Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Müftüoğlu, Ekrem" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Akut lenfoblastik lösemide dissemine intravasküler koagulasyon: Olgu sunumu
    (2000) Altıntaş, Abdullah; Ayyıldız, Orhan; Işıkakdoğan, Abdurrahman; Müftüoğlu, Ekrem; Tiftik, Naci
    [Abstract Not Available]
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Akut myeloid lösemili hastalarımızda t(8;21) ve inv (16)'nın kantitatif RT-PCR ile araştırılması
    (Akademi Doktorlar Yayınevi, 2005) Ayyıldız, Orhan; Kalkanlı, Sevgi; Batun, Sabri; Işıkdoğan, Abdurrahman; Söker, Murat; Yurt, Murat; Müftüoğlu, Ekrem
    Akut myeloid lösemilerde (AML) kromozomal anomaliteler ile prognoz aras›nda ilişki olduğu gösterilmiştir. Çok say›da farkl› kromozomal anomaliteler aras›nda t(8;21) ve inv(16)'n›n varl›ğ›n›n iyi prognoz göstergesi olduğu kabul edilmektedir. Diğer kromozomal anomaliteler ise kötü prognostik değer olarak kabul edilmekte ve tedavi plan› bunlara göre düzenlenmektedir. Biz de bu amaçla kliniğimizde tan› konulan 19 AML hastas›nda kantitatif reverz transkripsiyon polimeraz zincir reaksiyonu (RT-PCR) metoduyla t(8;21) ve inv(16) anormalliklerini inceledik. Ayr›ca tüm hastalara klasik sitogenetik inceleme yap›ld›. Hastalar›n 9'u erkek,10'u bayand›. Yaş aral›ğ› 19-58’idi. Morfolojik olarak 5'i AML-M1, 8'i AML-M2, 5'i AML-M4, 1'i AML-M5 tipinde idi. Hastalar›n biri 2.indüksiyonda olmak üzere tüm hastalar ilk indüksiyon tedavisiyle remisyona girdi. Sitogenetik incelemede bir hastada t(8;21) saptand› ve RTPCR metoduyla t(8;21) teyid edildi. Diğer hastalarda yap›sal ve say›sal olarak herhangi bir kromozomal düzensizliğe rastlanmad›. Bu çal›şmay› sunmam›zdaki amaç; AML'li olgular›m›zda t(8;21) ve inv(16) anomalitelerini göstermektir.
  • [ X ]
    Öğe
    CD1+ cells in mothers of stillborn infants with neural tube defects
    (Wiley-Liss, 1995) Seniz, Fatma Nur; Müftüoğlu, Ekrem; Batun, M. Sabri; Say, Burhan
    In healthy individuals, CD1+ cells are found in thymic tissue, but not in peripheral blood, The thymus, as a key organ of the neuroendocrine system, frequently shows gross abnormalities in infants with neural tube defects. In order to study the immunologic significance of fetal thymic findings, maternal T-lymphocyte subpopulations were investigated, In 10 mothers of healthy newborns, 5 mothers of stillborn infants who had no gross abnormalities, and 5 mothers of stillborn infants with neural tube defects, CD1+, CD3+, CD4+, and CD8+ cells were studied, Only the mothers of the infants with open neural tube defects showed CD1+ cells in their peripheral blood. (C) 1995 Wiley-Liss, Inc.
  • [ X ]
    Öğe
    Churg Strauss sendromu ve ayırıcı tanısı: İki olgu sunumu
    (2007) Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, Abdullah; Şit, Dede; Çil, Timuçin; Ayyıldız, Orhan
    Churg Strauss sendromu (CSS) küçük ve orta çaplı damarların nekrotizan, eozinofilden zengin granülomatoz inflamasyonudur. Özellikle Hipereozinofilik sendromla ayırıcı tanısının yapılması gerekmektedir. Bu makalede kliniğimize eozinofili ve eozinofili ile ilişkili organ hasarları ile başvuran iki olgu sunumu yaptık. Faydalı olacağını umduğumuzdan özellikle klinik olarak benzer olan CSS ile Hipereozinofilik sendromun klinik özelliklerini ve ayırıcı tanılarını literatür taraması eşliğinde irdeledik.
