Yazar "Turan, Esra Aslan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dijital teknolojilerin mahremiyet üzerindeki etkileri(Şarkiyat Araştırmaları Derneği, 2022) Turan, Esra AslanBu çalışmada teknolojik ilerleme ve aletleri yaratan düşünsel arka plan ile günümüz dünyasına egemen olan görsel kültür arasındaki bağlar irdelenmekte ve bu ilişkinin yaşadığımız mahremiyet kaybıyla alakası ortaya konulmaya çalışılmaktadır. Bütün insani üretimler gibi teknoloji de insana, doğaya ve hayata bakışın izlerini taşıyan ideolojik bir olgudur. Çeşitli ekonomik ve sosyal çıkarlarla irtibatlı olan teknolojik araçlar düşünme ve yaşama biçimlerini dönüştürmeleri yanında etikle bağlantılı tartışmaların da merkezindedir. Sanayi öncesi toplumlarda daha ihtiyatlı ve yavaş gelişen, yaşamın ritmi ve idealleriyle uyumlu bir teknoloji anlayışına karşın modern teknoloji bizzat hayata dair tavır ve anlayışları yöneten öz haline gelmiştir. Teknik ilerlemenin artışıyla hayatın her alanında etkisini gösteren rasyonelleşme eğilimi eski meşrulaştırma biçimlerini zayıflatırken hayata daha hesapçı bir yaklaşımın hâkim olmasını beraberinde getirmiştir. Modern bilimin hesapçı doğası teknolojik gelişme ve ürünlerin işleyişine daha denetimci ve kontrolcü bir karakter kazandırmış, teknik doğaya ve insana hükmetmenin aracı olmuştur. Herhangi bir geleneksel, moral ya da dini sınır tanımayan modern teknoloji çeşitli politik ve ekonomik iktidar süreçlerinin bir aracısı olarak görselliği merkeze alan bir düşünme ve anlama kültürü yaratmıştır. Görmek ve görülmenin kutsandığı bu yeni kültür sanayi öncesi toplumlarda hayatı yöneten mahremiyet ilkelerinin göz ardı edilmesini beraberinde getirmiş, çeşitli arzuları tatmin etmek ya da ekonomik çıkarlar elde etmek gayesiyle özel alana dair birçok ayrıntı teşhir edilmeye başlanmıştır. Yeni iletişim teknolojileri gözetlemeyi teşvik ederken bireylerin belirli hazlar karşılığında bu araçlar üzerindeki kontrollerini ellerinden almakta, mahremiyet iktidar ve tüketimin kurbanı olmaktadır.Öğe Diyarbakırlı Kadınlarda Namus, Kadınlık ve Din(İstanbul Üniversitesi, 2020) Turan, Esra AslanBir toplumda kadınlara yönelik sistematik hak ihlalleri ve şiddet, o toplumun kadınlarla ilgili anlayışlarını yansıtmakta, şiddetin, cinsiyetlere toplumsal olarak inşa edilmiş anlamların yüklenmesiyle irtibatını tartışma konusu haline getirmektedir. Cinsiyet ve ona bağlı rol tanımları, beklentiler ve değerlerin, doğuştan getirdiğimiz şeylerle belirlenmiş olduğu kabulüne dayalı biyolojik cinsiyet teorisine karşı bu makalede, cinsiyet anlayışlarımızın kültürel olarak belirlendiğini ve dolayısıyla değişkenliğini savunan toplumsal cinsiyet yaklaşımı benimsenmiştir. Bu bağlamda kadınların bugün şehirlerde de hayatlarını kısıtlayan ve onları ölüme götürebilen namusun, geleneksel toplumsal cinsiyet anlayışıyla var edilen üst bir değer olduğu kabul edilmiştir. Buradan hareketle namus ve ona bağlı cinsiyet anlayışının İslam ile ilişkisi irdelenmiş; namusun İslam’dan çok önceye giden bir geçmişe sahip olmakla beraber onun geldiği sosyo-kültürel ortamda etkin ataerkil cinsiyet kültürünün, İslami metinler ve değerlendirmelere yansıdığı, özellikle Peygamber’in vefatından sonra, İslam’ın kadınlar için getirdiği özgürlük imkânlarının zayıfladığı görülmüştür. Bu teorik çerçevede, geleneksel cinsiyet değerlerinin gücü ve değişimin bir arada gözlenebildiği Diyarbakır’da, birbirinden farklı profilde kadınlarla görüşmeler yapılmış; kadınların büyük oranda tek taraflı namus anlayışını ve bunun dinden beslendiğini reddettikleri, geleneksel cinsiyet ve kadınlık anlayışına karşı çoğunlukla “eleştirel bir kabul” ile yaklaştıkları, az da olsa anlamlı sayıda kadının bu anlayışı kabullenmedikleri ve kadınların ikincil statüsünün geleneksel din anlayışıyla ilişkisini sorguladıkları görülmüştür. Bu farklılaşmada özellikle dinle ilişkilenme biçiminin, evli ya da bekâr olmanın, kadın hareketiyle yakınlık ya da kadınların yaşadığı şiddete duyarlılık biçimlerinin etkili olduğu fark edilmiştir.Öğe Imams’ Understanding of Masculinity(Mustafa YİĞİTOĞLU, 2023) Turan, Esra AslanThe social structure in Turkey has been shaped according to male-dominated values. Starting with the family, all institutional processes and regulations reveal behavior and relationship models that see women as more helpless and passive than men, and adopt being a man as a superior and privileged way of existence. Religious authorities and discourses generally maintain this order, affirming and reinforcing the principles and rules that condition women to be subordinate in most places. The fact that religions normalize this hierarchical gender discrimination in terms of the bindingness of the provisions they put forward shows that they also have a share in the violation of rights and violence against women. In this study, the understanding of masculinity of religious officials, who is an important founder in folk religiosity, is discussed especially in terms of perpetuating gender discrimination. For this purpose, face-to-face interviews were conducted with 30 imams who were imams or retired in Diyarbakir central mosques.Öğe Müslüman Ermeniler: Hasköy Örneği(Dicle Üniversitesi İlahiyat Fakültesi, 2024) Ahnas, Mehmet Ozan; Turan, Esra AslanAraştırma alanında sayıca bir azınlık olarak yaşayan etno-dinî bir topluluğun, dindarlık gibi dinsel yaşamlarını ve gündelik hayat pratiklerini konu edinen bu çalışma, araştırma sorularını yönlendiren konular etrafındaki teorik tartışmalar ekseninde, saha çalışması verilerine dayandırılmıştır. Bu çerçevede araştırma; Muş’un Hasköy ilçesinde yaşayan Müslüman Ermenilerin dini hayatını ve kendilerini ifade etme biçimlerini, sihir, büyü, türbe ziyaretleri, nazar gibi popüler dindarlık inanış ve biçimlerini, eski inanç, kültür ve geleneklerini yeni dini kimliklerinde ne şekilde sürdürdüklerini nitel araştırma yöntemiyle anlamayı amaçlamıştır. Dinsel hayatın, anlamayı ve yorumlamayı gerektiren yapısı nedeniyle araştırma konusu, derinlikli görüşmeler yoluyla elde edilen veriler üzerinden analiz edilmeye çalışılmıştır. Bu çerçevede yapılan bu çalışmada, bazı sonuçlara ulaşılmıştır. Hasköy’de Ermeniler, çoğu insan tarafından Hıristiyanlıkla eş değer görülmektedir. Araştırma alanında yaşayan Müslüman Ermenilerin çok azının bilerek ve isteyerek Ermeniliklerini ifade edebildikleri, bu çalışmanın ulaştığı bir diğer sonuç olmuştur. Muş’ta azınlık durumunda yaşayan Müslüman Ermeniler, kendileri için Ermeni isminden ziyade çoğunlukla Müslimin ismini kullanmayı tercih etmişlerdir.Öğe Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nde Toplumsal Cinsiyet(2023) Turan, Esra Aslanİlmihaller iman, namaz, oruç, hac, zekât ve ahlak gibi konularda, İslam’ın temel kurallarını öğretmek için yazılmış, Türkiye’de dindarlığı şekillendiren kurucu eserlerdendir. Bu durum, ilmihallerin kültürel yapı ve anlayışlarla çoğu yerde uyumlu olmasıyla yakından ilgilidir. Bu çerçevede kadınlık ve erkekliğin toplumsal manalarının ilmihal temelli yaygın dinî inanışlara güçlü bir şekilde yansıdığı ifade edilebilir. Bu anlayışlara göre kadınlar ev ve çocuk bakımı ile bağlantılı rolleri icra ederken erkeğin dışarda çalışarak ailenin geçimini ve güvenliğini temin etmesi beklenir. Bu rol ve beklentilere dair kabuller dinî literatürdeki cinsiyet temelli değerlendirmeleri etkilemiş; kültürel kodlara göre şekillenmiş dinî metinler çoğu zaman geleneksel kadınlık ve erkeklik normlarını meşrulaştırarak pekiştirmenin güçlü aracıları olmuştur. Bu çalışma Türkiye’de ilmihallerin, mevcut cinsiyet anlayışlarına dair sürekliliklerin sağlanmasında dinin ne kadar belirleyici bir faktör olduğunu ortaya koyması açısından epey önemli olduğu düşüncesiyle yürütülmüştür. Bu amaçla Türkiye halk dindarlığının kurucu unsurlarından biri olarak görebileceğimiz Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nde ortaya konulan fetvalarda, kadın ve erkek olmanın ele alınma şekli, metnin tamamı gözden geçirilerek irdelenmiştir. Çalışma sonucunda kadını erkeğe karşı ikincil gören; gücü, iradesi, yönetme ve ifade etme kabiliyeti eksik biri olarak kodlayan geleneksel değer yargılarının Büyük İslam İlmihali’ndeki dinî hükümleri de şekillendirdiği görülmüştür.Öğe Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nde Toplumsal Cinsiyet(KADIN VE DEMOKRASİ DERNEĞİ, 2023) Turan, Esra Aslanİlmihaller iman, namaz, oruç, hac, zekât ve ahlak gibi konularda, İslam’ın temel kurallarını öğretmek için yazılmış, Türkiye’de dindarlığı şekillendiren kurucu eserlerdendir. Bu durum, ilmihallerin kültürel yapı ve anlayışlarla çoğu yerde uyumlu olmasıyla yakından ilgilidir. Bu çerçevede kadınlık ve erkekliğin toplumsal manalarının ilmihal temelli yaygın dinî inanışlara güçlü bir şekilde yansıdığı ifade edilebilir. Bu anlayışlara göre kadınlar ev ve çocuk bakımı ile bağlantılı rolleri icra ederken erkeğin dışarda çalışarak ailenin geçimini ve güvenliğini temin etmesi beklenir. Bu rol ve beklentilere dair kabuller dinî literatürdeki cinsiyet temelli değerlendirmeleri etkilemiş; kültürel kodlara göre şekillenmiş dinî metinler çoğu zaman geleneksel kadınlık ve erkeklik normlarını meşrulaştırarak pekiştirmenin güçlü aracıları olmuştur. Bu çalışma Türkiye’de ilmihallerin, mevcut cinsiyet anlayışlarına dair sürekliliklerin sağlanmasında dinin ne kadar belirleyici bir faktör olduğunu ortaya koyması açısından epey önemli olduğu düşüncesiyle yürütülmüştür. Bu amaçla Türkiye halk dindarlığının kurucu unsurlarından biri olarak görebileceğimiz Ömer Nasuhi Bilmen’in Büyük İslam İlmihali’nde ortaya konulan fetvalarda, kadın ve erkek olmanın ele alınma şekli, metnin tamamı gözden geçirilerek irdelenmiştir. Çalışma sonucunda kadını erkeğe karşı ikincil gören; gücü, iradesi, yönetme ve ifade etme kabiliyeti eksik biri olarak kodlayan geleneksel değer yargılarının Büyük İslam İlmihali’ndeki dinî hükümleri de şekillendirdiği görülmüştür.Öğe The Possibility of Civil Society in the Context of Religion in Turkey: The Case of Non-Governmental Organizations in Şanlıurfa(Kilis 7 Aralık Üniversitesi, 2022) Yıldız, Deniz; Turan, Esra AslanThe concept of civil society has been discussed since ancient times. The concept identified with the state and political power: It was used to express areas that were relatively independent from political organs such as the state and government until the Enlightenment period. The phenomenon of religion is a prominent concept associated with civil society. Debates in the West have focused on whether religion is a source of civil society or how compatible non-Christian religions will be with civil society. In the Middle East, Asia, and more specifically in Turkey -as the birthplace of the concept is West and Europe- researchers have been busy with whether there is a civil society in these geographies or their historical appearances (such as foundations, societies). To test these theoretical discussions on the relationship between civil society and religion, a series of interviews were held with NGOs in Şanlıurfa. In our study, qualitative research method and semi-structured interview technique were preferred in order to better reflect the perspective of institutions on the subject. Therefore, the data of our study is based on interviews with 24 NGOs in Şanlıurfa. After these interviews, the thoughts of NGOs on the relationship between civil society and religion were evaluated under three themes (Islamic-oriented NGOs, NGOs that oppose the Instrumentalization of Religion, and NGOs that do not want to be associated with a religious identity). As a result of our study, it has been determined that NGOs are open to religious ideas and missions, they are far from theoretical discussions on the subject, they do not show violence against beliefs and opinions different from their own, and they do not show violence against the ideas of others. NGOs that do not have direct religious goals do not turn into strict anti-religion.