ZUCCO GİZEMİ: KOLTÈS’İN ROBERTO ZUCCO’SUNDA PSİKOLOJİ, POLİTİKA, TOPLUM VE SÖYLENCE
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Çağdaş Fransız yazınının önemli yazarlarından Bernard-Marie Koltès, son oyunu olan ve ölümünden sonra yayınlanan Roberto Zucco'yu yazarken 1987 yılında Fransız basınını meşgul eden gerçek bir olaydan esinlenir: Oyun; 24 yaşında babasını öldüren, ardından hapishaneden kaçıp annesini ve bir genci daha öldürerek cinayetlerine devam eden İtalyan asıllı seri katil Roberto Succo'nun öyküsüdür. Aranan bu katilin afişini metroda gördüğünü ve yüzünün kendisini büyülediğini dile getiren yazar "sıradan" gibi görünen Succo öyküsünden "Samson, Dalila, Oidipus, Rodos Heykeli, Minotauros" gibi önemli söylencelere başvurarak çağdaş bir söylence yaratır. Oyunun başkişisi Zucco nedensiz ve amaçsız öldürmektedir. Davranışları akılla bağdaştırılamayacak ölçüde anlamsızdır. Yazar bu davranışı anlamaya, anlatmaya ya da açıklamaya çalışmaz aksine Zucco'yu söylencesel bir kahramana dönüştürür. İlginç bir şeklide Zucco, cinayetleriyle seyircide "endişe", "korku", "nefret" uyandırması gerekirken, "hayranlık" uyandırarak çevresindekilerin "aziz"i konumuna geçer. O, annesini, babasını ve müfettişi öldürerek bir katil değil, onların yazgılarını değiştirme gücüne sahip insanüstü bir varlığa dönüşür. Artık, insan öldürme eylemi olumsuz değil, olumlu bir eylemdir. Ölümün iz sürdüğü yollarda aile, toplum, politik düzen, yalnızlık, mutluluk ve şiddet gibi kavramlar sorgulanırken, öldürme işleminin bizi insanlık durumu üzerinde düşünmeye yönlendirdiği de apaçık ortadadır. Bu noktada, yazarın Roberto Zucco'yu kaleme aldığında yakalandığı AIDS hastalığı sonucu kendi yaşamının sonuna geldiğinin bilincinde olduğunu belirtmek gerekir. İnsanın ölüme yazgılı oluşu Zucco aracılığıyla metne girmiş, bir bakıma Koltès Zucco ile özdeşleşmiştir