Yazar "Fidan, Mücahit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akut romatizmal ateşli çocuklarda klinik ve laboratuvar bulguların geriye dönük olarak incelenmesi: Reaktivasyon ve koruyucu tedaviye uyumunun araştırılması(2012) Mermutoğlu, Nihat; Fidan, Mücahit; Taşkesen, Mustafa; Alyan, Ömer; Taş, Mehmet Ali; Şen, Velat; Gözü, Ayfer PirinçoğluAmaç: Bu çalışmada, akut romatizmal ateşli (ARA) hastaların klinik ve laboratuvar özellikleri, ekokardiyografik bulguları geriye dönük olarak incelendi, reaktivasyon ve penisilin koruyucu tedavi uyumu araştırıldı.Çalışma planı: ARA tanısı alan 255 hastanın (143 erkek, 112 kız; ort. yaş 10.1±2.7 yıl), cinsiyet, yaş, klinik ve laboratuvar özellikleri, ekokardiyografik bulguları yanı sıra reaktivasyonu ve penisilin koruyucu tedavisine uyumları incelendi.Bulgular: Çalışmaya alınan hastaların hastanede kalma süreleri 13.3±4.3 gün idi. ARA öyküsü olan hasta sayısı 94 idi. Majör bulgular, hastaların 233’ünde artrit, 166’sında kardit, 14’ünde Sydenham koresi ve 2’sinde subkütan nodüldü. Artrit ve kardit birlikteliği 151 hastada görüldü, hiçbir hastada eritema marjinatum görülmedi. Minör bulgular ateş (n=246) ve artralji idi (n=15). Hastaların 94’ünde boğaz kültürü pozitifti, antistreptolizin-O 124 hastada yüksek bulundu. İzole mitral kapak tutulumu 205 hastada saptandı, hem mitral hem de aort tutulumu 118 hastada görüldü.Sonuç: ARA ülkemizde önemli bir halk sağlığı sorunu olmaya devam etmektedir. Kötü prognozun önlenmesi için erken tanı ve tedavinin yanı sıra uygun koruyucu tedavinin önemi de vurgulanmalıdır.Öğe Hipohidrotik ektodermal displazi (Olgu sunumu)(2004) Gözü, Ayfer; Dikici, Bünyamin; Fidan, Mücahit; Davutoğlu, MehmetEktodermal displazi, ektodermden gelişen yapılarda bozuklukla karakterize olan doğumsal bir grup hastalıktır. Hastalık prenatal dönemde teşhis edilebilirken tedavide semptomatik yaklaşım yapılmaktadır. Bu yazımızda, gelişme geriliği, terlememe, gözyaşı olmaması yakmmasıyla getirilen ve hipohidrotik ektodermal displazi tanısı alan 25 aylık kız çocuğu sunulmuştur. Erken dönemde yanlış tanı alabilen bu olgularda, sıklıkla sebebi bilinmeyen ateş, konvulsiyon, tekrarlayan solunum yolu enfeksiyonları, nöromotor gelişme geriliği, beslenme problemleri etyolojisi araştırılırken tanı konur. Bu nedenle bu tip semptomları irdelerken nadir görülen hipohidrotik ektodermal displazi de hatırlanmalıdır. Genetik danışmanlık ve semptomatik tedavi için erken tanının önemi vurgulanıp son literatür bilgileri gözden geçirilerek olgu sunuldu.