Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Monis, Serdar" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Bronşektazili hastalarda yaşa göre mortalite ve morbiditeyi etkileyen faktörler
    (2015) Monis, Serdar
    Bronşektazi bronşların duvarlarındaki musküler ve elastik yapıların destrüksiyonuna bağlı olarak kalıcı dilatasyonu ve distorsiyonuna verilen isimdir. Kronik, enflamatuar, progresif ve enfeksiyöz bir hastalıktır. Tüm dünyada <%0,2 kişinin bronşektazi hastası olduğu tahmin edilmektedir, ülkemizde ise oranın daha yüksek olduğu düşünülmektedir(1.2.3). Gelişmiş ülkelerde sıklığı giderek azalmakla birlikte az gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerde tüberküloz, pnömoni, boğmaca ve şiddetli kızamık gibi hastalıkların sekeli olarak yaygınlığı sürmektedir. Ülkemiz gibi gelişmekte olan ülkelerde hala önemli bir sağlık sorunu olarak yerini korumaktadır (4.5). Gelişmiş ülkelerde görülme sıklığı ise %0.06’dır(6). Bronşektazi; antibiyotiklerin keşfedilerek kullanıma girmesi ve cerrahi tekniklerin gelişimine kadar hemen hemen maligniteler kadar yüksek morbidite ve mortaliteye sahip bir hastalıktı. Medikal tedavi; semptomları kontrol altına almış olsa da, nedene yönelik değil sık tekrarlayan enfeksiyonları kontrol altına almaya yöneliktir(7). Genellikle solunum yolu enfeksiyonunu takiben ortaya çıkar ve yıllar içinde daha kötüleşme eğilimindedir. İyileşmeyen ciddi pnömoni, kalıcı devamlı öksürük ve balgam üretimi bronşektazinin tipik başlama şeklidir. Günümüzde medikal ve cerrahi tedavi ile morbidite ve mortalite oranları oldukça azalmıştır(8). Çalışmamızda; bronşektazi tanısı ile kliniğimizde cerrahi girişim uyguladığımız hastalarımızın mortalite ve morbidetesini etkileyen faktörleri araştırdık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    A Case of boerhaave's syndrome
    (Galenos Yayınevi, 2015) Oruç, Menduh; Şahin, Atalay; Meteroğlu, Fatih; Erbey, Ahmet; Sızlanan, Ahmet; Monis, Serdar
    Transmural perforation of the esophagus following an effortful vomiting is a rare but fatal condition. This situation, known as Boerhaave’s syndrome, is caused by spontaneously occurring perforations. The esophagus is not resistant to reflexes such as nausea and vomiting because it lacks serosal layers. Boerhaave syndrome, in which substantial amounts of spontaneous perforations occur, is generally seen after emesis. Its rarity and non-specific nature of symptoms make the diagnosis difficult. The immediate recognition of this potentially lethal condition is essential to ensure appropriate treatment. We present the treatment of Boerhaave syndrome in a 78-year-old man who was admitted to the emergency department with a vomiting complaint.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Evaluation of patients diagnosed with spontaneous hemopneumothorax
    (Marmara Üniversitesi, 2017) Oruç, Menduh; Monis, Serdar; Şahin, Atalay; Erbey, Ahmet; Meteroğlu, Fatih; Onat, Serdar
    Objective: Spontaneous hemopneumothorax (SHP) may threaten life unless timely diagnosed and appropriately treated. The aim of this study was to review our institutional experience in the management of patients with SHP. Patients and Methods: We retrospectively analyzed age, gender, the affected side, the amount of drainage, clinical findings, and treatment outcomes of 610 patients with diagnosis of spontaneous pneumothorax at emergency department. Later, they were admitted to the Department of Thoracic Surgery, Dicle University Hospital. Results: Posteroanterior chest radiographs, thoracic computed tomography (CT) scans, biochemistry and coagulation test results of all patients were evaluated. All patients underwent closed chest drainage. Seven (1.14%) of 610 patients were diagnosed with SHP. These patients underwent operation after thoracic drainage. Three of them were operated by video-assisted thoracoscopic surgery (VATS) and the others by thoracotomy. No postoperative complication was observed. Conclusion: SHP should be considered in patients presenting with sudden chest pain and dyspnea when there is air-fluid level in addition to pneumothorax on radiography. The first treatment approach should be the application of tube thoracostomy. Next step should include close clinical and hemodynamic control and be followed primarily by VATS or urgent thoracotomy in case of continued bleeding. An early diagnosis and appropriate surgical approach can prevent fatal complications.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Göğüs duvarında agresif fibromatözis olgusu
    (Lookus Scientific, 2015) Oruç, Menduh; Meteroğlu, Fatih; Erbey, Ahmet; Şahin, Atalay; Monis, Serdar
    Öz:Desmoid tümör olarak da bilinen fibromatozis olduk- ça nadir görülen yumuşak doku tümörüdür. Histolojik olarak iyi huylu yumuşak doku tümörleri içerisinde sınıflandırılsa da, bazı kaynaklar düşük grade fibro- sarkoma olarak kabul etmektedir. Metastaz yapma- dıkları bilinir ancak komşu organlara yayılırlar. Bu yüzden total çıkarılmaları önerilir. Etyolojisi, travma, cerrahi, hormonal bozukluk olarak bilinen ve kadın- larda daha fazla görülen bir hastalıktır. Travma öykü- sü olan, sağ tarafta dolgunluk hissi ve nefes darlığı şikâyeti ile başvuran 18 yaşında kadın hastada önce mini torakotomi ile tanı konuldu. Sonuç desmoid tümör gelince kitleyi total olarak çıkardık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Postoperatif tanı alan kitleyi taklit eden tüberküloz olguları
    (Modestum Ltd., 2014) Meteroğlu, Fatih; Abakay, Özlem; Monis, Serdar; Birak, Ali
    Tüberküloz farklı radyolojik görünümlerle ortaya çıkabilen bir hastalıktır. Sık olmamakla birlikte kitle görünümünde akciğer tüberkülozu olguları literatürde mevcuttur. Akciğerde kitle görünümü ile başvuran hastalarda tüberküloz tanısından emin olmak ve eşlik eden tümör tanısını kesin dışlamak bazen zor olmaktadır. Bu yazıda, kliniğimize akciğer grafiğinde kitle görünümü ile başvuran 42 ve 65 yaşındaki iki hastanın tanısında yaşanan güçlükler tartışıldı. Her iki olgunun bilgisayarlı tomografileri sonrası, Pozitron Emisyon Tomografileri çekildi. Üç kez bakılan balgamda Aside rezistans bakteri negatif idi. Fiberoptik bronkoskopik lavaj ve bronş biyopsileri negatif geldi. Bu nedenle her iki olguya cerrahi ile tanıya gidildi. İlk olguya mini torakotomi ile wedge rezeksiyonu yapıldı. Alınan parankim dokudan frozen (donmuş kesit) çalışıldı ve tüberkülozla uyumlu geldi. İkinci olgununda cerrahi sırasında frozen malign gelmesi nedeniyle sol üst lobektomi yapıldı. Ancak kesin patoloji raporu tüberküloz olarak geldi. Her iki olguya anti-tüberküloz tedavisi başlandı ve rutin kontrollerinde genel durumları iyi idi. Ülkemiz gibi tüberkülozun yaygın görüldüğü yerlerde akciğerde kitle görüntüsünde olan lezyonların değerlendirilmesinde tüberkülozun akılda tutulması gerekir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim