Dicle Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dergisi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 103
  • Öğe
    AİLE ŞİRKETLERİNDE DUYGUSAL VE RASYONEL DİNAMİKLER: AİLE VE İŞ İLİŞKİLERİNİN AYRI TUTULMASINA YÖNELİK BİR ARAŞTIRMA
    (Dicle Üniversitesi, 2015) Şengün, Halil İbrahim; Özdemir, Lutfiye
    Aile, yapı itibari ile informel ilişkileri ve dolayısıyla duygusal yönü ağır basan bir yapıyı ifade ederken şirket ise mantıksal yönü ile kendinden söz ettiren ve duygusallığın çoğu kez yerinin olmadığı birimdir. Birbiriyle uyuşmayan bu iki olgunun şirketin sürekliliğine olumsuz etkide bulunmaması, aile şirketinin kurumsallaşmak için ciddi çaba sarf etmesine bağlıdır. Kurumsallaşma sayesinde aile ve iş ilişkileri birbirinden soyutlanacak ve şirket profesyonel bir hüviyet kazanacaktır
  • Öğe
    ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KARİYER EĞİLİMLERİ: DİCLE ÜNİVERSİTESİ ÖRNEĞİ
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Kaval, Uğur; Gökoğlan, Kadir
    Bu çalışmada Üniversite Kariyer Merkezlerinin öğrencilere sunduğu kariyer planlama hizmetleri ile kariyer danışmanlığı süreçlerinin danışanlar açısından etkileri belirlenmeye çalışılmıştır. Kariyer rehberliği uygulamaları kapsamında kariyer danışmanlığı sürecinde olan öğrencilerin kariyer yönelim analizleri tespit edilerek kariyer danışmanlığı hizmetlerinin geri bildirimleri değerlendirilmiştir. Bu bağlamda Dicle Üniversitesi Kariyer Merkezinden hizmet alan danışanların, kariyer gereksinimleri ve kariyer yönelimleri ortaya konulmuştur.
  • Öğe
    İSLÂMÎ FİNANSAL ARAÇLARDAN OLAN SUKUK’LARIN MUHASEBELEŞTİRİLMESİ
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Erkuş, Hakan; Çenberlitaş, İbrahim
    Bu çalışmanın amacı dünya ticaretinde yeni söz sahibi olmaya başlayan ve özellikle de İslam dünyasının ticari işlemlerinde kullanmayı tercih ettiği İslami finans araçlarının tanınmasını sağlamak ve bu finansal araçların muhasebe dilinde nasıl ifade edildiğini göstermektir. Söz konusu İslami finans araçlarından olan Sukuk’tan ve Sukuk türlerinden bahsedilmiştir. Sukuk’ların uluslararası muhasebe standartlarının dışına çıkmayacak şekilde muhasebeleştirilmesi yapılması amaçlanmıştır. Bundan dolayı da uluslararası finansal raporlama standartlarının 7’inci ve 9’uncu standardından da yararlanılarak söz konusu araçların muhasebe kayıtları yapılmıştır. Sonuç olarak da yeni bir konu olan Sukuk’ların eksik görülen yanlarından bahsedilmiş olup bu eksikliklerin nasıl ve ne şekilde giderilebileceğinin üzerinde durulmuştur
  • Öğe
    DÖVİZ KURU VE DIŞA AÇIKLIĞIN ENFLASYON ÜZERİNDEKİ ETKİSİ: DOĞRUSAL OLMAYAN REGRESYON ANALİZİ
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Sizer, Lütfü
    Dış ticaret ülkeler arası fiyatların karşılıklı olarak yakınsamasında önemli bir rol oynamaktadır. Ülkeler dış ticaret yaptıkça içeride düşük fiyatlarla ürettikleri ürünleri dış talebin etkisiyle daha yüksek fiyatlardan ihraç etme imkânına kavuşurken yine iç piyasada yüksek fiyatlardan üretebildikleri ürünleri ithal ederek tüketicilerin daha düşük fiyatlardan ürünlere ulaşmasını sağlayabilmektedirler. Dış ticaret yoğunlaştıkça; ihracatçı ülkede ucuz olan ürünlerin fiyatları artarken ithalatçı ülkede de pahalı olan ürünlerin fiyatı düşerek yakınsama süreci devam etmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin enflasyon oranı üzerinde dış ticaretin etkisini; döviz kuru ve dışa açıklık değişkenleri ile doğrusal dışı ekonometrik bir model çerçevesinde araştırmaktır. Bu çalışmada, doğrusal dışı çalışmamızın nedeni; eğer serilerimizde doğrusal dışı bir yapı bulunuyorsa, doğrusal birim kök testleri güç problemi ile karşılaşacaklardır. Bu da temel hipotezi ret etmeme yönünde eğilimli sonuçlar verecektir. Bu kapsamda çalışmada Türkiye’ye ait döviz kuru, enflasyon ve dışa açıklık değişkenlerine ait 2003Q1-2018Q4 dönemleri arası veriler kullanılmıştır. Öncelikle bu değişkenlerin doğrusal dışı olup olmadığını test etmek için Harvey ve Leybourne (2007) testi uygulanmıştır. Test sonucunda değişkenlerin STAR tipi doğrusal dışı oldukları belirlenmiştir. Çıkan sonuca göre STAR tipi modeller için Kapetanios, Shin ve Snell (2003) ve Kruse (2011) Doğrusal dışı birim kök testi yapılmış ve serilerimizin 1. dereceden entegre olduğu bulunmuştur. Daha sonra bu değişkenler arsında eş-bütünleşme olup olmadığına bakmak için Kapetanios, Shin ve Snell (2006) STAR tipi eş bütünleşme testi yapılmıştır. Yapılan testte seriler arasında eş-bütünleşme olduğu bulgusuna ulaşılmıştır. Son olarak değişkenler arasında nedensellik ilişkisine bakmak için Diks ve Panchenko (2006) testi yapılmış ve hem döviz kurundan enflasyona doğru tek yönlü hem de dışa açıklıktan enflasyona doğru tek yönlü nedensel ilişki bulunmuştur.
  • Öğe
    UMS 11 İNŞAAT SÖZLEŞMELERİ KAPSAMINDA YILLARA YAYGIN İNŞAAT VE ONARIM FAALİYETLERİNİN RAPORLANMASI1
    (Dicle Üniversitesi, 2018) Çemberlitaş, İbrahim; Şeker, Kudbeddin
    Uluslararası Muhasebe Standartları ülkeler arasında ticari işlemlerin, finansal faaliyetlerin kaydileştirilmesi anlamında özellikle işletmelerin muhasebe birimleri için ortak bir dil niteliğini kazanmıştır. Zira Türkiye’de olduğu gibi tüm ülkelerde de ekonomik faaliyetler muhasebeleştirilmekte ve bu işlemler ülkelerin ön gördüğü muhasebe planları ya da standartları çerçevesinde olmaktadır. Tüm bu faaliyetler ülke sınırlarını aştığında işletmelerin karşılıklı muhasebe işlemlerinde iki tarafın da anlayabileceği ortak bir dil olması gerekecektir. İşte bu anlamda Uluslararası Muhasebe Standartları ülkelerin ihtiyacı olan bu ortak dil olmuştur. UMS 11 İnşaat Sözleşmeleri de Uluslararası Muhasebe Standartlarından biridir. İnşaat sektöründe yıllara yaygın inşaat taahhüt işlemlerinin muhasebeleştirilmesi konusunda UMS 11 Türkiye’deki uygulamalardan farklı birkaç uygulama ön görmektedir. Çalışmamız; genel olarak muhasebe standartlarının tanımı yapılmış olup UMS 11’in yıllara yaygın inşaat işlemlerinin farklı aşamalarında raporlanmaya esas örnek muhasebe uygulamalarına yer verilerek çalışma tamamlanmıştır.
