Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kaya, Mustafa Mesut" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Obez çocuk ve adölesanlarda tiroid fonksiyonlarının değerlendirilmesi
    (Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2019) Ünal, Edip; Taş, Funda Feryal; Kaya, Mustafa Mesut; Yıldırım, Ruken; Aktar, Fesih; Haspolat, Yusuf Kenan
    Amaç: Bu çalışmada, obez çocuk ve adölesanlarda tiroid fonksiyonları ile metabolik ve antropometrik parametreler arasındaki ilişkinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntemler: Çalışmaya pediatrik endokrinoloji polikliniğinde eksojen obezite tanısı konulan 147 hasta ile benzer yaş ve cinsiyette 46 sağlıklı birey alındı. Obez hastalar Grup 1 (karaciğerde yağlanma olmayan) ve Grup 2 (karaciğerde yağlanma olan) olarak iki gruba ayrıldı. Hasta ve kontrol grubundaki (Grup 3) tüm vakalardan açlık glukoz, insülin, total kolesterol, trigliserid, aspartat aminotransferaz, alanin aminotransferaz, tiroid uyarıcı hormon (TSH), serbest triiyodotironin (fT3) ve serbest tiroksin (fT4) için örnek alındı. İnsülin direnci HOMA-IR (Homeostatic Model Assesment for Insulin Resistance) ile değerlendirildi. Bulgular: Grup 2’de bel çevresi (BÇ), beden kitle indeksi - standart deviasyon skorları (SDS), kalça çevresi (KÇ), BÇ/KÇ oranı ile trigliserid, açlık insülin ve HOMA-IR değerleri Grup 1 ve Grup 3’e göre anlamlı derecede yüksek iken yüksek dansiteli lipoprotein kolesterol düzeyi daha düşük idi. Obezitesi olan gruplarda (karaciğerde yağlanma olan ve olmayan) fT4 düzeyi kontrol grubuna göre anlamlı düzeyde düşük iken fT3/fT4 oranı daha yüksek idi. Ortalama TSH düzeyi Grup 2’de Grup 3’e göre daha yüksek saptandı. fT3/fT4 oranı; BÇ, BÇ/KÇ oranı, açlık insülin ve HOMA-IR ile pozitif korelasyon göstermekteydi. Sonuç: Obez çocuklarda fT4 düzeyinin düşük olduğu, fT3/fT4 oranının ise daha yüksek olduğu tespit edilmiştir. Obez çocuklarda yüksek fT3/fT4 oranının saptanması durumunda bu oranın BÇ ve insülin direnci ile pozitif korelasyon gösterdiği düşünülerek visseral yağ dokusuyla ilişkili komplikasyonlar konusunda klinisyen için uyarıcı olmalıdır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Tekrarlayan veya inatçı pnömonili çocuklarda konjenital kalp hastalığı sıklığının değerlendirilmesi
    (Dicle Üniversitesi, Tıp Fakültesi, 2021) Kaya, Mustafa Mesut; Akın, Alper
    Amaç: Pnömoni, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, küçük çocuk ve bebeklerde başlıca ölüm nedenlerinden biridir. Bir hastanın bir yıl içinde iki veya yaşantısı boyunca en az üç kez pnömoni atağı geçirmiş olması tekrarlayan pnömoni (TP), en az on günlük antibiyotik tedavisine rağmen klinik ve radyolojik bulguların bir aydan fazla sürmesi inatçı pnömoni olarak tanımlanmaktadır. Tekrarlayan ve inatçı pnömoni etyolojisinde çok sayıda patoloji yer almaktadır. Bu çalışma, tekrarlayan veya inatçı pnömonilerde altta yatan konjenital kalp hastalığını (KKH) saptamayı ve bölgemizdeki verileri literatüre sunmayı hedeflenmektedir. Materyal ve Metot: Çalışmamıza Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi ve Çocuk Göğüs Hastalıkları polikliniklerinde Haziran 2019-Şubat 2021 tarihleri arasında takip ve tedavi edilen, tekrarlayan veya persistan pnömoni tanılı 0-18 yaş arası toplam 102 hasta dahil edilmiştir. Hastaların yaşları, vücut ağrılıkları, pnömoni atak sayıları, fizik muayene bulguları, ekokardiyografik değerlendirmeleri, laboratuar bulguları, akciğer görüntülemeleri kayıt altına alındı. Elde edilen veriler istatiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Yaşları 3 ay ile 180 ay arasında olan hastaların (ortalama 24,36±32 ay), 69'u erkekti (%67,6). Hasta grubunun tamamı tekrarlayan pnömoni kriterlerini taşıyorken, 55 hasta (%54) persistan pnömoni kriterlerini de karşılamaktaydı. 22 hastada (%21,5) KKH saptandı. En sık rastlanılan KKH 8 hasta (%7,8) ile izole Atrial Septal Defekt iken onu 5 hasta (%4,9) ile izole Ventriküler Septal Defekt takip etmekteydi. KKH'lığı olan 8 hastada (%7,8) TP etyolojisi kardiak patolojiye bağlandı, Persistan Pnömonili 13 (%23,6) hastada doğuştan kalp anomalisi saptandı. Hastaların 6 sında (%10,9) etyolojik neden olarak KKH gösterildi. Sonuç: Çalışmamızda TP'li hastaların etyolojisinde çalışma grubunun %7,8'inde KKH bulunmuş, TP için etyolojik anlam taşımayan KKH'ler ile beraber hastaların %21,5'unda doğuştan kalp anomalisi saptanmıştır. Persistan Pnömonili hastalarda ise KKH oranı %23,6 olarak bulunmuştur. KKH, hasta grubunun %10,7'sinde Persistan pnömoni için etiyolojik neden olarak gösterilmiştir. KKH'ı olan hastaların vücut ağırlığı z skoru, KKH'ı olmayan hasta grubuna göre istatiksel olarak anlamlı düzeyde düşük saptanmıştır (p:0,04). Tekrarlayan pnömonili kız çocuklarında KKH görülme oranının, TP'li erkek çocuklarında KKH görülme oranına göre yüksek olduğu, bu sonucun istatiksel olarak da anlamlılık sınırında olduğu görüldü (p:0,05). Tekrarlayan ve Persistan Pnömonili hastalarda, özel olarak KKH'na yönelik cinsiyet, büyüme gelişme geriliği, semptomlar ve şikayetleri inceleyen bir çalışma daha önce yayınlanmamıştır. Bulgularımızın yeni çalışmalarla desteklenmesi gerekmektedir.

| Dicle Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Dicle Üniversitesi, Diyarbakır, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim