Dispanser ve göğüs hastalıkları klinikleri arasında tüberküloz tanısına yaklaşımlarının karşılaştırılması ve uygulamadaki hatalar
Tarih
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Tüberküloz (TB) günümüzde hala ülkemiz için önemli bir halk sağlığı problemi olmaya devam etmektedir. Bu önemli soruna karşı yürütülmekte olan ulusal kontrol programımızın uygulanmasında Verem Savaş Dispanserlerine (VSD) önemli görevler verilmiştir. Bu çalışmada, Diyarbakır 1 no.lu VSD ve göğüs hastalıkları klinikleri arasında TB'a tanı koyma yöntemlerinin karşılaştırılmasını amaçladık.Diyarbakır 1 no.lu VSD'de son 3 yıl içinde (Ocak 2002-Aralık 2004) TB tanısı alan 916 hasta arasından -popülasyonu temsil etmek üzere- istatistiksel yöntem olarak "Sistematik Örnekleme Yöntemi" ile 360 dosya retrospektif olarak incelendi.Hastaların 270'i (% 75) akciğer TB, 90'ı (% 25) akciğer dışı organ TB idi. Akciğer TB tanısı alan olguların 172'sinin (% 63.7) yayma pozitif, 98'inin (% 36.3) yayma negatif olduğu saptandı. Ayırıcı tanı olanağı olan göğüs hastalıkları kliniklerinde (2. basamak ve 3. basamak sağlık kurumlarında) tanı alan 162 akciğer TB hastasından 117'sine (% 72.2) bakteriyolojik yöntemlerle (balgamda asido-resiztan bakteri (ARB) pozitifliği, balgamda kültür pozitifliği, bronşial lavajda ve mide açlık suyunda ARB pozitifliği) tanı konduğu, 45 (% 27.8) hastaya bakteriyolojik olmayan yöntemlerle (klinik, radyolojik, tüberkülin cilt testi,…) tanı konulduğu saptandı. VSD tarafından tanı konulan 90 akciğer TB hastasının 58'ine (% 64.4) bakteriyolojik yöntemlerle, 32'sine (% 35.6) bakteriyolojik olmayan yöntemlerle tanı konduğu saptandı.VSD'de bakteriyolojik olmayan yöntemlerle tanı alan 32 hastanın 15'inde (% 46.8) tedaviye yanıt alınamadığı ve sonrasında ayırıcı tanı olanağı olan merkezlerce TB tanısının hatalı olduğu saptandı. Hastalara uygulanan tedavi süresi açısından değerlendirildiğinde ortalama tedavi süresi 7.51±2.90 ay olarak tespit edildi. Hastalara verilen tedavi rejimleri veya sürelerinin tespitinde 56 (%15.6) olguda bazı yanlışlar (uygun olmayan rejim, tedavinin gereğinden kısa veya uzun tutulması) yapıldığı saptandı.VSD'de bakteriyolojik olmayan yöntemlerle TB tanısı konulduğunda hata oranının yüksek olduğu saptandı. Ayırıcı tanıya yönelik çalışmalar sonucu çoğu hastada TB dışı nedenler saptandığından bu hastalara hemen TB tedavi vermek yerine ulusal TB klavuzunda belirtildiği gibi ayırıcı tanı olanakları olan merkezlere yönlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olacaktır.