Yazar "Günay, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 13-16 yaş grubu çocuklarda panoramik radyografide diş durumlarının değerlendirilmesi(Yeditepe Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi, 2023) Çakmakoğlu, Ezgi Eroğlu; Günay, AyşeAmaç: Çocuk diş hekimliği kliniklerinde, panoramik radyog- rafi (PR) kullanımı çekilen radyografiler arasında ilk sırayı al- maktadır. Ayrıca, PR'ler sürmüş ve sürmemiş dişler, diş germ- leri ve diş anormallikleri gibi konularda dentomaksillofasiyal bölge hakkında bilgi sağlamaktadır. Bizim çalışmamızın ama- cı, PR’ler üzerinden peg shaped dişler, ikiz dişler, kaynaşma, birleşme, diş içinde diş ve dilaserasyon görülme sıklıklarını tespit etmek ve bunlara ek olarak bu anomalilere sahip olan ve olmayan dişlerdeki çürükleri, dolguları, çekimleri, kanal te- davilerini değerlendirmektir. Gereç ve Yöntem: 13-16 yaş aralığındaki çocuk hastalardan her yaş grubu için rastgele seçilen toplamda 4060 PR incelen- miştir. İncelenen PR’de dişlerdeki çürükler, dolgular, çekimler, kanal tedavileri, peg shaped dişler, ikiz diş, kaynaşma, birleş- me, diş içinde diş ve dilaserasyonlar tespit edilmiştir. Bu bilgi- lere yaş ve cinsiyet demografik verileri de eklenip incelemeye alınmıştır. Bulgular: İncelenen biçim anomalilerinin her birinin görülme sıklığı diş içinde diş %0,02 (1), birleşme %0,07 (3), ikiz diş %0,02 (1), kaynaşma %0,42 (17), peg shaped dişler %3,87 (157), dila- serasyon %4,36 (177) olarak bulunmuştur. Çalışmaya katılan- lardan 332 (%8,17) kişide en az bir gelişimsel dental anomali görülmekteyken; 3728 kişide hiçbir anomali bulunmamakta- dır. Herhangi bir anomalisi olmayanların dolgulu diş sayısı en az bir anomalisi olanlara göre anlamlı derecede düşüktür. Sonuç: Panoramik radyografi arşivinden faydalanılarak yapı- lan bu çalışmada, elde edilen veriler sayesinde dental anoma- li prevalansının az olmadığı ve dental anomalinin dolgulu diş sayısını arttırdığı tespit edilmiştir.Öğe Comparison of antibacterial activity, cytotoxicity, and fluoride release of glass Ionomer restorative dental cements in dentistry(International Scientific Information, 2023) Günay, Ayşe; Çelenk, Sema; Adıgüzel, Özkan; Cangül, Suzan; Özcan, Nida; Çakmakoğlu, Ezgi EroğluBACKGROUND: This study aimed to compare the antibacterial activity, cytotoxicity, and fluoride release of 4 different glass ionomer cements (GIC). MATERIAL AND METHODS: A total of 200 samples were prepared: Riva Silver, a silver-reinforced GIC; Equia Forte HT, a glass hybrid GIC; ChemFil Rock, a zinc-added GIC; and Ketac™ Molar Easymix. Using the agar diffusion test for antibacterial activity, 30 samples from each group were analyzed for Streptococcus mutans, Lactobacillus acidophilus, and Actinomyces naeslundii. The areas around the samples where no bacterial growth occurred were digitally measured and recorded. For cytotoxicity analysis, the WST-1 test was performed on 10 samples from each group using the L929 mouse fibroblast cell line. The fluoride release property was evaluated using an ion-selective electrode method on 10 samples from each group. RESULTS: The group that used Ketac™ Molar Easymix showed the lowest antibacterial activity against S. mutans, L. acidophilus, and A. naeslundii. In all 3 days of cytotoxicity testing, the group that used Riva Silver was found to be the least toxic material, while the group that used ChemFil Rock did not have viable cells after the 1st day. In all 4 materials, fluoride release values gradually increased since the first day, with Ketac™ Molar Easymix having the highest fluoride release. CONCLUSIONS: Of all the GICs tested, Ketac™ Molar Easymix demonstrated the least antibacterial activity despite having the highest fluoride release, while Riva Silver was found to be the least cytotoxic material.