Öğe Prevalence of hepatitis B infection among schoolchildren in Southeast Turkey(2009) Uzun, Hakan; Pirinççioğlu, Ayfer Gözü; Dikici, Bünyamin; Fidan, MücahitAmaç: Hepatit B enfeksiyonu (HBV) dünya genelinde bir sağlık problemidir. Bu çalışmanın amacı Türkiye’nin güneydoğu bölgesinde, okul çocuklarında HBV taşıyıcı sıklığı ve HBV enfeksiyona karşı bağışıklık yanıtın gelişmesinde genişletilmiş aşı programının etkisini saptamaktır. Yöntem ve Gereç: Çalışma popülasyonu Mardin bölgesinde yaşayan 6-17 yaş arası sağlıklı 147.200 okul çocuğunu içerir. Toplam 802 çocuk, rabdomize olarak sistematik örnekleme yöntemi ile seçildi. Alınan kan örneklerinde Hepatit B yüzey antijeni (HBsAg), HBsAg antikoru (Anti-HBs), hepatit B kor antijen antikoru (Anti-HBc), ELISA (General Biological Corp., Taiwan) yöntemi ile çalışıldı. Bulgular: Bu çalışma, yaş ortalamaları 10,4 ± 2,3 yıl olan 420’si erkek (% 52,4) ve 382’si kız (% 47,6) çocuğundan oluşmaktadır. Çocukların toplamda anti-HBs, anti-HBc ve HBsAg pozitifliği sırasıyla, 724 (% 90,2), 56 (% 7) ve 22 (% 2,7) idi. HBV seroprevalansı toplamda % 2,7 bulundu. Sonuç: Genişletilmiş ulusal aşı programının başlamasıyla, Türkiye’nin güneydoğusunda okul çocuklarında perinatal ve horizontal geçişli HBV seropozitifliği başarılı bir şekilde azalmıştır.Öğe SIRS, sepsis, ağır sepsis, septik şok ve MODS tanısıyla çocuk yoğun bakım ünitesinde yatan hastaların epidemiyolojik prognostik ve sonlanım verilerinin değerlendirilmesi(2016) Fidan, Mücahit; Haspolat, KenanSIRS, sepsis, ağır sepsis, septik şok ve MODS yoğun bakım hekimlerinin sık karşılaştıkları ayırıcı tanıda zorlandıkları bunun yanında tanının acilen konulup tedavinin başlanmasının hastanın mortalite morbiditesinin önemli derecede etkilediği bir hastalık gurubudur. Kasım 2002-Ocak 2004 tarihleri arasında DÜTF Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Kliniği 6 yataklı Yoğun bakım ünitesinde takip edilen 77'si kız, 80'i erkek olmak üzere 157 hasta çalışmaya alındı. Bu hastaların en küçüğü 1 en büyüğü 182 aylık olduğu tespit edildi. Bu hastalar SIRS,sepsis,ağır sepsis ve septik şok kriterleri için ACCP/SCCM (American College of Chest Physicians/Society of critical Care Medicine) Consensus Conference Commitee tanımlamaları temel alındı. Çalışmada hastaların en sık 25-48 aylık olduğu, en sık kış mevsiminde başvurdukları, sepsisin en sık nedeninin respiratuar kaynaklı olduğu saptandı. Ayrıca yoğun bakım ünitemize kabulde % 42.6'sında MODS saptandığı, MODS ile mortalite arasında belirgin bir ilişki olduğu, yoğun bakıma yatırılıp ölen hastalarda % 95 oranında MODS olduğu, MODS gelişen ve ölen hastalara bakılığında ölen hastalarda en sık iki ve üç organ yetersizliği geliştiği tespit edildi. Sepsisten ağır sepsis ve septik şoka, ağır sepsisten septik şoka ilerleyen hastalarda mortalitenin çok yüksek oranlarda olduğu ve çalışma sonucunda mortalitenin kızlarda daha fazla olduğu, kızlarda en sık mortalitenin (% 23.3) ağır sepsiste, erkeklerde ise en sık mortalitenin (% 23.3) septik şokta gerçekleştiği tespit edildi. Multipl organ disfonksiyonun çocuklarda erken geliştiğini ve sepsisin mortaliteyi artırdığı görüldü. Bunların erkenden tanınıp tedavi edilmesi prognoz açısından büyük önem taşıyabileceği ve yüksek olan mortalite oranlarını düşürebileceği kanısına varıldı