Yazar "Tabak, Veysi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut iskemik strokta beyin tomografisi erken bulgularının değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Taşdemir, Nebahat; Tamam, Yusuf; Tabak, Veysi; Dedeoğlu, AndaçSon 30 yılda gelişen görüntüleme yöntemleri akut iskemik strokta sadece tanı sürecini değil, uygulanacak tıbbi ve girişimsel müdahaleleri de yönlendirmektedir. Strok sonrası ilk 24 saatte beyin tomografisi (BT) halen daha hızlı, daha ucuz, non invaziv ve tüm hastalar için kolay ulaşılabilir olması nedeniyle primer tarama yöntemi olmayı sürdürmektedir. Bu çalışmada Nöroloji kliniğine başvuran iskemik strok olgularının erken evre BT bulgularının saptanması ve bu bulgular ile çeşitli klinik ve demografik veriler arasındaki ilişkinin araştırılması amaçlanmıştır. Bu çalışmaya iskemik strok tanısı almış 26' sı erkek, 38' i kadın toplam 64 olgu dahil edilmiştir. Olguların strok sonrası ilk 8-12 saatte ve 24-48. saatler arasında olmak üzere toplam iki BT incelemesi yapılmıştır. Çalışma sonucunda erken BT bulgusu veren olgularda, orta serebral arter alan tutulumunun daha çok görüldüğü saptanmıştır. Erken BT bulguları arasında görülen orta serebral arter hiperdansitesinin arteriyel oklüzyona uyan iskeminin bir habercisi olabileceği düşünülmüştür. Başlangıçta saptanan anormal BT bulgularının, ilerlemekte olan infarktın büyüklüğünü olduğundan daha az gösterdiği belirlenmiştir. Ayrıca erken BT bulgularının acil şartlarda değerlendirilmesi ile ayrıntılı değerlendirilmesi arasında belirgin bir farklılık mevcuttur. İskeminin erken BT bulguları, iskemik strokun ilk saatlerinde bile görülebilir. Erken BT bulgularının tanımlanması düzenli eğitim ve gelişen BT teknolojisi izlenerek geliştirilmelidir.Öğe Akut iskemik strokta bilgisayarlı beyin tomografisi erken bulgularının değerlendirilmesi(Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2002) Tabak, Veysi; Taşdemir, NebahatSon 30 yılda gelişen görüntüleme teknolojisi ile görüntüleme yöntemleri akut iskemik strokta sadece tanı aşamasında kalmamakta, yapılacak medikal ve girişimsel müdahaleleri de yönlendirmektedir. İlk 24 saatte BBT halen; hızlı, daha ucuz, non invaziv ve tüm hastalar için kolay elde edilebilir olması nedeniyle primer tarama yöntemi olmaya devam etmektedir. Bu çalışmada; iskemik strokta 8-12 saatten önce çekilen BBT nin bulgularını ortaya koymayı amaçladık. Çalışmamızda iskemik strok kliniğine sahip 26' sı erkek, 38' i kadın toplam 64 olgunun ilk 8-12 saat ve 24-48 saat saatler arasında olmak üzere toplam iki BBT çekimi yapıldı. Erken BBT bulguları veren olgularının, OSA alanına uyanlarda daha çok izlendiğini saptadık (PO.001). Görülen bulguların niteliğini incelediğimiz zaman hipodens alanın daha çok izlendiğini saptadık (PO.001). Erken BBT bulguları arasında görülen OS AH nin arteriyel oklüzyona uyan iskeminin bir habercisi olabileceğini saptadık. Başlangıçta anormal BBT ilerlemekte olan infarktın büyüklüğünü olduğundan daha az gösterdiğini saptadık. Erken BBT bulgularının acil şartlarda değerlendirilmesi ile ayrıntılı değerlendirilmesi arasında anlamlı fark saptadık (P<0,01). İlk 8-12 saat de çekilen BBT ile 48-72 saatler arasında çekilen BBT 1er arasında bulgu yönünden anlamlı fark izlendi (P<0,001). Klinik düzey ile erken BBT bulgusu arasında anlamlı fark saptamadık (P=0,341). İskeminin erken BBT bulguları, iskemik strokun ilk saatlerinde bile mevcut olabilir. Erken BBT bulguları ileri infarkt lokalizasyonlarını tahmin etmede yardımcı olabilir. Bununla birlikte erken BBT bulgularının tanımlanması tecrübe ve gelişen BBT teknolojisi ile geliştirilmelidir.Öğe Uzun süreli karbamazepin monoterapisinin epilepsi hastalarında serum lipit düzeylerine etkisi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Apak, İsmail; Tamam, Yusuf; Çakmak, Gönül; Tabak, VeysiBu çalışmada antiepileptik olarak tek başına uzun süreli karbamazepin kullanan epilepsi hastalarında karbamazepinin kan serum lipit düzeylerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma grubu epilepsi tanısı alan ve bu nedenle en az bir yıldır karbamazepin kullanan 10'u kadın, 20'si erkek 30 hastadan, kontrol grubu ise yaş ve cinsiyet olarak uyumlu 30 sağlıklı denekten oluşmuştur. Tüm deneklerin serum kolesterol (total kolesterol, HDL, LDL ) ve trigliserit düzeyleri ve LDL/HDL oranları belirlenmiştir. Çalışma grubunun serum HDL kolesterol, trigliserit düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek, serum LDL kolesterol düzeyi ve LDL/HDL oranlarının kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşüktü. Total kolesterol düzeylerinin ortalaması çalışma grubunda kontrol grubuna göre daha düşük olmasına karşın, bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi. Uzun süreli karbamazepin kullanımının kolesterol düzeylerine olan etkisi nedeniyle ateroskleroz ve koroner kalp hastalığının gelişme riskini azaltmaya katkıda bulunabileceği düşünülmüştür. Yapılacak uzun süreli ileriye dönük izlem çalışmaları bu konunun kesin biçimde aydınlatılmasına yardımcı olacaktır.Öğe Uzun süreli karbamazepin monoterapisinin epilepsi hastalarında serum lipit düzeylerine etkisi(2008) Tamam, Yusuf; Apak, İsmail; Tamam, Banu; Çakmak, Gönül; Tabak, VeysiBu çalışmada antiepileptik olarak tek başına uzun süreli karbamazepin kullanan epilepsi hastalarında karbamazepinin kan serum lipit düzeylerine olan etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Çalışma grubu epilepsi tanısı alan ve bu nedenle en az bir yıldır karbamazepin kullanan 10'u kadın, 20'si erkek 30 hastadan, kontrol grubu ise yaş ve cinsiyet olarak uyumlu 30 sağlıklı denekten oluşmuştur. Tüm deneklerin serum kolesterol (total kolesterol, HDL, LDL ) ve trigliserit düzeyleri ve LDL/HDL oranları belirlenmiştir. Çalışma grubunun serum HDL kolesterol, trigliserit düzeyleri kontrol grubuna göre istatistiksel olarak anlamlı düzeyde yüksek, serum LDL kolesterol düzeyi ve LDL/HDL oranlarının kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşüktü. Total kolesterol düzeylerinin ortalaması çalışma grubunda kontrol grubuna göre daha düşük olmasına karşın, bu farklılık istatistiksel olarak anlamlı değildi. Uzun süreli karbamazepin kullanımının kolesterol düzeylerine olan etkisi nedeniyle ateroskleroz ve koroner kalp hastalığının gelişme riskini azaltmaya katkıda bulunabileceği düşünülmüştür. Yapılacak uzun süreli ileriye dönük izlem çalışmaları bu konunun kesin biçimde aydınlatılmasına yardımcı olacaktır