Yazar "Kaya, Hacer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Effect of Kefir Consumption on Erythrocyte Osmotic Fragility and Some Haemetological Parameters in Smokers and Non-Smokers(Wiley, 2017) Diken, Huda; Oguz, Zelal; Kaya, Hacer; Demirtas, Berjan; Kelle, Mustafa; Atmaca, Mukadder[Abstract Not Available]Öğe Investigation of the Serum Visfatin, Fetuin A and Eotaxin Levels in Patients with Type 2 Diabetes Mellitus(Wiley, 2017) Kaya, Hacer; Sermet, Abdurrahman; Tasdemir, Ezel; Pekkolay, Zafer[Abstract Not Available]Öğe Munzur Nehri’nde yaşayan Capoeta umbla (Heckel, 1843) ve Chondrostoma regium (Heckel, 1843)’un total lipit ve yağ asitlerinin mevsimsel değişimi(2017) Kaya, Hacer; Başhan, MehmetBu çalışmada, Munzur Nehri’nde yaşayan Capoeta umbla ve Chondrostoma regium’un kas, karaciğer ve gonatlarının total lipit, fosfolipit, triaçilgliserol ve fosfatidilkolin (PC), fosfatidilinositol (PI), fosfatidilserin (PS) ve fosfatidiletanolamin (PE) gibi fosfolipit altsınıfları fraksiyonundaki yağ asiti bileşiminin, eşeye ve mevsime bağlı değişimleri araştırılmıştır. Balık örnekleri Munzur Nehri’nden temmuz 2013-nisan 2014 tarihlerinde üçer aylık periyotlarla alınmıştır. C. umbla ve C. regium’da total lipit içeriği yıl içinde dişilerin kas dokusunda % 1.153.30, erkeklerin kas dokusunda % 1.35-3.90, ovaryumda % 2.39-12.64, testislerde % 3.65-9.43, dişilerin karaciğerinde % 4.42-14.5, erkeklerin karaciğerinde % 7.44-17.31 aralığında değişmiştir. Kasın total lipit içeriği diğer dokulardan daha düşük bulunmuştur. Balıkların dokularındaki total lipit miktarı; üreme zamanı ve mevsime bağlı olarak değişiklik göstermiştir. Balıkların; kas, gonat ve karaciğerlerindeki total lipit, total fosfolipit, triaçilgliserol ve fosfolipit altsınıf (PC, PI, PS ve PE) yağ asiti içerikleri; yağ asiti standartları kullanılarak, gaz kromatografisi ile belirlenmiştir. Gaz kromatografisi sonuçlarına göre; her iki balık türünün dokularında doymuş yağ asitlerinden miristik asit (14:0), pentadekanoik asit (15:0), palmitik asit (16:0), heptadekanoik asit (17:0) ve stearik asit (18:0); tekli doymamış yağ asitlerinden palmitoleik asit (16:1n-7), oleik asit (18:1n-9) ve eikosenoik asit (20:1n-9); aĢırı doymamış yağ asitlerinden linoleik asit (18:2n-6), linolenik asit (18:3n-3), eikosadienoik asit (20:2n-6), eikosatrienoik asit (20:3n-6), arakidonik asit (20:4n-6, AA), eikosapentaenoik asit (20:5n-3, EPA), dokosapentaenoik asit (22:5n-3) ve dokosaheksaenoik asitler (22:6n-3, DHA) tespit edilmiştir. Bu çalışmada, ∑DYA (Total Doymuş Yağ Asitleri), ∑TDYA (Total Tekli Doymamış Yağ Asitleri) ve ∑ÇDYA (Total Çoklu Doymamış Yağ Asitleri) düzeylerinin, aynı balık türünün dokuları ve mevsime bağlı olarak değiştiği belirlenmiştir. C. umbla’nın dokularından özütlenen total lipitlerinde ∑DYA oranı % 24.19-36.58, ∑TDYA % 24.33-41.25 arasında değişmiştir. Dokuların total lipitinde ∑ÇDYA yüzdesi, % 26.86-48.88 arasında bulunmuştur. C. regium dokularının total lipitinde ∑DYA % 26.03-35.94, ∑TDYA % 18.02-38.08 ve ∑ÇDYA % 33.65-51.86 aralığındaydı. C. regium’un gonatlarındaki total lipitin ∑TDYA yüzdeleri, kas ve karaciğer dokularından daha yüksek bulunmuştur. Tüm mevsimlerde C. umbla ve C. regium dokularındaki total lipitlerde DYA içinde temel bileşen 16:0 (% 16.58-24.25), TDYA içinde 16:1n-7 (% 6.15-20.88) ve 18:1n-9 (% 9.0220.54), ÇDYA içinde EPA (% 3.38-23.63) ve DHA (% 3.62-26.34) olmuştur. Balıkların dokularında baskın yağ asitlerinin oranları; üreme zamanı, sıcaklık ve mevsime bağlı olarak değişmiştir. Tüm mevsimlerde, C. umbla ve C. regium doku lipitlerindeki total lipit, fosfolipit (PL) ve triaçilgliserol (TAG) fraksiyonlarındaki ∑DYA, ∑TDYA ve ∑ÇDYA dağılımları farklı bulunmuştur. Triaçilgliserol, fosfolipite oranla daha az oranda ∑ÇDYA (C. umbla gonatları hariç), daha fazla oranda ∑TDYA içermiştir. C. umbla ve C. regium her iki eşeyinin total lipitlerinde n-3/n-6 oranı; kasta 5.57-10.81 (C. umbla), 5.98-11.07 (C. regium); karaciğerde 6.13-12.06 (C. umbla), 4.58-7.80 (C. regium); gonatlarda 4.12-10.79 (C. umbla), 4.39-8.82 (C. regium) aralığında tespit edilmiştir. Balıkların dokularındaki TAG ve PL yağ asiti kompozisyonları farklı bulunmuştur. Triaçilgliseroller; yüksek oranda ∑TDYA, 14:0, 16:1n-7, 18:1n-9, 18:2n-6 ve 18:3n-3; fosfolipitler ise yüksek miktarda 20:3n-6, AA, DHA ve ∑ DYA’lar içinde 18:0 içermiştir. Bu çalışmada, C. umbla ve C. regium’un değişik dokularında PC, PE, PS ve PI gibi fosfolipit altsınıflarının yağ asiti içeriklerinin mevsimsel dağılımı belirlenmiştir. Dokulardaki temel fosfolipitler PC, PE, PI ve PS olarak belirlenmiştir. Kantitatif yağ asiti içeriklerinin PL altsınıfları arasında değiştiği belirlenmiştir. C. umbla ve C. regium dokularında TAG ve PL altsınıflarının yağ asiti içerikleri farklıydı. Miristik asit, 16:1n-7, 18:1n-9, ∑TDYA, 18:2n-6 ve 18:3n-3 yüzdeleri TAG’de, PL altsınıflarında belirlenen değerlere oranla daha yüksek olduğu belirlenmiştir. C. umbla ve C. regium PL altsınıflarında 16:0, 18:0, AA, DHA ve ∑ÇDYA, TAG fraksiyonundan daha yüksek bulunmuştur. Anahtar Kelimeler: Munzur Nehri, Capoeta umbla, Chondrostoma regium, Mevsimsel Yağ Asiti içeriği, Fosfolipit Altsınıfları, Fosfatidilkolin, Fosfatidilinositol, Fosfatidilserin, Fosfatidiletanolamin.Öğe Tip 2 diyabetik hastalarda serum visfatin fetuin A ve eotaksin düzeylerinin incelenmesi(2016) Kaya, Hacer; Şermet, AbdurrahmanYağ dokusu, adipokin olarak bilinen metabolik olarak aktif birçok molekül salgılar. Bunlardan bazıları obezite, insülin direnci ve tip 2 diyabetle ilişkili bulunmuştur. Tip 2 diyabet ile ilişkili olduğu belirtilen adipokinlerden biri özellikle viseral yağ dokusundan salgılanan visfatindir. Viseral yağ dokusunda bulunduğu belirtilen ve immün sistemin bazı hücreleri tarafından üretilen eotaksin, özellikle alerjik ve inflamatuar reaksiyonlarda rol oynayan bir proinflamatuar sitokin olarak tanımlanmıştır. Bununla birlikte, eotaksinin insülin direnci ve diyabetle ilişkili olabileceği ileri sürülmüştür. Obezite, insülin direnci ve tip 2 diyabetle ilişkili olabileceği ileri sürülen bir diğer molekül, başlıca karaciğerden salgılanan protein tabiatlı fetuin A dır. Ancak, şimdiye kadar yapılmış olan araştırmaların sonuçları visfatin, eotaksin ve fetuin A nın obezite, insülin direnci ve diyabetle ilişkisini tam olarak açıklamaya yeterli değildir. Üstelik bu konuda araştırma sonuçları birbirleriyle tam bir uyum göstermemektedir. Bu nedenle, yapmış olduğumuz çalışmada; obez ve obez olmayan medikal tedavi gören tip 2 diyabetik hastalarda serum visfatin, eotaksin ve fetuin A düzeylerini ölçtük ve bu parametrelerin hem diyabet ile hemde kendi aralarında olası ilişkilerini inceledik. Bu çalışmaya, yaşları 47-83 arasında değişen toplam 30 tip 2 diyabetik hasta ile yaş ve cinsiyet bakımından benzer toplam 20 sağlıklı ve gönüllü denek alındı. 30 hasta vücut kütle indeksine göre iki alt gruba ayrıldı. Obez olmayan diyabetik grup, BMI değeri 18.50 ile 24.99kg/m2 arasında olanlar (n=6), obez diyabetik grup ise BMI≥25kg/m2 (n=24) olarak belirlendi. Yaklaşık 12 saatlik açlığı takiben alınan kan örneklerinde BUN, kreatinin, AST, ALT, açlık serum glukozu, HbA1c, açlık serum insülini, TG, total kolesterol, HDL-K, LDL-K düzeyleri uygun metotlarla ölçüldü. İnsülin direnci (HOMA-IR), açlık serum glukoz ve insülin değerleri kullanılarak formülden hesaplandı. Serum visfatin, eotaksin ve fetuin A düzeyleri ELİSA yöntemiyle ölçüldü. Elde edilen verilerin gruplar arasındaki karşılaştırmaları için Mann-Witney U testi, korelasyonlar için Spearman's analizi kullanıldı. Diyabetik hastalarda serum açlık glukoz düzeyi kontrollere kıyasla önemli ölçüde yüksek bulundu (P<0.001, P<0.05). Glikolize hemoglobin (HbA1c) değerleri de benzer şekilde yüksek bulundu (P<0.001). Serum açlık insülin düzeyi ve insülin dirençleri obez diyabetik hastalarda obez olmayan diyabetik hastalara göre önemli ölçüde yüksek bulundu (P<0.05). Total kolesterol ve LDL-K bakımından hasta ve kontrol grupları arasında önemli bir farklılık bulunmadı. Obez olmayan diyabetiklerde serum TG düzeyleri kontrollerine oranla yüksek bulundu (P<0.05). Her iki hasta grubunda da serum HDL-K düzeyi kontrollere ve referans değerlere göre düşük bulundu. Serum visfatin seviyeleri hem obez hem de obez olmayan diyabetik hastalarda kontrollerine göre yüksek olup, hasta ve kontrol grupları arasındaki farklılık istatistiksel olarak önemli bulundu (p<0.05). Kontrol grupları kendi aralarında karşılaştırıldığında obez kontrollerin serum visfatin seviyeleri obez olmayanlardan yüksek bulundu. Obez diyabetik hastalar ile bunların kontrollerinde serum visfatin düzeyi ile BMI arasında pozitif korelasyon (p<0.05, p<0.001) bulunurken, obez olmayan kontrollerde ise negatif korelasyon belirlendi (p<0.05). Obez kontrollerde visfatin düzeyi ile eotaksin düzeyi arasında doğrusal önemli bir ilişki belirlendi (p<0.05). Serum eotaksin düzeyleri, her iki diyabetik hasta grubunda da kontrollerine göre, önemli derecede yüksek bulundu (p<0.001, p<0.05). Obez kontrollerde serum eotaksin düzeyi ile serum visfatin düzeyi arasında pozitif önemli bir ilişki belirlendi (p<0.05). Serum fetuin A düzeyleri bakımından hasta ve kontrol grupları arasında önemli bir farklılık bulunmadı. Obez olmayan kontrollerde serum fetuin A düzeyi ile serum açlık insülin düzeyi ve insülin direnci arasında pozitif önemli korelasyon belirlendi (p<0.05). Sonuçlarımız visfatin, eotaksin ve fetuin A nın obezite ve tip 2 diyabet patogenezinde rol oynayabileceğini göstermektedir. Ancak, bunların hangi mekanizmalar aracılığıyla rol oynadığını açıklayabilmek için daha ileri ve kapsamlı çalışmalara ihtiyaç vardır. Anahtar kelimeler: Tip 2 diyabet, visfatin, eotaksin, fetuin A