Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Uludağ, Abuzer" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Açık tibia kırıklarının minimal invaziv teknikle kilitli plakla tedavinin orta dönem sonuçları
    (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2018) Atiç, Ramazan; Alemdar, Celil; Uludağ, Abuzer; Aydın, Abdulkadir; Kapukaya, Ahmet; Sargın, Serdar
    Amaç: Açık tibia kırıklarının tedavisinde minimal invazivperkütan plakla osteosentez (MIPPO) tekniğiyle yerleştirilen kilitli kompresyon plağı (LCP) ile tedavinin orta dönem sonuçlarını değerlendirmektir. Yöntemler: Mart 2008 - Aralık 2009 yılları arasında, açık tibiakırığı nedeniyle MIPO tekniğiyle cerrahi olarak tedavi edilen ortalama yaşı 32 (dağılım 16-64 yaş) ve ortalama takip süresi 18 ay (dağılım 12-30 ay) olan 41 hastanın (32 Erkek, 9 kadın) tedavi sonuçları retrospektif olarak değerlendirildi. Hastalarınaçık kırık sınıflaması içinGustillo-Anderson sınıflandırması kullanıldı. Buna göre 13 (%31,7) kırık Tip I, 21 (%51,2) kırık Tip II , 6 (%14,6) kırık Tip IIIA, 1 (%2,4) kırık Tip III C olarak değerlendirildi. Hastaların fonksiyonel sonuçları Karlstrom-Olerud fonksiyonel değerlendirme ölçütlerine göre belirlendi. Bulgular: Kırıkların kaynama süresi ortalama 29 hafta (dağılım 20-60 hafta) idi. 41 hastanın 38’inde tam kaynama, 3’ünde kaynama gecikmesi görüldü. 2 hastamızda plak yetmezliği gelişti, bu hastaların birine otogreftle beraber plak değişimi diğerine sadece plak değişimi yapıldı. Kalstrom-Olerudskorlamasına göre 7 (%17,1) hasta mükemmel, 27 (%65,9) hasta iyi, 4 (%9,8) hasta orta, 3 (%7,3) hastada tatmin edici sonuç elde edildi. On hastada yüzeyelenfeksiyon, bir hastada derin enfeksiyon bir hastada da osteomyelit gelişti. Yüzeyelenfeksiyon oral antibioterapiyle tedavi edilirken derin enfeksiyon ve osteomyelit seri debridman ve parenteralantibioterapiyle tedavi edildi. Sonuç: MIPPO tekniğiyle biyolojik tespit düşük enfeksiyon, yüksek kaynama oranı ile açık tibia kırıklarının acil ve kalıcı tedavisinde uygulanabilecek etkili bir yöntemdir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kronik lenfödemin kırık iyileşmesine etkisi (Ratların tibiasında deneysel çalışma)
    (2017) Uludağ, Abuzer; Arslan, Hüseyin
    Amaç: Bu çalışmada Kronik lenfödemin kırık iyileşmesi üzerine etkisi ratlarda deneysel olarak araştırıldı. Materyal metod: Çalışmamızda ağırlıkları 200-250 gram olan 30 adet rat kullanıldı. Her grupta 15 rat olacak şekilde iki grup oluşturuldu. Her iki gruptan üçer adet rat deney süresince telef oldu. GRUP 1(n=12): Lenfödem grubu; İki gruba ayrıldı. GRUP 1A(n=6):Biyomekanik analiz için kullanılanlar. GRUP 1B(n=6):Histopatolojik analiz için kullanılanlar. GRUP 2(n=12):Kontrol grubu; İki gruba ayrıldı. GRUP 2A(n=6): Biyomekanik analiz için kullanılanlar. GRUP 2B(n=6): Histopatolojik analiz için kullanılanlar Kanter ve arkadaşlarının An Experimental Model For Chronic Lymphedema isimli çalışma protokolü kullanılarak lenfödem oluşturuldu. İngüinal bölgeden lenf nodu disseksiyonu yapıldıktan sonra femoral ven ligatüre edildi. Cerrahi sonrası eksize edilen cilt dudakları arada 10 mm'lik aralık kalacak şekilde açık bırakılıp lenfödem oluşturuldu. Lenfödem oluşturulduktan iki hafta sonra her iki grup tibia orta diafizinde kırık oluşturularak intramedüller tespit uygulandı. 8 hafta sonra her iki grupta yer alan ratlar sakrifiye edilip tibialar biyomekanik ve histopatolojik incelemeye alındı. Bulgular: Lenfödemli grup da oluşan kallusun biyomekanik özelliği incelendiğinde stifness ve stress-strain değerleri kontrol grubuna göre düşüktü. (p<0.025). Histopatolojik değerlendirmede lenfödem grubunda oluşan kallusun nedbe benzeri bir doku şeklini aldığı, osteoblastik ve osteoklastik aktivitenin olmadığı kalsifikasyonun düzensiz olduğu görüldü. Kontrol gurubunda ise trabeküler kemiğin oluştuğu osteoblastik ve osteoklastik aktivitenin mevcut, kalsifikasyonun ise düzenli olduğu görüldü. Sonuç: Ratlarda yaptığımız deneysel çalışmaya göre kronik lenfödem kırık iyileşmesini olumsuz etkilemektedir. Ancak insanlarda da bu olumsuz etkinin olup olmadığı ve lenfödemin kırık iyileşmesini hangi mekanizmayla olumsuz etkilediği bilinmemektedir. Başka deneysel ve klinik çalışmalarla bizim bu bulgularımızın desteklenmesi ve geliştirilmesi gerekir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Yaralanma sonrası ekstremitelerin yumuşak dokusunda gözlenen yabancı cisimlere cerrahi yaklaşım
    (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2019) Uludağ, Abuzer; Tosun, Hacı Bayram; Çiçek, Necati; Uludağ, Öznur; Atiç, Ramazan; Şirik, Mehmet
    Giriş: Ekstremitelerde yabancı cisim yaralanmaları sık görülmelerine rağmen, tedavi yaklaşımları konusunda literatürde oldukça az bilgi bulunmaktadır. Bu çalışmada yumuşak dokuda yabancı cisim batması nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan hastalarla ilgili epidemiyolojik bir çalışma amaçlanmıştır. Yöntemler: 2012-2015 yılları arasında yumuşak dokuda yabancı cisim yaralanması nedeniyle cerrahi tedavi uygulanan 52 erkek ve 57 kadın hastadan oluşan toplam 109 hastanın hastane arşivinden hasta dosyalarına ve radyoloji PACS sisteminden radyolojik goDžruDžntuDžlerine ulaşıldı. Hastaların demografik bilgileri, batan yabancı cisimlerin tipi ve battıgǍı ortam, tetanoz ve antibiyotik profilaksisi yapılıp yapılmadıgǍı, anestezi tipleri, yatış suDžreleri ve komplikasyonlar gibi bulgular tespit edildi. Bulgular: Opere edilen 109 hastanın ortalama yaşı 28 (3-68) olarak tespit edildi. 62 (%56.9) hastada yaralanma ev ortamında olurken, 47 (%43.1) hastada ise ev dışı ortamda yabancı cisim battığı tespit edildi. Batan yabancı cisimler 43 hastada iğne, 28 hastada cam, 21 hastada metal cisim, 12 hastada ateşli silah yaralanması sonucu metal yabancı cisim ve 5 hastada ise tahta parçasına bağlı yaralanma tespit edildi. Yaralanmalar %58,7 alt ekstremitede görülürken %41,3 üst ekstremitede görüldü. Yabancı cisim çıkartılması için cerrahi uygulanan 78 (%71,6) hastaya lokal anestezi uygulanırken, diğer hastalara rejyonel veya genel anestezi uygulandı. Lokal anestezi uygulanan hastalar aynı gün, genel ve rejyonel anestezi uygulanan hastalar ise cerrahi sonrası 1. günde taburcu edildi. Takiplerde hiçbir komplikasyon gözlenmedi. Sonuç: Yabancı cisimler çoğunlukla ev ortamında oluşan yaralanmalardır. Direk radyografi yabancı cisimlerin büyük bir kısmında oldukça yararlıdır, fakat metal dışı yabancı cisimlerin belirlenmesinde ultrasonografi ve/veya manyetik rezonans incelemeden yararlanılmalıdır. Cerrahi girişim için anestezinin tipi hastanın yaşına ve yabancı cismin lokalizasyonuna göre seçilmelidir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim