Kroner arter hastalığı için risk faktörleri, istirahat EKG, eforlu EKG ve ekokardiyografi bulguları ile miyokard iskemisi arasındaki ilişkinin Tc-99m MIBI EKG-GATED miyokard perfüzyon sintigrafisi ile araştırılması
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Koroner arter hastalığı (KAH) tüm dünyada erişkin nüfusta en sık karşılaşılan mortalite ve morbidite nedenleri arasındadır. Eforlu ve istirahat elektrokardiyografi (EKG), miyokard perfüzyon sintigrafisi (MPS), ekokardiyografi (EKO) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) KAH’ın tanı ve takibinde günümüzde yaygın olarak kullanılan invaziv olmayan tekniklerdir. MPS, verdiği fizyolojik bilgiler nedeniyle günümüzde KAH’nın değerlendirilmesinde vazgeçilmez bir yere sahiptir. Bu çalışmada; KAH veya şüphesi bulunan hastalarda istirahat EKG, eforlu EKG, EKO bulguları ve KAH için risk faktörlerinin miyokard iskemisiyle olan ilişkisinin EKG- gated miyokard perfüzyon SPECT ile değerlendirilmesi amaçlandı. Bu çalışma, Ocak 2008-Mayıs 2010 tarihleri arasında Elazığ Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nükleer Tıp Ünitesi ve Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalına MPS için gönderilen 558 hastanın geriye dönük olarak dosyalarının incelenmesi ile yapıldı. Tüm hastalara Tc-99m MIBI ile EKG-gated MPS yapılmıştı. Hastaların detaylı anamnez bilgileri, istirahat ve eforlu EKG ve ekokardiyografi sonuçları not edildi. Çalışmaya alınan toplam 558 hastanın 283’ü kadın (%49,3), 275’i erkek (%50,7) olup yaş ortalaması 52,4±11,2 yıl idi. Erkek cinsiyette kadınlara göre iskemi sıklığı daha fazlaydı. 55 yaş üstü erkek cinsiyette iskemi sıklığı aynı yaş grubundaki kadınlara göre yine daha fazlaydı (p<0,0001). Ayrıca 55 yaş altı ve 55 yaş ve üstü kadınlardaki iskemi sıklığı arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmadı (p=0,495). İstirahat EKG bulguları ile miyokardda iskemi görülmesi arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki tespit edilmedi (p>0,05). Günlük yaşamda efor kapasitesi kötü olan, HT, DM, hiperlipidemisi olan, efor testinde sonlandırma sebebi göğüs ağrısı şikayeti olan, efor testinde sınırlayıcı tarzda göğüs ağrısı olan, efor testinde ST depresyonu görülen, eforda T negatifliği olan, efor test sonucu pozitif olan, ekokardiyografide segmenter duvar hareket bozukluğu olan, EKO’da sol ventrikül dilatasyonu olan, EKO’da sol ventrikül EF<%45 olan hastalardaki miyokardiyal iskemi sıklığı, bu bulguları olmayan hastalara göre daha fazlaydı ve arada istatistiksel olarak anlamlı fark mevcuttu (p<0,05). Sonuç olarak, çalışma bulgularımız nükleer tıp kliniğinde MPS yapılan hastalarda görüntülerin iskemi açısından doğru yorumlanmasına katkı sağlayabilir. ANAHTAR SÖZCÜKLER: Miyokard iskemisi, miyokard perfüzyon sintigrafisi, Tc-99m MIBI, istirahat elektrokardiyografi, eforlu elektrokardiyografi ekokardiyografi, koroner arter hastalığı, risk faktörleri
Coronary artery disease (CHD) is the most common cause for mortality and morbidity in adult population all around the world. Resting and exercise electrocardiography (ECG), myocardial perfusion scintigraphy (MPS), echocardiography (ECHO) and magnetic resonance imaging (MRI) are common non-invasive techniques used in diagnosis and follow-up of CHD today. Yielding physiological data, MPS has gained an indispensable place in evaluating CHD. In this study we aimed to evaluate the relationship between myocardial ischemia and resting ECG, exercise ECG, ECHO findings and risk factors for CHD in patients with known or suspected CHD by using ECG–gated myocardial perfusion SPECT. We performed this study retrospectively (from January 2008 to May 2010) on medical charts of 558 patients who were reffered to Elazığ Training and Research Hospital Nuclear Medicine Unit and to Dicle University Medical Faculty Department of Nuclear Medicine for MPS. In all patients, ECG-gated MPS had been performed. The detailed anamnesis data; resting and exercise ECG and echocardiography findings of the patients were noted. Of the totally 558 patients who were included in the study, 283 were female (49.3%) and 275 were male (50.7%), and the average age was 52.4±11.2 years. The rate of ischemia was higher in male patients than females. Above the age of 55 years, the rate of ischemia was higher in males than females, too (p<0.0001). Moreover, there was no statistically significant difference between the rate of ischemia observed in women below and above the age of 55 years (p=0.495). There was no statistically significant relationship between the resting ECG findings and myocardial ischemia (p>0.05). The rate of myocardial ischemia observed in patients who had poor effort capacity during their daily life; who had HT, DM or hyperlipidemia; whose exercise stress testing had been terminated due to a chest pain; who had a limiting chest pain during the exercise stress testing; in whom ST segment depression and a negative T wave were observed during the exercise stress testing; who had a positive exercise stress testing result; who had a segmenter impaired left ventricular wall motion, left ventricle dilation and left ventricle EF <%45 detected by ECHO were higher than the that of patients who did not bear these findings; and there were statistically significant differences between them (p<0.05). In conclusion, the findings of the present study may contribute to make exact interpretation of the images in terms of ischemia in patients who underwent myocardial perfusion scintigraphy in nuclear medicine departments. KEYWORDS: Myocardial ischemia, myocardial perfusion scintigraphy, Tc-99m MIBI, resting electrocardiography, exercise electrocardiography, echocardiography, coronary artery disease, risk factors