Yazar "Koç, Canan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 33
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Afet Sonrası Taşınan Yerleşmelerin Değerlendirilmesi: Sekli Köyü (Beypazarı) Örneği(Blacksea Nature and Environment Association, 2024) Koç, Canan; Koç, Ahmetİnsanoğlu tarihin her döneminde çeşitli afetlerin sonucu olarak can ve mal kayıpları ile karşılaşmıştır. Ülkemizde deprem, heyelan, sel, yangın gibi afetler sıklıkla yaşanmaktadır. Afet sonrasında hayatta kalanlar sosyo-ekonomik ve çevresel sorunlarla karşı karşıya kalmaktadır. Bunlardan biri olan ve temel ihtiyaç olarak belirtilen barınma sorununun öncelikle giderilmesi gerekmektedir. Afet sonrası yaşamın normale dönmesi için yerleşimin yeniden kurulması büyük önem taşımaktadır. Afet yaşanan yerin tekrar yapılanmaya uygun olmaması nedeniyle yerleşimlerin yer değiştirmesi mümkün olmaktadır. Çalışmada, 1979 yılında yaşanan yangın sonucunda yer değiştiren Ankara ili Beypazarı ilçesinde bulunan Sekli köyü ele alınmaktadır. Afet sonrası yeniden yapılan yerleşim yeri ve önceki yerleşim alanı karşılaştırılarak, sosyal, ekonomik ve fiziksel açıdan uygunluklar ve sorunlar değerlendirilmekte, öneriler geliştirilmektedir. Sekli’de afet sonrası yerleşim yeri ve konutların mimari özellikleri yangın öncesi yaşam alanından farklılık göstermektedir. Yaşanan yangın sonucunda köyün güneyinde düz ve düze yakın alanda yer seçilmiş, konutlar geleneksel konut dokudan farklı olarak inşa edilmiş, yörenin topoğrafik özellikleri, sosyo-ekonomik yapısı göz ardı edilmiştir. Yangın sonuçları ağır olan ve özellikle kırsal bölgelerde daha hızlı yayılan, köyün ya da mahallenin tamamının yanmasına neden olan bir olgudur. Dolayısıyla afet sonrasında ekolojik, sosyo-ekonomik ve kültürel özellikleri dikkate alan planlama ve uygulamalara ihtiyaç duyulmaktadır.Öğe Artuklu (Mardin)’da Kentsel Büyümenin Açık ve Yeşil Alanlara Etkisi(Turkish Science and Research Foundation (TÜBAV), 2021) Hasan, Gouran; Koç, CananKentlerdeki hızlı ve aşırı nüfus artışıyla birlikte yapılaşma giderek artmakta ve özellikle kent merkezlerinde açık-yeşil alanları giderek azalmaktadır. Ekolojik, sosyal ve ekonomik açıdan kentlere ve kentlilere katkısı bulunan açık ve yeşil alanların azalması çeşitli sorunlara neden olmaktadır. Yasa ve yönetmeliklerle standartlar belirlenmiş olmasına rağmen kent içindeki açık ve yeşil alan büyüklükleri küçülmekte ya da farklı işlevsel alanlara dönüştürülmektedir. Bu bağlamda çalışmada, Mardin eski kentinin kuzeybatısında gelişen yeni kent dokusunu oluşturan üç mahalle incelenerek, kentsel büyümenin zaman içinde açık ve yeşil alanlarda oluşturduğu değişimin ortaya konması amaçlanmaktadır Mardin, 1990’dan sonra kent topoğrafyasının daha eğimsiz olduğu Diyarbakır (kuzey-batı) yönünde gelişme göstermiş ve yeni kent oluşmaya başlamıştır. Yeni kentte ilk yıllarda kat adedi 4-6 iken, 2006 sonarsında yoğunluk arttırılarak 10-25 katlı binalar inşa edilmiş ve kişi başına düşen yeşil alan miktarı giderek azalmıştır. Yaşam kalitesinin artırılması ve sürdürülebilir kentler için kent bütününün düşünülerek dengeli açık yeşil alan dağılımının yapıldığı planlama çalışmalarına önem verilmesi gerekmektedir.Öğe Bingöl Kentinde Açık ve Yeşil Alan Yeterliliğinin Araştırılması(2024) Caf, Ahmet; Koç, CananKentlerdeki nüfus artışına bağlı olarak yapılaşmanın artması beraberinde çeşitli sorunları getirmektedir. Kentlerin büyümesi karşısında yeşil alan gereksiniminin artmasına karşın, bu alanlar kent içinde kısıtlı kalmaktadır. Ekonomik, ekolojik ve sosyal açıdan birçok faydası bulunan açık yeşil alanlara yönelik çalışmalar giderek büyümekte ve kentleşme politikaları içinde de yer almaya devam etmektedir. Açık yeşil alanlar ne kadar ulaşılabilir, yeterli sayıda ve büyüklükte olursa kentlinin gereksinimleri o ölçüde karşılanabilmektedir. Bu bağlamda, çalışmada Bingöl ili Merkez ilçesi ele alınarak açık ve yeşil alanların yeterliliği araştırılmıştır. Bingöl Çayı ile bölünen kent, kuzey ve güney olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Tarihi merkezin güneyde olduğu kentin kuzeyi sonraki dönemlerde gelişme göstermiştir. Günümüzde, planlı şekilde gerçekleşen kuzeydeki büyümeye bağlı olarak, açık ve yeşil alanların dağılımı ile erişim mesafeleri daha gelişmiş durumdadır. Önerilen planlama çalışmaları da bu durumu destekler niteliktedir. Kent bütünün ele alındığı açık ve yeşil alan dağılımına ihtiyaç duyulmakta olup, mevcut yeşil alanların korunması yolunda çalışmalar yapılmalıdır.Öğe Bioclimatic comfort Effect of Different Land Use: The Case of Bingöl Province(Ahmet FİDAN, 2018) Caf, Ahmet; Koç, Ahmet; Koç, CananArtan nüfus ve kentleşme, insan sağlığı üzerindeki baskıları tetiklemektedir. Bu baskılardan kurtulmak için insanoğlu çevresini değiştirmekte ve yeni yaşam alanları aramaktadır. Çalışma alanı olarak 1790 km2 büyüklüğündeki Bingöl ili ele alınmıştır. Çalışmada Landsat 5 TM uydusuna ait görüntüler elde edilerek, uzaktan algılama yöntemleriyle kontrollü sınıflama yapılmıştır. Mevcut arazi kullanım şekli, şehir yapısı, tarımsal alan, sulak alanlar, ormanlar ve çıplak yüzeyler olarak 5 kategoriye ayrılmıştır. Sınıflandırılmış olan mevcut arazi örtüsü haritaları ile bulunduğu mevsimi temsil eden Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarına ait Modis uydusuna ait termal görüntüler Arc-GIS programı ile çakıştırılmıştır. İstatiksel olarak mevcut arazi kullanım şekli ile biyoklimatik konfor arasında bir bağ aranmıştır. Çıkan sonuçlara göre orman örtüsünün ve sulak alanların yaz aylarında daha konforlu olduğu kış aylarında ise şehir yapısının daha konforlu olduğu belirlenmiştir.Öğe Cizre (Şırnak) Konak Mahallesi toplu konutlarının sürdürülebilirlik bağlamında değerlendirilmesi(2023) Tan, Nurullah; Koç, Canan; Kejanlı, Devrim TürkanEndüstri Devrimi’nin sonucu olarak kırdan kentlere yoğun göçler yaşanmış ve bu durum özellikle sanayileşmiş kentlerde işçi sınıfının yoğunlaştığı bölgelerde barınma başta olmak üzere birçok so- runu beraberinde getirmiştir. Barınma problemine çözüm olarak sosyal konut üretimi gerçekleşmiş ve günümüze kadar gelen süreçte farklı uygulama şekilleriyle üretilmeye devam etmiştir. Türki- ye’de 1984 sonrasında Toplu Konut İdaresi toplu konut üretiminde rol almaya başlamıştır. Çalış- mada, Cizre ilçesi Konak Mahallesi’nde yer alan Bozalan Toplu Konut Alan ı’nın çevresel sürdürülebilirlik açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Literatürde, Cizre’nin kentsel gelişimini ele alan çalışmaların sınırlı sayıda olması ve kentteki toplu konut uygulamalarını değerlendiren çalışmanın olmaması alan seçiminde etkili olmuştur. Cizre’nin kentsel gelişimi ve TOKİ uygulama- larının değerlendirildiği çalışmada, toplu konut alanının çevresel sürdürülebilirliği, “topoğrafya, iklim ve bitki örtüsü, sosyal alt yapı, teknik altyapı ve ulaşım, binaya ilişkin düzenlemeler, manzara ve çevre sorunları” doğrultusunda irdelenmiştir. Alanda saha çalışması yapılmış, gözlem ve fotoğ- raflama teknikleri kullanılmıştır. Sonuçta, incelenen Bozalan toplu konut alanının kent merkezi ile bağını sağlayacak etkin ulaşım sistemine ve kentin yerel özeliklerini ele alan farklı tasarımlara ih- tiyaç duyduğu ve çözüm olarak sürdürülebilir planlama gerekliliği ortaya konmuştur.Öğe Cizre (Şırnak) Konak Mahallesi toplu konutlarının sürdürülebilirlik bağlamında değerlendirilmesi(Türk Coğrafya Kurumu, 2023) Tan, Nurullah; Koç, Canan; Kejanlı, TürkanEndüstri Devrimi’nin sonucu olarak kırdan kentlere yoğun göçler yaşanmış ve bu durum özellikle sanayileşmiş kentlerde işçi sınıfın yoğunlaştığı bölgelerde barınma başta olmak üzere birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Meydana gelen barınma problemine çözüm bulmak için sosyal konutlar seri şekilde inşa edilmeye başlanarak günümüze kadar ülkelere göre farklı uygulama şekilleriyle devam etmiştir. Türkiye’de 1984 sonrasında Toplu Konut İdaresi toplu konut üretiminde rol almaya başlamıştır. Çalışmada, Cizre’nin kentsel gelişimi ve TOKİ uygulamaları değerlendirilerek, Konak Mahallesi’nde yer alan Bozalan Toplu Konut Alanı çevresel sürdürülebilirlik bağlamında irdelenmektedir. Literatürde, Cizre’nin kentsel gelişimini ele alan çalışmaların sınırlı sayıda olması ve kentteki toplu konut uygulamalarını değerlendiren çalışmanın olmaması alan olarak Cizre’nin seçiminde etkili olmuştur. Cizre kenti belli yıllarda göç alan bir yerleşme olup, günümüzde giderek alansal olarak büyümeye devam etmektedir. İncelenen Bozalan toplu konut alanının kent merkezi ile bağını sağlayacak etkin ulaşım sistemine ve kentin yerel özeliklerini ele alan farklı tasarımlara ihtiyaç duyulmaktadır. Bunun için sürdürülebilir planlama çalışmaları gerekli olmaktadır.Öğe Diyarbakır Kentindeki Parklarda Kullanıcı Memnuniyetinin Değerlendirilmesi(Nevsehir Haci Bektas Veli University, 2024) Aydın, Esra; Koç, CananParklar, kullanıcıların betonlaşan alanlardan kaçmaları için mekânlar oluşturarak toplumun yaşam kalitesinin artmasında önemli rol oynamaktadır. Parkların konumu, erişebilirliği ve sundukları aktiviteler kullanıcı tercihlerini etkilemektedir. Dolayısıyla, parkların kullanıcı talepleri doğrultusunda doğru tasarlanması sağlıklı ve sürdürülebilir kentler için önem arz etmektedir. Parklar, doğa ile insan arasında uyumu sağlamaları, rekreasyon ve eğlenmeye olanak vermeleri açısından kente sayısız katkılar sağlamaktadır. Çalışmada, Diyarbakır kentinde bulunan 15 Temmuz Şehitler Parkı, Göletli Park ve Park 75 örnekleminde parkların kullanıcı memnuniyeti açısından incelenmesi amaçlanmıştır. Parkların seçiminde konum, büyüklük ve peyzaj ögeleri etkili olmuştur. Parklardaki kullanıcı memnuniyet düzeyini belirlemek için anket uygulanmıştır. Parklarda otoparkların, aydınlatma ve rekreasyon faaliyetlerinin yetersiz olduğu, özellikle Göletli Park ve Park 75’in akşam kullanım için uygun olmadığı belirtilmiştir. Parklarda çeşme ve havuz gibi öğeler bulunmasına rağmen bunların sayısının yetersiz olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Katılımcıların parklara çeşitli amaçlarla geldikleri görülmüş, 15 Temmuz Şehitler Parkı’na çocuklar için gelen katılımcıların memnuniyetlerinin daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bu bağlamda, kullanıcıların memnuniyet düzeylerinin artırılması için parklarda ağaçlandırmanın yapılması, güvenliğin sağlanması, bakım ve onarımların gerçekleştirilmesi, aydınlatma ve oturma birimleri gibi kent mobilyalarının yeterli sayıda ve uygun yerlerde konumlandırılması gerektiği sonucuna varılmıştır.Öğe Engelsiz parkların erişilebilirliği: Eskişehir ve Diyarbakır örnekleri(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2022) Koç, Canan; Koç, AhmetÇoğunlukla, göz ardı edilen bir grup olan engelliler, erişilebilirlik standartlarının sağlanamaması sebebiyle sınırlandırılmakta, ulaşmak istediklerine ulaşamamakta ve yapmak istedikleri birçok faaliyete ya da aktiviteye katılamamaktadır. Erişilebilirliğin sağlanamaması çok sayıda sorunu beraberinde getirmektedir. Kent ölçeğinden bina ölçeğine kadar tüm alanların erişilebilir olması engelli bireylerin toplumsal katılımını kolaylaştırmaktadır. Engelli bireyler de engelli olamayanlar gibi haklara sahiptir. Kamusal dış mekanlardan biri olan açık yeşil alanlardan yararlanmak da bu haklar arasında sayılmaktadır. Engelsiz parkların ülkemizde giderek yaygınlaşması ile engelli çocuklar ve bireyler için kısmen oyun, dinlenme, eğlenme, gezme olanağı sunulmaktadır. Bu bağlamda çalışmada, Eskişehir ve Diyarbakır’da bulunan engelsiz parkların karşılaştırılması yapılmakta ve erişilebilirlik açısından uygunluğu değerlendirilmektedir. Engelsiz parkların farklı engel gruplarına hizmet edecek nitelikte olması ve engelli çocukların diğer çocuklar ile birlikte oyun oynamalarına olanak verecek şekilde düzenlenmesi gereklidir. Ülke genelinde engelli sayısı ve nüfusu dikkate alan yeterli büyüklükte engelsiz parklara ihtiyaç duyulmaktadır. “Herkes için tasarım” prensibi açık ve yeşil alanlar başta olmak üzere tüm alanlarda yaygınlaştırılmalıdır. Böylelikle engelsiz parkların erişilebilirliği sağlanarak engelli bireylerin yaşam kalitesi artırılmış olacaktır.Öğe Evaluation of Pedestrian Way Quality in Tourism Regions: Case of Şanlıurfa(Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi, 2024) Şahinalp, Mehmet Emin; Koç, CananTurkey has become a popular destination for tourists from different regions due to its natural, cultural, and historical assets. In order for tourism areas to be effectively traveled and experienced, suitable environmental conditions must be provided. The fact that tourism areas are mostly visited by pedestrians emphasizes the importance of pedestrian walkway quality. High-quality, safe, comfortable, and easily accessible tourist areas play a crucial role in the socio-cultural, environmental, and economic vitality of a city, influencing the development of tourism. This study aims to evaluate the quality of pedestrian environments in tourism cities with harsh climate characteristics, such as Şanlıurfa, where temperatures rise to high levels during summer and experience continental climate effects during winter, and to provide recommendations for addressing any deficiencies. In this context, Şanlıurfa, known for its rich cultural, historical, and religious tourism, has been selected, and three streets in the city have been chosen for evaluation. The selection was based on their location within the tourism area and the high commercial and pedestrian density. The pedestrian walkway quality of Sarayönü, Divanyolu, and Balıklıgöl Streets was evaluated through observation and photography techniques. The quality was assessed in terms of connectivity, convenience, comfort, cleanliness, and conviviality dimensions. It was concluded that the pedestrian walkway quality in these three roads is moderate level.Öğe Geçmişten günümüze Diyarbakır’da su yapılarının gelişimi(Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2018) Koç, Canan; Kejanlı, D. TürkanGeçmişte yerleşmelerin yer seçiminde rol oynayan suyun, günümüzde kullanım amacı değişmiştir. Canlılar için yaşamsal öneme sahip su, işlevsel ve estetik amaçlarla kullanılır hale gelmiştir. İhtiyaçlara göre şekillenen suyun kullanımı farklı mimari eserlerin ortaya çıkmasında etkili olmuştur. Köklü tarihi geçmişe sahip Diyarbakır’da da suyun kullanımına bağlı olarak su yapılarında değişim gözlenmektedir. Avlulardaki su kullanımı, köprüler, sokak çeşmeleri gibi su yapıları yıllarca topluma hizmet etmiştir. Nüfus artışı karşısında toplumsal yapı ve gereksinimlerin değişimi su yapılarını değiştirmiştir. Sokak başlarında bulunan çeşmeler, suyun evlere girmesiyle eski önemini kaybetmiştir. Aynı şekilde, suyun serinletici etkisi nedeniyle avlularda tercih edilen su öğesi yerini parklardaki kullanıma bırakmıştır. Çalışmada, Diyarbakır kentinde geçmişten günümüze kadar olan süreçte suyun kullanım amacına bağlı olarak su yapılarının yapı, çevresi ve kentsel ölçekteki gelişimi ele alınarak irdelenmektedir.Öğe Görme Engelliler İçin Hissedilebilir Yüzey Uygulamaları: Diyarbakır Örneği(Körler Federasyonu, 2021) Koç, CananFarklı derecelerdeki görme bozukluklarına sahip kişiler ekonomik, sosyo-kültürel koşullar kadar fiziksel çevre koşullarından da yakından etkilenmektedir. Görme engellilerin ihtiyaçlarına cevap vermeyen kentsel mekan düzenlemeleri, çoğu zaman bu kişilerin evlerine kapanmasına neden olmaktadır. Kentsel mekânın bir parçasını oluşturan ulaşım sistemindeki düzenlemeler görme engelli bireyin hayatının kolaylaşmasını sağlamaktadır. Özellikle yaya yolları ve kaldırımlarda yaygın olarak gördüğümüz hissedilebilir yüzeyler yön bulma ve tehlikeyi fark etmeyi sağlayan önemli unsurlardır. Ancak bunların kaliteli malzeme ve doğru şekilde yerleştirilmesi ile görme engelliler sağlıklı şekilde yürüyebilmektedir. Çalışmada görme engelliler için büyük öneme sahip hissedilebilir yüzeylerde olması gereken özellikler ve uygulama alanları ele alınmıştır. Bu kapsamda uluslar arası literatür ve TS ISO 23599 standardı incelenmiştir. Dünyadaki ve ülkemizdeki uygulamalar ele alınarak Diyarbakır kentindeki hissedilebilir yüzey kullanımı değerlendirilmiştir.Öğe HARPUT GELENEKSEL DOKUSUNUN KORUNMASI İÇİN ÖNERİLER(Fırat Üniversitesi, 2023) Aydın, Esra; Koç, CananGeleneksel dokular, kentleri birbirinden ayıran ve onlara esas kimliğini veren özelliklerdir. Zaman içerisinde o bölgede yaşamış insanlar, kültürler ve değişen yaşam biçimleri sonucunda gelişerek kendilerine has özellikler oluşturmuşlardır. Tarihi çevrelerin korunması ya da korunarak kullanılması için topluma ve yerel yönetimlere sorumluluklar düşmektedir. Yerel yönetimler bu doğrultuda halka en yakın ve yerellik ilkesini destekleyen kurumlar olmaları nedeniyle tarihi mekânların korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla çeşitli çalışmaları yürütmeleri gerekmektedir. Tarihi dokuya sahip kentlerde çeşitli kurumlar, yasalar ve yönetmelikler çerçevesinde koruma çalışmaları yürütülmektedir. Çıkarılan yasaların koruma konusunda belirleyiciliği önemli olmakla birlikte uygulama aşamasında sorunlar yaşanabilmekte ve koruma tam sağlanamamaktadır. Bu bağlamda Harput’un kentsel gelişimi ve bu alanda yapılan kentsel koruma çalışmalarının ortaya çıkarılması önem taşımaktadır. Bu araştırma ile tarihi dokuya sahip ve korunması gereken Harput’un kentsel gelişiminin incelenmesi ve kentsel koruma çalışmalarının değerlendirilmesi amaçlanmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak yerel yönetimlerin görev ve sorumluluklarının ortaya çıkarılması amacıyla araştırmacı tarafından hazırlanmış olan 43 sorudan meydana gelen anket kullanılmıştır. Araştırma neticesinde katılımcıların tarihi ve geleneksel dokunun ne anlama geldiği ile ilgili bilgiye sahip oldukları, yaşanılan yerdeki tarihi binaların bahçesi, mahallesi ve sokağı ile birlikte korunması gerektiği sonuçlarına ulaşılmıştır. Katılımcılar, yerel yönetimlerin Harput tarihi dokusu ile ilgili çalışmalardan memnun olmasına karşılık alt yapıda eksikliklerin bulunduğunu belirtmişlerdir. Dolayısıyla yerel yönetimlerin halkın beklentilerini karşılamanın yanında tarihi ve kültürel mirası ifade eden geleneksel dokunun korunmasına yönelik çalışmalara önem vermeleri gerekmektedir.Öğe Hevsel Bahçeleri’nin Kentsel Tarım Alanı Olarak Değerlendirilmesi(Çanakkale Onsekiz Mart University, 2023) Aydoğdu, Ruken; Koç, Cananİklim, gıda ve ekolojik krizlerin yaşandığı günümüzde Diyarbakır’ın önemli kültürel varlıklarından olan ve kentin gıda deposu niteliğindeki Hevsel Bahçeleri’nin kentsel tarım alanı olarak kullanımının değerlendirilmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Hevsel Bahçeleri’nin gerek tarihi gerekse doğal özellikleri açısından önemli değerlere sahip olması çalışma alanı olarak seçilmesinde etkili olmuştur. Diyarbakır Surları ile Dicle Nehri arasında bulunan, kentin kuruluşu ile birlikte var olduğu düşünülen tarihi Hevsel Bahçeleri yaklaşık 300 hektarlık bir alana sahiptir. Suriçi’ne yakın mahallelerde oturan nüfusun gündelik gıda ve ekonomik ihtiyaçlarını karşılayan bu tarım alanı günümüzde varlığını sürdürmektedir. Hevsel Bahçeleri’nin kentsel tarım olanaklarını saptamak amacıyla alanda çalışan çiftçiler ile yüz yüze anket çalışması ve analizler yapılmıştır. Bu analizler ve anket sonuçlarına göre UNESCO miras listesinde yer alan Hevsel Bahçeleri’nin ciddi sorunlar ile karşı karşıya olduğu ortaya çıkmıştır. Alanın çevresinde gelişen yapılaşma, toprak ve su kirliliği, sulama sistemi problemi, yol ve ışıklandırma gibi çevresel problemler ile tarım alanı ve çevresinin denetlenmemesi, parçalı mülkiyet durumu, turizm ve göç baskısı gibi sosyo-ekonomik sorunlar bulunmaktadır. Bu sorunların çözüme ulaşması, tarımsal faaliyetlerin devam etmesi ve geliştirilmesi için yerel yönetimlere büyük sorumluluk düşmekte, kentsel tarım politikalarının kentsel tasarım ve planlama çalışmalarına entegre edilmesi gerekmektedir.Öğe Iğdır Kentinde Hava Kirliliği ve İklim Parametreleri Arasındaki İlişki Üzerine Bir Değerlendirme(Ahmet FİDAN, 2018) Koç, Canan; Koç, AhmetBüyük ve küçük ölçekli şehirlerin enerji ihtiyaçlarını karşılamak için kullanılan fosil yakıtlar sebebiyle oluşan hava kirliliği sorunları insan ve kent ekosistemine olumsuz bir etki yapar. Doğu Anadolu'da Ağrı Dağı ve Kafkas Dağlarının oluşturduğu kase şekli sebebiyle Iğdır kent merkezinde kışın hava kirliliği nüfus artışıyla artmaktadır. Çalışmada, hava kirliliği ve iklimsel parametreler arasındaki ilişki istatiksel olarak analiz edilmektedir. Veriler Iğdır’daki Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nden elde edildi. Analizlerle, ısı, rüzgar hızı, rüzgar yönü, nem gibi iklimsel elemanlar ve havadaki partikül ve SO2 miktarları gibi hava kirliliği parametreleri arasındaki ilişki incelenmektedir. Iğdır kentinde elde edilen sonuçlara göre iklim ve hava kirliliği ve ayrıca topoğrafik faktörler ve onları etkileyen arazi kullanım arasında önemli korelasyon vardır.Öğe Kentsel büyüme ve iklim değişikliğinin Yalova örneğinde değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2024) Koç, CananKüresel ölçekte birçok alanı ve yerleşmeyi önemli düzeyde etkileyen iklim değişikliği ile ilgili çalışmalar 20. yüzyılda hız kazanmıştır. İklim değişikliği aşırı sıcaklık, kuraklık, yağışlar, seller, su kıtlığı ve deniz seviyesindeki artış gibi sorunlara bağlı olarak kentlerde çeşitli olumsuzluklara yol açmaktadır. Kentlerde nüfusun artmasına paralel olarak küresel iklim değişikliğinden etkilenecek kişi sayısı da artacaktır. Kentsel büyüme ve iklim değişikliği ilişkisini vurgulayan çalışmaların Marmara Bölgesi geneli ve Yalova özelinde sınırlı sayıda olmasından hareketle çalışma alanı olarak Marmara Bölgesi’nde bulunan, kıyı yerleşim özelliği gösteren Yalova ili seçilmiştir. Yalova’nın tarihsel süreç içinde kentsel gelişimini ve mevcut özelliklerini ele alarak iklimsel değişimini ortaya koymak ve iklim değişikliği senaryoları içinde ilin durumunu belirleyerek önerilerde bulunmak çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu bağlamda, Marmara Bölgesi ve Yalova ili iklim, kentsel büyüme ve nüfus açısından değerlendirilmiştir. Marmara Bölgesi genelinde ve Yalova’da kentsel alanlar ve nüfus giderek artmakta, son dönemde iklimsel değişimler daha yoğun hissedilmektedir. Senaryolara göre Marmara Bölgesi ve Yalova ili iklim değişikliğinin aşırı sıcaklık ve aşırı yağışlar şeklindeki yansımalarını yaşayacaktır. İlin konumu nedeniyle olan çekiciliğine bağlı olarak özellikle turizm ve sanayi sektörlerindeki gelişmeyle nüfusunun ve yapılaşmanın artacağı, dolayısıyla kentsel ısı adası etkisinin giderek yükseleceği tahmin edilmektedir. Deniz kıyısına yakınlığı ve yapılaşmanın kıyıda yoğunlaşması olası deniz seviyesindeki yükselmeden olumsuz etkileneceğini göstermektedir.Öğe Kentsel yayılma sonucu tarım alanlarında oluşan değer değişimi: Yalova (Kadıköy) örneği(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019) Koç, Canan; Koç, AhmetKentleşme ve nüfus artışı ile birlikte genelde kent yakınında bulunan tarım alanlarına doğru yayılmaolmakta ve bu durum tarım yapılan toprakların imara açılmasıyla sonuçlanmaktadır. Arsalarda değer artışıylabirlikte yapılaşma giderek artmaktadır. Değer artışları ekonomik canlılık sağlamakla birlikte, tarım alanlarındakiyapılaşma baskısı gibi nedenlere bağlı olarak ekolojik yapının bozulmasına yol açabilmektedir. Arsa değerinibelirleyen etmenler arasında imar planları önemli bir yere sahiptir. Yapılaşmayı yönlendiren planların tarımalanlarını dikkate alarak yapılması gereklidir. Bu bağlamda, çalışmada, Yalova kent merkezinin etki alanındaolan Kadıköy Belediyesi sınırları içinde yer alan okullar bölgesi incelenmiştir. Tarım alanlarında dönüşümünyaşandığı bu bölgede arsa değerindeki değişimler irdelenmiştir.Öğe Kuzey Suriye’de iç mülteciler için konut üretiminde kerpiç malzemenin rolü(Süleyman Demirel Üniversitesi, 2022) Hasan, Gouran; Koç, CananÇeşitli nedenlere bağlı olarak dünyanın birçok yerinde iç mülteci durumunda olan çok sayıda kişi bulunmaktadır. Kuzey Suriye’de iç mülteciler ve barınak arayışı içinde olan birçok kişi tarafından geleneksel kerpiç ev mimari tarzı yeniden canlandırılmaya başlamıştır. Gerek bireysel çabalar gerekse kurum ve kuruluşlar kanalıyla konut üretiminde kerpiç malzeme tekrar kullanılmıştır. İç mültecilerin barınma ihtiyacını önemli ölçüde karşılayan plansız ya da planlı gelişen kamp alanlarında çeşitli sorunlar yaşanmaktadır. Tasarım ve uygulama aşamasında bulunan kişilerin geleneksel kerpiç mimarisi ile ilgili yeterli düzeyde bilgi birikiminin olmaması, konum, iklim ve topoğrafik özelliklerin göz ardı edilmesi, kamu hizmetleri ve altyapı eksiklikleri projelerin tam anlamıyla başarılı olmadığını göstermiştir. Çalışmada, iç mültecilerin barınma gereksinimlerini karşılayan ev topluluğu modelinin geliştirilmesi ve sorunlara ilişkin çözüm önerilerinin üretilmesi amaçlanmıştır. Bu bağlamda, kuzey Suriye’de geleneksel kerpiç evlere dönüş olgusu ele alınarak, kerpiç malzeme kullanımının devamlılığı değerlendirilmiştir. İç mülteciler için planlanan kerpiç ev topluluklarının yaşayacak kişilerin ihtiyaçları doğrultusunda tasarlanarak, erişilebilir ve sürdürülebilir olması büyük önem taşımaktadır.Öğe Kırsal mirasın korunması: Beypazarı (Ankara) Hırkatepe örneği(Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2019) Koç, Canan; Koç, AhmetKırdan kente olan göçle birlikte, kırsal alanlar giderek nüfus kaybetmekte ve kırsal miras tahrip olmaktadır. Kırsal yerleşmelertopoğrafya, iklim, jeoloji, hidroloji ve toprak özelliklerine göre şekillenmektedir. Kırsal mirasın yapı taşlarından olan gelenekselkonutlar yapım teknikleri ve kullanılan malzeme açısından bölgenin özgün özelliklerini yansıtmaktadır. Bu bağlamda çalışmada,Ankara ilinde yer alan Beypazarı ilçesinin bir mahallesi olan höyük, tarihi kalıntılar, geleneksel kırsal mimari örnekleri veGündüzalp türbesini barındıran Hırkatepe köyü incelenmiştir. Yok olmaya başlayan kırsal mimarinin önemi vurgulanarak,korunmasına yönelik öneriler geliştirilmiştir.