Yazar "Atamer, Aytaç" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alterations of erythrocyte and plasma lipid peroxides as well as antioxidant mechanism in patients with type II diabetes mellitus (NIDDM)(1998) Toprak, Gülten; Canoruç, Naime; Mete, Nuriye; Koçyiğit, Yüksel; Atamer, Aytaç; Atamer, YıldızIt has been maintained that free oxygen radicals (FOR) that occur in cell have important roles in the ethiopathogenesis of diabet, and that cell damage progressing as a result of their accumulation is responsible for the development of diabetic complications. In recent years, along with free oxygen radicals, antioxidant mechanisms and the substances influencing as free radical cleaner have been investigated in connection with diabet. With this respect, in a total of 30 patients with type II Diabetes Mellitus (NIDDM), 15 with diabetic retinopathy and 15 without diabetic retinopathy, and in 20 healthy subjects, we measured glutathione (GSH), catalase and antiperoxidant Superoxide dismutase (SOD) levels as well as plasma and eritrosit levels of Maiondialdehid (MDA), which is the last product of oxydation of polyunsaturated fatty acids. Erythrocyte and plasma MDA levels of patients with diabetic retinopathy were higher relative to those withouut diabetic retinopathy (P<0.001, P<0.005). In both diabetic groups, erythrocyte and plasma levels were observed to have increased considerably when compared with those in the control group (P<0.001). It was determined that, while erthrocyte SOD, catalase and glutathione levels in he groups with diabetic retinopathy decreased significantly relative to those in the control group, a slight decrease occurred in the SOD levels of the group without diabetic retinopathy with respect to controls, and that this, however, was statistically insignificant (P<0.05). Still, the decrease in the catalase and glutathione levels was found to be significant (P<0.02). These results indicate that accompaniment of inhibited antioxidant defence systems with increased lipid peroxide levels leading to damage in endotelial cell membran is important not only in the progress of diabete but also in the development of diabetic complications.Öğe Deneysel meninjitte lipit peroksitleriyle antioksidanların rolü ve seftriakson- diklofenak sodyum ile etkileşimi(1997) Ceviz, Adnan; Hoşoğlu, Salih; Koçyiğit, Yüksel; Atamer, Aytaç; Atamer, Yıldız; Mete, MahmutDeneysel olarak akut bakteriyel menenjit (ABM) oluşturulan sıkanların beyin dokusunda, lipit peroksidasyonunun bir göstergesi olan malondialdehit (MDA), antiperoksidant glutatyon (GSH_), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) değişiklikleriyle, tedavi olarak 6 gün uygulanan seftriakson ve diklofenak sodyum'un bu parametrelere etkisi incelendi. Toplam 46 sıçan, kontrol (n=10), meninjit (n=7), seftriakson (30 mg/kg/gün, n=14) ve seftriakson+diklofenak sodyum (30mg/kg/gün + 0.5 mg/gün,, n=15) olmak üzere 4 gruba ayrıldı. Kontrol ve meninjit grubu dışındaki sıçanlara altı gün süresince anti-enflamatuvar ve antibiyotik uygulandı, meninjit grubuna sadece 0.4 mg/gün serum fizyolojik intraperitoneal olarak verildi. Uygulama sonunda tüm hayvanlar öldürülerek doku örnekleri alındı. Kontrollere göre, tüm grupların MDA düzeylerinin önemli derecede yüksek (p < 0.001) olduğu, GSH düzeylerinin düştüğü (p <0.001) gözlendi. Meninjit (M) ve seftriakson (5) gruplarının GSH - px aktivitelerinde sırasıyla p < 0.005; p < 0.05 düzeyinde düşük olduğu, seftriakson + diklofenak sodyum (S+D) grubunda anlamlı bir farklılık olmadığı saptandı. Meninjit grubuna göre; S ve S+D gruplarının MDA düzeylerinin önemli derecede düştüğü (p < 0.005; p < 0.001), GSH-Px aktivitelerinin yükseldiği (p <0.02; p » 0.001) gözlendi. S+D grubunun GSH düzeyleri de önemli derecede yüksek (p < 0.001) bulunurken, S grubunda herhangi bir farklılık bulunmadı. Sonuçta; akut bakteriyel meninjitte lipit peroksidlerinin arttığı, GSH ve GSH-Px sisteminde bozukluklar olduğu, seftriakson-diklofenak sodyum uygulamasının tedavide yararlı etkiler sağladığı gözlenmiştir.Öğe Investigation of the effect of vitamin E against carbon tetrachlorur hepatotoxicity and alterations of glutathione, glutathione peroxidase(1997) Atamer, Yıldız; Canoruç, Naime; Atamer, Aytaç; Toprak, Gülten; Koçyiğit, YükselRaflarda E vitamininin karbon tetraklorür (CC14) hepatotoksisi¬tesine karşı etkileri ile glutatyon (GSH) ve glutatyon peroxidaz (GSH-Px) değişiklikleri incelendi. Bu amaçla, karaciğerde hücresel hasarın göstergesi olan lipid peroxidasyonu ile beraber, GSH, GSH-Px ve hepa-totoksisitesinin biyokimyasal göstergeleri olan serum enzim aktiviteleri de değerlendirildi. Toplam 32 rat eşit ayrıldı: Kontrol (Grubu I); CC14 (Grup II), E vitamini+CCl4 (Grup III) ve E vitamini (Grup IV). Grup Wdeki rotlara tek doz (OJ ml/kg) intraperitoneal (i.p.) olarak CC14 en-jekte edildi. Grup Ill'deki ratlara tek doz (0.5 ml/kg) CC14 enjeksiyonun¬dan hemen sonra 30 mg E vitamini (dl-alfa tokoferol asetat) i.p. olarak uygulandı. 24 saat sonra, serum transâminaz (AST, ALT) düzeylerini be¬lirlemek içinde kan örnekleri; lipid peroxidi, GSH ve GSH-Px düzeyleri¬ni ölçmek için doku örnekleri alındı. Bütün gruplar kontrol grubuyla karşılaştırıldığında; Grup II ve III'de karaciğer lipid peroxid düzeyleri (P<0.001) ile serum AST (P<0.001) ve ALT (P<0.001) aktivitelerinin anlamlı şekilde yüksek olduğu saptandı. Grup IV'de, karaciğer lipid pe¬roxid, GSH, GSH-Px ile serum transaminazlannda anlamlı bir değişik¬lik saptanmadı (P>0.05). Karbon tetraklorür grubuyla karşılaştırıldığında; Grup III'de, karaciğer lipid peroxid (P<0.02) düzeylerrile ALT(P<0.005) düzeylerinin anlam¬lı olarak düştüğü, GSH, GSH-Px ve AST düzeylerinin ise değişmediği gözlendi (P>0.05). Grup IVde, karaciğer lipid peroxid, GSH, AST ve ALT aktivitelerinin anlamlı olarak düştüğü (P<0.001), GSH-Px (P<0.02) aktivitelerinin ise yüksek olduğu saptandı. Sonuç olarak, E vitaminin CCl4'ün bilinen hepatotoksik etkisini önemli derecede etkilemediği, E vitamininin protektif etkisinin genel kanının ak¬sine henüz tartışmalı sayılabileceği ve bu konuda daha ileri çalışmalara gereksinim olduğu görüşüne varıldı.Öğe Lipid peroxidation, lipoprotein and trace element alterations in type II diabetics(1997) Atamer, Yıldız; Canoruç, Naime; Çelik, Salih; Mete, Nuriye; Atamer, Aytaç; Koçyiğit, YükselTip II Diabetik'lerde Lipid Peroxidasyonu, Lipoproteinler ve İz Element Değişimleri Bu çalışmada, 34 tip II diabetes mellitus (NIDDM)'lu ve 20 sağlıklı kişide, membran lipidpe-roxidasyonunun önemli bir göstergesi olan malondialdehid (MDA) düzeyleri ile serum Cu, Zn, seruloplazmin ve lipid fraksiyonlanndaki değişiklikler araştırılmıştır. NIDDM'da serum MDA, Cu, seruloplazmin, trigliserid, total kolesterol, LDL-kolesterol ve açlık kan şekeri düzeylerinin kontrol-. lere göre yüksekliği istatistiksel olarak anlamlı bulundu (P<0.001). Serum Zn ve HDL-kolesterol düzeylerinin ise kontrollere göre düşüklüğü anlamlıydı (P<0.001). Bulgular, NIDDM'da söz konusu parametrelerin, hastalığın şiddetinin anlaşılmasmda önem¬li olabileceğini,düşündürmektedir.Öğe Protective effects of vitamin E selenium and allopurinol against stress-induced ulcer formation in rats(2001) Canoruç, Naime; Canoruç, Fikri; Çiçek, Ramazan; Güneli, Ensari; Dursun, Mehmet; Atamer, Aytaç; Turgut, CengizProtective effects of vitamin E selenium and allopurinol against stress-induced ulcer formation in ratsÖğe Role of oxidants-antioxidants and radical scavengers in alcohol-induced liver injury in rats(1997) Canoruç, Naime; Ketan, Aydın; Koçyiğit, Yüksel; Atamer, Aytaç; Mete, Nuriye; Atamer, YıldızEtanolle oluşturulan hepatik hasarda, serbest ra¬dikaller ve süperoksid dismutaz (SOD), Katalaz, glutat¬yon (GSH), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) ile serbest radikal temizleyicilerinin rolünü araştırdığımız çalış¬mada 50 sıçan, Kontrol; Etanol; E vitamini + Etanol; Allopurinol + Etanol; C vitamini + Etanol; olmak üzere 5 gruba ayrıldı. Bu grupların karaciğer dokuları hi'sto-patolojik yönden incelendi. Etanol grubu ratların doku ve eritrosit karaciğer ve eritrosit malondialdehid (MDA) düzeylerinin kontrol grubuna göre yüksek olduğu, doku ve eritrosit glutatyon düzeylerinin ise düştüğü saptandı. Etanol+allopurinol ve E vit+Etanol uyguladığımız gruplarda ise bütün bu parametrelerde kontrol grubuna göre bir farklılık olmadığı saptandı. Karaciğer GSH-Px ve eritrosit katalaz aktivitelerinde kontrol grubuna göre bir farklılık bulunmadı. Eritrosit SOD aktiviteleri ile serum transaminazlarının (Aspartat transaminaz ve alanın transaminaz) önemli düzeyde yükselmiş olduğu saptandı. Etanol + C vitamini uygulanan grupta kont¬rollere göre doku ve eritrosit glutatyon düzeylerinin düş¬tüğü, karaciğer ve eritrosit MDA, karaciğer GSH-Px, eritrosit SOD, katalaz ve serum transaminaz düzeyleri¬nin ise değişmediği saptandı. Serbest radikal giderici ajan allapurinol, antioksidan EveC vitaminlerinin eta¬nol ile oluşturulan hepatik doku hasarında histolojik olarak lezyon oluşumunu önledikleri ve lipid peroksi-dasyonunu bloke ettiklerini saptadık. Sonuç olarak, ser¬best radikallerin etanolle oluşturulan hepatik doku ha¬sarının etiyopatojenezinde, tek başına değilse de, rol oy¬nadıklarını ve bir kısım serbest radikal giderici ve anti¬oksidan ajanın hepatik doku hasarının tedavisinde kul¬lanılmasının yararh olabileceğini düşünmekteyiz. Elde edilen sonuçlarla oksijen radikallerinin uzaklaştırılma¬sı bu açıdan hastalara yaklaşımda yeni boyutlar getir¬mektedir.Öğe Significance of lipid peroxides, glutathione and antiperoxidative enzymes in ethanol and acetaminophen toxicity in the rat(2000) Atamer, Yıldız; Canoruç, Naime; Mete, Nuriye; Atamer, Aytaç; Koçyiğit, YükselOtuz ve 90 günlük periyotlarla %18 etanol ve paracetamol (asetaminofen) uyguladığımız 80 rat'ın böbrek, beyin, kalp ve karaciğerlerinde, lipid peroxidasyonunun bir göstergesi olan Malondialdehid (MDA) düzeylerini, karaciğerlerinde glutatyon (GSH), glutatyon peroksidaz (GSH-Px) aktivitelerini, eritrositlerinde süperoksid dismutaz (SOD) ve Katalaz aktiviteleriyle serum transaminazlarından Aspartat Transaminaz (AST), Alanin Transaminaz (ALT) ve Alkalen fosfataz (ALP) düzeylerini araştırdık. Gruplara ayırdığımız (Normal, normal+asetaminofen, %18 Etanol ve %18 etanol+asetaminofen) ratlarda, karaciğer hasarına bağlı olarak önemli miktarda artmış serum ALT, AST ve ALP düzeyleri saptadık. MDA düzeyleri, karaciğer, kalp, böbrek ve beyin dokusunda hem kısa (30 gün) hem de uzun dönem (90 gün) etanol ve asetaminofen uygulanmış ratlarda artmıştı.GSH düzeyleri 30 gün etanol veya asetaminofen uygulanmış ratlarda normal kontrollere göre azalmış iken, 90 gün uygulananlarda artmıştı. Ancak, etanol kontrol ratlarıyla karşılaştırıldığında 90 gün asetaminofen+etanol uygulaması glutatyon düzeylerinde bir azalışa neden oldu. Karaciğer GSH-Px aktivitesi, 30 ve 90 gün yalnız etanol veya asetaminofen uygulanmış ratlarda normal ratlara göre artarken, etanol kontrol ratlara göre asetaminofen+etanol uygulananlarda da artış olduğu gözlendi. Diğer antiperoxidatif enzimlerden, süperoksid dismutaz (SOD) ve katalaz aktiviteleri her iki dönemde de etanol; asetaminofen; etanol+asetaminofen grubu ratlarda azalmıştı. Sonuçlar, hem kısa hem de uzun süre alkol ve asetaminofen alımının karaciğer ve extrahepatik dokularda biyokimyasal değişikliklerle sonuçlandığını göstermektedir. Bu da, alkolizm ve ilaç toksisitesinde antiperoxidatif enzimlerin akti-vitelerindeki değişikliklere, artmış eikosanoidlerin sentezi, artmış lipid peroksidasyonu ve buna bağlı doku hasarının neden olduğunu düşündürmektedir.