Yazar "Süner, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyaliz merkezinde çalışan hemşireler ve diyaliz hastalarında Staphylococcus aureus burun taşıyıcılığı ve antibiyotik direnci(2005) Kara, İsmail Hamdi; Süner, Ali; Kökoğlu, Ömer Faruk; Yılmaz, Mehmet EminBurun taşıyıcısı hastane çalışanları Staphylococcus aureus epidemilerinden büyük oranda sorumlu tutulmaktadır. Hemodiyaliz (HD) hastaları, kronik böbrek yetersizliği nedeniyle infeksiyonlara yatkın olmakta ve bu hastalarda S aureus burun taşıyıcılığının sonlandırılması önem kazanmaktadır. Bu çalışmada, Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi HD merkezinde programda olan 18 HD hastası (16 bayan, iki erkek) ile aynı merkezde görev yapan 16 hemşirenin burun stafilokok taşıyıcılığını belirlemek amacıyla burun sürüntü kültürü alındı. İzole edilen suşlar Vitek Bio-Meriéux ve klasik yöntemle tanımlandı. Antibiyotik duyarlılığı Vitek Bio-Meriéux‚ mikrodilüsyon yöntemiyle belirlendi. Sekiz HD hastası ile 6 hemşirede S aureus burun taşıyıcılığı tespit edildi. Hemşirelerden izole edilen 6 S aureus suşundan ikisinde, diyaliz hastalarından izole edilen 8 suşun dördündemetisiline direnç vardı. HD hastalarından ve hemşirelerden izole edilen toplam 14 suş incelendiğinde, vankomisin ve teikoplanine % 100 duyarlı bulunurken, izole edilen tüm suşlar penisilin G ve ampisiline dirençli idi.Öğe Hemodiyaliz ve periton diyalizi hastalarında ateroskleroza etkili faktörler, karotis arter intima media kalınlığı ve endotel disfonksiyonu arasındaki ilişki(2017) Süner, Ali; Yılmaz, M. EminAmaç: KVH'lar renal replasman tedavisi (RRT) alan hastalarda morbidite ve mortalitenin en önemli nedenidir. Bu çalışmada, hemodiyaliz (HD) ve periton diyalizi (SAPD) hastalarında ateroskleroza etkili faktörler, karotis arter intima media kalınlığı (IMK) ve endotel disfonksiyonu arasmdaki ilişkinin incelenmesi amaçlandı. Materyal ve Metod: Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Diyaliz Merkezinde programda olan 37 HD ve 33 SAPD hastası olmak üzere toplam 70 hasta (E: 22, K: 48) çalışmaya alındı. Hastalar grup 1 (HD hastalan) ve grup 2 (SAPD hastaları) olarak gruplandırıldı. Yaş ortalaması HD grubunda 44,59±13,57 (18-70), SAPD grubunda 40,52±14,18 (16-64) yıl idi. Çalışmaya en az altı aydır diyaliz programında olan ve kayıtlan yeterli olan hastalar alındı. Diabetes mellitus ve koroner arter hastalığı olan hastalar çalışmaya alınmadı. Hasta bilgileri hasta kayıt dosyalan incelenerek ve hastalar ile görüşülerek elde edildi. Biyokimyasal parametreler, Dicle Üniversitesi Merkez Laboratuarında çalışıldı. Kan örnekleri diyaliz öncesi alındı. Bulgular: Grup 1 ve Grup 2 arasında cinsiyet, sigara içme durumu ve diyaliz yeterliliği (Kt/V) açısından farklılık yoktu (p>0.05). Üre, K ve P değerlerinin HD grubunda anlamlı olarak daha yüksek olduğu görülmektedir. SDBY hastalarında prognostik değeri olan albumin değerinin, SAPD hastalarında daha düşük olduğu görülmektedir (pO.0001). SAPD hastalarında total kolesterol, LDL-C ve HDL-C düzeyi anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. SAPD grubunda diastolik HT'un daha sık olduğu bulundu. Ancak HT'un kardiovasküler sistemdeki etkilerinin incelenmesi açısından Ejeksiyon Fraksiyonu (EF) ve diyastolik sol ventrikül posterior duvar kalınlığı (LVPWDd) karşüaştınldığında anlamlı farklılık bulunmadı (p>0.05). HD ve SAPD hastalarında inflamasyon göstergelerinde farklılık olmadığı görülmektedir (p>0.05). Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında ise HD ve SAPD hastalarında IMK'nın anlamlı olarak artmış olduğu görüldü (pO.0001). Sonuç: Diyaliz hastalarında mortalite ve morbiditenin en sık sebebi KVH'lardır. Bizim çalışmamızın sonucunda, HD ve SAPD arasında kardiyovasküler mortalite göstergesi olarak kullanılan endotel disfonksiyonu ve IMK açısından fark bulunmadı.Öğe Hipokrom mikrositer anemi ile başvuran hastada talassemi minör ve kurşun entoksikasyonu birlikteliği(2006) Kara, İsmail H.; Balakan, Ozan; Kıdır, Veysel; Süner, AliHuzursuzluk, halsizlik, yorgunluk ve efor intoleransı şikayetleri ile Dicle üniversitesi Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Polikliniği’ne başvuran 39 yaşındaki bayan hastanın muayenesinde obesite [Vücut Kitle İndeksi (VKI) = 32 kg/m2] ve konjunktivalarda solukluk saptandı. Aneminin etyolojik incelemesinde, hipokrom mikrositer anemi tespit edildi. Olgunun, serum demiri, demir bağlama kapasitesi ve ferritin düzeyi normal bulununca diğer nedenler incelendi. Hemoglobin elektroforezinde HbA1, HbA2 ve HbF düzeyleri sırasıyla %93.5, %3.8 ve %2.7 bulundu. Atomik absorpsiyon spektrofotometresi (AAS) ile ölçülen kan kurşun düzeyi de 1.01 ppm bulundu. Hastanın bulguları talassemi minör ve kurşun entoksikasyonu ile uyumluydu. Mesleki veya çevresel kurşun maruziyeti saptanmayan olguda, yüksek kan kurşun düzeyi tek risk faktörü olan sigara içimine bağlandı. Burada sunulan olgu, talassemi minör ve kurşun entoksikasyonu birlikteliği olgusu olarak hipokrom mikrositer anemi ayırıcı tanısında dikkat çekici görünmektedir.Öğe Multipl atriyal trombus gelişen splenektomili talasemi major olgusu(2005) Ayyıldız, Orhan; Süner, Ali; Balakan, Ozan; Kıdır, Veysel; Şit, DedeTalasemi majorlü (TM) hastaların son yıllarda daha uzun yaşatılabilmeleri daha önce bilinmeyen bazı komplikasyonların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu komplikasyonlardan biri de hemostatik değişikliklere bağlı gelişen tromboembolik olaylardır. Özellikle splenektomi geçiren talasemililerde kronik hiperkoagülabilitenin varlığı kanıtlanmıştır. Talasemide birçok tromboembolik komplikasyonlar bildirilmiştir. Bunların önemli bir bölümü serebral trombozlardır. İntrakardiyak trombus ise oldukça nadirdir. Bu sunumda 6 yıl önce splenektomi yapılan ve 2 yıldır gittikçe artan efor dispnesi olan ve ekokardiyografisinde sağ atriyumda multiple trombus saptanan TM olgusu sunulmaktadır.Öğe Nativ mitral ve triküspit kapak tutulumu ile seyreden Escherichia coli endokarditi(2003) Kıdır, Veysel; Özdemir, Levent; Ülgen, M. Sıddık; Arıtürk, Zuhal; Süner, AliGram negatif bakteriler sıklıkla bakteriyemiye yol açarlar ancak nadiren endokardite neden olurlar. Gram negatif bakterilerin oluşturduğu endokarditler sıklıkla intravenöz ilaç kullanıcıları ve protez kapak hastalarında görülür ve endokardit vakalarının az bir kısmını (% 5-10) oluştururlar. On yıldır diabetes mellitus ve romatizmal kapak hastalığı öyküsü olan 52 yaşında hasta, yüksek ateş etyolojisini araştırmak üzere yatırıldı. Hastanın yapılan transtorasik ve transözafagial ekokardiografilerinde, hem mitral hem de triküspit kapakta vegetasyonlar saptandı. Tekrarlanan kan kültürlerinde Escherichia Coli üretilerek mitral ve triküspit kapak tutulumlu Escherichia Coli endokarditi tanısı konuldu. Sonuç olarak diabetes mellitusu olan hastalarda infektif endokardite uyan klinik tablo varsa, kan kültüründen gram negatif mikroorganizmalar izole edilse bile tanının atlanmaması gerekir. Ekokardiyografi tanı için oldukça kullanışlı bir araçtır.Öğe The Evaluation Of Inflammatory Bowel Disease Cases In Dicle University Medical Faculty Hospital Between 1999 And 2005(Düzce Üniversitesi, 2007) Balakan, Ozan; Kıdır, Veysel; Süner, Ali; Yalçın, KendalAim: Inflammatory bowel disease (IBD) is a chronic gas trointestinal illness including ulcerative colitis (UC) and Crohn’s disease (CD). In this study, we aimed to investigate social–demographic and clinical features and management strategies in patients diagnosed as IBD between 1999-2005. Material and Method: We investigated the patients examined in Gastroenterology Clinic of Dicle University Faculty of Medicine in 1999-2005, retrospectively. Mean ages, female/male ratios, smoking, types of the diseases, localizations of the disease were determined. Local or systemic complications, treatment strategies and causes of surgical treatments were evaluated. Result: A total of 42 patients diagnosed as IBD, of which 36 were UC, 6 were CD (p