Yazar "Gözü, Ayfer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Diyarbakır ve çevresi okul çocuklarında hematüri, proteinüri ve hipertansiyon prevalansı(2004) Dikici, Bünyamin; Gürkan, Fuat; Tutanç, Murat; Davutoğlu, Mehmet; Ece, Aydın; Ceylan, Ali; Gözü, AyferBu çalışmada Diyarbakır ve çevresinde, 10'u yatılı bölge okulu, toplam 23 okulda, 9-17 yaş arası 3063 çocukta (yaş ortalaması 12.1 ±1.5 yıl; 2244'ü erkek, 819'u kız), bir pilot tarama programı çerçevesinde, hematüri, proteinüri ve hipertansiyon prevalansı araştırıldı. Çocukların %52.4'ü kırsal kesimde, %47.6'si kentte yaşamaktaydı. Çocuklara ayrıntılı bir anket uygulandıktan sonra kan basınçları ölçüldü ve stikle idrar analizi yapıldı, ilk ölçümde hipertansif olduğu saptananların kan basıncı ölçümleri tekrarlandı, ilk ve ikinci ölçümlerde; sınırda hipertansiyon (90-95. persentiller arası) sırasıyla, %2.9 ve % 2.8 çocukta; hipertansiyon %7.4 ve. %1 9'unda saptandı. Anormal idrar bulgusu saptananlarda tetkik tekrarlandı, ilk idrar analizinde total olarak anormal sonuç elde edilenlerin oranı %16.4, ikinci analizde anormallik devam edenlerin oranı %11.0 olarak saptandı. İlk ve ikinci idrar analizlerde hematüri %13.3 ve % 9.7; proteinüri % 3.6 ve %1.8; lökositüri %2.5 ve %1.7 oranlarında pozitif bulundu, idrar anormallikleri kızlarda erkeklerden, kırsal kesimde kentte yaşayanlardan daha yüksek bulundu. İdrar tetkiklerinde anormallik saptanması ile hipertansiyon varlığı arasında anlamlı bir ilişki saptandı (p=0.023). Sonuç olarak, bu pilot çalışmada elde ettiğimiz anormal idrar analiz sonuçları hem Türkiye'nin hem de dünyanın diğer bölgelerinden bildirilen oranların çok üstünde olduğu için bölgemizde kitlesel okul taramalarının yapılması faydalı olacaktır. Ayrıca çalışmamızda hipertansiyon oranlan da bir çok raporda bildirilenlerden daha yüksek bulundu.Öğe Hipohidrotik ektodermal displazi (Olgu sunumu)(2004) Gözü, Ayfer; Dikici, Bünyamin; Fidan, Mücahit; Davutoğlu, MehmetEktodermal displazi, ektodermden gelişen yapılarda bozuklukla karakterize olan doğumsal bir grup hastalıktır. Hastalık prenatal dönemde teşhis edilebilirken tedavide semptomatik yaklaşım yapılmaktadır. Bu yazımızda, gelişme geriliği, terlememe, gözyaşı olmaması yakmmasıyla getirilen ve hipohidrotik ektodermal displazi tanısı alan 25 aylık kız çocuğu sunulmuştur. Erken dönemde yanlış tanı alabilen bu olgularda, sıklıkla sebebi bilinmeyen ateş, konvulsiyon, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, nöromotor gelişme geriliği, beslenme problemleri etyolojisi araştırılırken tanı konur. Bu nedenle bu tip semptomları irdelerken nadir görülen hipohidrotik ektodermal displazi de hatırlanmalıdır. Genetik danışmanlık ve semptomatik tedavi için erken tanının önemi vurgulanıp son literatür bilgileri gözden geçirilerek olgu sunuldu.Öğe Infantile osteopetrosis associated with rickets(TIP ARASTIRMALARI DERNEGI, 2005) Bükte, Yaşar; Gürkan, Fuat; Davutoǧlu, Mehmet; Gözü, Ayfer; Bilici, MekiA 3-year-old female child was diagnosed as malignant autosomal recessive form of infantile osteopetrosis by presence of anemia, thrombocytopenia, hepatosplenomegaly, failure to thrive, visual and hearing loss, and the typical radiological images on plain radiograms. The patient had associated clinical and laboratory findings of rickets as a rare presentation. Treatment with calcitriol was initiated with a short-term calcium supplement.Öğe Mardin ili ilköğretim okullarında 6-15 yaş grubu öğrencilerde kilo fazlalığı ve obezite prevalansı(2007) Gözü, AyferAmaç: Çalışmada ilköğretim okulunda okuyan çocukların kilo fazlalığı ve obezite prevalansınm saptanması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Mardin ili merkez ilköğretim okullarında okuyan 6-15 yaş grubundaki 715 çocukta, Beden Kitle İndeksleri (BKİ) değerleri Hastalıkları Önleme ve Kontrol Merkezi'nin 2000 yılında yayınladığı kriterlere göre değerlendirilmiştir. BKİ 85-94 persantil arasında olanlar kilo fazlalığı, ?95 persantil olan çocuklar obez olarak kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmada kilo fazlalığı prevalansı kızlarda %16.9, erkeklerde %12.7 saptanırken, obezite prevalansı kızlarda %4.4, erkeklerde %4.3 olarak bulunmuştur. Çalışmamızda kilo fazlalığı ve obezite prevalansınm her iki cinste yaş grupları arasında anlamlı bir fark bulunmazken (p>0.05), obezite prevalansınm her iki cinste yaş grupları büyüdükçe anlamlı olarak azaldığı saptanmıştır (p<0.05). Obez çocukların %90, kilo fazlalığı olan çocukların %96fsının anne mesleği ev hanımıydı. Anne eğitim düzeyi ve kardeş sayısı arasında negatif yönde korelasyon bulundu (r= -0.369, p<0.05). Sonuç: Çalışma gurubundaki çocuklarda kilo fazlalığı prevalansı yüksek bulunmuştur. Gelecekte obezitenin bu yaş grubunda bir sağlık sorunu olarakÖğe Pamidronat infüzyonu ile tedavi edilen D vitamini zehirlenmesi(2012) Ece, Aydın; Gözü, Ayfer; Tutanç, Murat; Yel, Servet; Boşnak, MehmetD vitamini intoksikasyonunun akut olarak hiperkalsemi, dehidratasyon, nörolojik bozukluk, kronik olarak da hiperkalsüri/nefrokalsinozis gibi ciddi sonuçları vardır. Daha önce sağlıklı olan, bilinçsiz bir aşırı doz D vitamini takviyesi ile tedaviye dirençli hiperkalsemili 6 aylık erkek bebek olgusu sunuldu. Kısa süreli intravenöz infüzyon pamidronat tedavisi uygulanarak komplikasyon olmaksızın serum kalsiyum düzeyleri düzeltildi. D vitamini intoksikasyonundan ve komplikasyonlarından kaçınılması için D vitamini dozu dikkatli hesaplanmalıdır. Ayrıca, çocuklar için zararlı olabilecek ilaçların reçetesiz satılmasını engelleyecek önlemler alınmalıdır.Öğe Parathyroid functions in thalassemia major(2005) Gözü, Ayfer; Deniz, Turgay; Haspolat, Yusuf Kenan; Doğru, ÖmerThe ai of this study was to evaluate parathyroid functions in children with thalassemia major. The study consists of totally 90 patients, 55 males (61.1%) and 35 females (38.9%), followed at Dicle University, Department of Pediatric Hematology between July 2004 and April 2005.Öğe Protein-enerji malnutrisyonlu çocuklarda renal tübüler fonksiyonlar ve böbrek boyutları(2016) Gözü, Ayfer; Ece, AydınDicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalında Ocak 2003 ve Haziran 2004 tarihleri arasında protein-enerji malnutrisyonu (PEM) tanısıyla izlenen, 35'i ( %43.7) kız, 45'i (%56.3) erkek toplam 80 hasta çalışmaya alındı. Protein-enerji malnutrisyonlu hastalarımızın yaş ortalaması 29.2Ü9.7 ay (3-66 ay arası) idi. Waterlow sınıflamasına göre hastaların 54'ü (%67.5) üçüncü derece, 20' si (%25) ikinci derece, 6'sı (%7.5) birinci derece malnutrisyonlu olarak saptandı. Welcome-Thrust sınıflamasına göre ağır PEM'lulann 51'i (%94.4) marasmuslu, 3'ü marasmik kwashiorkorlu idi. Kalan 26 hasta hafif ve orta malnutrisyonluydu. Böbrek fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilecek hastalığı olmayan 84 sağlıklı çocuk kontrol grubu olarak alındı. Total kontrol grubu içinden yaş ve cinsiyet olarak PEM'lu gruba benzeyen 32 sağlıklı çocuk PEM grubu kontrolü için ayrıldı. Protein-enerji malnutrisyonlu 80 hasta ve 84 kontrol hastadan oluşan total 164 vakada korelasyonlar bakıldı. Protein-enerji malnutrisyonlu çocuklarda