Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Dağtekin, Emine Ekinci" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    A REVIEW OF HAMMAMS OF THE SOUTHEASTERN REGION OF ANATOLIA
    (Gazi Üniversitesi, 2019) Dağtekin, Emine Ekinci; Urak, Zehra Gediz
    The differences in the process of formation, purpose of construction, the extent and the materials of cultural heritage also render a difference in the decision making and approach to its preservation and restoration. However a common decision making in terms of preservation can be made in buildings that are located within the same compound or region that have a cultural continuity and that sustain similar typologic values. The hammams that are located within the boundaries of the Southeastern Anatolia Region remain as local and rear buildings depending on the climate of the region, the materials that are used and their construction techniques despite bearing common characteristics with many others that have been built in Anatolia. Forty hammams in the region have been reviewed in terms of their typologies, architectural values and the status they had been preserved in within the scope of this article and certain suggestions have been developed for the purposes of establishing common decisions in their preservation and their passing on to the future.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Coğrafi işaret olarak Diyarbakır bazalt taşı ve tescili
    (ESOSDER, 2018) Dağtekin, Emine Ekinci
    Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde yer alan Diyarbakır kenti, Hurriler’den bugüne pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Surlarla kuşatılan kentin mimarlık ve yapı sanatının önemli bir parçası olan bazalt taşı kentin tümüne hakimdir. Kentin surları, burçları, dar ve uzun sokakları, cami, hamam, kilise ve han gibi anıtsal yapıları, avlulu ve eyvanlı evlerinden oluşan geleneksel dokusu bazalt taşından yapılmıştır. Kent ile özdeşleşen bazaltın yöresel malzeme olarak coğrafi işaret alması ve tescili için 2017 yılında Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası, Kalkınma Ajansı ve Dicle Üniversitesi’nin dahil olduğu “Yöresel Ürünler Coğrafi İşaret ve Tescil Alma Projesi 2 ” kapsamında başvuru süreci başlatılmıştır. Bazalt taşı Türkiye’de pek çok yerde kullanılan bir taş olmasına rağmen Diyarbakır’da kentin bir bazalt plato üzerinde yer alması, kentte var olan tüm medeniyetlerin mimari mirasının bu platonun bazaltından yapılmış olması malzemeye özgünlük ve farklılık kazandırmaktadır. Bu bağlamda Diyarbakır’da geleneksel kent dokusunun tamamında kullanılan, kentin merkezinde üretilen “Diyarbakır Bazaltı’nın” yerel bir malzeme olarak coğrafi işaretle tescillenmesi /patentinin alınması, kentte mal olan bir ürünün üretim ve kullanım zinciri içinde korunmasını ve sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Bu çalışma, coğrafi işaret başvuru süreci başlatılan bazalt taşının, Türkiye Patent Enstitüsüne sunulan ve yazar tarafından yazılan “Kentsel Yerleşimde Bazalt Taşının Yeri” adlı alt başlığı kapsayacak şekilde, yazılı ve görsel belgelerin eklenmesi ile geliştirilerek hazırlanmıştır. Çalışma süreci içerisinde geçmişte kenti ziyaret eden araştırmacıların yazılı ve görsel kaynaklarından, Yüksek Öğrenim Kurumu bünyesinde yer alan lisansüstü tezlerden ve bilimsel makalelerden yararlanılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Diyarbakır mimarlar odası evi restorasyonu
    (Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2017) Dağtekin, Emine Ekinci
    Türkiye tarihsel ve kültürel açıdan zengin bir mirasa sahip olan bir ülke olmasına rağmen, koruma bilincinin gelişmemesi sonucu bu değerler gereken ilgiyi görememiştir. Son yıllarda gerek sivil toplum örgütleri, gerekse koruma bilincine sahip akademisyenlerin çabası ve globalleşme bu bilincin artmasına katkı sunmaktadır. 2015 yılında Unesco Dünya Miras Listesine giren Diyarbakır’da Sur İçi olarak anılan bölge, han, hamam, kilise, cami ve evlerden oluşan geleneksel dokusu ile günümüze ulaşan ender tarihi kent alanlarından biridir. Kentte son bir yıl içinde yaşanan tahribatlara rağmen mimari mirasın korunma sürecinin erken başlamış olması pek çok yapının belgelenmesini ve Koruma Amaçlı İmar Planı’nın oluşmasını sağlamıştır. Diyarbakır Mimarlar Odası satın aldığı bir Diyarbakır Evini, örnek model oluşturan bir restorasyon ve işlevlendirme ile kültürel mirasın korunmasına öncülük eden bir kurum olmuştur. Yapının restorasyon sonucu Diyarbakır ve bölgenin çalgısız sözlü müziği olan dengbejler tarafından kullanımı ise Diyarbakır’da geleneksel bir ev ile birlikte yok olmaya yüz tutmuş bir kültüründe korunması ve bu kültürü tanıması açısından değerlidir. Bu çalışmada, her geçen gün yok olan geleneksel Diyarbakır evi örneklerinden birinin, bir kamu kurumu olan Diyarbakır Mimarlar Odası Şubesi tarafından satın alınarak, restorasyonun yapılma süreci ve kentte kazanımı, çizim ve resimler ile aktarılarak belgelenecektir.
  • [ X ]
    Öğe
    Diyarbakır Surp Pirgiç Ermeni Kilisesi Koruma Çalışmaları
    (Hasan Kalyoncu University, 2024) Dağtekin, Emine Ekinci; Halifeoğlu, Semra Hillez
    Diyarbakır, Türkiye'nin Güneydoğu Anadolu bölgesinde, El-Cezire olarak da bilinen Mezopotamya'nın kuzeyinde yer almaktadır. MÖ IV. yüzyılın başlarında şehre yerleşen Ermeniler, gayrimüslimler arasında en büyük nüfusa sahipti. Kentin sosyal ve siyasi hayatında önemli bir yer tutan Ermeniler tarafından inşa edilen kiliselerin büyük bir kısmı bugün yok olmuştur. Diyarbakır'da Surp Gregos Kilisesi, Katolik Kilisesi (Surp Hosep Kilisesi), Surp Sargis Kilisesi ve Sup Pirgiç (Protestan) Kiliseleri günümüze kadar ulaşmıştır. Günümüzde cemaatin sayıca az olması nedeniyle bu kiliseler ya kullanılmamakta ya da farklı amaçlarla kullanılmaktadır. Surp Pırgiç Ermeni Kilisesi, Diyarbakır Suriçi'nde yer almaktadır. Surp Pırgiç cemaati tarafından 1981 yılına kadar kullanılmıştır. Kilise, 2008 yılında Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilerek kilim ve halı dokuma atölyesi olarak işlevlendirilmiştir. Suriçi'nde 2015-2016 yıllarında meydana gelen terör kaynaklı çatışma ortamı sonucunda kilise büyük hasar görmüştür. 2017-2020 yılları arasında restorasyon çalışmaları yeniden başlatılmıştır. Bu çalışma kapsamında, Diyarbakır Surp Pırgiç Ermeni Kilisesi'nin 2008 ve 2020 yılları arasında gerçekleştirilen koruma uygulamaları ele alınacaktır.Surp Pırgiç Ermeni Kilisesi, Diyarbakır Suriçi'nde yer almaktadır. Surp Pırgiç cemaati tarafından 1981 yılına kadar kullanılmıştır. Kilise, 2008 yılında Diyarbakır Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edilerek kilim ve halı dokuma atölyesi olarak işlevlendirilmiştir. Suriçi'nde 2015-2016 yıllarında meydana gelen olaylar sonucunda kilise büyük hasar görmüştür. 2017-2020 yılları arasında restorasyon çalışmaları yeniden başlatılmıştır. Bu çalışma kapsamında, Diyarbakır Surp Pırgiç Ermeni Kilisesi'nin 2008 ve 2020 yılları arasında gerçekleştirilen koruma uygulamaları ele alınacaktır. Protestan Kilisesi'nin koruma ve onarım sürecinde yapılan uygulamalarda, malzeme analizlerinde ve tarihleme sırasında ortaya çıkan görünen ve görünmeyen bulgulara yaklaşımlarda çağdaş restorasyon ilkelerine bağlı kalınmıştır. Sup Pirgiç (Protestan) Ermeni Kilisesi'nin çevresindeki geleneksel sokak dokusu ve bu dokuyu oluşturan evlerin, birlikte koruma planlamasına dahil edilmesi, özgün biçimine göre restorasyonlarının yapılması, kent kültürünün ve mimari mirasın geleceğe güvenle aktarılmasını sağlayacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    A Documentation of Traditional Halfeti Houses
    (2018) Dağtekin, Emine Ekinci; Topalan, Mustafa
    Halfeti is a county of Şanlıurfa Province however it was partly submerged under Birecik Damafter the dam was built. This settlement was titled “Slow City” in the year 2013 and thusbecame the touristic centre of the region with its cultural and natural heritage. Halfeti is amongthe few settlements where the authentic texture is preserved with its small but functionalcourtyard houses made of local stones compatible with the topography and in integrity with theEuphrates River. In this study, the general layout characteristics, plan types, facade patterns,materials and structural systems of traditional Halfeti houses are analysed and preservationsuggestions are presented.
  • [ X ]
    Öğe
    Examination of Mardin High School, One of the Buildings of the First National Architectural Period, in Terms of Regional Differences
    (Ahmet FİDAN, 2024) Dağtekin, Emine Ekinci; Saylık, Sultan
    The military schools opened in the Ottoman Empire from 1773 onwards influenced the shaping of modern educational structures. In 1856, with the Edict of Reform, which was proclaimed to protect the rights of non-Muslims, the opening of sbyan schools outside Istanbul and schools that would serve non-Muslims' own communities were accelerated. In 1869, with the General Education Regulation, educational institutions were reorganized as iptidai (primary schools), rüşdiye (secondary schools) and idadi (secondary schools), idadi sultani (high schools). The Idadi Schools, which were opened after the Sıbyan Mektebi and Rüştiyes, started education as preparatory schools created to train students for military schools, and later transformed into secondary education. The first idadi school was opened in 1873 in the same building as Darülmaarif and some of the Darülmaarif students enrolled in the idadi school. The aim of the idadi schools was for Muslim and non-Muslim students to be educated together, to mix and to be educated with a common culture. During the Ottoman Empire, 109 idadi schools were established until the end of the reign of Abdulhamid II. In this study, the plan and façade features of the Mardin Idadi School, built by the Armenian architect Lole in 1900 in Mardin, are analyzed. Within the scope of the study, Mardin Idadi Mektebi, located in the Southeastern Anatolia Region, is compared with the recently built idadi schools of Balıkesir, Kırklareli, Konya and Aksaray. Through the examples selected from regions with different geography, culture, climate and topographical data from the center to the provinces, similarities and differences in terms of period characteristics and the effect of local elements including the culture, materials and construction techniques of the region where they were built were revealed.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Gaziantep geleneksel hamamlarının belgelenmesi ve koruma önerileri
    (T.C. Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2020) Dağtekin, Emine Ekinci
    Anadolu’yu Mezopotamya’ya bağlayan Güneydoğu Anadolu Bölgesi, verimli toprakları, stratejik konumu ve topoğrafyasının uygunluğu nedeniyle tarih boyunca her medeniyetin sahip olmak ve yerleşmek istediği bir bölgedir. Bölgede günümüze ulaşan tarihi ve kültürel değerlerin birbirini takip eden uygarlıkların bir önceki dönemden edindiği kültürel değer ve birikimleri, diğer kültürlerle etkileşim içine girerek, onları geliştirerek, yenilerini ekleyerek geleceğe aktarmada bir süreklilik oluşturur. Bölge kentlerinden olan Gaziantep tarihte uzun ve süreklilik arz eden bir biçimde pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış bir yerleşim merkezidir. Kent binlerce yıllık doğal, tarihsel ve arkeolojik alanlar ile iç içe yer almaktadır. Antep’de günümüze ulaşan hamamlar kentin mimari ve kültür birikimini taşıyan yapılardır. Bu çalışmada, yıkanma mekanının konut içine dahil olması ile işlevlerini büyük oranda kaybeden geleneksel Antep hamamlarının mimari ve kültürel bellekte korunması ve sürdürülebilirliğinin sağlanmasının amacıyla yapılan belgeleme çalışması paylaşılmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Geleneksel Diyarbakır hamamları kataloğu
    (Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2017) Dağtekin, Emine Ekinci