  • [ X ]
    Öğe
    Diyarbakır ve çevresinde lösemi olgularınn demografik özellikleri
    (2003) Tiftik, Naci; Altıntaş, Abdullah; Ayyıldız, Orhan; Işıkdoğan, Abdurrahman; Müftüoğlu, Ekrem
    Lösemilerin dağılımı ülkelere ve bölgelere göre değişiklikler gösterir. Batı toplumlarında erişkin yaş grubunda en sık görülen lösemi türü kronik lenfositik lösemidir (KLL). Tüm lösemilerin %31'ini oluşturmaktadır. Japonlarda ise KLL insidansının düşük olduğu belirtilmektedir. Erişkin akut lösemilerinin %80'ini akut myeloblastik lösemi (AML), %20'sini akut lenfoblastik lösemi (ALL) oluşturur. Dünyadaki bu dağılım farklılığı bilinmekle beraber ülkemizde bu konuda yeterli bilginin olduğu söylenemez. Bu çalışmada yöremizde lösemilerin; tiplerine göre dağılımları, yaş, cinsiyet özellikleri ve hastalığın pik yaptığı yaş grupları araştırıldı. Ocak 1993-Aralık 1999 tarihleri arasında kliniğimize başvuran 497 lösemi olgusu retrospektif olarak incelendi.
  • [ X ]
    Öğe
    Hairy cell lösemi olgularımızda cladribine tedavi sonuçları
    (2006) Altıntaş, Abdullah; Atay, Ahmet E.; Çil, Timuçin; Ayyıldız, Orhan; Müftüoğlu, Ekrem
    Hairy cell lösemi nadir rastlanan, splenomegali ve pansitopeni ile karekterize klonal, kronik B hücreli lenfoproliferatif bir hastalıktır. Tedavide pürin analogları tercih edilmektedir. HCL tedavisinde cladribin’in (2-CdA) etkinliğine rağmen relapslarla karşılaşılabilir. Bu durumda tekrar 2-CdA ile remisyon elde edilebileceği gibi alternatif tedaviler de mevcuttur. Bu makalede merkezimizde tanı konup 2-CdA ile tedavi edilen ve halen takip edilmekte olan HCL olgularımızın tedavi sonuçları bildirildi.
  • [ X ]
    Öğe
    Hodgkin hastalığına eşlik eden otoimmün hemolitik anemi: İki olgu sunumu
    (2006) Ayyıldız, Orhan; Işıkdoğan, Abdurrahman; Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, Abdullah; Atay, Engin
    Otoimmün hemolitik anemi (OHA) yetişkinlerde yaklaşık 100.000’de 1 oranında, nadir görülen bir hastalıktır. Olguların %50-70’i idyopatik kökenlidir. Ancak günümüzde ayrıntılı tetkik imkanları ve daha uzun süreli takip sonuçlarını değerlendirme olanaklarının artmış olması nedeniyle sekonder nedenli OHA’lere daha fazla oranda rastlamaktayız. Otoimmün hemolitik anemiye eşlik eden veya patogenezinde rolü olan pek çok nedenler arasında hematolojik ve hematolojik olmayan tümörler de sayılabilir. Özellikle Kronik Lenfoid lösemi başta olmak üzere lenfoproliferatif maligniteler en fazla karşımıza çıkan hastalıklardır. Literatürde Hodgkin hastalığı ile OHA birlikteliği nadir olgu sunumları şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda son üç yıl içinde kliniğimizde takip ettiğimiz biri tedaviden sonra, diğeri Hodgkin hastalığının ilk prezentasyonu olarak karşımıza çıkan, otoimmün hemolitik aneminin eşlik ettiği iki Hodgkin lenfoma olgusu takdim edilecektir.
  • [ X ]
    Öğe
    Hodgkin lenfoma olgularımız: Klinik ve patolojik değerlendirme
    (2006) Atay, A. Engin; Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, Abdullah; Işıkdoğan, Abdurrahman; Ayyıldız, M. Orhan; Çil, Timuçin; Kaplan, M.Ali
    Hodgkin Hastalığı tüm lenfomaların yaklaşık %25’ini ve tüm kanserlerin %1’ini oluşturmaktadır. Bu çalışmada kliniğimizde takip ve tedavi edilen Hodgkin lenfomalı hastalar retrospektif olarak incelendi. Histopatolojik tanısı ve düzenli kayıtları olan 150 olgu; yaş, cins, histopatolojik alt tipleri ve evreleri bakımından değerlendirildi. Olguların 102’si (%68) erkek, 48’i (%32) kadındı. Medyan yaş 41 (16-73) yıl olarak bulundu. Histolojik alt tiplerine göre; Miks sellüler, nodüler sklerozan, lenfositten zengin ve lenfositten yoksun tip sırasıyla 63 (%42), 37 (%24.6), 25 (%16.6) ve 21 (%14) hastada saptandı. Histolojik alt tipin 4 (%2.7) hastada belirlenemediği görüldü. Evrelere göre hasta dağılımı sırasıyla: Evre I’de 18 (%12) hasta, evre II’de 35 (%23.3) hasta, evre III’de 52 (%34.7) hasta ve evre IV’de 43 (%28.7) hasta mevcuttu. İki hastada ise yeterli evreleme işlemleri yapılamamıştı. SPSS 11.0 istatistik analiz programı kullanılarak değerlendirme yapıldı: 40 yaş altı ve üstü olmak üzere hastalar gruplandırıldığında yaş grupları arasında anlamlı bir fark bulunmadı. Ayrıca yaş grupları ile histolojik alt tipler arasında anlamlı bir ilişki saptanmadı. Sonuç ve yorum: Hodgkin lenfoma erkeklerde daha sık rastlandı (E/K: 2.1). En sık histolojik alt tip mikst sellüler tip olduğu görüldü. Hastaların çoğunluğunun (%63.7) ileri evre (evre III ve IV) olduğu saptandı.
  • [ X ]
    Öğe
    İmmün trombositopenik purpuraya bağlı akkiz glanzmann trombastenisi
    (2006) Altıntaş, Abdullah; Müftüoğlu, Ekrem; Ayyıldız, Orhan; Söker, Murat
    Glanzmann trombastenisi nadir rastlanan, trombosit sayı ve morfolojisinin normal olduğu, makroskopik platelet agregasyonunun gözlenmediği, otozomal resesif geçişli bir hastalıktır .Trombosit yüzeyinde fibrinojen ve vWF için reseptör görevi yapan GPIIb-IIIa proteinlerinde kalitatif veya kantitatif anormallik vardır. Özellikle çocukluk çağında başlayan mukokutanöz kanamalar, epistaksis, gingival kanamalar ve menoraji göze çarpar. Hastalık nadiren akkiz olarak meydana gelmektedir. GPIIb-IIIa reseptörlerine karşı otoantikorlar immun trombositopenik purpura başta olmak üzere non- Hodgkin lenfoma,Hodgkin hastalığı, multipl myeloma ve immun supresif tedavi altındaki hastalarda olgu sunumları şeklinde bildirilmiştir. Burada kliniğimize başvuran 42 yaşındaki, şikayetleri 5 yıldır başlamış olan immün trombositopeniye bağlı Glanzmann trombastenisi tanısı koyduğumuz olgu takdim edilecektir.
  • [ X ]
    Öğe
    Ogilvie's syndrome in a patient with multiple myeloma
    (2002) Parmaksız, Yusuf; Uyar, Aşur; Müftüoğlu, Ekrem; Göral, Vedat
    Ogilvie's sendromu, fizik muayene ve radyolojik olarak mekanik barsak obstrüksiyonunu düşündüren ancak obstrüksiyon yapan organik bir nedeninin bulunmadığı bir tablodur. Elektrolit imbalansı, sistemik infeksiyonlar, bazı ilaçlar,bazen de nörolojik hastalıklar bu duruma neden olur. Burada, multipl myelomalı bir vakada gelişen Ogilvie's sendromu rapor edilmektedir. Bu vakada şiddetli torakal ağrı, karında daimi ve artan distansiyon, barsak seslerinde kayıp mevcuttu. Ayakta direkt batın grafisinde ve ultrasonografide, özellikle sağ kolon ve transvers kolonda massif genişleme vardı. Hastaya nazogastrik aspirasyon yapıldı ve tüm analjezikler kesildi. Rektal tüp takıldı ve hastaya 9 gün süreyle prokinetik amaçla eritromisin verildi. Karında distansiyon, rektal tüp, nazogastrik aspirasyon ve multipl myeloma tedavisi ile azalmaya başladı. Ogilvie's sendromu, multipl myeloma'nın nadir bir komplikasyonudur. Literatürde sadece bir vakada multipl myelomada gelişen Ogilvie's sendromu mevcuttur. Bizim vakamız, multipl myelomada gelişen literatürdeki ikinci Ogilvie's sendromu vakasıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    T-large granüler lenfositik (T-LGL) lösemi: Bir olgu sunumu
    (2001) Işıkdoğan, Abdurrahman; Tiftik, Naci; Ayyıldız, M. Orhan; Altıntaş, Abdullah; Müftüoğlu, Ekrem
    Large granüler lenfositlerden kaynaklanan Large granüler lenfositik lösemi (LGL-L) nadir görülen bir lösemi türüdür. T (CD3 +) ve NK (CD3 -) hücreli olmak üzere iki alt tipi bulunan bu lösemi türünde klinik ve prognostik özellikler farklılık göstermektedir. T-LGL lösemi tüm LGL-L olgularının %80-85'ini oluşturur. Her iki cinste de görülebilen hastalık daha çok ileri yaşlarda karşımıza çıkar. Hastalıkta nötropeniye bağlı tekrarlayan enfeksiyonlar, hepato-splenomegali, romatoid artrit gibi klinik bulgular ile romatoid faktör ve antinükleer antikor pozitifliği gibi laboratuar parametreleri saptanabilir. Bu olguda yüksek ateş, eklem ağrıları ve piyojenik deri enfeksiyonu bulgularıyla gelen bir T-LGL lösemi olgusu tartışılacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Thrombotic thrombocytopenic purpura associated with Graves’ disease
    (2007) Kaplan, M.Ali; Ayyıldız, Orhan; Çil, Timuçin; Müftüoğlu, Ekrem; Altıntaş, Abdullah
    Trombotik thrombositopenik purpura (TTP), mikroanjiopatik hemolitik anemi, trombositopeni, ateş, böbrek yetmezliği ve nörolojik bulgularla karakterizetir. Öncellikle sağlıklı erişkinlerde ortaya çıkmasına karşın çeşitli otoimmün hastalıklara eşlik ettiği bildirilmiştir. Burada Graves hastalığına eşlik eden TTP tanısı koyduğumuz 53 yaşında erkek hasta bildirildi. Olguya Graves hastalığına eşlik eden TTP tanısını konduktan sonra 15 seans plazmaferez uygulandı. Plazmaferezi takiben hastanın şikayetleri ve hematolojik parametreleri tamamen düzeldi. Graves hastalığına eşlik eden trombositopeni varlığında pernisiyöz anemi ve immün trombositopenik purpura öncelikle akla gelmelidir. Buna karşın trombositopeniye mikroanjiopatik hemolitik anemi eşlik ediyorsa TTP’de ayırıcı tanıda düşünülmelidir. Trombositopeniye eşlik eden mikroanjipatik hemolitik anemi TTP tanısı için yeterli olduğundan acilen plazmafereze başlanması gerekmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Treatment of blastic phase chronic myeloid leukemia with mitoxantrone, cytosine arabinoside and high dose methylprednisolone
    (2002) Bolaman, Zahit; Köseoǧlu, Mehmet Hicri; Ayyıldız, Orhan; Kadıköylü, Gürhan; Sönmez, Hulki Meltem; Demir, Süleyman; Müftüoğlu, Ekrem
    Fourteen patients with blastic phase chronic myelogenous leukemia received combination chemotherapy with mitoxantrone 5 mg/m2 intravenously daily for 3 days, cytosine arabinoside 100 mg/m2 intravenously over 2 hours bid for 7 days and high dose methylprednisolone 1000 mg/day intravenously for 5 days. The patients' mean age was 52 ± 10 (range 34-64) and Philadelphia chromosome was positive in all. Five patients (35%) achieved complete remission and four patients (28%) had a partial remission. Overall remission rate was 64%. The mean survival was 11.1 ± 8.6 months (median 13) for all patients, 19.4 ± 4.0 months (median 19) for those achieving a complete remission, 12.50 ± 5.7 months (median 14) for patients with partial remission and 1.8 ± 1.8 months (median 2) for the unresponsive patients. Two of 5 unresponsive patients died early after the second course of remission induction. The treatment regimen was generally well tolerated. Marrow hypoplasia was observed in 9 (64%) patients and 7 (50%) had febrile episodes. Non-myelosupressive toxicity of the regimen was acceptable. Nausea and vomiting were observed in 8 (57%) patients and 3 (21%) patients developed flushing due to cytosine arabinoside. These results suggest that the regimen with mitoxantrone, cytosine arabinoside and high dose methylprednisolone in remission-induction of blastic phase chronic myelogenous leukemia may be a valid option that may also improve overall prognosis.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim