Aortik sertliğin primer perkütan koroner girişim sonrasında elektrokardiyografik reperfüzyon üzerine etkisi

dc.contributor.authorYeter, Ekrem
dc.contributor.authorTüfekçioğlu, Omaç
dc.contributor.authorArslantaş, Uğur
dc.contributor.authorÇimen, Tolga
dc.contributor.authorDoğan, Mehmet
dc.contributor.authorYıldız, Abdulkadir
dc.contributor.authorKarakaş, Mehmet Fatih
dc.date.accessioned2024-04-24T19:04:50Z
dc.date.available2024-04-24T19:04:50Z
dc.date.issued2012
dc.departmentDicle Üniversitesien_US
dc.description.abstractAmaç: Aortik sertlik iyi bilinen bir vasküler yaşlanma göstergesidir ve koroner ateroskleroz ile ilişkisi bilinmektedir. Ancak aortik sertliğin miyokart enfarktüsü sonrası sol ventrikül üzerine etkisi hakkında elimizde yeterli bilgi bulunmamaktadır. Bu çalışmamızda aortik sertliğin, ST yükselmeli miyokart enfarktüsünde (STYMİ) primer perkütan koroner girişim(PKG) sonrası elektrokardiyografik reperfüzyon ve enfarkt genişliği üzerine etkisini incelemeyi planladık. Yöntem: STYMİ tanısıyla PKG yapılan 71 hastanın işlemden hemen sonra çekilen EKG'lerinde total ST rezolüsyonuna bakılmıştır. Hastaların işlem sonrası 48-72. saatlerinde ekokardiyografileri yapılmış ve aortik çaplar ile arteriyel tansiyon ölçümleri kullanılarak aortik sertlik parametreleri elde edilmiştir. Ejeksiyon fraksiyon(EF) değerleri biplane modifiye simpson metodu ile ortalama alınarak saptanmıştır. Enfarkt alanı göstergesi olarak pik CK-MB değerleri kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmamızda PKG sonrası elektrokardiyografik olarak başarılı reperfüzyon saptanan hastalarda aortik esneklik parametreleri daha yüksek (aortik strain için % 5,63 vs % 4,7, p=0,043; aortik distensibilite için 3,35 vs 2,51, p=0,027) ve pik CK-MB değerleri daha düşük saptanmıştır (144±22 mg/dl vs 239±44 mg/dl, p<0,001). Ayrıca sol ventrikül ejeksiyon fraksiyonu da (SVEF) düşük aortik sertlikle ilişkili saptanmıştır(Rho: p=0,018). Sonuç: Çalışmamızda, PKG uygulanan STYMİ hastalarında artmış aortik sertliğin, daha kötü elektrokardiyografik reperfüzyon ve daha büyük enfarkt alanları ile ilişkili olduğu bulundu. Bu durum miyokart enfarktüsü sonrası yeniden yapılanma gelişiminde bir role sahip olabilir.en_US
dc.identifier.endpage97en_US
dc.identifier.issn2602-3741
dc.identifier.issue3en_US
dc.identifier.startpage92en_US
dc.identifier.trdizinid230575
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/230575
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/11468/26837
dc.identifier.volume22en_US
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotren_US
dc.relation.ispartofGenel Tıp Dergisi
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanıen_US
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccessen_US
dc.titleAortik sertliğin primer perkütan koroner girişim sonrasında elektrokardiyografik reperfüzyon üzerine etkisien_US
dc.titleAortik sertliğin primer perkütan koroner girişim sonrasında elektrokardiyografik reperfüzyon üzerine etkisi
dc.typeArticleen_US

Dosyalar