Rose-bengal testi (+), serum tüp aglütinasyon testi (-) ve coombs testi (-) olan ve klinik olarak bruselloz şüpheli hastaların serumunda brucella DNA'nın real time PCR yöntemiyle aranması
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Brucella cinsi bakterilerin etkeni olduğu bruselloz; dünyada önemli halk sağlığı problemi oluşturmaktadır. Hastalığın ciddiyeti ve insanlar için uygun aşının yokluğundan dolayı biyoterörizm ajanı olarak kullanılabilmektedir. Brusellozda genel infeksiyon belirtilerinin yanında özgül klinik belirtilerinin olmamasından dolayı laboratuvar tanı yöntemleri ön plana çıkmıştır. Bruselloz tanısında; mikroorganizmanın izolasyonundaki güçlüklerden dolayı serolojik yöntemlerden daha fazla yararlanılmaktadır. Serolojik testlerde endemik bölgelerde yaşayan sağlıklı kişilerde de pozitiflik görülebilmekte ve ayrıca 1/20 ve 1/160 arasındaki titreleri yorumlamak güç olmaktadır. Ancak son yıllarda moleküler yöntemler hastalığın tanısında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Bu çalışmada; Dicle üniversitesi Tıp Fakültesi klinik ve polikliniklerden bruselloz ön tanısı ile Merkez Laboratuvarına gönderilen hasta serum örneklerinden, Rose Bengal testi pozitif, Standart Tüp Aglütinasyon testi titresi 1/160'tan düşük ve Coombs testi negatif olanlarda, Brucella DNA'nın real time PCR yöntemiyle aranması amaçlandı. Çalışmaya alınan RBT pozitif olan toplam 90 serum örneğinin 21 tanesi (%23.3) 1/20 titrede, 41 tanesi (%45.5) 1/40 titrede ve 28 tanesi de (%31.1) 1/80 titrede pozitif bulunmuştur. real time PCR ile 90 serum örneğinde yapılan çalışmada ise 3 hastada (%3.3) Brucella DNA pozitif bulundu. Çalışmamızda saptadığımız pozitif PCR sonuçlarının; bölgemizde sık rastladığımız kronik veya tam tedavi görmemiş hastalara ait serumlar olduğunu düşünmekteyiz. 40 PCR testinin; duyarlılığının yüksek olması, hızlı olması, herhangi bir vücut dokusunda uygulanabilmesi, bulaştan 10 gün sonra bile pozitif sonuç vermesi, laboratuvarda personele bulaş riskinin diğer yöntemlere göre az olmasından dolayı, yöntemin çalışmasında tam bir standardizasyon sağlandıktan sonra rutin laboratuvar tanısında kullanılması önemli bir gelişme olarak kabul edilmektedir.
Brucellosis is a zoonosis caused by bacteria of the genus Brucella and an important public health problem in many parts of the world. There is still no effective vaccine for humans and these bacteria can be used as bioterrorism agent. Brucellosis has a great variety of clinical manifestations, making it difficult to diagnose clinically. Therefore; isolation or detection of specific antibodies is essential for confirmation of the diagnosis. Serologic tests play a major role in cases when the disease cannot be detected by culture. However; the interpretation of these tests is often difficult; particularly in patients with chronic brucellosis and in areas of endemicity, where a high portion of the population have antibodies against brucellosis. In last decades; PCR-based assays have been applied for diagnosis of brucellosis. In this study, a total of 90 serum samples were obtained from patients with brucellosis suspicion at Dicle University Medical Faculty Hospital Central Laboratory. The serum samples were Rose Bengal test positive, Standart Tube Agglutination titer below 1/160 and Coombs test were negative. We aimed to detect Brucella DNA in these sera. The STA titer is 1/20 in 21 (%23.3) patients, 1/40 in 41 (%45.5) and 1/80 in 28 (%31.1) patients. We detected Brucella DNA in 3 (%3.3) serum samples of patients. We concluded that these positive results belongs to chronic or incomplete treated patients. In conclusion; the PCR-based assay has several advantages including speed, safety, high sensitivity and specifity; therefore it can be considered a routine diagnostic method for the diagnosis of brucellosis after standardization.