Yazar "Akalp, Erhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adaçayı (Salvia officinalis L.)’nda Tuzluluk (NaCl) Stresi Üzerinde Salisik Asit Uygulamalarının Etkisi(2024) Tekin, Gizem Kamçı; Akalp, Erhan; Pirinç, Vedat; Tonçer, ÖzlemAdaçayı, Lamiaceae familyasına ait bir bitki olup, içerdiği uçucu yağ ve diğer sekonder metabolitler nedeniyle Türkiye ve Dünya yüzeyinde önemli bir ticari öneme sahiptir. Bu çalışma farklı tuz ve salisilik asit uygulamalarının adaçayı (Salvia officinalis L.) bitkisinin morfolojik özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada; Kontrol (0) , 5 farklı tuz (50, 100, 150, 200 ve 250 mM NaCI/l) ve üç farklı salisilik asit (0,1, 0,5 ve 1,0 mM/l) konsantrasyonları uygulanmıştır. İncelenen özellikler değerlendirildiğinde; adaçayında bitki boyunun 12,24-20,42 cm, kök uzunluğunun 9,13-18,12 cm, yaş bitki ağırlığının 2,19-7,00 g/bitki, yaş kök ağırlığının 0,89-3,50 g/bitki, bitki zararlanma skalasının 3-5 arasında değiştiği ve bitkinin sentezlediği prolin miktarının 0,11-1,56 (Mmol/g) aralığında olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, 0,5mM Salisilik asit uygulamasının adaçayı bitkisinde morfolojik gelişim açısından olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.Öğe Adaçayı (Salvia officinalis L.)’nda Tuzluluk (NaCl) Stresi Üzerinde Salisik Asit Uygulamalarının Etkisi(Osmaniye Korkut Ata Üniversitesi, 2024) Kamçı, Gizem; Akalp, Erhan; Pirinç, Vedat; Tonçer, ÖzlemAdaçayı, Lamiaceae familyasına ait bir bitki olup, içerdiği uçucu yağ ve diğer sekonder metabolitler nedeniyle Türkiye ve Dünya yüzeyinde önemli bir ticari öneme sahiptir. Bu çalışma farklı tuz ve salisilik asit uygulamalarının adaçayı (Salvia officinalis L.) bitkisinin morfolojik özelliklerine etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada; Kontrol (0) , 5 farklı tuz (50, 100, 150, 200 ve 250 mM NaCI/l) ve üç farklı salisilik asit (0,1, 0,5 ve 1,0 mM/l) konsantrasyonları uygulanmıştır. İncelenen özellikler değerlendirildiğinde; adaçayında bitki boyunun 12,24-20,42 cm, kök uzunluğunun 9,13-18,12 cm, yaş bitki ağırlığının 2,19-7,00 g/bitki, yaş kök ağırlığının 0,89-3,50 g/bitki, bitki zararlanma skalasının 3-5 arasında değiştiği ve bitkinin sentezlediği prolin miktarının 0,11-1,56 (Mmol/g) aralığında olduğu tespit edilmiştir. Çalışma sonucunda, 0,5mM Salisilik asit uygulamasının adaçayı bitkisinde morfolojik gelişim açısından olumlu etkilerinin olduğu tespit edilmiştir.Öğe APPLICATIONS OF SALICYLIC ACID ON SEEDS AND SEEDLINGS OF PEPPERS UNDER SALINITY CONDITIONS(Univ Agronomic Sciences & Veterinary Medicine Bucharest - Usamv, 2023) Pirinc, Vedat; Akalp, ErhanAs a result of the global drought, improper irrigation and excessive fertilizer applications; salt accumulation in agricultural lands can cause production to stop. It is not possible to wash the soil in large lands and it is a difficult practice to rehabilitate the salty soils formed. In order to regain these soils for production, researchers have different applications; rotation and fallow practices, different irrigation methods, using of fertilizers and plant growth regulators etc. can be performed. In addition, with the changing and developing technologies, studies on production models that are not dependent on soil (soilless farming, rapid plant cultivation with LED lights in different aggregate cultures in artificially controlled environments) are being made on new models every day. This study was carried out to determine the effect of salicylic acid applications on pepper seeds and seedlings in saline conditions. cermik pepper genotype, which is a local variety belonging to Diyarbakir, was used as plant material. Commercial rock salt was used as NaCl. While the pepper seeds were treated by keeping in 0.1mM and 0.5mM salicylic acid solution dosages, the seedlings were treated in pots containing the same doses of water culture + Hoagland nutritional solution. In order to identify the physiological and morphological changes in control and subjected to treatment plants, Chlorophyll-a, Chlorophyll-b, Total Chlorophyll content, Caretonoid content, 0-5 damage index of plants, plant fresh and dry weight (without roots), root fresh weight, plant fresh weight, leaf fresh weight, root length, stem length and stem diameter values were measured at the end of the research. When the statistical data obtained at the end of the study were examined, it was determined that both doses of Salicylic Acid increased the resistance of the plant to NaCl compared to the untreated seedlings. Furthermore, it has been determined that the application of 0.1 and 0.5mM doses of salicylic acid to the seeds and the subsequent application of SA to these seeds increases the resistance to NaCl that will be given to the environment.Öğe BİBER (Capsicum Annuum L.) ÇEŞİT ISLAHINDA ETİL METAN SÜLFONAT MUTAGEN ÇALIŞMALARI(2024) Akalp, Erhan; Pirinç, VedatDünyada var olan bitkisel kaynakların giderek azalması, insan nüfusunun artması sonucu beslenme ve gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için araştırıcılar üretimi artırıcı yollar ve yöntemler üzerine çalışmalar yapmaktadır. Mevcut çeşitlerde bazı kültürel uygulamalardan; sulama sistem ve metotlarının geliştirilmesi, çapalama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadelenin iyileştirilmesi gibi çalışmalarla verim ve kalitede sınırlı artış elde edilmiştir. Bitkilerde verim ve kalitede genetik materyal olan tohuma bağlı ıslah çalışmalarının uygulanması ile üstün nitelikli çeşitlerin geliştirilmesi ile mümkün görünmektedir. Bitki ıslahçıları yeni çeşitlerin ortaya çıkarılmasında, doğada var olan varyasyonlardan ve geliştirdikleri yeni teknik ve yöntemlerden faydalanmaktadırlar. Yeni bir çeşidin ortaya çıkarılmasında ıslahçı klasik ıslah yöntemlerinin başında gelen melezleme ıslahından yararlanabildiği gibi, uzun zaman ve fazla emeği kısaltıcı yeni çeşit elde etmede kullanılan yeni bir yöntem olan mutasyon ıslah yöntemini kullanmaya başlamışlardır. Mutasyon, doğada kendiliğinden gerçekleşebildiği gibi, kimyasal ve fiziksel mutajenler kullanılarak da yapılabilmektedir. Doğada yapay olarak elde edilen mutasyonlar çeşitli ışınlar (Gama ışını, X ışını, Kobalt 60 vd.) gibi çok sayıda fiziksel ya da dietil sülfat, sodyum azide ve etil metal sülfonat (EMS) gibi kimyasalların etkisiyle meydana gelirler. Yeni çeşitlerin geliştirilmesinde sıkça başvurulan mutasyon ıslahında kimyasal mutajenler arasında EMS en etkili ve en yaygın olarak kullanılan mutajen olarak kabul edilmektedir. Bu çalışma ile biber çeşit ıslahında EMS uygulamalarına yönelik yapılan çalışmaların irdelenmesi amaçlanmıştır. Böylece biberde EMS ile mutasyon ıslahına yönelik güncel araştırma sonuçları derlenerek; uygulamaya yönelik protokol oluşturulmaya çalışılmıştır. Geniş çeşit potansiyeline sahip biberde her varyasyona yönelik olarak kullanılan uygulama doz ve süreleri gibi faktörlerin dikkate alınarak gelecekte yapılacak çalışmalara referans olabileceği düşünülmektedir.Öğe Biber (Capsicum annuum L.) Çeşit Islahında Etil Metan Sülfonat Mutagen Çalışmaları(Uğur ŞEN, 2024) Akalp, Erhan; Pirinç, VedatDünyada var olan bitkisel kaynakların giderek azalması, insan nüfusunun artması sonucu beslenme ve gıda ihtiyacının karşılanabilmesi için araştırıcılar üretimi artırıcı yollar ve yöntemler üzerine çalışmalar yapmaktadır. Mevcut çeşitlerde bazı kültürel uygulamalardan; sulama sistem ve metotlarının geliştirilmesi, çapalama, gübreleme, hastalık ve zararlılarla mücadelenin iyileştirilmesi gibi çalışmalarla verim ve kalitede sınırlı artış elde edilmiştir. Bitkilerde verim ve kalitede genetik materyal olan tohuma bağlı ıslah çalışmalarının uygulanması ile üstün nitelikli çeşitlerin geliştirilmesi ile mümkün görünmektedir. Bitki ıslahçıları yeni çeşitlerin ortaya çıkarılmasında, doğada var olan varyasyonlardan ve geliştirdikleri yeni teknik ve yöntemlerden faydalanmaktadırlar. Yeni bir çeşidin ortaya çıkarılmasında ıslahçı klasik ıslah yöntemlerinin başında gelen melezleme ıslahından yararlanabildiği gibi, uzun zaman ve fazla emeği kısaltıcı yeni çeşit elde etmede kullanılan yeni bir yöntem olan mutasyon ıslah yöntemini kullanmaya başlamışlardır. Mutasyon, doğada kendiliğinden gerçekleşebildiği gibi, kimyasal ve fiziksel mutajenler kullanılarak da yapılabilmektedir. Doğada yapay olarak elde edilen mutasyonlar çeşitli ışınlar (Gama ışını, X ışını, Kobalt 60 vd.) gibi çok sayıda fiziksel ya da dietil sülfat, sodyum azide ve etil metal sülfonat (EMS) gibi kimyasalların etkisiyle meydana gelirler. Yeni çeşitlerin geliştirilmesinde sıkça başvurulan mutasyon ıslahında kimyasal mutajenler arasında EMS en etkili ve en yaygın olarak kullanılan mutajen olarak kabul edilmektedir. Bu çalışma ile biber çeşit ıslahında EMS uygulamalarına yönelik yapılan çalışmaların irdelenmesi amaçlanmıştır. Böylece biberde EMS ile mutasyon ıslahına yönelik güncel araştırma sonuçları derlenerek; uygulamaya yönelik protokol oluşturulmaya çalışılmıştır. Geniş çeşit potansiyeline sahip biberde her varyasyona yönelik olarak kullanılan uygulama doz ve süreleri gibi faktörlerin dikkate alınarak gelecekte yapılacak çalışmalara referans olabileceği düşünülmektedir.Öğe Determination the effective dose of mutation in pepper (Capsicum annum L.)(Gültekin ÖZDEMİR, 2024) Akalp, Erhan; Pirinç, VedatThis study was carried out to determine the "Effective Dose of Mutation” (EMD50) for mutation breeding study on Çermik, Kandil and Üçburun pepper varieties grown intensively in Diyarbakır. For this purpose, pepper seeds were exposed to chemical mutagen source Ethyl Methane Sulfonate (EMS) at doses of 0%, 01%, 0.2%, 0.3%, 0.4%, 0.5%, 0.75% and 1% and to irradiation with physical mutagen source Co60 at doses of 0, 50, 100, 200, 300, 400, 500 and 600 Gy. In irradiated and chemically exposed seeds, on the 45th day following seed sowing date, germination percentage (%) for each dose was calculated and seedlings’ lengths were measured to investigate the effects of different doses and EMD50 value was calculated. According to the data obtained as a result of the study; it was found that the germination rate in pepper seeds of all three varieties-genotypes gradually decreased with the increases of doses in application of EMS on pepper seeds. While the decreases were especially evident in the seeds of Kandil and Üçburun varieties subjected to 0.3% EMS dose and 9 hours of application; in Çermik genotype the germination rate started to decrease with 0.5% EMS dose due to local population. It was also found that germinations decreased in all three varieties depending the application of 300 Gy CO60. In 6-hour EMS application, EMD50 values were respectively determined as 0.67%, 0.97% and 1.08%. for Kandil, Üçburun and Çermik. And for 9-hour EMS application, EMD50 values were determined as; 0.52%, 0.77%, 0.89%. Kandil, Üçburun and Çermik varieties. According to the results obtained in the study, the usage of both physical and chemical mutagens in pepper varieties; increasing of doses and durations of mutagens, decreased germination rates and also caused to decrease the plant heights. As a result, it seems possible to obtain variations in peppers with the usage of physical and chemical mutagens to get new varieties in plant breeding.Öğe Diyarbakır karpuz genotiplerinde (Citrullus lanatus) bazı tarımsal özelliklerin belirlenmesi(Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Akalp, Erhan; Pirinç, VedatBu çalışma, Diyarbakır'ın yerel karpuz genotipleri olan Sürme, Beyazkış, Karakış, Pembe ve şahit olarak kullanılan Ergani genotipinin bazı tarımsal özellikleri ile verim değerlerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çalışmada genotiplerin bazı tarımsal özelliklerinin belirlenmesi için başta UPOV olmak üzere, Tohumluk Tescil ve Sertifikasyon Merkez Müdürlüğü (TTSM) tarafından karpuz için önerilen kriterler ve bazı referans değerler dikkate alınmıştır. Çalışmada; tohum, fide, bitki ve meyvede ölçüm ve gözlemler alınmıştır. Çalışma sonucunda, meyve ağırlık bakımından en büyük karpuzlar ortalama18,95 kg ile Sürme genotipinde elde edilirken, meyve suyunda çözünebilir kuru madde miktarı en yüksek Karakış ve Beyazkış (%9,0) genotipinde elde edilmiştir. Çalışma sonucunda Pembe ve Sürme genotiplerinde yoğun lif yapısı görülmüştür. Yeme alışkanlığı yönünden, küçük aile yapısından dolayı ve de çekirdek içeriği bakımından rahatsız etmeyecek düzeyde tüketime yönelik öneri sunmak için Ergani genotipinin bu özellikleri karşılayabilen genotip olduğu öne çıkmıştır. Diyarbakır yerel karpuz genotiplerinden Sürme genotipi diğer genotiplere göre bölgede tüketimi yaygındır. Başta Sürme genotipi olmak üzere diğer genotiplerin koruma altına alınması, genotiplerin morfolojik özelliklerinin belirlenmesi ve ayrıca üretiminin sürdürülebilmesi için ilk adım olan karakterizasyon çalışması bu çalışma ile gerçekleştirilmiştir. Bundan sonraki süreçte de bu çalışmanın ıslah programlarına zemin hazırlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, daha önce Sürme adına alınan "coğrafi işaret" belgesi diğer genotiplerin korunması ve kayıt altına alınması için bu genotiplere de "coğrafi işaret" belgesi nin alınması için yeterli verilerin elde edildiği düşünülmektedir. Yapılan bu çalışma sonucunda Sürme dışında üreticilerde bulunmayan Beyazkış, Karakış ve Pembe genotiplerinin yetiştiriciliğinin yeniden yaygınlaşması gerekli çoğaltım materyalinin üretilebileceği düşünülmektedir.Öğe Türkiye ve Diyarbakır örtüaltı potansiyelinin karşılaştırılması(Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü, 2022) Pirinç, Vedat; Akalp, ErhanDünya nüfusunu hızla artması ve etkisini iyice hissettiren iklim değişikliği nedeniyle gıda ihtiyacına duyulan talep artmıştır. Bu ihtiyacın karşılanabilmesinin yollarından bir tanesi de örtüaltı tarımının uygulanması olarak görülmektedir. Geçmişte mevsimi dışında taze sebze -meyveye erişimin güç olması veya sebzeleri dondurarak ya da kurutarak tüketim alışkanlığı, örtüaltı tarımının gelişmesi ile beraber bu tüketim modeli de azalmıştır. Örtüaltı yetiştiriciliği, mevsimi dışında kontrollü şartlarda üretimin gerçekleştiği bir sistem olarak değerlendirilmektedir. Bu yetiştiricilik ülkemizde ve Dünya’da iklimin uygun olduğu bölgelerde giderek yaygınlaşmaktadır. Diyarbakır ili örtüaltı tarımı açısından geçmişe göre yaygınlık kazanmıştır. Örtüaltı tarımının Diyarbakır şartlarında da uygulanabilmesi için ilde seracılık başta olmak üzere örtüaltı sebze yetiştiriciliğine teşvik ve destekler artış göstermiştir. Bu çalışmada, Türkiye ve Diyarbakır’daki mevcut örtüaltı üretiminin istatistiki verileri ışığında karşılaştırılarak avantaj ve dezavantajlarının belirlenmesi amaçlanmıştır. Türkiye toplam örtüaltı alanları; 805.159 dekar olup Diyarbakır sahip olduğu 190 da örtüaltı alanı ile Ülkemizdeki tüm alanların %0.02’lik kısmını oluşturmaktadır. Bu değerin oldukça düşük olmasının başlıca nedeni iklimsel faktörlerin uygun olmaması düşünülmekte ve bu durum bölgede örtüaltı yetiştiriciliğini kısıtlamaktadır. Ancak konu ile ilgili resmi kurumlar tarafından yapılan yatırım ve verilen teşvikler; bölgede örtüaltı yetiştiriciliğini artırmıştır. Domates örtüaltı yetiştiriciliğinde ülkede ilk sırayı alırken, ilde ise vejetasyon süresi daha kısa olan hıyarın ilk sırayı aldığı görülmektedir. Bölgede örtüaltı hıyar ve domates yetiştiriciliğindeki verim değerleri, Türkiye geneline göre biraz daha yüksek çıkmıştır. Çalışma sonunda elde edilen veriler ışığında, örtüaltına uygun tür ve çeşitlerin belirlenmesi ve ekonomik ısıtma sistemlerinin kullanılması durumunda; sürdürülebilir bir örtüaltı yetiştiriciliğinin bölgede gelişmesi mümkün görünmektedir.