinden örnekler verilir. 
  • [ X ]
    Öğe
    ABDURRAHMAN NESİB DEDE DİVÂNI’NDA NA‘T-I ŞERİFLERİN İNCELENMESİ
    (Dicle Üniversitesi, 2022) Mermutlu, Mehmet Sait
    Türk edebiyatında Peygamberimizi anlatan birçok türler hemen hemen XI. yüzyıldan bu yana Türklerin yaşamlarını sürdürdükleri her yerde gittikçe artan bir sevgi seli gibi yazılmaya devam edegelmiştir. Bu türlerin içerisinde de Na‘t şüphesiz hem yazın hayatımızın orta koyduğu pek çok alanda (Divânlarda ve müstakil eserlerde) hem de pratik dinî hayatımızın önemli bölümünü oluşturan Dinî Musikî alanıyla Cami ve Tekke kültürümüzde yaşamaya devam etmektedir. Abdurrahman Nesip Dede, Hem hayatının önemli ve büyük bölümünü kuşatan tasavvufî mekânlarda (Tekke ve Dergah) şeyhlik, hem de yazdığı divânda topladığı dinî ve tasavvufî şiirleriyle Türk İslâm edebiyatı sahnesinde kendisine yer bulabilmiş özel şahsiyetlerdendir. Kaynaklarda hakkında geniş bir bilgiden yoksun olduğumuz Abdurrahman Nesib Efendi, Küçük Hakkı diye şöhret bulan Şeyh Muhammed Şehabeddin Efendi’nin (ö.1234/1818) oğludur. Hangi tarihte doğduğu bilinmemekle birlikte Üsküdarlı olduğu üzerinde kaynaklar müttefiktir. Üsküdar Hüdâyi Âsitânesi’nde babasının nezâretinde yetişmiştir. Babasından seyr ü sülûkünü tamamlayarak Ayasofya Erdebil Tekkesi’ne geçici şeyh oldu. Babasının vefatıyla da Hüdâyî Âsitânesi’ne 22. postnişîn oldu. Daha sonra“Ordu-yu Hümâyun” vâizliğine getirildi. Abdurrahman Nesib Dede, yirmi dört sene postnişînlik yaptıktan sonra vefat ederek (1258/1842) Aziz Mahmud Hüdâyî Âsitânesi’nde defnedildi. Abdurrahman Nesîb Dede’nin “Seyyid” mahlâsıyla kaleme aldığı şiirleri Divânı’nda toplanmıştır. Divân’ı, aynı zamanda bir şair olarak Nesib Dede’nin esas gücünü gösteren eseridir. Müellif hattıyla kaleme alınmış eser, Hacı Selimağâ Kütüphanesi, Hüdâyî Kitapları, nr.1268 numarada kayıtlıdır. Çalışmamızda genel olarak na‘t ve Divân hakkında kısa bir bilgi verilip, Divân’da kaleme alınmış olan na‘atlar, şekil ve muhteva yönünden değerlendirilecektir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyarbakırlı Nigâhî ve Divânçe'si
    (2012) Mermutlu, Mehmet Sait
    Diyarbakırlı olan Nigâhî’nin doğum tarihi bilinmemektedir. Hayatına ait bilgileri Ali Emiri ve Şevket Beysanoğlu bize nakletmektedir. Şiirlerinin bazı Diyarbakırlı şairler tarafından tahmis edilmesi, şiir sanatındaki yeteneğinin ifadesi sayılmalıdır. Mısralarının bugün bile dillerde yer bulması belki de söyleyişindeki samimiyet ve sadeliğin ifadesidir. Şiirlerinin tümü tasavvufîdir. Şevket Beysanoğlu, Şairin Bektaşi olduğunu söylerken onu haklı çıkaran bulgular şiirlerinde serpiştirilmiştir. Nazım şekillerinden bazılarını kullanarak yazdığı şiirleri Ali Emirî tarafından Divânçe’de toplanmış olan şairin vefat tarihi kaynaklarda h.1277(m.1860) olarak verilmektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kadiriyye Şeyhi Ahmed Kuddûsî’nin Sultan II. Mahmud ve Sultan Abdülmecid’le olan münasebeti bağlamında yazdığı şiirler
    (2023) Mermutlu, Mehmet Sait
    Ahmed Kuddûsî; I. Abdülhamid, III. Selim, IV. Mus- tafa, II. Mahmud ve Abdülmecid dönemlerini idrâk etmiş bir mutasavvıftır. Ulaşabildiğimiz bilgilere göre bu padi- şahlar içerisinde II. Mahmud ve Abdülmecid’le görüşme ihtimalinin güçlü olduğu anlaşılmıştır. Bu görüşmelerden biri Rus savaşına iştirak ettiği “Şumnu” cephesinden dö- nüşünde bir müddet kalmış olduğu İstanbul’da Padişah II. Mahmud’la olduğu ifade edilmektedir. Yine vefatını müteakip çocukları ve damadının müracaatıyla Padişah Abdülmecid’in Kuddûsî’nin maaşıyla ve tekkesinin te- darikiyle ilgili olarak kendi yazdığı iki ayrı Berât’a Baş- bakanlık Osmanlı Arşivlerinde ulaşılmıştır. Ahmed Kuddûsî’nin yöneticiler (padişahlar, halife- ler) hakkındaki görüşleri mensur ya da manzum eserle- rinde sıklıkla ortaya konulmuş olup padişahlık, vezirlik, müftilik, kâdılık, vâlilik mesleklerinin büyük sâlihlerin hizmeti olduğunu ve bunların mükâfatlarının, âbidlerin zâhidlerin mücâhidlerin ve hayrât sahiplerinin mükâfat- larından daha fazla bulunduğu düşüncesiyle karşımıza çıkar. Yine padişahlığın bir nevi Allah’ın gölgesi olduğu, bütün mahlûkatın onun kanadının altında mahfuz, güve- nilir ve emniyet içerisinde nimetlenip merhamet gördük- leri bir makamdan bahseder. Şimdiye kadar yapılmış çalışmalarda Kuddûsî’nin padişahlarla münasebeti konusunda gözden kaçan birkaç husus çalışmamızın asıl konusunu oluşturmuş; görüştüğü ve hakkında medhiyeler yazdığı Sultan Abdülmecid dı- şında ikinci padişah’ın II. Mahmud olduğu anlaşılmıştır. Özellikle muhtelif nüshalarda bulunan binin üzerin- deki manzumeleri arasında iki sultan (II. Mahmud ve Ab- dülmecid) için dört adet şiirin (herbirine iki adet olmak üzere) kaleme alınmış olduğunun tespiti yapılmıştır.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim