Erken diyastolik akımın ventrikül içi dağılımının diyastolik fonksiyon bozukluğunu belirlemede katkısı

[ X ]

Tarih

1999

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Sol ventrikül diyastolik fonksiyonun tanısı, psödonormalize veya restriktif tip mitral akım olduğunda ya da atriyal fibrilasyon (AF) gibi durumlarda güçtür. Çalışmamızda özellikle bu tür hastalarda erken diyastolik akım hızının ventrikül içi değişiminin, diyastolik fonksiyon bozukluğunu göstermedeki değerini araştırmayı hedefledik. Bu amaçla çalışmaya, hipertansif kalp hastalığı (HKH) olan 20, iskemik kardiyomiyopatili (İKMP) 30 birey ve kontrol grubu olarak sol ventrikül fonksiyonu normal olan 33 birey alındı. Ventrikül içi bölgesel akım hızı örnekleri pulse Doppler ekokardiyografi ile mitral kapaktan apekse doğru 0, 1, 2 ve 3 cm uzaklığa kılavuz noktanın yerleştirilmesiyle elde edildi. HKH'da ve İKMP'de, bölgesel E hızı kontrol grubundan daha ilerleyici olarak azalıyordu (p<0.01 ve p<0.001). İKMP'li ve sinüs ritminde olan 8 hastada gevşeme bozukluğu (Grup 1), 16 hastada normalize ya da restriktif akım örneği (Grup 2) görüldü. Bu iki alt grubun 1 cm ile 2 cm (p<0.05 ve p<0.001) ve 2 cm ile 3cm seviyesi arasında (p<0.01 ve p<0.001) ventrikül içi E tepe akım hızının ilerleyici azalma farkı kontrol grubuna göre belirgin şekilde fazlaydı. E'nin bölgesel diyastolik akım hızındaki değişiklik bu alt gruplar arasında benzerdi. Atriyal fibrilasyonlu olan 6 İKMP olguda da belirgin şekilde ventrikül içi E hızında ilerleyici azalma vardı (1, 2, 3 cm seviyelerinde sırasıyla, 76.3±18, 65.0±18 ve 58.6±17 cm/sn). Bu seviyeler arasındaki fark da kontrol grubuna göre anlamlıydı (1-2 cm için p<0.05 ve 2-3 cm için p<0.01). Hipertansif kalp hastası ve İKMP gruplarında E'nin bölgesel pik erken diyastolik akım hızı ile sistolik fonksiyonu gösteren diyastol sonu, sistol sonu çaplar ve fraksiyonel kısalma arasında korelasyon yoktu. Sonuç olarak erken diyastolik akımın ventrikül içinde giderek azalmasının diyastolik fonksiyon bozukluğunu göstermede önemli bir parametre olabileceği ve özellikle de AF'lu ya da psödonormalize örnek görülen hastalarda önemli katkı sağlayacağı görüşüne varıldı.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

Türk Kardiyoloji Derneği Arşivi

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

27

Sayı

2

Künye