İç hastalıkları polikliniğine başvuran asemptomatik kişilerde subklinik hipotiroidizm prevalansı ve subklinik hipotiroidili hastaların biyokimyasal, klinik ve antropometrik özellikleri

dc.contributor.authorParmaksız, Yusuf
dc.contributor.authorBahceci, Mithat
dc.contributor.authorTuzcu, Alpaslan
dc.contributor.authorGökalp, Deniz
dc.date.accessioned2024-04-24T18:58:37Z
dc.date.available2024-04-24T18:58:37Z
dc.date.issued2004
dc.departmentDicle Üniversitesien_US
dc.description.abstractAmaç: Bölgemizdeki subklinik hipotiroidili hastaların prevalansını saptamak ve subklinik hipotiroidi saptanan hastaların antropometrik ölçümleri, lipid parametreleri ile sağlıklı populasyonun aynı parametreleri arasında fark olup olmadığını ortaya koymak. Materyal Metod: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hasta¬nesi genel dahiliye polikliniğine çeşitli sebeplerle başvuran yaşları 15 ile 78 arasında değişen 255 kişi çalışma kapsamına alındı. Hastaların boy, ağırlık,-BMI, tansiyon arteryel, nabız atım sayısı, bel ve kalça çevreleri saptandı. Açlık serum glikoz, total kolesterol, trigliserid, LDL-kolesterol, HDL-kolesterol, VLDL- kolesterol ve tiroid hormon düzeyleri (T4, T3, FT4, FT3, TSH) ölçüldü. Anti-tiroglobulin ve anti-tiroid peroksidaz antikorlarının pozitifliği immun fluorescans yöntemi ile belirlendi. Bu veriler sonucunda subklinik hipotiroidi prevalansı saptandı ayrıca subklinik hipotiroidi tanısı alan ve almayan hastaların parametereleri Mann-Whitney U testi ve Ki-kare testi ile karşılaştırıldı. Bulgular: Çalışma yapılan gruptaki subklinik hipotiroidi prevalansı % 5,1 olarak bulundu. TSH düzeyi subklinik hipotiroidili hastalarda anlamlı olarak yüksek bulundu (p < 0.0001). Subklinik hipotiroidili hastaların total T4 ve serbest T4 düzeyleri kontrol grubundan anlamlı olarak düşük saptandı (sırası ile p < 0.003, p < 0.03). Subklinik hipotiroidili hastalarda anti-TPO antikor pozitifliği anlamlı derecede yüksekti (p < 0.007). Subklinik hipotiroidi saptanan hastaların antropometrik ölçümleri, lipid parametreleri, kan basıncı ve nabız atım sayısı konrol grubundan istatistiksel olarak farklı bulunmadı. Sonuç olarak: 1-Hastaneye başvuran bireylerdeki Subklinik hipotiroidizm prevalansı % 5,1 civarındadır. 2-Subklinik, hipotiroidizm ile anti-TPO antikor pozitifliği arasında anlamlı bir, ilişki görülmüştür. Bu da subklinik hipotiroidizm gelişiminde otoimmunitenin önemini göstermektedir. 3-Subklinik.hipotiroidili hastalarda fiziksel, metapolik ve biyokimyasal değerler, normal kişilerden farklı değildir. Bu sebeple tiroid hormonu verilmesi zorunlu görülmemektedir.en_US
dc.identifier.endpage149en_US
dc.identifier.issn1300-7017
dc.identifier.issue5en_US
dc.identifier.startpage145en_US
dc.identifier.trdizinid51995
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/51995
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11468/25851
dc.identifier.volume13en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofEndokrinolojide Yönelişler
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleİç hastalıkları polikliniğine başvuran asemptomatik kişilerde subklinik hipotiroidizm prevalansı ve subklinik hipotiroidili hastaların biyokimyasal, klinik ve antropometrik özelliklerien_US
dc.titleİç hastalıkları polikliniğine başvuran asemptomatik kişilerde subklinik hipotiroidizm prevalansı ve subklinik hipotiroidili hastaların biyokimyasal, klinik ve antropometrik özellikleri
dc.typeArticleen_US

Dosyalar