    Diyarbakır’da, Sur içinde bulunan hamamlar, kentin her bölgesinde özellikle de kent giriş kapılarında yapılmıştır. Diyarbakır’da kent içinde, mahalle hamamı olanÇardaklı, Paşa, Cıncıklı, Kadı, Çarşı Hamamı olan Vahap Ağa, kent giriş kapısına yakın olan Deva ve külliye hamamı olan Melek Ahmet Paşa hamamları, günümüze ulaşan hamamlardır. Melek Ahmet Paşa ve Cıncıklı Hamamı sadece soğukluk bölümü ile diğer hamamlar ise soğukluk, ılıklık, sıcaklık, su deposu ve külhan bölümleri ile mevcuttur. Söz konusu hamamlar16. ve 17.yy.’da, inşa edilmiştir. Bu hamamlardan Çardaklı ve Paşa Hamamı Kültür ve Turizm Bakanlığı, Kadı ve Cıncıklı Hamamı Vakıflar Genel Müdürlüğü diğerleri ise özel şahıs mülkiyetindedir. Bu çalışmada; Diyarbakır’da günümüze ulaşan hamamlarınçizim ve fotoğraflarla tanımları yapılarak, Anadolu hamam mimarisi içindeki yerleri, tipolojileri ve güncel durumları değerlendirilmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Mardin İdadi Mektebi’nin Mimari Özelliklerinin Bölgesel Farklılıklar Bakımından İncelenmesi
    (2024) Dağtekin, Emine Ekinci; Saylık, Sultan
    Osmanlı İmparatorluğu'nda 1773 yılından itibaren açılan askeri okullar, modern eğitim yapılarının biçimlenmesini etkilemiştir. 1856 yılında gayrimüslimlerin haklarının korunması için ilan edilen Islahat Fermanı ile birlikte İstanbul dışında sıbyan mekteplerinin ve gayrimüslimlerin kendi cemaatlerine hizmet verecek okulların açılmasına hız verilmiştir. 1869 yılında Umumi Maarif Nizamnamesi ile eğitim kurumları iptidai rüştiye, idadi ,sultani olmak üzere yeniden düzenlenmiştir. Sıbyan ve Rüştiye Mektepleri’nden sonra açılan İdadi Mektepleri askeri okullara öğrenci yetiştirmek amacıyla eğitime başlamış, daha sonra ortaöğretime dönüşmüştür. İlk İdadi Mektebi 1873 yılında Darülmaarif ile aynı binada açılmış ve Darülmaarif öğrencilerinin bir kısmı idadi okuluna kaydolmuştur. İdadiler ile Müslüman ve gayrimüslim öğrencilerin birlikte eğitim alarak kaynaşmaları ve ortak bir kültürle eğitim almaları amaçlanmıştır. II. Abdülhamid modern eğitimin yaygınlaşması için, başta idadiler olmak üzere çok sayıda eğitim yapısı yaptırtmıştır. Bu çalışmada Mardin’de 1900 yılında Ermeni asıllı Mimar Lole tarafından inşa edilen Mardin İdadi Mektebi’nin plan ve cephe özellikleri incelenmiştir. Çalışma kapsamında, Mardin İdadi Mektebi ile yakın dönemde inşa edilen Balıkesir, Kırklareli, Konya ve Aksaray’da inşa edilen mektep yapıları karşılaştırılmıştır. Karşılaştırmada merkezden taşraya doğru farklı kültürel, iklimsel ve topoğrafik verilere sahip bölgelerden seçilen örnekler üzerinden, dönem özellikleri bakımından benzerlik, farklılık ve inşa edildikleri bölgenin yöresel unsurlarının etkisi araştırılmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Mardin Köşk Sineması’nın Tarihsel ve Mimari Bağlamda İncelenmesi
    (Ataturk University, 2024) Dağtekin, Emine Ekinci; Ocakhanoğlu, Ferda
    19. yüzyılda dünyada gösteri sanatı olarak ortaya çıkan sinema için evlerde, birahane, kafeterya, okul, belediye salonları, kilise gibi farklı işlevlerdeki yapılar içinde, halka yönelik ucuz eğlence aracı olarak yer edinmiştir. Sinemanın kendine özgü salonu ilk kez 1900’lü yılların başında İngiltere ve Amerika’da yapılmıştır. Başlangıçta gezici olan Osmanlı devleti sınırları içinde ilk sinema 1896 yılında gösterime girmiştir. 1908 yılında gayrimüslümlerce açılan ilk yerleşik sinema salonu açılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurulması ile büyük kentlerden taşraya ülkenin her kesiminde sosyal ve kültürel değişimler olmuştur. Bu değişimler mimari alanda da etkisini göstermiştir. Kentin yeni çeperlerinde ve halkın ulaşabileceği yerlerde inşa edilen Sinema salonları yeni kamusal ve sosyalleşme mekanları olarak ortaya çıkmıştır. Osmanlı devletinde sinema salonları, 1. Ulusal Mimarlık Dönemi özellikleri taşımalarına rağmen, Cumhuriyetin kuruluşu ile modernizmin etkisi görülür. Bu çalışmada incelenen Eski Köşk Sineması, yapım tarihi bilinmemekle beraber 1921- 1927 yılları arasında faaliyet sürdüren İstiklal Mahkemeleri için yapının kullanıldığı bilinmektedir. Bu bağlamda yapı Osmanlı son döneminde inşa edildiği düşünülmektedir. Çalışma kapsamında yerinde yapılan araştırmalar ile yapının mimari planı ve cephe özellikleri, mevcut durumu analiz edilerek koruma sorunları ile değerlendirilmiştir. Ayrıca Köşk Sineması, yakın dönemde aynı amaçla kullanılan Majik Sineması, Tayyare Sineması ve Dilan Sineması yapılarının mimari özellikleri ile karşılaştırılarak korunmaya değer özellikleri ortaya konulmuştur.
  • [ X ]
    Öğe
    New Structuring in the Historic Environment: Investigation of Diyarbakır Yenikapı Street
    (Gazi University, 2024) Dağtekin, Emine Ekinci; İlişer, Evin
    Historical textures are the representatives of cultural heritage that convey the way of life, economic and sociocultural structure of the people living in the past and the technology of that period. Many reasons such as urbanization problems, migration, war, natural disasters, epidemics, economic problems, new construction tendency, change in education and lack of awareness make it difficult to preserve the historical texture and transfer it to the future. The addition or reconstruction of new buildings within the historic fabric emerges as a design problem in terms of providing historical and cultural continuity. Diyarbakır, a historical city in southeastern Turkey, has been home to many civilizations from past to present. The Suriçi District of Diyarbakır, which has preserved its historical and physical texture for many years, underwent a major change after the armed conflict in 2015. Instead of the demolished buildings in the district, after a very rapid design process, the traditional street texture was destroyed and new buildings were designed that evoke the design styles of traditional houses. The aim of this study is to examine the new buildings designed as a result of the reconstruction of Yenikapı Street in Diyarbakır Suriçi District after 2016 in line with new building design approaches in the historical environment and to evaluate them within the criteria of new construction in the historical environment. In this context, in the research process; after conducting a literature research, the historical environment, new building in the historical environment and new building design approaches in the historical environment were examined, the situation of Yenikapı Street before and after the demolition was analyzed, and determinations were made in line with the criteria for new construction in the historical environment.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sivil toplum kuruluşları ve meslek örgütlerince mimarlık
    (Cahit Aydemir, 2008) Özyılmaz, Havva; Dağtekin, Emine Ekinci; Oğuz, Gülin Payaslı
    Mimarlık; barınma, eğlenme, dinlenme, çalışma gibi eylemlerini sürdürebilmeleri için gerekli olan mekânları estetik, işlevsel gereksinmelerini yerine getirmeyi amaç edinmiş, insanların yaşamlarını kolaylaştırmak için var olan bir sanattır. Mimarlık yaşamın biçim haline gelmiş uzantısıdır. Toplum yapısına, toplumun gereksinimlerine, ekonomik verilere, teknolojik gelişmelere bağlı olarak gelişir. Bu sanata toplumun her kesiminden katkı sunulabildiğinden her insan bir parça mimardır. Sivil Toplum Kuruluşları, toplum yararına gönüllülük temeline dayalı özerk yapısı olan ülkenin siyasal, sosyal, kültürel ve ekonomik bakımdan gelişmesine katkısı olan kuruluşlardır. Meslek örgütleri ise daha güzel, yaşanılır kılınacak binaların ve çevrenin yaratılması için ilgili olduğu meslek gruplarına mesleki kurallar koyar, etik davranılmasını sağlar, proje geliştirir, mesleki sorunları dile getirir ve yaptıkları işleri denetler. Bu makalenin amacı; Tarihsel ve kültürel kimliği ile eski ve yeni dokunun bir arada görüldüğü ender kentlerden olan Diyarbakır da toplumun önemli kesimini oluşturan, STK ve meslek örgütlerinin mimarlığa bakış açısını öğrenmek, kentte var olan Mimarlık fakültesi ve bir meslek örgütü olan mimarlar odasının artı ve eksilerini onların bakış açısıyla tespit ederek, sürdürülebilir bir kent yaratabilmenin yollarını aramaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Urfa Pazar (Hodja Ahmet) Mosque Repair and Conservation Practices
    (2024) Dağtekin, Emine Ekinci
    Located in the central part of the Southeastern Anatolian region, Urfa is a multi-layered and multi-cultural city that bears the traces of many states and principalities to the present day. The city, at the crossroads of Eastern and Western civilisations, has religious buildings belonging to different faiths. It is known that there were 34 mosques in the city in the 16th century and 22 mosques in the 17th century. The Pazar Mosque, which is the subject of this study, is located in the traditional Kovacı Arcade in Urfa Haşimiye Square. Kovacı Arcade with which the mosque has become integrated is made up of indoor and outdoor shops. The fact that the mosque has always been preferred for special occasions such as Friday Prayers and Salaat Al Eid for religious rituals and the fact that shopping has been done before and after such religious services have enhanced the appeal of the mosque along with its surroundings. However, this situation, had led the way for various additions to be made to the shops and the structure itself which in turn had given rise to a change in its original form. The aim of the study is to convey the informed and uninformed interventions that the mosque had been subjected to in relation to its use from the year 1987 when it had been registered as a listed building and the year 2023 and also to convey the approaches undertaken for the mosque for which the damages and problems have been documented within 2012 under the consultancy of the author.
  • [ X ]
    Öğe
    Urfa Pazar (Hodja Ahmet) Mosque Repair and Conservation Practices
    (Süleyman Demirel University, 2024) Dağtekin, Emine Ekinci
    Located in the central part of the Southeastern Anatolian region, Urfa is a multi-layered and multi-cultural city that bears the traces of many states and principalities to the present day. The city, at the crossroads of Eastern and Western civilisations, has religious buildings belonging to different faiths. It is known that there were 34 mosques in the city in the 16th century and 22 mosques in the 17th century. The Pazar Mosque, which is the subject of this study, is located in the traditional Kovacı Arcade in Urfa Haşimiye Square. Kovacı Arcade with which the mosque has become integrated is made up of indoor and outdoor shops. The fact that the mosque has always been preferred for special occasions such as Friday Prayers and Salaat Al Eid for religious rituals and the fact that shopping has been done before and after such religious services have enhanced the appeal of the mosque along with its surroundings. However, this situation, had led the way for various additions to be made to the shops and the structure itself which in turn had given rise to a change in its original form. The aim of the study is to convey the informed and uninformed interventions that the mosque had been subjected to in relation to its use from the year 1987 when it had been registered as a listed building and the year 2023 and also to convey the approaches undertaken for the mosque for which the damages and problems have been documented within 2012 under the consultancy of the author.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Urfa şehrindeki geleneksel hamamların mimari özellikleri
    (Türkiye Cumhuriyeti Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2021) Dağtekin, Emine Ekinci
    Roma döneminde eyalet başkenti olan ve Edessa Şehri olarak isimlendirilen Urfa’nın önemli yapılarından biri de tarihi hamamlarıdır. Kentte 497 yılında açık ve kapalı olarak yapılan hamamların varlığı bilinmektedir. Osmanlı döneminde şehir dışından gelen tüccarların yararlanmaları amacıyla çarşılar bölgesinde ve balıklı göllerden çıkan fazla suların aktığı güzergâh üzerinde çok sayıda hamam inşa edilmiştir. Kent arşivlerinde ismi geçen Bey Kapısı (İbn Maktûl), Mencek, Karaburç, Devekovan (Danakvan), Ayaklı, Kuloğlu, Paşa, Hacı Bey, Muharrem ve Meydan hamamları günümüze ulaşamamıştır. Osmanlı Dönemi’nde yapılan Sultan, Cıncıklı, Serçe, Arasta, Vezir, Velibey, Şaban ve Sultan Hamamı’na bitişik keçeci esnafının keçe yapımı için kullandıkları Keçeciler Hamamı günümüze ulaşabilen geleneksel hamamlardır. Urfa’daki geleneksel hamamlardan Vezir Hamamı Yusuf Paşa vakfına ait mülhak, Velibey Hamamı ise Velibey vakfının mülkiyetinde mazbut vakıf eseri olup diğer hamamlar özel şahıslara aittir. Velibey Hamamı 2006 yılında, Vezir Hamamı ise 2014 yılında Vakıflar Bölge Müdürlüğü denetimde onarılmıştır. Bu çalışmada, Bursa, İstanbul, Edirne hamamları gibi mimarlık tarihinin genel kaynakları içinde çok fazla yer bulamayan, Urfa kentinin tarihi ve kültürel mirasının bir parçası olan ve günümüze ulaşan geleneksel hamamların literatürde yer bulması, tanıtılması, mimarlık tarihi ve koruma çalışmalarında altlık olarak kullanılabilmesi amacıyla yapılan belgeleme çalışması paylaşılmıştır.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim