İktisat Bölümü Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 53
  • Öğe
    The Impact of fiscal policies on unemployment: An empirical evidence for Türkiye
    (Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi, 2023) Songur, Mehmet; Gökpınar, Seher; Sertkaya, Burak
    Bir ülkede uygulanan iktisat politikaları birçok makro iktisadi göstergeyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkileyebilmektedir. Bu makro iktisadi göstergelerden birisi de işsizlik oranıdır. Hükümetler uyguladıkları iktisadi politikalarla işsizliği azaltmayı hedeflemektedirler. Özellikle kriz dönemlerinde maliye politikaları gündeme gelmekte, daha geniş uygulama alanı bulmakta ve istihdamı desteklemektedir. Maliye politikalarının etkileri genişletici ve daraltıcı politikalarda farklılık gösterebilir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’de uygulanan maliye politikalarının işsizlik üzerine etkisinin araştırılmasıdır. Amaç doğrultusunda çalışmada, 2014:1-2022:12 dönemine ait aylık verilerden yararlanılmıştır. Çalışmada maliye politikasını temsilen kamu harcamaları, dolaylı ve dolaysız vergi gelirleri kullanılmıştır. Analizde ARDL sınır testi kullanılmıştır. Ayrıca elde edilen bulguların sağlamlığı için Breitung ve Candelon (2006) tarafından geliştirilen frekans alanı nedensellik testi kullanılmıştır. Bulgular, uzun dönemde kamu harcamalarındaki artışların işsizliği arttırdığını göstermektedir. Diğer taraftan dolaylı vergilerdeki artışlar işsizliği azaltırken, dolaysız vergilerdeki artışların işsizlik üzerinde bir etkisi bulunmamaktadır. Nedensellik testinden elde edilen bulgular da bu durumu desteklemektedir.
  • Öğe
    Customer satisfaction from the services of retailing markets: A Model proposal with multiple logistic regression
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021) Şengün, Halil İbrahim; Menteş, Nurettin
    Tüketicilerin satın alma alışkanlıklarında değişen zamana bağlı olarak sürekli farklılık gözlenmektedir. Tüketicilerin ihtiyaç ve istek kavramını birbirine karıştırmaları, rekabete bağlı olarak agresif satış arttırıcı çabaların ivme kazanması gibi konulardan dolayı tüketim çılgınlık haline dönüşmüş bir olgu haline gelmiştir. Kolayda ürünlerle ve yaygın dağıtım kanalıyla tüketicilerin karşısına çıkan marketler, insanlar için hayati öneme sahip işletmelerdir. Bu araştırmada Diyarbakır ilinde kolayda örnekleme yöntemine göre seçilen 407 tüketiciye market alışkanlıkları yüzyüze anket yöntemi ile ölçülmeye çalışılmıştır. Market müşterilerinin genel satın alma davranışları ile birlikte marketçilik anlayışından duyulan memnuniyet düzeyi belirlenmeye çalışılmıştır. Maketçilik anlayışından duyulan memnuniyeti etkileyen değişkenler belirlenmeye çalışılmış ve çoklu lojistik regresyon yöntemi ile bir model önerisinde bulunulmuştur. Elde edilen veriler istatistik paket programında Frekans analizi ve Ki-kare testine tabi tutulmuştur. Model için Çoklu lojistik regresyon yönteminden faydalanılmıştır. Çalışma sonucunda cinsiyet ve medeni durum ile alışveriş yapılan marketler arasında anlamlı farklılık bulunmuştur. Tahmin edilen model için müşterinin cinsiyeti, kasiyerin cinsiyeti, market giriş çıkış kolaylığı ve market temizliğinden duyulan memnuniyet marketçilik anlayışından duyulan memnuniyeti arttıran değişkenler olarak öne çıkmıştır.
  • Öğe
    Testing the environmental Kuznets Curve hypothesis at the sector level: Evidence from PNARDL for OECD countries
    (Frontiers Media SA, 2024) Muratoğlu, Yusuf; Songur, Mehmet; Uğurlu, Erginbay; Şanlı, Devran
    Since the contribution of economic sectors to GDP is heterogeneous, they also contribute differently to CO2 emissions and environmental degradation. In this regard, it is crucial to examine the Environmental Kuznets Curve (EKC) hypothesis at the sectoral level. Nevertheless, despite the extensive research conducted on the Environmental Kuznets Curve (EKC) hypothesis, significant gaps remain in the existing literature, particularly at the sectoral level. This study makes a novel contribution to the existing literature on the environmental EKC hypothesis by examining its validity across four distinct sectors: agriculture, industry, manufacturing, and services. Additionally, it makes a second contribution to the literature by examining the effect of energy consumption on CO2 asymmetrically, employing a novel panel non-linear ARDL (PNARDL) method. The study employs annual data from 38 OECD countries, spanning the period from 1990 to 2022. The findings demonstrate that the EKC hypothesis is valid for sectors other than the industrial sector and for the economy as a whole. The turning point of the Kuznets Curve for the total economy is estimated as $29250 GDP per capita. The PNARDL model’s error correction term (ect) is negative and significant. However, the magnitude of the term suggests that the system will return to long-term equilibrium after approximately 2.87 years following any shock. Asymmetric effects are valid for four sectors. Moreover, the empirical results clearly show that energy consumption has asymmetric effects on emissions in both the long and short run. Positive and negative shocks in energy consumption increase CO2 emissions in OECD economies in the long run. It has been determined that agriculture is the sector that causes the most environmental degradation by increasing CO2 emissions. This situation highlights the limited availability of productive capital equipment and renewable sources in the agricultural sector, even in OECD countries. As a result, the findings show that there is a different relationship between each sector’s GDP and CO2 emissions. It is important for policymakers to formulate sector-specific policies to reduce CO2 emissions while fostering GDP growth.
  • Öğe
    Turizm gelirleri ve ekonomik büyüme arasındaki ilişki: Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için ekonometrik bir yaklaşım
    (2023) Ordu, Seyit; Doğan, Bahar Burtan
    Nispeten diğer sektörlere göre daha düşük düzeyde teknoloji ve temel beceri gerektiren turizm sektörü özellikle ada ülkeleri ve gelişmekte olan ülkelerde yarattığı istihdam ve sağladığı döviz girdisi ile makroekonomik problemlerin çözümlenmesinde önemli bir sektör niteliği taşımaktadır. Ayrıca turizm sektörü, yiyecek, içecek, inşaat, ulaşım ve konaklama gibi birden fazla sektörü dolaylı yönden etkileyerek ekonomik büyümeyi desteklediği düşünülmektedir. Yapılan bu çalışmanın amacı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti için turizm gelirleri ve ekonomik büyüme arasındaki ilişkiyi açıklamaktır. Söz konusu ilişkinin varlığı, K.K.T.C’ye ait 1990-2019 dönemini içeren yıllık veriler kullanılarak değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi Granger (1969) tarafından geliştirilen nedensellik testiyle, değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki ise Johansen’in (1988) geliştirdiği eşbütünleşme testi ile analiz edilmiştir. Elde edilen bulgular çerçevesinde turizm gelirleri ve ekonomik büyüme arasında kısa dönemde çift yönlü nedensellik ilişkisi var olduğuna ve bu durumda K.K.T.C için turizmde geri besleme hipotezinin desteklendiğine ancak eşbütünleşme testi sonuçlarına göre ise; uzun dönemde serilerin birlikte hareket etmediği yani değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olmadığına ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Türkiye’de petrol fiyatları ile reel döviz kuru arasındaki ilişki: Fourier ADL eşbütünleşme analizi
    (2023) Sizer, Lütfü
    Bu çalışma, 2003:1-2023:6 dönemine ilişkin aylık verileri kullanarak Türkiye'de petrol fiyatları ile reel döviz kuru arasındaki uzun vadeli ilişkiyi incelemiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisini incelemek için yapısal kırılmaların tarihi, sayısı ve biçiminden etkilenmediğinden Fourier temelli sınamalardan yararlanılmıştır. Değişkenler arasındaki ilişkiyi incelemek için Banerjee, Ar?abi? ve Lee, (2017) tarafından geliştirilen Fourier ADL eşbütünleşme testi uygulanmış ve değişkenlerin uzun dönemde beraber hareket ettikleri sonucuna ulaşılmıştır. Ayrıca uzun dönem katsayı tahmin sonuçlarına göre, döviz kuru ile petrol fiyatları arasında pozitif ve istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
  • Öğe
    Diyarbakır'ın iktisadi ve içtimai tarihi
    (Dicle Üniversitesi, 2023) Pıçak, Murat; Songur, Mehmet; Yıldırım, Mehmet
    [Özet yok]
  • Öğe
    Faiz-enflasyon ilişkisinde neo-fisherian yaklaşımlar
    (Gazi Kitabevi, 2020) Songur, Mehmet
    Bu çalışmada, enflasyon ile faiz ilişkisine yeni bir bakış açısı kazandıran Neo-fisherian yaklaşım ülke deneyimleri çerçevesinde ele alınmaktadır. Neo-fisherian yaklaşıma göre, enflasyonun artırılması için nominal faiz oranlarının arttırılması gerekmektedir. Bununla birlikte Neo-fisherian yaklaşımın geçerliliği belirli şartlara bağlıdır. Buna göre, Neo-fisherian yaklaşımın uygulanabilirliği uzun yıllardır süren bir mali disiplini, merkez bankasının yeterli rezervlere sahip olmasını, merkez bankası kredibilitesinin yüksek olmasını ve yabancı sermayeye bağımlılığının az olmasını gerektirmektedir. Bu kapsamda, gelişmiş ülkelerde Neo-fisherian yaklaşımının uygulanabilirliği tartışmalıdır. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde ise bu yaklaşımın uygulanabilirliği oldukça zordur.
  • Öğe
    Türkiye ekonomisinde enflasyon dinamikleri
    (Gazi Kitabevi, 2020) Songur, Mehmet; Sertkaya, Burak
    Türkiye ekonomisinde enflasyon dinamikleri
  • Öğe
    Küresel ekonominin başlığı : Küresel finans krizinden COVID-19 pandemisine panoramik görünüm
    (Gazi Kitabevi, 2021) Sertkaya, Burak; Songur, Mehmet
    Küresel ekonominin başlığı : Küresel finans krizinden COVID-19 pandemisine panoramik görünüm
  • Öğe
    Development and verification of problematic cryptocurrency trading scale
    (Aves Yayıncılık, 2021) Menteş, Nurettin; Yolbaş, İlyas; Bulut, Mahmut
    Aim: Cryptocurrency trading is similar to problematic gambling behavior, with its high-risk factors and its methods of use. In this sense, it can become addictive. The aim of this study is to develop a valid and reliable scale to measure Problematic Cryptocurrency Trading among individuals who trade cryptocurrency. Method: First, the theoretical framework of the study was discussed to lay a basis for the motives of this study. Then, with the help of the DSM-5 diagnostic criteria and internet addiction scales, a 16-item scale was designed. The study was carried out on 2 different sample groups. The results were reported under the titles Study 1 and Study 2. The sample size of Study 1 was 1314. The data were collected through TrueFeedBack BlackStar, a survey platform that provides survey participation by awarding its participants with cryptocurrency. For this data set, item analyses, the t-test, reliability analysis, and the explanatory factor analysis were performed for 27% of the lower and upper groups. The Kaiser–Meyer–Olkin (KMO) test and Bartlett’s test of sphericity to determine the suitability for the factor analysis, the principal component analysis for factorization, and the promax method for factor rotations were used. The SPSS Statistics 22 software package was used for the analyses. The sample size of Study 2 was 353. The data were collected from people known to be trading cryptocurrencies. The confirmatory factor analysis was performed for the model, the factor structure of which was determined in Study 1. For the goodness of fit of the model, root mean square error of approximation (RMSEA), incremental fit index (IFI), goodness of fit index (GFI), and chi-Square Test (χ2 ) goodness of fit criteria were used. The Amos 23 software package was used for the data analysis. Results: As a result of the exploratory factor analysis, a two-factor structure was obtained. For the total scores of the scale, Cronbach’s alpha reliability value was found to be 0.913, and for the subfactors, Cronbach’s alpha values were found to be 0.897 and 0.866. The factor loadings of items varied between 0.786 and 0.597 for the first sub-factor and between 0.869 and 0.683 for the second sub-factor. The confirmatory factor analysis confirmed the two-factor structure of the scale, and the goodness of fit criteria were found to be at acceptable levels. Conclusion: It was determined that the Problematic Cryptocurrency Trading Scale is a valid and reliable scale.
  • Öğe
    Ekonomik büyüme, ticari dışa açıklık ve gıda güvenliği ilişkisi: Akdeniz havzası ülkeleri için ampirik bir analiz
    (Türk Kooperatifçilik Kurumu, 2023) Ertürkmen, Gülferah; Çelik, Hüseyin
    Gıda güvenliği ekonomi ile çift yönlü bir etkileşime sahiptir. Gıda güvenliğinin sağlanması başta sağlıklı işgücü temin olmak üzere farklı iktisadi göstergelere katkı sağlayacaktır. Diğer yandan ekonomik büyüme gerçekleşirken iktisadi faaliyetlerin gıda güvenliği üzerinde pozitif veya negatif dışsallıklara neden olabilir. Bu dışsallıkların ortaya konulabilmesi bakımından iktisadi göstergelerin gıda, gıda üretim ve dolayısıyla gıda güvenliği üzerindeki etkisinin araştırılması önemlidir. Buradan hareketle bu çalışmada ekonomik büyüme ve ticari dışa açıklığın gıda güvenliği üzerindeki etkisinin araştırılması amaçlanmaktadır. Çalışma 1990-2021 dönemini kapsamaktadır. Ampirik analizler Akdeniz havzası ülkeleri için gerçekleştirilmiştir. Akdeniz havzası ülkeleri sahip oldukları iklim koşullarına bağlı olarak tarımsal potansiyeli yüksek olmaları ve ekonomik hacimlerinden dolayı tercih edilmiştir. Yöntem olarak panel veri analizlerinden yatay kesit bağımlılık testi, homojenite testleri, CADF birim kök ve ECM eşbütünleşme testleri ile CCE katsayı tahmincisi kullanılmıştır. Yatay kesit bağımlılığında sahip değişkenlerin düzeyde birim kök içerdiği, birinci farkta yani I(1)’de durağan olduğu tespit edilmiştir. Modeli oluşturan değişkenler arasında eşbütünleşme ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır. Uzun dönem katsayı tahmin sonuçlarına göre hem ekonomik büyüme hem de ticari dışa açıklığın gıda güvenliğini pozitif yönde etkilediği sonucuna ulaşılmıştır. Yani söz konusu ülke grubunda ekonomik büyüme ve ticari dışa açıklık gıda güvenliğine olumlu katkı sağlamaktadır.
  • Öğe
    Türkiye'nin dış ticaret verilerinde mevsimsellik
    (Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Polat, Özgür; Uslu, Enes Ertad
    Bu çalışmada Türkiye’nin 1982:1-2008:12 dönemi ihracat ve ithalat zaman serilerinin mevsimsel yapısı analiz edilmiştir. Üç aylık zaman serileri için Hylleberg, Engle, Granger ve Yoo (1990) tarafından geliştirilen mevsimsel birim kök testlerini aylık verilere uyarlayan Franses’in (1990, 1991a) mevsimsel birim kök testleri açıklanarak, dış ticaret verilerinin mevsimsel yapısı incelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, dış ticaret serilerinden ihracat ve ithalat serilerinde hem deterministik hem de durağan olmayan stokastik mevsimsel bileşenlerin mevcut olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Dış borçlanma çerçevesinde Türkiye ekonomisi için bir yatırım fonksiyonu modeli (1998-2014 dönemi)
    (Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Gögül, Pelin Karatay
    Dış borçlanma yatırım- tasarruf açığının bir sonucu olarak ortaya çıkarken bu açığın kamuya ait olan kısmı bütçe açığını özel sektöre ait olan kısmı ise özel sektörün finansman ihtiyacını belirlemektedir. Özel sektörün ihtiyaç duyduğu finansmanın sabit sermaye oluşumuna katkısı açısından ise dış borçlanmanın ekonomik büyüme ve kalkınmaya doğrudan bir etkisi söz konusu olmaktadır. Türkiye ekonomisi için borçlanmaya klasik anlamda bütçe açığını kapatmaktan ziyade yatırımların finansmanı amacıyla başvurulması ekonomi politikalarının şekillenmesinde belirleyici olacaktır. Bu amaçla çalışmada, Türkiye ekonomisi için 1998-2014 dönemi analiz edilerek dış borçlanmanın yatırım harcamalarının finanse etmek üzere bir yöntem olarak seçilip seçilmediği Çok Değişkenli Eş Bütünleşme çözümlemesiyle araştırılmaktadır.
  • Öğe
    Türkiye imalat sanayinde dış ticaretin istihdam üzerindeki etkisi
    (Gaziantep Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2010) Polat, Özgür; Uslu, Enes Ertad
    Bu çalışmada, dış ticaretin istihdam üzerindeki etkisi 1988:1-2007:3 dönemi imalat sanayi verileri kullanılarak gecikmesi dağıtılmış otoregresif yaklaşımı ile analiz edilmiştir. Üçer aylık veriler ile yapılan analizler sonucunda, uzun dönemde istihdam üzerinde dış ticaretin anlamlı bir etkiye sahip olmadığı, kısa dönemde ise hem ihracatın hem de ithalatın istihdam üzerinde pozitif ve anlamlı etkiye sahip oldukları görülmüştür.
  • Öğe
    Türkiye’de finansal gelişme ile ekonomik büyüme bağlantısının analizi: Genişletilmiş NARDL yaklaşımı
    (H. Mustafa PAKSOY, 2023) Durgun, Funda
    Finansal gelişmenin kapsamlı bir göstergesi olan finansal gelişme endeksi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin asimetrik olabileceği varsayımının Türkiye özelinde incelendiği bu çalışma, 1980-2020 dönemini kapsamaktadır. Değişkenler arasındaki hem asimetrik ilişkiyi hem de uzun ve kısa dönem bağlantıları tespit etmek amacıyla doğrusal olmayan gecikmesi dağıtılmış otoregresif sınır testine (NARDL) başvurulmuştur. Değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi genişletilmiş ARDL yaklaşımıyla da test edilmiştir. Uzun dönemde finansal gelişme endeksinin pozitif şoklarının büyümeye etkisi olumsuz ve anlamsızken negatif şoklarının büyümeye etkisi olumlu ve anlamlı bulunmuştur. Hatemi-J asimetrik nedensellik testi sonuçları ise finansal gelişmenin hem pozitif hem de negatif şoklarından ekonomik büyümenin pozitif şoklarına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Literatürde hâkim görüşün tersi yönde elde edilen bu sonucun Türkiye’nin ekonomik ve finansal yapısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Finansal kurum ve piyasaları gelişmiş ülkelerin gerisinde yer alan Türkiye’nin sağlıklı bir finansal sistem inşa etmesi, gelir eşitsizliğini ve enflasyonu düşürmesi, finansal sektöre yönelik beşerî sermaye yatırımlarını arttırması ve kaynak tahsisinde etkinliği sağlaması gerekmektedir.
  • Öğe
    Bilgi iletişim teknolojileri, ticari serbestleşme ve ekonomik büyüme ilişkisi: Yükselen piyasa ekonomileri örneği
    (Anadolu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2023) Çelik, Hüseyin; Memiş, Hasan
    Günümüzde ülke ekonomileri açısından teknoloji ve uluslararası ticaretin önemi her geçen gün artmaktadır. Teknolojik gelişmelerden yeteri düzeyde faydalanmak, uluslararası piyasalarda rekabet gücü elde etmek ve ihracat hacmini arttırmak son derece önemlidir. Buradan hareketle bu çalışmanın amacı da bilgi iletişim teknolojileri ve ticari serbestleşmenin ekonomik büyüme üzerindeki etkilerini araştırmaktır. Çalışma Yükselen Piyasa Ekonomileri için gerçekleştirilmiş olup 1990-2020 yıllarını kapsamaktadır. Ampirik analizlerde PANIC birim kök testi, ECM eşbütünleşme testi, AMG katsayı tahmincisi, Emirmahmutoğlu & Köse panel nedensellik testinden yararlanılmıştır. I(1) mertebesinden durağan olan seriler arasında eşbütünleşme ilişkisi elde edilmiştir. Uzun dönemde bilgi iletişim teknolojilerinin ekonomik büyümeyi pozitif, ticari serbestleşmenin negatif etkilediği görülmüştür. Ayrıca panel nedensellik sonuçlarında değişkenler arasında çift yönlü nedensellik ilişkisi elde edilmiştir.
  • Öğe
    Türkiye’de finansal gelişme, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın insani gelişmeye etkisi: Genişletilmiş ARDL yaklaşımı
    (H. Mustafa PAKSOY, 2023) Durgun, Burhan
    Toplumların refahı değerlendirilirken gelir gibi maddi ölçütlerin kullanılması yanıltıcı olabilmektedir. Eğitimli ve sağlıklı olmak parasal bir büyüklük olan gelirle birlikte bireylerin refahlarını daha iyi temsil etmektedir. İnsani gelişme yaklaşımı gelirin yanında bireylerin sağlık ve eğitim düzeylerini de ölçüp değerlendirmektedir. İnsani gelişme düzeyinin yükseltilebilmesi için insani gelişmeye olumlu ve olumsuz etki eden faktörlerin tespit edilmesi gerekmektedir. Bu çalışmada, Türkiye’de 1990-2020 döneminde finansal gelişme, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın insani gelişme üzerindeki etkisi incelenmiştir. Değişkenler arasındaki uzun dönem ilişkisi genişletilmiş ARDL prosedürü ile incelenmiştir. Sınır testi sonuçları değişkenlerin eşbütünleşik olduğunu göstermiştir. Uzun dönem katsayıları ise insani gelişme üzerinde finansal gelişmenin olumlu, doğrudan yabancı yatırımlar ve ticari açıklığın olumsuz etki yarattığını ortaya koymuştur. Nedensel ilişkilerin araştırıldığı Breitung-Candelon frekans alanı nedensellik testi sonuçlarına göre finansal gelişmeden insani gelişmeye sadece uzun dönemde tek yönlü, insani gelişmeden ticari açıklığa orta dönemde tek yönlü ancak uzun dönemde çift yönlü nedensellik ilişkisi bulunmuştur. Bu sonuçlar daha yüksek gelirin yanında daha iyi sağlık ve eğitim düzeyi için finansal piyasa ve kurumların geliştirilmesi, dış ticaret rejiminde ve ülke içine yatırım akışında yapısal değişimlerin yapılması gerektiğini göstermektedir.
  • Öğe
    Ekonomik büyüme, turizm ve ticari açıklık ilişkisi: Türkiye örneği
    (Kastamonu Üniversitesi, 2023) Ülker, Barış
    Turizm, Türkiye ekonomisi için en önemli sektörler arasında başı çekmektedir. 2020 itibariyle tüm dünyayı etkisi altına alan COVID-19 salgınına kadar bu sektörden elde edilen gelirler toplam gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYİH) %10’undan fazlasını oluştururken, Türkiye, dünyada en çok ziyaret edilen ilk 10 ülke arasında kalmaya devam etmiştir. Ayrıca, mal ve hizmetlerin toplam dış ticaretinin GSYİH’e oranı ile hesaplanan ticari açıklık oranı da ekonomik büyüme üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Ticari açıklığın ekonomide liberalleşmenin bir göstergesi olduğu göz önünde alındığında, yapılan birçok ampirik çalışma ticari açıklık oranındaki artışın ekonomik büyümeyi de beraberinde getirdiğini göstermektedir. Bu çalışmada 1995 – 2020 dönemine ait yıllık veriler kullanılarak, Türkiye için turizm sektörü ve ticari açıklık oranının kişi başına düşen GSYİH büyüme oranı üzerindeki etkileri araştırılmıştır. Otoregresif Dağıtılmış Gecikme (ARDL) Modeli kullanılarak yapılan eşbütünleşme analiz sonucunda hem turizmin hem de ticari açıklığın ekonomik büyüme üzerindeki uzun dönemli etkisinin anlamlı ve pozitif olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Bunun yanı sıra, yapılan Granger Nedensellik Analizi, turizmden ekonomik büyüme doğru tek yönlü, ekonomik büyümeden ticari açıklığa doğru tek yönlü, ticari açıklık ile turizm arasında ise iki yönlü bir nedensellik ilişkisi olduğunu ortaya koymaktadır.
  • Öğe
    Gelir eşitsizliği ve insani gelişme ilişkisi: Türkiye örneği
    (Kastamonu Üniversitesi, 2023) Durgun, Burhan; Durgun, Özlem
    Gelir dağılımındaki eşitsizlik konusu iktisatçılar başta olmak üzere sosyal bilimlerdeki birçok araştırmacının ilgisini çekmektedir. Teknolojik devrimle daha derin bir sorun haline gelen gelir eşitsizliğinin boyutu, neden ve sonuçları birçok ampirik çalışmaya konu olmuştur. Literatürdeki çalışmalar gelir eşitsizliğini genellikle gelir düzeyi ile ilişkilendirmektedir. Bu yüzden de insan faktörü çoğunlukla analiz dışı tutulmaktadır. Bu çalışmada gelir dağılımı eşitsizliğinin Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) tarafından hesaplanan ve refahın sadece ekonomik değil -sağlık ve eğitim göstergeleriyle- insani boyutunu da içine alan insani gelişme endeksi ile ilişkisi Türkiye özelinde incelenmiştir. 1990-2019 dönemini kapsayan zaman serisi analizinde ARDL sınır testi ve nedensellik testleri kullanılmıştır. Analizlerde genel ve ayrıştırılmış olmak üzere iki model kullanılmıştır. İlk modelde gelir eşitsizliğinin insani gelişme endeksiyle ilişkisi, ikinci modelde ise gelir eşitsizliğinin insani gelişme endeksinin sağlık, eğitim ve gelir alt endeksleriyle ilişkisi araştırılmıştır. Analiz sonuçları her iki modelde de seriler arasında uzun dönemli bir ilişkinin olduğunu göstermiştir. İnsani gelişme endeksi ve sağlık endeksinin işareti negatif ve anlamlı, eğitim endeksinin pozitif ve anlamlı, gelir endeksinin ise negatif fakat anlamsız olduğu tespit edilmiştir. Nedensellik testleri sonuçlarına göre ise genel olarak insani gelişme endeksinden gelir eşitsizliğine doğru tek yönlü nedensellik tespit edilmiştir. Bu sonuçlar Türkiye için insani gelişme seviyesindeki artışların gelir dağılımını daha adaletli hale getireceğini göstermektedir. Gelir dağılımında eşitsizliği azaltmak isteyen Türkiye için bu sonuç, eğitim ve sağlık yatırımlarını arttırma yönünde fikir vermektedir. Ayrıca eğitim kalitesinin yükseltilmesi, sağlık ve eğitimdeki derin eşitsizliklerin azaltılması ve eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması gerekmektedir.
  • Öğe
    The asymmetric effect of renewable and non-renewable energy on carbon emissions in OECD: new evidence from non-linear panel ARDL model
    (Frontiers Media SA, 2023) Şanlı, Devran; Muratoǧlu, Yusuf; Songur, Mehmet; Uğurlu, Erginbay
    The level of economic income, population density and sources of energy supply is critical in assessing environmental quality. Recent empirical studies paid limited attention to the role of renewable (RE) and fossil energy (NRE) supply in carbon pollution regarding the Environmental Kuznets Hypothesis (EKC). Therefore, this study investigates the asymmetric relationships between carbon emissions and energy sources on the one hand and the environmental Kuznets hypothesis on the other hand for OECD countries, comprising countries with significant renewable energy supplies. The study includes the annual data from 1990 to 2021 and performs panel non-linear ARDL regression. The empirical results clearly show that RE and NRE have asymmetric effects on emissions in the long run but not in the short run. Both positive and negative shocks in RE reduce CO2 emissions in OECD economies, while asymmetric shocks in NRE substantially increase them. Increasing RE supply is clearly effective in reducing emissions. However, unlike most previous studies, this study shows that RE does not significantly reduce CO2 emissions in OECD countries. The error correction term (ect.) in the NARDL model is negative and significant. The magnitude of the term indicates that the system will return to long-term equilibrium about 4.2 years after any shock. Furthermore, we show that the EKC Hypothesis is supported in OECD countries. The turning point of the EKC is at $4085.77 per capita. Besides, regression with Driscoll-Kraay standard errors and Augmented Mean Group (AMG) estimator approach were used for robustness checks. The findings from the robustness check are consistent with the NARDL findings. Policies based on the promotion of a lowcarbon and sustainable green environment should place greater emphasis on renewable resources even in OECD countries. Moreover, while many studies in the literature address asymmetric effects and EKC as energy consumption or utilisation, the novelty of this study is that it approaches the issue regarding energy supply with asymmetric effects for RE and NRE.