serum sodyum, potasyum, fosfor, kreatinin, ve total kolesterol düzeylerinde anlamlı düşüklük saptandı. İdrar Na, K, Mg, kreatinin ve fosfor düzeyleri de kontrollerden anlamlı düşüktü. Glomerüler filtrasyon hızında (GFR) kontrol grubuna göre düşüklük saptanırken, idrar kalsiyum/kreatinin (Ca/Cr) oranı PEM'lu grupta anlamlı yüksekti. Malnutrisyonlu grupta, kontrol grubuyla karşılaştırıldığında, renal tübüler indeks parametrelerinden fraksiyone sodyum atılımında (FENa) anlamlı bir değişiklik saptanmazken; fraksiyone potasyum atılımında (FEK) azalma, tübüler fosfor geri emiliminde (TRP) artma saptandı. Kan basıncı ve GFR arasında anlamlı korelasyon bulundu. Malnutrisyonlu hastaların böbrek boyutları kontrol grubuna göre anlamlı düşüktü. Böbrek boyutları ile yaş, vücut ağırlığı, boy, vücut yüzeyi, triseps deri kıvrım kalınlığı ve orta kol çevresi arasında anlamlı korelasyonlar saptandı. Bilateral böbrek boyu, sağ renal en ve parankim kalınlığı ile FEK arasında pozitif, TRP ile negatif yönde korelasyon saptanırken, bu parametreler ile FENa arasında anlamlı korelasyon saptanmadı. Sonuç olarak PEM'lu hastalarda tübüler fonksiyonların değişme eğiliminde olduğu, böbrek boyutlarının vücut ağırlığı, boy, vücut yüzeyi, triseps deri kıvrım kalınlığı ve orta kol çevresi gibi somatik parametrelerle orantılı olduğu gözlendi. Kız ve erkek çocuklar arasında böbrek boyutları ve tübüler fonksiyonları bakımından farklılık saptanmadı. Ayrıca malnutrisyonlu hastalardaki hiperkalsiüri gibi mineral atılımındaki değişikliklerin, üriner sistem taş hastalığına eğilimi arttırabileceği düşünüldü. Anahtar kelimeler: Protein-enerji malnutrisyonu, renal tübüler fonksiyonlar, böbrek boyutlarıÖğe Retrofaringeal abse tanılı iki olgu sunumu(2006) Gürkan, Fuat; Gözü, Ayfer; Davutoğlu, MehmetAmaç: Solunum sıkıntısıyla başvuran 5 yaş altı çocuklarda ayırıcı tanıda nadir bir neden olan retrofaringeal absenin düşünülmesi gerektiği vurgulanıp, literatür bilgileri doğrultusunda tartışmaktır. Konu: Retrofaringeal abse farinks arka duvarı ile prevertebral fasya arasındaki lenf bezlerinin akut enfeksiyonudur. Çocukluk çağında nadir görüldüğünden dolayı tanısı atlanabilmektedir. Ancak tanı ve tedavide geç kalındığında, son derece ölümcül olabilmektedir. Burada solunum sıkıntısıyla gittikleri merkezlerde farklı tanılar alan, daha sonra retrofaringeal abse teşhisi konulup tedavi edilen, yaşları 8 ve 18 aylık iki erkek olgu sunulmuştur. Sonuç: Retrofaringeal abse süt çocuklarında solunum yollarının nadir obstruksiyon nedenlerinden olup erken tanı ve uygun tedavi hayati öneme sahiptir.Öğe Süt çocuğunda tekrarlayan akciğer enfeksiyonunun nadir bir nedeni: Akalazya(Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Gürkan, Fuat; Güneş, Ali; Gözü, Ayfer; Kocamaz, Halil; Yel, ServetAmaç: Akalazya, alt özofagus sfinkterinde relaksasyon bozukluğu ile karakterize çocukluk çağında nadir görülen bir hastalıktır. Bu yazıda kusma, öksürük, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu, ağırlık artımında duraklama semptomlarıyla yatan 18 aylık bir akalazya olgusu sunuldu ve konu ile ilgili literatür gözden geçirildi. Olgu sunumu: Daha önce üç kez farklı hastanelerde tekrarlayan akciğer enfeksiyonu nedeniyle yatırılarak tedavi gördüğü belirtilen hastanın toraks bilgisayarlı tomografisinde özofagusun geniş görüntülenmesi üzerine yapılan kontrastlı radyolojik inceleme sonucunda akalazya tanısı kondu. Sonuç: Sık tekrarlayan akciğer enfeksiyonu nedenleri arasında nadir bir çocukluk çağı hastalığı olarak bilinen akalazyanın da düşünülmesi gerekir.