Yazar "Sezer, Muhammed Abdulbasit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe DEDE KORKUT’UN GÜNBED YAZMASINDA KAOS’TAN KOZMOS’A: EJDERHA VE KAZAN BEY(Dicle Üniversitesi, 2021) Sezer, Muhammed AbdulbasitDede Korkut kitabı; Oğuzname adı verilen, motif bakımından eşsiz zenginlikte hikâyeleri içeren, yüzyıllar öncesi Türk toplumunun ortak kültür, medeniyet ve dünya görüşüyle meydana getirmiş olduğu eserlerden biridir. Dede Korkut Oğuznamelerinden biri olduğu kabul edilen ve yakın bir geçmişte bilim dünyasına tanıtılan Günbed yazması, içerdiği 24 soy ve 2 boy ile bilim insanlarının heyecanına ivme kazandırmış ve çeşitli disiplinlerde çalışmaların yapılmasına olanak sağlamıştır. Anlatıya dayalı roman, hikâye, halk hikâyesi, destan ve mesnevi gibi edebi türlerin içerik düzleminin tahlil edilip daha açık, net ve derinlikli olarak anlaşılması açısından dramatik aksiyonu sağlayan değerler son derece önemlidir. Dramatik aksiyondaki entrik kurguları oluşturan kişi, kavram ve semboller, ülkü değer ve karşı değer bağlamında değerlendirildiğinde çatışmanın önemli unsurları olan bu üç önemli ögenin metin içerisinde yüklendikleri anlamların içerik analizlerinin derin yapıda ele alınması anlatıya farklı bakış açıları getirmektedir. Bu çalışmada 2019 senesinde bilim âlemine tanıtılan ve çeşitli isimlerle adlandırılan Günbed yazmasında yer alan iki boyda dramatik aksiyonu sağlayan değer ve göstergelerin halk kültüründeki karşılıkları, anlatı içerisinde birbirleriyle ilişkileri ve çatışmaları ele alınmış, anlatının iki önemli ögesi olan Kazan Bey ve ejderha üzerine bir okuma denemesi yapılmıştır. Burada yapılan değerlendirme ve tespitler ayrıca makalede yer alan şema her iki boyu kapsayacak şekilde bir arada verilmiştir.Öğe Dramatik aksiyonu sağlayan değerler açısından Basat'ın Tepegöz'ü öldürdüğü destan(Süleyman Fidan, 2019) Sezer, Muhammed AbdulbasitDede Korkut kitabı, asırlar öncesi Oğuz toplumunun ortak duygu, vicdan, akıl ve dünya görüşüyle meydana getirmiş olduğu, tarihi, edebi, sosyolojik ve psikolojik değeri yüksek bir eserdir. Dede Korkut kitabının bu değeri, onun söylem ve bağlamında taşıdığı millî unsurlar ve millî motifler sayesindedir. Kültür tarihimizin en önemli miraslarından olan bu anlatılar, genel olarak Oğuzların düşmanları ve kendi aralarında yaptıkları mücadeleleri ele alır. Bunlardan Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan ile Duha Koca Oğlu Deli Dumrul Destanı, ele aldığı konular bakımından diğer hikâyelerden ayrılır.Dramatik aksiyonu sağlayan değerler, tahkiyeye dayalı roman, hikâye, halk hikâyesi, destan ve mesnevi gibi türlerin içerik düzleminin analiz edilip daha net anlaşılması açısından önemlidir. Dramatik aksiyondaki entrik kurgular, ülkü değer ve karşı değer bağlamında değerlendirildiğinde aksiyonun önemli unsurları olan kişiler, kavramlar ve sembollerin metin içerisinde yüklendikleri anlamların içerik analizlerinin derin yapıda ele alınması anlatıya farklı bakış açıları getirmektedir. Bu çalışmada konusu bakımından Dede Korkut hikâyeleri içerisinde farklı bir yere konumlanan Basat’ın Tepegöz’ü Öldürdüğü Destan’da dramatik aksiyonu sağlayan değer ve göstergelerin anlatı içerisinde birbirleriyle ilişkileri ve çatışmaları ele alınmış, anlatının iki önemli ögesi olan Basat ve Tepegöz üzerine bir okuma demesi yapılmıştır. Çalışmada ülkü ve karşı değerler Ramazan Korkmaz’ın KORA şeması adını verdiği üç farklı görüntü düzeyi (kişi, kavram, sembol) bağlamında ele alınmıştır.Öğe GEYİK AVI İLE İLGİLİ İNANIŞLAR: ALAGEYİK VE GEYİKLER LANETLER ÖRNEĞİ(Siirt University, 2022) Sezer, Muhammed AbdulbasitTürk halk kültüründe önemli işleve sahip hayvanlardan birisi geyiktir. Geyik, halk inanış ve anlatılarında daha çok türeyişin, ekolojik evrenin, saflığın ve temizliğin sembolü olarak kullanılırken, mitolojik geçmişi göz önüne alınarak Orta Asya ve Anadolu toplulukları arasında kutsallık kazanır. Simgesel boyutta geyiğe yüklenen bu kutsallık onu dokunulmaz kılmaktadır. Sınırları ihlal edilen doğanın korunması ve kalkınması açısından bu derece kutsal bir değerin toplumsal normlarla ve sanat aracılığıyla muhafaza altına alınması son derece önemlidir. Genel anlamda edebiyat kuramı olan ekoeleştiri bu yönüyle misyon yüklenen unsurların başında gelir. Ekoeleştiri kuramı bağlamında da ele alınabilecek içeriklere sahip bu tip eserler, yapılacak disiplinlerarası çalışmalarla bilimsel alanlara katkı sunacaktır. Çukurova yöresinde çeşitli varyantları anlatılan Alageyik efsanesi, geyik avının avcıya getireceği felaketi ortaya koyan en anlamlı ve güzel örneklerdendir. Özellikle geyiğin yavrusuyla birlikte avlanmasının getirdiği uğursuzluklar, lanetler ve felaketler bu efsanede ayrıntılarıyla ele alınır. Yaşar Kemal, bu eseriyle doğanın önemli bir simgesi olan ve halk arasında yüklendiği kutsal anlamlarla dokunulmaz olan geyiği bir nevi koruma altına almayı amaçlamıştır. Murathan Mungan ise Mezopotamya Üçlemesi adını verdiği serinin son kitabı olan Geyikler Lanetler’de tıpkı Yaşar Kemal gibi geyik avının kişiye getirdiği felaketleri olay örgüsü içerisinde ortaya koyarak bu inanışın halk arasındaki işleyişine dikkat çeker. Bu çalışmada, Türk halk kültüründe önemli bir işleve sahip olan geyik avı ile ilgili inanışların Yaşar Kemal’in Alageyik ve Murathan Mungan’ın Geyikler Lanetler adlı eserlerindeki yansımaları değerlendirilecektir. İnanış olarak ele alınan geyik avının, avcılık gelenekleri içerisindeki yeri ve halk anlatılarındaki işlevleri değerlendirildikten sonra çağdaş edebiyatımızın iki önemli ismi Yaşar Kemal ile Murathan Mungan’ın bu inanışı ele alış şekilleri örneklerle ortaya konacaktır.Öğe Murathan Mungan’ın mensur eserlerinde halk bilimi unsurları(Dicle Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2007) Sezer, Muhammed Abdulbasit; Aslan, EnsarMurathan Mungan'ın Mensur Eserlerinde Halk Bilimi Unsurları? adlı buçalışmada, 2 roman, 3 tiyatro ve 6 hikâye kitabı ve bağımsız olarak Dumrul ileAzrail hikâyesi esas alındı. Bu eserler kronolojik sıra ile şu şekildedir:1.Mahmud ile Yezida,1980 (Tiyatro)2.Taziye,1982 (Tiyatro)3.Son İstanbul,1985 (Hikâye)4.Cenk Hikâyeleri, 1986 (Hikâye)5.Kırk Oda, 1987 (Hikâye)6.Lâl Masallar, 1989 (Hikâye)7.Geyikler Lanetler, 1992 (Tiyatro)8.Kaf Dağının Önü, 1994 ( Hikâye)9.Üç Aynalı Kırk Oda, 1999 (Hikâye)10.Yedi Mühür, ( Dumrul ile Azrail Hikâyesi) 2002 (Hikâye)11.Yüksek Topuklar, 2002 (Roman)12.Çador, 2004 (Roman)Çalışmanın giriş bölümünde çağdaş edebiyatta halk bilimi öğelerini kullananve çalışmamıza konu olan Murathan Mungan'ın edebi kişiliği ve eserleri hakkındatanıtıcı bilgiler verildi. Ayrıca motif kavramı hakkında yerli ve yabancı bilimadamlarının tespitleri üzerinde duruldu.1.Bölümde; halk edebiyatı unsurlarından masal, halk hikâyesi, destan,efsane, mitolojik unsurlar, kalıp sözler hakkında tanıtıcı bilgiler verdikten sonra,bunların seçkin halk edebiyatı ürünlerinde kullanılış şekillerini tespit edip, MurathanMungan'ın bu unsurları eserlerinde uygulayış biçimi kıyaslama ve yorumlamametotları kullanılarak değerlendirildi.2.Bölümde; yer alan alt başlıkların bazılarında tanıtıcı bilgiler, kıyaslamalar,yorumlamalar yapılırken, bazılarında da sadece Mungan'ın eserlerinde yer alanşekilleri verilerek kısa değerlendirmeler yapıldı.Çalışmamızda iki türlü tablo kullandık: Eser tabloları ve motif tablosu. Esertablolarında özel olarak her eserde yer alan maddi ve manevi kültür unsurlarını sayfanumaralarıyla birlikte kitap özetinden sonra toplu bir şekilde ortaya koyduk. Hermotif maddesinin sonuna eklenen tablolarda ise motiflerin bütün eserlerde yer alışşekilleri tespit edildi.Bu çalışmada genel olarak ortaya koymaya çalıştığımız durum, halk bilimiunsurlarının çağdaş anlatı metinlerinde hangi ölçülerde yer aldığı, kullanılış şekillerive ortaya çıkan sonuçlarıdır. Burada kültür unsurlarının yerinde kullanılmasınınanlatılara kattığı zenginliğin halk bilimi ve çağdaş edebiyat disiplinleri açısındanönemi ve disiplinlerarası malzeme alış verişinin ortaya koyduğu sonuçlar değerlendirilmiştir.Öğe Şiirde halkbilimi izlekleri : Cahit Sıtkı Tarancı örneği(Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2017) Sezer, Muhammed AbdulbasitÇağdaş Türk şiirinin 20. yüzyıldaki en önemli şairlerinden olan Cahit Sıtkı Tarancı, gerek ele aldığı imgeler gerekse şiirimize getirdiği yenilik ve ritim ile kendinden sonraki kuşakları etkiler. Ölüm, korku, endişe, aşk, özlem, yaşama sevinci, ayna gibi temleri dizelerine nakşeden Otuz Beş Yaş şairi, şiirlerinde halkbiliminin motiflerinden başarıyla yararlanır. Şair; masal, halk hikayesi, mitoloji, formel sayı, deyim vb. unsurları şiirlerinin dokusuna halk dilinin sadeliği ile dahil eder. O, özellikle masal motiflerini çağdaş şiirin imgeleriyle harmanlayıp güçlü ve zengin bir söylem geliştirir. Tarancı’nın şiirlerinde aynı anda bir Anadolu masalının lezzeti ile çağdaş Fransız şiirinin etkilerini görmek mümkündür. Bu çalışmada, daha çok yeni edebiyat disiplini içerisinde değerlendirilen Cahit Sıtkı’nın, halkbilimi izleklerini içerik bakımından kullanma şekli ele alınacaktır.Ayrıca şairin şiirlerinde zenginlik ögesi olarak yer verdiği halkbilimi izleklerinin halk kültüründeki kullanımları ve şairin dizelerinde yer alış şekilleri karşılaştırılacaktır.Öğe Ulak filminde halkbilimi izlekleri(Dicle Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2016) Sezer, Muhammed AbdulbasitBu çalışmada, Çağan Irmak’ın hem senaryosunu yazdığı hem de yönetmenliğini yaptığı 2008 yapımı Ulak filmindeki halkbilimi ögeleri değerlendirilecektir. Halkbilimi ürünlerinin kitlelere ulaştırılmasında önemli bir araç olan sinema, son dönemlerde bu misyonunu fazlasıyla yerine getirmektedir. Hacivat ve Karagöz, Deli Dumrul, Keloğlan, Köroğlu gibi Türk halk kültürünün önemli kahramanları beyaz perdeye aktarılarak halkın belleğinde kalıcı bir yer edinmişlerdir. Özellikle masal unsurlarının başarılı bir şekilde ele alındığı Ulak filminde kahraman Hekim Zekeriya, Anadolu kültüründe önemli bir yere sahip olan masal icracılarının bir nevi temsilcisi olarak dikkat çekmektedir. Halkbiliminin en önemli konularından biri olan masal türü filmin temel yapısını oluşturur. Çocukların yaşam serüvenleri içerisinde karşılaştıkları ilk edebi tür olan masallar, onların yaşadığı ve yarattığı iç evreni yansıtan en önemli araçlardan birisidir. Masal aracılığı ile çocukların ilk kez tanıdığı bazı tip ve karakterler onların hayal dünyasında kalıcı izler bırakarak belleklerde uzun bir şekilde yaşamaya devam eder. Ahlaki, bireysel ve psiko-sosyal gelişimin en önemli araçlarından biri olan ve bünyesinde barındırdığı ince mantık ile çocukların vazgeçilmezi olan masallar, film kahramanı Hekim Zekeriya’nın duygu dolu üslubu ile yedinci sanatın büyülü dünyasında çocukları gizemli bir yolculuğa çıkarır. Filmin genelinde masallar aracılığı ile verilen mesajlar; cesaret, yardımlaşma ve sosyalleşme gibi insan ilişkilerinde önemli bir yere sahip olan eylemler olarak dikkat çekmektedir. Bunun yanında Şamanist imge ve ritüeller ile formel söylem ve sayılar da filmde yer alan diğer folklorik unsurlardır. Filmin bazı bölümlerinde şaman ayinlerini çağrıştıran bazı eylem ve danslar, giyim kuşam ve takılar ilkel yaşamın temel izlerini yansıtırken izleyiciye eşsiz görsel bir şov sunulur.