  • Öğe
    OSMANLILARDA SİYASAL İKTİDARI KORUMA ÇABASI VE KARDEŞ KATLİ
    (Dicle Üniversitesi, 2017) Aslan, Seyfettin
    Padişahlar iktidarlarını korumak için sık sık sadrazam değişikliği, memurlarının tecdid-i beratı, politik evlilik ve kafes sistemi gibi çeşitli yöntemlere başvurmuşlardır. Bunların dışında kullanılan en etkili yöntem “kardeş katli” idi. Kardeş katli Osmanlı Devletinin çağdaşı olan tüm devletlerde örnekleri görülen bir uygulamaydı. Nizam-ı âlem ve bekası için uygulanan bu yöntem Osmanlı devletinde hukuki bir zemine oturtulmuştu
  • Öğe
    YOKSULLUK SORUNUNA YÖNELİK KAMU POLİTİKASI ALGISI AÇISINDAN GELİR DÜZEYİNİN BELİRLEYİCİLİĞİ: DİYARBAKIR ÖRNEĞİ (Araştırma Makalesi / Research Article)
    (Dicle Üniversitesi, 2019) Göğül, Pelin Karatay
    Diyarbakır ilindeki yoksulluğun belirli merkezlerde toplanması, suç- şiddet olaylarının hızlı artışı ile beraber birçok sorunu getirmiş, bu durum kentteki güven ortamını zedelemiştir. Ulusal politikalarla yoksulluk sorununa müdahale edilmesi durumunda bu politikalara yönelik bir direnç gelişmiş ve bu politikalar adeta yoksulluğu azaltmak yerine kişileri daha çok tembelliğe ve kaderciliğe itmiştir. İlin politik kimliği politikacılar açısından bir farkındalık yaratmış ve kamu politikalarına yönelik gelişen bu direnç nedeniyle siyasal anlamda çözüm arayışına gidilmiştir. Bu çözüm arayışının ortaya çıkardığı siyasi politikalarla birlikte uygulanan ekonomik politikaların yoksulluğu azaltıcı etkisi, bu politikaların ne kadar içselleştirildiğine bağlı olmaktadır. Yoksulluğun kamu politikaları algısını belirleyip- belirlemediği sorunsalı öncelikle durumun bilimsel yöntemlerle ölçülmesi gereğini ortaya çıkarmıştır. Diyarbakır’da gelir dağılımı adaletsizliği ve yoksulluk sorununa yönelik uygulanan kamu politikalarına yönelik bireylerin algısının, Diyarbakır ilindeki yoksulluğu azaltma stratejileri ve kamu politikalarının etkinliği açısından önem arz etmesinden yola çıkarak, bu çalışmada hane bazında uygulanan bir anket çalışmasına yer verilmiştir. Anket sorularına verilen cevaplar doğrultusunda yoksulluk sorununa yönelik kamu politikası algısı Faktör analizi ile ölçülmeye çalışılmış, gelir düzeyi üzerine multivariate olarak faktör puanlarının etkileri ise PROBİT ve LOGIT model uygulaması ile değerlendirilmiştirAnahtar Kelimeler: Yoksulluk, Yoksulluğa Yönelik Kamu Politikası Algısı, Faktör Analizi, Logit Model, Probit Model
  • Öğe
    İDEOLOJİNİN SONU TARTIŞMALARI ÜZERİNE BİR ANALİZ
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Demir, Şeyhmus; Sesli, Mutlu
    İdeoloji kavramı sosyal bilimlerin belirsiz kavramlarından biridir. Kavramın anlamı bireyden bireye değişmektedir. Dolayısıyla ideoloji kavramı üzerinde uzlaşılan bir tanım bulunmamaktadır. İdeoloji kavramı esas itibariyle modern çağın bir ürünüdür. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra ideoloji kavramı bir takım tartışmalara maruz kalmıştır. Savaş sonrası dönemde barış içinde birlikte yaşama ilkesinin hayatımıza girmesi ile liberalizm dışındaki diğer ideolojilerin artık yok olduğu, liberalizmin tek kalıcı ideoloji olacağı yönünde düşünceler gelişmiştir. Bu nedenlerle modernizm sonrası dönemle birlikte ideolojinin sonunun geldiği fikri ortaya çıkmıştır. Fakat gelişmiş Batı toplumlarına ait ideolojiyi sonlandırma durumu dünyanın diğer kesimlerinde herhangi bir etki oluşturmamıştır. Bu görüş daha çok refah yönelimli ekonomik temele sahip ülkeler için geçerliydi. İdeolojiyi hayatta tutan ona değer ve kutsallık atfeden insandan başkası değildir. Dolayısıyla, ideolojinin yok olması için insana ilişkin serüvenin de dünyada son bulması gerekmektedir. Bu yüzden, günümüzde ideolojinin sonundan ziyade ideolojinin dönüşümünden söz edilmesi daha isabetli olacaktır. Dolayısıyla, bu çalışma günümüzde ideolojinin dolayısıyla ideolojilerin hem teorik hem de pratik yönden nasıl algılandığı üzerine bilgiler içermektedir.
  • Öğe
    DAVRANIŞLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ: DİYARBAKIR SELAHADDİN EYYÜBİ DEVLET HASTANESİ ÖRNEĞİ
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Kurt, Mehmet Emin; Ceylan, Ali; Sevinç, Kadriye
    Bu çalışma Diyarbakır Selahaddin Eyyübi Devlet Hastanesindeki hemşirelerin akılcı ilaç kullanımına yönelik bilgi ve davranışlarını değerlendirmeye yönelik yapılmıştır. Araştırma örneklemini ankete katılmayı kabul eden 97 hemşire oluşturmuş olup kesitsel tipte bir çalışma planlanmıştır. Veriler anket formu ile yüz yüze görüşme yöntemi kullanılarak toplanmış ve elde edilen bilgiler SPSS 18.0 paket programı ile istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Hemşirelerin % 89,7’ si ilaç uygulama hatalarının ana sebebini personel yetersizliğine bağlarken, % 94,8’ i ilaç istemlerinde Hekim/Eczacı ile iletişim kurduklarını ve % 76,3’ ü ise farmokolojik bilgi kaynaklarının hekim/eczacı olduğunu ifade etmişlerdir. Hemşirelerin ilaçlar hakkında bilgi düzeyleri sorulduğunda; ilaçların kullanım amacı, uygulama şekli ve etki süreleri hakkında iyi düzeyde bilgiye sahip oldukları, hastaların ilaç ve besin alerjisi öykülerini sorgulayıp sorgulamadıkları sorulduğunda; % 84,5’ i bu durumu her zaman sorguladıklarını, hemşirelerin % 75,3’ ü kullanılmayan ilaçları eczaneye teslim ettiklerini, % 76,3’ ü ilaç saklama koşullarına uyduklarını, % 91,8’ i ilaçların son kullanma tarihlerini takip ettiklerini, % 84,5’ i ilaçların uygulanması hususunda hastalarına eğitim verdiklerini % 55,7’ si ilaçların advers etkilerinin bildirimini yaptıklarını ifade etmişlerdir
  • Öğe
    TÜRKİYE’DE 2000- 2001 FİNANSAL KRİZLERİNDE ULUSLARARASI SERMAYE HAREKETLİLİĞİNİN ROLÜ
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Özer, Mehmet Halis; Kaba, Gülistan
    Kriz; beklenmedik bir anda ortaya çıkan, ortaya çıktığı yerin mevcut durumunu değiştiren ve beklenmedik bir anda ortaya çıktığı için de müdahale etmekte genellikle geç kalınan şiddetli dalgalanmalar durumudur. Günümüzde finansal krizler,  sadece ortaya çıktıkları ekonomilerde yıkıcı olmazlar. Küreselleşme olgusu nedeniyle entegre olan dünya piyasalarındaki tüm ülkeler, uluslararası sermaye hareketliliklerinin yaratmış olduğu olumsuz dalgalanmalardan etkilenebilmektedirler. Bu çalışmanın amacı 2000 ve 2001 krizlerini işlemek, Türkiye’de uluslararası sermaye hareketliliklerini açıklamak ve 2000-2001 finansal kriz dönemlerinde uluslararası sermaye hareketlerinin rolünü belirlemektir.Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Uluslararası Sermaye Hareketliliği, Küreselleşme
  • Öğe
    PUBLIC OVERVIEW OF THE GOVERNMENTAL SYSTEM SEARCHES IN TURKEY: DIYARBAKIR SAMPLE
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Demirhan, Yılmaz; Adıgüzel, Özkan
    This study investigates with the search for the government system in Turkey and the view of the people from the Diyarbakir sample to the governmental models coming into the scope of these searches. This study is based on face-to-face and multiple-choice field survey of 1,500 people in Diyarbakır city and Bağlar, Kayapınar, Sur and Yenişehir districts conducted in June 2016. In this framework, information was given about government systems in order to establish a theoretical framework for the study, then the governmen tsystem and its discussions in Turkey were examined and in the last part the results of the field research were analyzed
  • Öğe
    HEALTHCARE SCHOOL STUDENTS’ WILLINGNESS TO WORK WITH THE ELDERLY: INFLUENCE OF AGEISM
    (Dicle Üniversitesi, 2021) Gümüş, Rojan
    The purpose of this study is to examine the influence of ageism attitude and the associated factors such as demographics of healthcare school students on willingness to work with elderly after graduation. A cross sectional descriptive study was conducted with a total of 704 vocational healthcare school students. An online questionnaire consisting of socio-economic variables, Ageism Attitude Scale and questions related to willingness to work and live with elderly after graduation was completed by 80% of the entire study population. Data were analyzed by Normality test, Cronbach test, t-test, ANOVA and Scheffe test and Chi-square test. According to the results, willingness to work in elderly care was significantly higher in student groups having higher positive AAS scores. Elderly care willingness and AAS scores of the students showed no significant differences with regard to demographics. Only students whose mothers’ educational level was higher had more positive AAS scores. AAS scores were high in all groups but willingness to work in elderly care was low. The students who have visited a nursing home showed significantly higher willingness to care for the elderly. Participants who had lived with an elderly before were less likely to live with an older adult in the future. The students showed the lowest AAS scores with regard to hiring of the elderly and 55% of them consider people at the age of 55 and over as being old. There is a positive relationship between the low ratio of ageism among young people and the tendency to work in the field of elderly care in the future. In order to encourage young people to work in this field, their concerns should be addressed and their prejudice should be eliminated. Both as part of a state policy and in terms of employment volume, students of universities’ vocational healthcare schools should be encouraged to pursue a career in elderly care after their graduation.
  • Öğe
    KÜRESELLEŞME SÜRECİNDE TOPLUMSAL VE SİYASAL DEĞİŞMENİN KENTSEL TEMELLERİ VE SİMGELENİŞİ: TÜRKİYE’DE KÜRT KİMLİĞİ VE DİYARBAKIR İLİŞKİSİ ÖRNEĞİ
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Koçal, Ahmet Vedat
    Yerleşim yerlerinin, üstünde yaşayanların düşüncelerinin temsili ile ilişkilendirilmeleri ve onların simgeleri haline gelişleri, Tarih kadar eski bir gelenektir. İnsanların, yaşadıkları yerleri toplumsal ve siyasal gelişimleriyle ilişkilendirmeleri ve onlarla ifade etmeleri, günümüze dek devam eden tarihsel bir sürekliliktir. Bunun ilk nedeni, yaşanılan alanların coğrafî ve iklimsel özelliklerinden kaynaklanan üretim araçlarının, biçimlerinin ve ilişkilerinin, insanların yaşayışları ve dolaylı olarak düşünsel üretimleri üzerindeki etkileridir. Böylece, kentlerin geçmişleri ve kentleşme süreçleri, üzerlerinde yaşayan toplumların sosyo-ekonomik ve siyasal tarihçelerinin de izdüşümünü vermekte, kentsel geçmiş, toplumların siyasal tarihlerinin izlenebildiği bir belgeliğe dönüşmektedir. Kentlerin, toplumsal özelliklerin ve siyasal yapının simgeleri haline gelişine örnekler, Türkiye’de de görülmektedir. Bu çalışmanın konusu olarak Diyarbakır’ın bu özelliği, benzer örnekler içerisinde dikkat çekicidir. Antik dönemden günümüze ilerleyen tarihsel köklerinin uzantısı üzerinde, Diyarbakır, üzerinde yaşanan toplumsal ve siyasal tarihin ifadesi olan verileri barındırmayı sürdürmektedir. Günümüze gelindiğinde, Kürt kimliğinin Türkiye sınırları içinde yaşayan kesiminin siyasal algısının ve örgütlenişinin merkezi olarak görünürlük kazanmaktadır. Bu durumun tarihsel temelleri olmakla birlikte, güncelliğinin nedenlerinden ilki, göç, kentleşme, ticaret gibi sosyo-ekonomik etkenlere dayalı bölgesel demografik merkezîleşme ve metropolleşme eğilimi ile, Kürt kimliğinin sosyo-ekonomik ve siyasal değişiminin gözlem merkezini, bir nevi laboratuarını oluşturmasıdır. Sonuç olarak, Diyarbakır, Kürt kimliğinin siyasal tarihinin ve bu kapsamda güncel gelişiminin ve değişiminin merkezini ve simgesel odağını oluşturmaya devam etmektedir. Bu çalışma, Diyarbakır’ın, Türkiyeli Kürt kimliğinin siyasal gelişimini ve özellikle Küreselleşme sürecinde uluslaşmaya varan güncel dönüşümünü temsil etme ve simgeleme niteliğini, politik ekonomik analiz yöntemi altında, göç, kentleşme, sınır ticareti ve siyasal değişme etkenleri ışığında ele almak ve tartışmak amacıyla hazırlanmıştır
  • Öğe
    KRİZ ORTAMLARINDA OTEL YÖNETİCİLERİNİN PAZARLAMA STRATEJİLERİNE İLİŞKİN TUTUMLARININ İNCELENMESİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Dicle Üniversitesi, 2017) Serçek, Sadık
    Kriz, tüm işletmelerde olduğu gibi otel işletmelerinin de varlığını tehdit eden iç ve dış çevresel faktörlerdendir. Ancak otel işletmelerindeki krizlerin daha çok işletme ile çevre arasındaki karşılıklı olumsuzluklardan kaynaklı olması nedeniyle çalışmada dış çevresel kaynaklı krizler incelenmiştir. Otel işletmeleri kriz ile karşılaştıklarında, alacakları doğru kararlarla krizi atlatabilirler. Bu anlamda, otel işletmeleri krizlerin olumsuz etkisinden kaçınmak için etkili pazarlama stratejileri geliştirmeleri ve uygulamaları kendi varlıklarını sürdürmeleri açısından önemlidir. Bu çalışmada, otel işletmelerinin krizlerden etkilenme durumları tespit edilerek, otel yöneticilerinin kriz ortamlarında pazarlama stratejilerine ilişkin tutumları belirlenmeye çalışılmıştır. Otel yöneticilerinin % 36,6’sı ekonomik faktörleri ve % 27,4’ü terör olaylarını en etkili kriz türü olarak gördükleri belirlenmiş olup, bu tür krizlerin olumsuz etkilerinden en az etkilenmek için pazarlama stratejilerini yoğun bir şekilde kullandıkları görülmektedir
  • Öğe
    DÜZ ORANLI VERGİLERE BAKIŞ: HALL-RABUSHKA DÜZ ORANLI VERGİ MODELİNİN İNCELENMESİ (Araştırma Makalesi / Research Article)
    (Dicle Üniversitesi, 2019) Yıldız, Hikmet Dersim; Geyik, Osman
    Düz oranlı vergi sistemi, emek gelirlerini ve kurum gelirlerini tek bir sistem içerisinde çifte vergilendirmeye olanak vermeden, yalnızca bir kez vergileme işlemi yapılarak ve gelir grubu fark etmeksizin hepsine tek bir vergi oranının uygulandığı vergi sistemidir. Düz oranlı vergi sistemi, artan oranlı vergi sisteminin birçok dezavantajlı durum ve özelliklerini bertaraf etmek adına uygulanacak en ideal vergi sistemlerinden biridir. Artan oranlı vergi sisteminin muafiyet-istisnalara fazlasıyla yer vermesi, basitlikten oldukça uzak olması, idare ve mükellef bazında uyum maliyetlerinin fazla olması, adaleti sağlamak konusunda başarısız olması, artan vergi oranlarından kaçmak için vergi kaçırma faaliyetlerine neden olması ve en önemlisi kişisel gelir- kurumsal gelir yanında sermaye kazançlarını da vergileyerek çifte vergilemeye neden olması ülke vatandaşlarının bu özellikleri sağlayacak bir vergi sistemini arzu etmeleriyle sonuçlanmaktadır. Çalışmada öncelikle düz oranlı vergi kavramına değinilmiş daha sonra bu alanda yapılan ilk bilimsel çalışma olan Hall-Rabushka düz oranlı vergi modeli irdelenmiştir. Ardından, ülke uygulamalarından yola çıkılarak artan oranlı vergi sistemi karşısındaki avantajları incelenmiştir. Son olarak ise çalışmanın esasını oluşturan, örnek ülkelerin reform uygulamalarından yola çıkarak, bu reformların başarısı ya da başarısızlığı değerlendirilmiştir. Anahtar Sözcükler: Düz oranlı vergi, Hall-Rabushka düz oranlı vergi modeli, vergi reformu
  • Öğe
    TÜRKİYE’NİN ORTA ASYA ÜLKELERİ İLE TİCARETİNİN PANEL ÇEKİM MODELİ İLE ANALİZİ
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Doğan, Bahar Burtan; Tunç, Şüheda Özörnek
    Orta Asya Ülkeleri, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra, Türkiye açısından siyasi ve ekonomik anlamda stratejik önem kazanmıştır. Türkiye’nin bu ülkelerle ortak tarihi ve kültürel bağlarının bulunmasının yanında, Türkiye onların uluslararası pazarlara açılmasında da bir köprü görevi görmektedir. Bu bakımdan Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ticaretin gün geçtikçe artarak önem kazanması kaçınılmaz bir sonuçtur. Dolayısıyla Türkiye ile Orta Asya ülkeleri arasındaki ticaretin incelenmesi bir ihtiyaç haline gelmiştir. Bu çalışmadaki nihai hedefimiz,Türkiye’nin benimsemiş olduğu ihracata dayalı büyüme politikasının etkisiyle Orta Asya Ülkeleri ile olan ticareti panel çekim modeli kullanılarak tahmini sonuçlara ulaşmaktır
  • Öğe
    ELEKTRİK TÜKETİMİ İLE EKONOMİK BÜYÜME ARASINDA NEDENSELLİK İLİŞKİSİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ
    (Dicle Üniversitesi, 2016) Savaş, Bilal; Durğun, Burhan
    1970’li yılların sonlarından itibaren araştırmacıların enerji-ekonomik büyüme ilişkisine artan ilgisi daha sonra spesifik alanlara kaymıştır. Elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin incelenmesi de bu alanlardan biridir. Elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin araştırıldığı bu çalışmada 19802010 yıllarına ait yıllık kişi başına gayri safi yurtiçi hasıla ve kişi başına elektrik tüketimi verileri kullanılmıştır. Bu iki değişken arasında uzun dönemli bir ilişkinin varlığının sorgulanabilmesi için eşbütünleşme testiuygulanmıştır. Ampirik sonuçlar elektrik tüketimi ile ekonomik büyüme arasında uzun dönemli bir ilişkinin bulunduğunu göstermiştir. Buna bağlı olarak nedensellik testi yapılmıştır. Sonuç olarak büyümeden elektrik tüketimine doğru tek yönlü bir nedensellik bulunmuştur. Buna göre politika yapıcılar tarafından elektrik piyasasına uygulanabilecek enerji koruma politikaları büyüme üzerinde olumsuz bir etki yaratmayacaktır
  • Öğe
    HASTANELERDE UYGULANAN PERFORMANSA DAYALI EK ÖDEME SİSTEMİNİN ÇALIŞANLARIN MOTİVASYONU VE PERFORMANSINA ETKİSİ ÜZERİNE BİR ARAŞTIRMA
    (Dicle Üniversitesi, 2017) Ekingen, Erhan; Yıldız, Ahmet; Korku, Cahit; Korkmazer, Fuat
    Tedavi edici, koruyucu ve rehabilite edici hizmetlerin sunulduğu hastanelerde kaynakların etkili ve verimli kullanılması ve kaliteli hizmet sunumunun yapılması için çalışanların motive edilmesi ve performanslarının artırılması önemli görülmektedir. Bu araştırma, hastanelerde uygulanan performansa dayalı ek ödeme sisteminin çalışanların motivasyonuna ve performansına etkisini araştırmak amacıyla yapılmıştır. Araştırmada veri toplama tekniği olarak anket yöntemi kullanılmış olup, anketler bir hastanede ek ödeme alan 392 sağlık çalışanına uygulanmıştır. Araştırmada performansa dayalı ek ödeme yapılmasının çalışanların performansına kısmen olumlu katkı yaptığı belirlenmiştir. Araştırmada ayrıca performansa dayalı ek ödeme yapılmaması durumunda katılımcıların yaklaşık yarısının motivasyonlarının olumsuz etkilenebileceği sonucu elde edilmiştir. Buna göre, performansa dayalı ek ödeme sisteminin çalışan performansı üzerindeki etkileri sınırlı olsa da sistemin iyileştirilerek uygulanmaya devam edilmesi önerilmiştir
  • Öğe
    MUHASEBE DENETİMİNDE MUHASEBE MESLEK MENSUPLARININ DENETİM ALGISI VE BİR ARAŞTIRMA
    (Dicle Üniversitesi, 2020) Tunce, Mehmet; Bilen, Abdulkadir
    ÖzMetin (100-200 Kelime)Çalışmamız dört ana bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde kavramsal çerçeve ele alınmaktadır. Burada; muhasebe, denetim ve muhasebe denetimi, hata, hile ve yolsuzluk, denetim algısı, vergi, vergi memuru ve vergi mükellefi, makul güvence ve muhasebe meslek mensupları olguları incelenmektedir. Gerek manasal olarak ve gerekse özellikleri ile oluşumları üzerinde durulmaktadır. İkinci bölüm, muhasebe denetiminde muhasebe meslek mensuplarının, vergi memurlarının ve vergi mükelleflerin denetim algısı temelinde şekillenmektedir. Bu bölüm kapsamında, Türkiye'de muhasebe denetiminin yasal dayanakları ile incelenmesi, muhasebede hata, hile ve yolsuzluk olguları irdelenmekte ve daha önce yapılmış olan çalışmalar üzerinde durulmaktadır. Muhasebe denetim algısının muhasebe meslek mensupları, vergi memurları ve vergi mükellefleri tarafından nasıl algılandığı analiz edilmektedir. Üçüncü bölüm araştırmanın yönteminden meydana gelmektedir. Dördüncü ve son bölüm ise bulgulardan oluşmakta ve çalışmamız kapsamında yapılan üç anket çalışmasına ilişkin verilerin analizinden ortaya çıkmaktadır.Anahtar Kelimeler: Muhasebe, Denetim, Vergi, Denetim Algısı, Meslek Mensupları.
  • Öğe
    SAĞLIK YÖNETİCİLERİNİN KURUMSAL STRATEJİK YÖNETİM ARAÇLARINI BİLMELERİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN CHAID ANALİZİ YÖNTEMİYLE İNCELENMESİ
    (Dicle Üniversitesi, 2022) Çağatay, Altuğ; Kızılkaya, Selman
    Araştırmada kurumsal stratejik yönetim araçlarının bilinirliğini etkileyen faktörlerin neler olduğu ortaya konulmaya çalışılmıştır. Kurumsal stratejik yönetim araçları “stratejik planlama aracı, misyon ve vizyon, kurumsal karne, temel yeterlilik, bilgi yönetimi, değerlendirme ve kontrol, toplam kalite yönetimi, stratejik insan kaynakları işletme yetenekleri” olarak belirlenmişken faktörler olarak da “cinsiyet, eğitim durumu, hastanedeki görev, yaş, toplam çalışma yılı, hastane türü, hastanedeki çalışma yılı, stratejik yönetim alanında eğitim alma durumu, hastane çevresindeki rekabet durumu ve çevrede faaliyette bulunan başka hastanelerin varlığı” değişkenleri belirlenmiştir. Araştırma Samsun ilinde kamu ve özel sağlık kurumlarında çalışan sağlık yöneticilerine yönelik çalışma yapılmış olup çalışmayı yapmak için anket uygulamasına başvurulmuştur. Elde edilen veriler kurumsal stratejik yönetim araçlarının bilinirliğini etkileyen faktörlerin Veri Madenciliği yöntemleri içerisinde yer alan Karar Ağaçlarından Chaid analizi ile çözümleme yoluna gidilmiştir. Burada amaç, sağlık sektöründe çalışan yöneticilerin kurumsal stratejik yönetim araçlarını bilinirliğini etkileyen faktörleri ortaya koyarak güçlü ve zayıf yönler belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan çözümleme sonucunda, en çok bilgi sahibi olunan aracın misyon ve vizyon aracı olduğu, en az bilgi sahibi olunan aracın ise işletme yetenekleri olduğu tespit edilmiştir. Çalışmada genel olarak hastanedeki pozisyonu düşük olan ve stratejik yönetim eğitimi almış olanların kurumsal stratejik yönetim araçlarıyla ilgili daha çok bilgiye sahip olduğu tespit edilmiştir.