Sirolimus-kaplı stent ile polizen-F polimerli kobalt krom stentin erken dönemde tetiklediği inflamatuvar yanıt ve uzun dönem sonuçlarının karşılaştırılması
Tarih
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Amaç: Perkütan translüminal koroner anjioplasti (PTCA) işleminin erken ve geç dönem sonuçlarında çok önemli iyileşmeler sağlayan stentler ile geç dönemde karşılaşılan en önemli sorun %25-30'lara varan restenoz oranları olmuştur. Bunun üstesinden gelmek için geliştirilen ilaç kaplı stentler (DES), restenoz oranlarını azaltmakla birlikte damar iyileşmesini ve endotelizasyonu bozduğundan stent trombozu riskini önemli ölçüde artırmıştır. Biyoinert bir molekül olan Polizen-F (PzF) polimerleriyle yüzey modifikasyonu uygulanmış yeni nesil stentler anti-inflamatuvar ve anti-trombojenik özelliklerini vurgulayarak piyasaya sürülmüştür. Bu çalışmada PzF polimeriyle kaplı stent ile sirolimus kaplı stent takılan hastaları, erken dönemdeki inflamatuvar yanıtları ve 1 yıllık takipte görülen majör istenmeyen kardiyak olay (MACE) sıklığı bakımından karşılaştırmayı amaçladık. Yöntemler: Stabil koroner arter hastalığı (KAH) tanısıyla PzF polimeri kaplı stent takılan hastalar 1.grubu (n=19), sirolimus kaplı stent takılan hastalar 2.gurubu (n=13) oluşturdu. Hastalardan perkütan koroner girişim (PKG) öncesi (pre-PKG), işlem sonrası 1. ve 10.günde (post-PKG 1. ve post-PKG 10.gün) hsCRP ve IL-6 düzeyi bakıldı. Hastalar ortalama 1 yıl süreyle gelişebilecek MACE sıklığı açısından takip edildi.Bulgular: Pre-PKG, post-PKG 1. ve 10.gündeki hsCRP ve IL-6 düzeyleri bakımından gruplar arasında anlamlı bir fark yoktu. 1.gruptaki19 hastadan 4'ünde (%21) MACE gelişirken, bu oran 2.grupta 13 hastada 1 idi (%8); fakat gruplar arasındaki bu fark istatistiksel olarak anlamlı değildi (p=0,26).Sonuç: Daha az inflamatuvar yanıtı tetiklediği ve anti-trombojenik özelliği iddiasıyla piyasaya sürülen PzF polimeriyle kaplı stent ile sirolimus-kaplı stent arasında tetikledikleri inflamatuvar yanıt belirteçleri ve 1-yıllık MACE oranları bakımından anlamlı bir fark gözlenmedi. Bu konunun aydınlatılması için prospektif, randomize, büyük ölçekli çalışmalara ihtiyaç vardır.