Öğe Osmanlı kentlerinin topoğrafik özelliklerinin coğrafi bilgi sistemleri yoluyla değerlendirilmesi: Beypazarı, Göynük, Sivrihisar ve Taraklı örnekleri(Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Koç, Canan; Koç, AhmetOsmanlı kentlerinin yer seçiminde ticari yollara yakınlık, iklim ve topoğrafik özelikler belirleyici olmuştur. Ülkemizde iklimsel ve topoğrafik özelliklerin etkisiyle organik dokuda şekillenen ve özgün dokusunu koruyan Osmanlı kenti örneklerine rastlanmaktadır. Bu bağlamda çalışmada Beypazarı (Ankara), Göynük (Bolu), Sivrihisar (Eskişehir) ve Taraklı (Sakarya) tarihi kentleri incelenerek topoğrafya ile yerleşme düzeni arasındaki ilişki ortaya konmuştur. Bu kentlerin yükseklik, eğim ve bakı durumları analiz edilerek, geleneksel kent dokusunun topoğrafik etmenler ve çevresindeki kullanımlar ile arasındaki ilişki değerlendirilmiştir. Çalışmada, Osmanlı kentinin genel özelliklerine değinilmiş ve yerleşim yerlerinin topoğrafik özelliklerini belirlemek amacıyla Arcgis 10.2 programı kullanılarak analizleri yapılmıştır. Tarihi kent dokularının yükseltinin ve eğimin fazla olduğu yerlerde konumlandığı, bu durumun tarım alanlarının korunmasını sağlarken, bazı noktalarda yolların dik ve merdivenli olması, dar ve kıvrımlı sokak dokusunun ise ulaşım açısından sorunlara neden olduğu belirlenmiştir.Öğe Sivrihisar (Eskişehir) geleneksel kent dokusunun koruma bağlamında değerlendirilmesi(Ege Üniversitesi, 2021) Koç, Canan; Koç, AhmetÖz:Zengin tarihi ve kültürel değerlere sahip birçok kenti bulunan Türkiye’ de tarihi kentlerin korunmasına yönelik ulusal ve uluslararasıçalışmalar yürütülmektedir. Özellikle 1950 sonrasında ortaya çıkan hızlı nüfus artışı ve çarpık kentleşme sonucunda tarihi kentdokularında tahribatın artmasıyla taşınmaz eski eserleri koruma çalışmaları gündeme gelmiş ve çeşitli yasal düzenlemeler yapılmıştır.Günümüzde de korumaya yönelik çalışmalar devam etmekte olup, tarihi bölgelerde sağlıklaştırma uygulamaları sürdürülmektedir.Çeşitli medeniyetlerin izlerini barındıran tarihi kentlerimizde sürdürülebilirlik çerçevesinde koruma faaliyetleri büyük önemtaşımaktadır. Köklü bir tarihi geçmişi olan ve geleneksel dokusunu koruyan Sivrihisar kenti çalışma alanı olarak seçilmiştir. Çalışmanınyöntemi; problemin belirlenmesi, literatür taraması, yerinde gözlem ve inceleme, değerlendirme, sonuç ve öneriler olmak üzere 5aşamadan oluşmaktadır.Sivrihisar’ın geçmişteki önemini kaybettiği dönemler olmasına karşın, günümüzde turizm potansiyeli ile tekrar değer kazanmayabaşlamıştır. Planlama çalışmaları, Sivrihisar tarihi kent dokusunun korunmasını sağlayacak nitelik taşımaktadır. Sivrihisar’da sondönemde restorasyon, cephe yenileme ve sokak sağlıklaştırma çalışmaları hız kazanmıştır. Sivrihisar’ın geleceği açısından bunlar önemliçalışmalardır. Ancak, kontrolsüz turizmin tarihi kent dokusu üzerinde olumsuz etkileri olacağı açıktır. Tarihi kent merkezinde korunmaihtiyacı olan yapıların bulunması ve turizm karşısında oluşabilecek korunamama sorunsalı çalışmanın problemini oluşturmaktadır. Bu bağlamda eski ve yeni kent dokusu ele alınarak planlama faaliyetlerinin değerlendirilmesi ve sorunlara ilişkin çözüm önerileri çalışmanınamacını oluşturmaktadır.Sivrihisar’ın aşırı turist yoğunluğundan olumsuz şekilde etkilenmemesi için taşıma kapasitesinin dikkate alınması gereklidir. Sivrihisar’daturizm, sürdürülebilirlik ilkeleri çerçevesinde ele alınmalıdır. Koruma, sağlıklaştırma ve yenileme gibi politikalar uygulanarak yıpranantarihi dokunun sürekliliği sağlanmalıdır.