Tekrarlayan veya inatçı pnömonili çocuklarda konjenital kalp hastalığı sıklığının değerlendirilmesi
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Amaç: Pnömoni, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, küçük çocuk ve bebeklerde başlıca ölüm nedenlerinden biridir. Bir hastanın bir yıl içinde iki veya yaşantısı boyunca en az üç kez pnömoni atağı geçirmiş olması tekrarlayan pnömoni (TP), en az on günlük antibiyotik tedavisine rağmen klinik ve radyolojik bulguların bir aydan fazla sürmesi inatçı pnömoni olarak tanımlanmaktadır. Tekrarlayan ve inatçı pnömoni etyolojisinde çok sayıda patoloji yer almaktadır. Bu çalışma, tekrarlayan veya inatçı pnömonilerde altta yatan konjenital kalp hastalığını (KKH) saptamayı ve bölgemizdeki verileri literatüre sunmayı hedeflenmektedir. Materyal ve Metot: Çalışmamıza Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi ve Çocuk Göğüs Hastalıkları polikliniklerinde Haziran 2019-Şubat 2021 tarihleri arasında takip ve tedavi edilen, tekrarlayan veya persistan pnömoni tanılı 0-18 yaş arası toplam 102 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaşları, vücut ağrılıkları, pnömoni atak sayıları, fizik muayene bulguları, ekokardiyografik değerlendirmeleri, laboratuar bulguları, akciğer görüntülemeleri kayıt altına alındı. Elde edilen veriler istatiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Yaşları 3 ay ile 180 ay arasında olan hastaların (ortalama 24,36±32 ay), 69'u erkekti (%67,6). Hasta grubunun tamamı tekrarlayan pnömoni kriterlerini taşıyorken, 55 hasta (%54) persistan pnömoni kriterlerini de karşılamaktaydı. 22 hastada (%21,5) KKH saptandı. En sık rastlanılan KKH 8 hasta (%7,8) ile izole Atrial Septal Defekt iken onu 5 hasta (%4,9) ile izole Ventriküler Septal Defekt takip etmekteydi. KKH'lığı olan 8 hastada (%7,8) TP etyolojisi kardiak patolojiye bağlandı, Persistan Pnömonili 13 (%23,6) hastada doğuştan kalp anomalisi saptandı. Hastaların 6 sında (%10,9) etyolojik neden olarak KKH gösterildi. Sonuç: Çalışmamızda TP'li hastaların etyolojisinde çalışma grubunun %7,8'inde KKH bulunmuş, TP için etyolojik anlam taşımayan KKH'ler ile beraber hastaların %21,5'unda doğuştan kalp anomalisi saptanmıştır. Persistan Pnömonili hastalarda ise KKH oranı %23,6 olarak bulunmuştur. KKH, hasta grubunun %10,7'sinde Persistan pnömoni için etiyolojik neden olarak gösterilmiştir. KKH'ı olan hastaların vücut ağırlığı z skoru, KKH'ı olmayan hasta grubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır (p:0,04). Tekrarlayan pnömonili kız çocuklarında KKH görülme oranının, TP'li erkek çocuklarında KKH görülme oranına göre yüksek olduğu, bu sonucun istatiksel olarak da anlamlılık sınırında olduğu görüldü (p:0,05). Tekrarlayan ve Persistan Pnömonili hastalarda, özel olarak KKH'na yönelik cinsiyet, büyüme gelişme geriliği, semptomlar ve şikayetleri inceleyen bir çalışma daha önce yayınlanmamıştır. Bulgularımızın yeni çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.
Purpose:. Pneumonia is one of the leading causes of death in young children and infants, especially in developing countries. Recurrent pneumonia (RP) is defined as two pneumonia episodes in a year or at least three episodes in a lifetime. And persistent pneumonia is defined by clinical and radiological findings that last more than a month despite at least ten days of antibiotic treatment. There are numerous pathologies involved in the etiology of repetitive/persistent pneumonia. This study aims to determine the underlying congenital heart disease (CHD) in recurrent or persistent pneumonia and to present the data from our region to the literature. Materials and Methods: A total of 102 patients between the ages of 0-18 whose repetitive/persistent pneumonia were tracked and treated in Dicle University Medical Faculty Hospital's Pediatric Cardiology and Pediatric Pulmonology outpatient clinics between June 2019 and February 2021 were included in our study. Patients' ages, body weights, number of pneumonia attacks, physical examination findings, echocardiographic evaluations, laboratory findings, lung imaging were recorded. The data obtained were evaluated statistically. Findings: Of the patients whose ages were between 3 and 180 months (mean 24.36 ± 32 months), 69 (67.6%) were male. While the entire patient group met the criteria for recurrent pneumonia, 55 patients (54%) also met the criteria for persistent pneumonia. CHD was detected in 22 patients (21.5%). The most common CHD was isolated Atrial Septal Defect with 8 patients (7.8%), followed by isolated Ventricular Septal Defect with 5 patients (4.9%). In 8 patients (7.8%) with CHD, TP etiology was attributed to cardiac pathology, and congenital cardiac anomaly was found in 13 (23.6%) patients with persistent pneumonia. In 6 patients (10.9%), PPE was cited as the etiological cause. Conclusion: In our research, CHD was found in 7.8% of the study group in the etiology of the patients with RP; and together with CHDs that do not have an etiological significance for RP, congenital heart anomalies were detected in 21.5% of the patients. In patients with persistent pneumonia, the rate of CHD was found to be 23.6%. CHD was identified as the etiological cause for persistent pneumonia in 10.7% of the patient group. Body weight Z-scores of the patients with CHD was found to be statistically significantly lower than the patient group without CHD (p: 0.04). It was observed that the incidence of CHD in girls with recurrent pneumonia was high in comparison with the incidence of CHD in boys with RP, and this result was statistically significant (p:0.05). A study examining gender, growth retardation, symptoms and complaints specifically for CHD patients with recurrent and persistent pneumonia has not been published before. Our findings need to be supported by new studies.