Yazar "Em, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ASSESSMENT OF EARTHQUAKE RISK IN GEOGRAPHIC INFORMATION SYSTEMS ENVIRONMENT DIYARBAKIR EXAMPLE(Kahramanmaras Sutcu Imam University, 2024) Em, Ali; Gül, BurakAn earthquake is a type of natural disaster characterized by the release of seismic energy that occurs as a result of the sudden and violent movement of tectonic plates in the earth's crust against each other. Due to its geographical location, Turkey is located in one of the active earthquake zones in the world, and therefore it is exposed to continuous and frequent earthquake activity. This situation requires a multi-faceted and more in-depth examination of Turkey's earthquake disaster, and the development of effective response strategies with scientific analysis. In this context, in this study, earthquake magnitudes, dates, etc. covering the years 1900-2022 belonging to all districts of Diyarbakır province were obtained from the AFAD database and transferred to the geographic information systems environment and visualized. The aim of this study was to interpret the earthquake data of all districts on a district basis and to determine which districts are more risky and which are less risky districts. It is aimed to help interpret the results with the visualized data of the study area. In addition, this article is expected to be an important resource for local governments, non-governmental organizations and individuals who want to determine the earthquake risk of Diyarbakır and take appropriate measures.Öğe COĞRAFİ BİLGİ SİSTEMLERİ ORTAMINDA DEPREM RİSKİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ DİYARBAKIR ÖRNEĞİ(2024) Em, Ali; Gül, BurakDeprem, yer kabuğundaki tektonik plakaların ani ve şiddetli bir biçimde birbirine karşı hareket etmesi sonucu ortaya çıkan sismik enerji salınımı ile karakterize edilen, doğal bir afet türüdür. Türkiye, coğrafi konumu itibariyle dünya üzerinde aktif deprem bölgelerinden birinde yer almakta olup, bu nedenle sürekli ve sık deprem aktivitesine maruz kalmaktadır. Bu durum, Türkiye'nin deprem afetinin çok yönlü bir şekilde ve daha derinlemesine incelenmesini, bilimsel analiz ile etkili müdahale stratejileri geliştirilmesini gerektirmektedir. Bu bağlamda bu çalışmada Diyarbakır ilinin tüm ilçelerine ait 1900-2022 yıllarını kapsayan deprem büyüklüğü, tarihleri vs. gibi büyüklükler AFAD veri tabanından elde edilerek coğrafi bilgi sistemleri ortamına aktarılıp görselleştirilmiştir. Bu çalışmanın amacı ilçe bazında tüm ilçelere ait deprem verilerini yorumlayarak hangi ilçelerin daha riskli hangilerinin ise daha az riskli ilçeler olduğunu belirlemek olmuştur. Çalışma alanına ait görselleştirilmiş verilerle sonuçları yorumlama konusunda yardımcı olması hedeflenmiştir. Ayrıca bu makale, Diyarbakır'ın deprem riskini belirlemek ve buna uygun önlemleri almak isteyen yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları ve bireyler için önemli bir kaynak olması beklenmektedir.Öğe Diyarbakır kent merkezi için sıcaklık verilerinin istatistiksel analizi(Su Vakfı, 2009) Toprak, Z. Fuat; Öztürkmen, Gökmen; Yılmaz, Senem; Dursun, Felat; Bayar, Gülay; Em, Ali; Hamidi, NizamettinÇalışmada, Devlet Meteoroloji İşleri Genel Müdürlüğü’nden temin edilen 1972–2005 yıllarına ait Diyarbakır kent merkezi günlük ortalama, maksimum ve minimumsıcaklık verileri ile günlük ölçümlerden elde edilen aylık, mevsimlik ve yıllık ortalama,maksimum ve minimum sıcaklık verilerinin kapsamlı bir istatistik analizi yapılmıştır. Buamaçla, 1972–2005 yıllarına ait aylık ve mevsimlik ortalama, maksimum ve minimumsıcaklık verilerinin tüm istatistikleri hesaplanmıştır. Ayrıca aylık ve mevsimlik olarak1972–2005 yıllarını kapsayan toplum değerleri ile son beş yılı kapsayan bir örneğin 5.mertebeye kadar iç bağımlılıkları, -ortalama, maksimum ve minimumlar için- ayrı ayrıhesaplanmıştır. Yine her üçü için aylık ve mevsimlik zaman serileri, histogramları veuzun yıllar toplum değerleri ile son beş yılı kapsayan örneğin kontur haritaları eldeedilmiştir. Bunun yanı sıra, GAP’ın ve küresel ısınmanın kent sıcaklıkları üzerindekietkisini araştırmak için 1972–2005 yıllarına ait aylık ve mevsimlik toplum değerleri ile2001–2005 yıllarını kapsayan örneğin aylık ve mevsimlik değerleri tüm istatistikler açısındanbirbiri ile karşılaştırılmıştır. Böylece iki seri arasında anlamlı bir ilişkinin veya istatistikbir benzerliğin olup olmadığı, son beş yılda bu ilişkinin veya benzerliğin değişipdeğişmediği araştırılmıştır. Çalışma, kent merkezinin aylık ve mevsimlik sıcaklıklarındason yıllarda bir değişimin olup olmadığının yanı sıra değişimin nasıl olduğuna (artış/azalma) ve neden meydana geldiğine (küresel ısınma/GAP) ilişkin bir fikir de vereceğiumulmaktadır. Özetle bu çalışmada, yerel veya küresel ısınma ile ilgilenen araştırmacılariçin bir örnek teşkil etsin diye günlük ölçümlerden elde edilen aylık ve mevsimlikortalama, maksimum ve minimum sıcaklık verileri esas alınarak Diyarbakır kent merkezininsıcaklıklarının detaylı bir istatistik Analizi yapılmıştır.Öğe Hidrolojik değişken yağışa göre GAP Bölgesindeki kuraklığın trend analizi bakımından incelenmesi(2017) Em, Ali; Hamidi, NizametinDicle ve Fırat nehirlerinin yukarı havzası M.Ö. 4500 yılından bu yana modernleşmede önemli bir rol oynamıştır. 2000’li yıllarda Güneydoğu Anadolu Projesi’nin(GAP) tamamlanmasını takiben modern teknolojinin desteğiyle , binlerce yıl önce Mezopotanya’da yaşanılan ortam geri gelecektir. Bu nedenle GAP bölgesindeki tehlike arz eden doğal afetlerden kuraklığın etkilerinin incelenmesi çok önemlidir. Küresel ısınmadan dolayı, dünya ikliminin değişmesinin yarattığı etkiler, bölgesel farklılıklar göstermektedir. Küresel iklim değişimi sonucunda son yıllarda giderek artan bir şidette ve sıklıkta meydana gelen kuraklık, ani sel ve kıyılarda yaşanan su baskınlarında önemli artışların olması ve bunun sonucunda gelecekte de daha büyük can ve ekonomik kayıplara neden olması beklenmektedir. Bu değişimin getirdiği etki, GAP ‘ta kuraklaşmaya ve çölleşmeye giden bir seyir izlemektedir. Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye’nin önemli bir tarım bölgesi olduğu için ; bu bölgeye tarıma yönelik büyük ölçekli projeler uygulanmış, bu projelerin en büyüğüde GAP olmuştur. GAP bölgedeki susuzluk sorununa da çare olması için düşünülmüştür. Bu araştırmada GAP bölgesinde yer alan Devlet Meteoroloji İşlerine ait 18 istasyondan elde edilen 1970-2003 yılları arası günlük yağış verileri homojenlik testleri ve trend analizi metotlarını kullanarak kuraklığın gidişi tespit edilmeye çalışılmıştır. Homojenlik testi olarak Grafiksel analiz ve Run (Swed-Eisenhart) kullanılırken; Trend analizi metotları olarak da parametrik olan t testi ve parametrik olmayan Mann-Kendall testi kullanılmıştır. Elde edilen verilerden anlaşıldığı gibi yıllık toplam yağışlar ve bölgedeki nemlilik Güneydoğu Anadolu Projesi(GAP) projesi kapsamındaki barajların su tutmasıyla artmıştır. Fakat yağış dağılışına bakınça daha çok kış mevsiminde artış olduğu görülmüş , yaz aylarında çok fazla değişiklik olmadığı belirlenmiştir. ANAHTAR KELİMELER : GAP , Küresel ısınma, Kuraklık, Homojenlik ,Run,Trend Analizi, Mann-Kendall.Öğe Kralkızı ve Dicle barajlarının yıkılması sonrası nümerik taşkın modellemesi ve simülasyonu(Dicle Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Em, Ali; Hamidi, NizamettinTarih boyunca insanoğlu ihtiyacı olan suyu temin için çeşitli yollar denemek ve çözümler aramak için ilk başlarda medeniyetlerin yerleşim yerlerini ırmak ve göl gibi tatlı su kaynaklarına yakın inşa etmiştir. Teknolojinin gelişmesiyle birlikte enerji, sulama, içme suyu ve taşkından korunmak amacıyla barajlar inşa edilmiştir. Barajlar inşa edilirken işletme maliyetleri açısından şehrin rakımından daha yükseğe konumlandırılarak cazibeyle suyun şehir merkezine ulaşması sağlanmıştır. Yerleşim alanlarından daha yüksekte inşa edilen barajlar olası baraj yıkılmalarında beraberinde bazı sorunlar ve riskleri ortaya çıkarmıştır. İlk akla gelen soru; şehirler nasıl etkilenir?. Bu sorulara yanıt almak ve olası baraj yıkılmalarında can ve mal kaybını en düşük seviyede tutmak için oluşturulan baraj yıkılma taşkın risk haritaları ile ilgili kuruluşlara acil eylem planı olarak bir rehber olması açısından hayati bir önem taşımaktadır. Bu çalışmada Fırat-Dicle Havzasında bulunan Güneydoğu Anadolu Projesi kapsamında inşa edilmiş Kralkızı ve Dicle barajları çalışma alanı olarak seçilmiştir. Dicle-Fırat havzasında bulunan Diyarbakır şehir merkezi rakımından ortalama 100 metre yükseklikte ve göl hacmi 1.919.000.000 m3 olan Kralkızı barajı, ortalama 40 metre yükseklikte ve göl hacmi 595.000.000 m3 olan Dicle barajı olası yıkılma durumunda risk oluşturmaktadır. Kralkızı barajı mansap kısmının hemen bitiminde başlayan Dicle baraj gölü ender rastlanacak bir çalışma alanı sunmakta ve Dicle-Fırat nehirleri sınırı aşan sular olarak stratejik bir önem taşımaktadır. Baraj göllerinin bitişik olması iki baraj gölün bir baraj gölü şeklinde düşünülmesine sebep olmaktadır. Çalışma alanı topoğrafyasını incelemek ve taşkın modellemesine altlık dosyaları oluşturmak için coğrafi bilgi sistemi (CBS) Global Maper ve ArcGIS kullanılmıştır. CBS verisi beş metreye beş metre pixel çözünürlüğünde img raster formatındadır. Bu çözünürlük taşkın yayılımını doğru yansıtması için oldukça iyi bir değerdir. Çalışmada HEC RAS ve DHI MIKE taşkın yazılım programları kullanılarak dokuz ayrı model oluşturulmuştur. Bu modeller giriş verisi olarak kullanılarak Kralkızı ve Dicle barajlarının olası yıkılması sonrası oluşacak taşkın yayılımının Diyarbakır kent merkezindeki risk haritaları çıkarılmıştır. Kralkızı barajı üstten aşma ve borulanması sonucu yıkılma modeli ile yıkılma hidrografı elde edilmiştir. Elde edilen hidrograf Dicle baraj gölüne giriş hidrografı olarak tanımlanmış, yıkılma üstten aşma ve borulanma olarak yıkılma modellemesi yapılmış ve bunların simülasyonları sonucu hidrograflar elde edilmiştir. Elde edilen hidrograflar Dicle barajı ile Diyarbakır kent merkezi arasındaki ovaya giriş hidrografı olarak tanımlanmış, HEC-RAS ile MIKE yazılım programlarıyla bir boyutlu ve iki boyutlu olarak modellemesi yapılmış ve olası risk haritaları elde edilmiştir. Çalışmada, barajların yıkılması sonucu elde edilen hidrograftaki debiler oldukça büyük değerlere ulaştığı için çok büyük stabilite problemleriyle karşılaşılmış, bir boyutlu modellerde kesit sıklığı istenilen aralıkta olmamıştır. Modellerde kesit aralıkları çok sık olduğunda ise kesit kolları çakışmış ve hesapta hatalara sebep olmuştur. Kesit aralıkları daha geniş alındığında program yetersiz kesit aralığı uyarısı vermiştir. Nehir yatağı bölümünde 1 boyutlu, arazide ise iki boyutlu çalışan ve aynı anda sümilasyonu çalıştıran programlar baraj yıkılması açısından daha uygun olduğu görülmüştür. Genel olarak modeller sonunda baraj yıkılması sonucunda oluşan taşkınlar Diyarbakır eski kent merkezi başta olmak üzere yerleşim yerlerini etkilememiştir. Nehir yatağında ve yakın yerlerde bazı küçük yerleşim yerleri su altında kalmıştır. Ongözlü köprü bölgesinde vadi daraldığı için akım hızı artmış ve köprünün bulunduğu kesitte yüksek değerlere ulaşmıştır. Ongözlü köprünün üzerinde taşkının etkisinin araştırılması gereken bir konu olduğu sonucuna varılmıştır.