Öğe Effect of surface wetting resin on the color stability and microhardness of esthetic composites(Univ Costa Rica, Fac Odontologia, 2021) Cangül, Suzan; Erpaçal, Begüm; Adıgüzel, Özkan; Ünal, Mehmet; Günay, AyşeObjective: The aim of this study was to evaluate and compare the effects of the superficial application of two different modeling resins on the surface microhardness and discoloration of composite resins. Material and Methods: The present study used two different composites and modeling resins. The composites were placed in plastic molds. Subsequently, the modeling resins were applied on the surface of the two composite groups. The microhardness and color pertaining to all the groups were evaluated. The current study used the One-Way ANOVA and Kruskal Wallis tests, in order to perform the statistical evaluation (p<0.05). Results: The present study compared the microhardness pertaining to the groups and the highest microhardness values were observed in the Estelite Asteria group (none), whereas the lowest values were observed in the GC Essentia group (Ultradent). Moreover, the current study evaluated the color stability and the greatest discoloration was observed in the control group of the GC Essentia group, whereas the least discoloration was observed in the Estelite Asteria group that included the samples prepared using Ultradent Wetting Resin. Conclusions: The results of the present study demonstrated that the use of modeling resins, which facilitate the placement of composite resins, reduced the microhardness and discoloration of composite resins. The aforementioned effect can be attributed to the variations in the structure of the filling. However, further studies are warranted to support and verify the results of the current study.Öğe İki Farklı Işık Cihazı ile Polimerize Edilen Bonding Ajanların Mikrosızıntılarının AutoCAD Programı Kullanılarak Değerlendirilmesi(2023) Günay, Ayşe; Eskibağlar, Mehmet; Cangül, Suzan; Karaağaç Eskibağlar, Büşra; Adıgüzel, Özkan; Çelenk, SemaGiriş ve Amaç: Bu çalışmanın amacı sınıf V kavitelere uygu- lanan üç farklı universal adeziv ajanın, iki farklı LED ışık cihazı ile polimerizasyonları sonucu oluşan mikrosızıntılarının Auto- CAD programı ile değerlendirilmesidir. Gereç ve Yöntem: 60 adet çekilmiş 3. molar dişin bukkal yüzeylerine sınıf V kaviteler açıldı. Hazırlanan kaviteler; Sing- le Bond Universal, Futurabond U ve Prime&Bond Universal bonding ajanları uygulanmak üzere 3 gruba, her grupta kendi içerisinde LED-B ve Valo LED olmak üzere 2 farklı ışık cihazı kullanılacak şekilde 2 alt gruba ayrıldı (n=10). 24 saat bazik fuksinde bekletilen dişler mesiodistal yönde ikiye ayrıldı ve stereomikroskop altında incelendi. Boya sızmış yüzey ala- nı AutoCAD yazılımı kullanılarak hesaplandı. Veriler Kruskal Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak analiz edildi (p<0.05). Bulgular: Universal adezivlerin mikrosızıntı açısından istatis- tiksel olarak değerlendirilmesinde Single Bond Universal her iki ışık cihazında da en düşük, Futurabond U ise en yüksek sı- zıntı değerini göstermiştir ancak bu istatistiksel olarak anlamlı bulunamamıştır (p>0.05). Işık cihazları mikrosızıntı değerleri açısından kıyaslandığında, 3 bonding ajanda da LED B ışık cihazında Valo LED ile polimerizasyona göre daha az mikro- sızıntı gözlenmiştir. Tartışma ve Sonuç: Kullandığımız universal adezivlerin mik- rosızıntı değerleri arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklı- lık olmadığı tespit edilmiştir. Işık kaynaklarının güçlerindeki ve modlarındaki değişiklikler ise mikrosızıntıyı tamamen elimine etmemektedirler.Öğe Investigation of microleakage of polymerized with LED and halogen light devices four differentrestorative materials(Uluslararası Diş Araştırmaları Birliği, 2020) Günay, Ayşe; Tümen, Emin CanerAim: This study aimed to evaluate the in vitro effects on microleakage of LED and halogen light devices used in the polymerization of monomer structure composite resins of different viscosities and inorganic filling particle size applied to standard class V cavities in primary teeth.Methodology: 80 non caries primary molar teeth with standard class v cavity on the buccal surfaces were used. The teeth were randomly divided into 4 main groups and restored with composite resins (Herculite® XRV, Ultra™, Filtek™ Silorane, Vertise™ Flow, Æliteflo™). Each group was divided into 2 sub-groups for polymerization with LED or halogen light devices. Following the thermal cycle and subsequent procedures, the dye penetration method was used to evaluate microleakage. The microleakage scores were evaluated using the Kruskal-Wallis and MannWhitney U-tests.Results: According to the results of the statistical analysis, in polymerization made with halogen and LED light devices at the occlusal edge, the microleakage scores from lowest to highest were as follows: Filtek™ Silorane < Herculite® XRV Ultra™ < Æliteflo™ < Vertise™ Flow. In polymerization made with halogen and LED light devices at the gingival edge, the microleakage scores from lowest to highest were as follows: Filtek™ Silorane < Herculite® XRV Ultr™ < Vertise™ Flow < Æliteflo™.Conclusion: In the polymerizations made by using LED and halogen light devices, Herculite® XRV Ultra™, was found to be successful as it showed similar values to Filtek™ Silorane, which gave the best results in terms of microleakage. Moreover, as we have reached similar findings in our thesis study in respect of microleakage, in cases indicating the use of flow composite resin materials such as Æliteflo™, Vertise™ Flow can be used as it has the advantage of ease application and thus provide an ideal alternative in pediatric dentistry.Öğe Knowledge and attitudes of a group of dental students in Turkey about molar incisor hypomineralization(International Scientific Information, Inc., 2023) Günay, AyşeBackground: This study aimed to evaluate the knowledge and attitudes of 4th- and 5th-year students of Dicle University Faculty of Dentistry (Diyarbakır) about molar incisor hypomineralization (MIH). Material/Methods: The questionnaires previously used in other countries were modified and the questionnaire forms consisting of 23 questions were distributed to the students online. The results of the analysis are presented as frequencies. The significance level was set as P<0.05. Results: A total of 111 4th-year students (51%) and 107 5th-year students (49%) participated in our study. A statistically significant difference was found between the 4th-year students (68.5%) and the 5th-year students (98.1%) in terms of having heard of the term MIH before (P<0.001). While most students reported knowing the clinical features of MIH, only 26.1% were confident in their diagnosis. A statistically significant difference was found between the 4th- and 5th-year students who thought that MIH was a clinical problem, in the distribution of those who had problems both in terms of aesthetics, and in providing adequate restoration (P=0.012). Conclusions: Although most of the students were theoretically familiar with MIH, they were not confident in their diagnosis and found it difficult to differentiate MIH from other dental anomalies. However, the awareness of 5th-year dental students was better than that of the 4th-year students.Öğe Led ve halojen ışık cihazlarıyla polimerize edilen dört farklı restoratif materyalin SEM ile mikrosızıntı açısından incelenmesi(2016) Günay, Ayşe; Tümen, Emin CanerBu çalışma, süt dişlerinde açılan standart sınıf V kavitelere uygulanan farklı viskozitelere, inorganik doldurucu partikül büyüklüğüne ve monomer yapıya sahip kompozit rezinlerin ve bunların polimerizasyonlarında kullanılan LED ve halojen ışık cihazlarının mikrosızıntı üzerindeki etkilerini in vitro olarak değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Çalışma için düşme zamanı gelen veya persiste olması sebebiyle çekilen 80 adet çürüksüz süt azı dişi kullanıldı. Tüm dişlerin bukkal yüzeylerine mesio-distal genişliği 3 mm, oklüzo-gingival genişliği 2 mm ve derinliği 2 mm olacak şekilde standart sınıf V kaviteler hazırlandı ve dişler rastgele 4 ana gruba ayrılarak çalışmada kullanılan kompozit rezinler (Herculite® XRV UltraTM, FiltekTM Silorane, VertiseTM Flow, ÆlitefloTM) ile restore edildi. Her grup kendi içinde de 2 alt gruba ayrılarak LED ve halojen ışık cihazları ile polimerize edildi. Termal siklus işlemi ve sonrası prosedürlerin ardından, mikrosızıntı değerlendirmesi için boyama yöntemi kullanıldı ve her gruptan bir diş SEM’de incelendi. Boyama yöntemiyle elde edilen mikrosızıntı skorları Kruskal-Wallis ve Mann-Whitney U testleri kullanılarak değerlendirildi. İstatistiksel analiz sonuçlarına göre; oklüzal kenarda halojen ve LED ışık cihazları ile yapılan polimerizasyonda, mikrosızıntı skorları açısından en düşük değerden yükseğe doğru olan sıralama; FiltekTM Silorane < Herculite® XRV UltraTM < ÆlitefloTM < VertiseTM Flow şeklindedir. Bu sıralamaya göre; FiltekTM Silorane en az sızıntı değeri gösterirken, VertiseTM Flow da ise, en fazla sızıntı değeri gözlenmiştir. Gingival kenarda halojen ve LED ışık cihazları ile yapılan polimerizasyonda ise, mikrosızıntı skorları açısından en düşük değerden yükseğe doğru olan sıralama; FiltekTM Silorane < Herculite® XRV UltraTM < VertiseTM Flow < ÆlitefloTM şeklindedir. Bu sıralamaya göre; FiltekTM Silorane en az sızıntı değeri gösterirken, ÆlitefloTM da ise, en fazla sızıntı değeri gözlenmiştir. LED ve halojen ışık cihazı ile yapılan polimerizasyonlarda kullandığımız Herculite® XRV UltraTM, mikrosızıntı açısından en iyi sonuç veren FiltekTM Silorane materyaline yakın değerler göstermesi nedeniyle başarılı bulundu. Süt azı dişlerin sınıf V restorasyonlarında her iki restoratif materyalin de tercih edilebileceği düşüncesindeyiz. Bununla birlikte, tez çalışmamızda mikrosızıntı açısından benzer bulgular tespit etmemiz nedeniyle, ÆlitefloTM gibi akışkan kompozit rezin olarak kullanılan materyallerin endike olduğu durumlarda, VertiseTM Flow’un uygulama kolaylıkları bakımından çocuk diş hekimliğinde avantaj sağlayabileceği ve ideal bir alternatif olarak tercih edilebileceği görüşündeyiz. Anahtar kelimeler: Süt dişi, mikrosızıntı, sınıf V kavite, kompozit rezin, LED ve halojen ışık cihazlarıÖğe Microleakage of two different posterior composites and a high-viscosity glass-ionomer cement: An in vitro study(Uluslararası Diş Araştırmaları Birliği, 2022) Çelenk, Sema; Ayna, Buket; Ataş, Osman; Günay, AyşeAim: Using AutoCAD, we examined the microleakage of permanent molars in Class I restorations using a conventional posterior composite resin, a bulk-fill composite resin, and a high-viscosity glass-ionomer cement (HVGIC). Methodology: In total, 33 extracted noncarious third molars were used. Class I cavities were prepared. The teeth were randomly divided into three groups of 11 teeth each, as follows: Group A (Filtek Z550), Group B (Filtek Bulk-Fill Posterior Restorative), and Group C (EQUIA Fil). All specimens were stored for 24 h at 37 °C in distilled water. The teeth were thermocycled 1,000 times between 5 ± 2C and 55 ± 2°C prior to immersion in 0.5% basic fuchsin for 24 h. Two mesiodistal cuts of each tooth were photographed under a stereomicroscope equipped with a digital camera. The dye-infiltrated surface area was measured. Results: Statistical evaluations were performed by one-way analysis of variance [ANOVA]. One-way ANOVA showed no significant difference between the three groups in microleakage (P = 0.07). However, the lowest microleakage ratio was seen in Group C (EQUIA Fil). Similar results were obtained with all tested materials, but the lowest microleakage rate was obtained with EQUIA Fil (Group C). Conclusion: In this study, the tested materials were not completely successful in eliminating microleakage, although the lowest microleakage rate was obtained with EQUIA Fil.Öğe The protective effect of melatonin and Ganoderma lucidum against the negative effects of extremely low frequency electric and magnetic fields on pulp structure in rat teeth(Taylor and Francis Ltd., 2017) Doğan, Mehmet Sinan; Yavaş, Mehmet Cihan; Günay, Ayşe; Yavuz, İzzet; Deveci, Engin; Akkuş, Zeki; Tanık, Abdülsamet; Akdağ, Mehmet ZülküfBackground/aim: The aim of this study was to determine whether Extremely low frequency electric and magnetic field (ELF-EMF) had any harmful effects on dental pulp tissue and examine histologically whether melatonin (MLT) and Ganoderma lucidum (GL) play a protective role against these harmful effects. Material and method: A total of 56 adult, male Wistar Albino rats were used in the study. The rats were separated into 8 equal groups and were exposed to ELF-EMF, generated by high voltage source, for 8 hours/day for 26 days–Groups I, II and III and for 52 days-Groups V, VI and VII. For sham-control groups (Groups IV and VIII for 26 and 52 days), rats were placed into same experimental set-up as exposure groups and same procedure was applied except ELF-EMF exposure. GL (20 mg/kg/day) and MLT (10 mg/kg/day) were administered by oral gavage and the intraperitoneal route respectively. At the end of the study, the rats anterior teeth were examined immunohistochemicaly using vimentin and vascular endothelial growth factor (VEGF). Results: Degeneration in the odontoblast cells, inflammatory cell infiltration, dilatation of the blood vessels and haemorrhagic changes were determined in the pulp of the rats in Groups I and V. A statistically significant difference was determined in the groups treated with MLT and GL (p < 0.05). Conclusion: It was determined that exposure to ELF-EMF induced histological changes in the dental pulp of rats, the using of MLT and GL could have a protective effect against these effects.Öğe THE STRESS DISTRIBUTION EVALUATION OF TWO DIFFERENT POST TYPES WHICH USED IN ANTERIOR TEETH WITH COMPLICATED CROWN-ROOT FRACTURE: A FINITE ELEMENT ANALYSIS METHOD(2018) Günay, Ayşe; Karaali, Abdullah Emre; Doğan, Mehmet SinanAim: The aim of this study was to compare the stressdistribution under artificial forces that simulate thebiting forces of the two different post types used inmaxillary anterior teeth that had complicated crownrootfractures and to determine the region where thestress occurred. For this purpose, a finite elementanalysis method was used.Material and method: In the study, Glass fiber post(Group I) and carbon fiber post (Group II) were usedto model tooth with complicated crown-root fracture,which would be horizontal in the cervical region of thefracture line. In the model, fractured teeth fragment(coronal and root fragments) were reattachment to bypost. The force of 100N was applied to the incisal ofthe teeth at 900angles to the groups (longitudinalaxis). Finite element analysis method was used toevaluate stress resulting from force and to obtain athree-dimensional model. Analyzes were done with theANSYS program (ANSYSRel.6.0, ANSYS Inc., Houston,TX, USA).Results: As the results of the analysis, the resistanceof glass fiber post against the forces was higher thanthe carbon fiber post. The stresses were concentratedmostly at the palatinal regions in group I and II.Conclusion: The rehabilitation of esthetic andfunctional for anterior group teeth with complicatedcrown-root fractures was favorable glass fiber postthan carbon fiber post.Öğe Türkiye’deki preklinik diş hekimliği öğrencilerinin dental travma konusundaki bilgi düzeylerinin değerlendirilmesi(Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2023) Acartürk, Musa; Günay, AyşeAmaç: Literatürde; ebeveynlerin, öğretmenlerin, diş hekimliği ve tıp fakültesi öğrencilerinin dental travma ile ilgili farkındalıklarını değerlendiren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak, farklı üniversitelerdeki preklinik (birinci ve ikinci sınıf) öğrencilerinin bu konudaki farkındalıklarını değerlendiren kapsamlı bir çalışmaya henüz rastlanmamıştır. Bu çalışma, dental travma konusunda teorik ve pratik eğitim almamış diş hekimliği fakültesi preklinik öğrencilerinin dental travma ile ilgili bilgi düzeylerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Türkiye’deki diş hekimliği fakültelerinin birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan 15 soruluk anket formu, daha önceden kullanılmış olan anketler modifiye edilerek oluşturulmuştur. Çalışma için gerekli gözlem sayısının belirlenmesi amacıyla güç (power) analizi yapılmıştır. Anket sorularının cevapları yüzde olarak hesaplanmış ve verilerin analizinde ki-kare testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi α=0.05 olarak belirlenmiştir. Bulgular: Çalışmaya, sekiz farklı diş hekimliği fakültesinden toplam 586 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin çoğunluğu (%90.4) dental travma konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir. Kendisini yeterli bulan öğrencilerin %55.4’ü ise diş hekimleri üzerinden bilgilendiklerini ifade etmiştir. Preklinik öğrencilerinin; %85.2’si travma sonrası avülse olan dişlerin steril serum fizyolojik ile yıkanıp tekrar yerine yerleştirilmesi gerektiğini, %38.6’sı ise avülse dişlerin soketine yerleştirilememesi durumunda steril serum fizyolojik içerisinde muhafaza edilerek diş hekimine götürülmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonuç: Anket sonuçları değerlendirildiğinde, preklinik diş hekimliği öğrencileri genel itibariyle doğru yaklaşımlar sergilemiştir. Ancak, bazı sorular hakkında eksik ve yanlış bilgilere sahip oldukları saptanmıştır.Öğe Türkiye’deki Preklinik Diş Hekimliği Öğrencilerinin, Dental Travma Konusundaki Bilgi Düzeylerinin Değerlendirilmesi(Mersin Üniversitesi, 2023) Acartürk, Musa; Günay, AyşeAmaç: Literatürde; ebeveynlerin, öğretmenlerin, diş hekimliği ve tıp fakültesi öğrencilerinin dental travma ile ilgili farkındalıklarını değerlendiren çalışmalar bulunmaktadır. Ancak, farklı üniversitelerdeki preklinik (birinci ve ikinci sınıf) öğrencilerinin bu konudaki farkındalıklarını değerlendiren kapsamlı bir çalışmaya henüz rastlanmamıştır. Bu çalışma, dental travma konusunda teorik ve pratik eğitim almamış diş hekimliği fakültesi preklinik öğrencilerinin dental travma ile ilgili bilgi düzeylerini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Yöntem: Türkiye’deki diş hekimliği fakültelerinin birinci ve ikinci sınıf öğrencilerine yönelik hazırlanan 15 soruluk anket formu, daha önceden kullanılmış olan anketler modifiye edilerek oluşturulmuştur. Çalışma için gerekli gözlem sayısının belirlenmesi amacıyla güç (power) analizi yapılmıştır. Anket sorularının cevapları yüzde olarak hesaplanmış ve verilerin analizinde ki-kare testi kullanılmıştır. Anlamlılık düzeyi ?=0.05 olarak belirlenmiştir. Bulgular: Çalışmaya, sekiz farklı diş hekimliği fakültesinden toplam 586 öğrenci katılmıştır. Öğrencilerin çoğunluğu (%90.4) dental travma konusunda yeterli bilgiye sahip olmadığını belirtmiştir. Kendisini yeterli bulan öğrencilerin %55.4’ü ise diş hekimleri üzerinden bilgilendiklerini ifade etmiştir. Preklinik öğrencilerinin; %85.2’si travma sonrası avülse olan dişlerin steril serum fizyolojik ile yıkanıp tekrar yerine yerleştirilmesi gerektiğini, %38.6’sı ise avülse dişlerin soketine yerleştirilememesi durumunda steril serum fizyolojik içerisinde muhafaza edilerek diş hekimine götürülmesi gerektiğini belirtmiştir. Sonuç: Anket sonuçları değerlendirildiğinde, preklinik diş hekimliği öğrencileri genel itibariyle doğru yaklaşımlar sergilemiştir. Ancak, bazı sorular hakkında eksik ve yanlış bilgilere sahip oldukları saptanmıştır.
