Yazar "Dursun, Şükrü" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 13 / 13
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anöstrüs döneminde koyunlara ?-karoten veya E vitamini + selenyum enjeksiyonlarının döl verimi üzerine etkisi(2013) Kırbaş, Mesut; Köse, Mehmet; Bayrıl, Tahir; Dursun, ŞükrüSunulan bu çalışmada anöstrüs döneminde östrüsleri senkronize edilen koyunlarda fertilite üzerine östrüs öncesi ?-karoten veya Vitamin E + Selenyum (Vit E + Se) enjeksiyonunun etkisi incelendi. Koyunların (n=58) östrüsleri 10 gün süreyle vaginal yolla uygulanan progesteron emdirilmiş süngerile senkronize edildi. Süngerlerin çıkarılmasından 1 gün önce 400 IU gebe kısrak serum gonadotrophin (PMSG) ve 125 ?g prostaglandinF2alfa (PGF2?) kas içi uygulandı. Bundan sonra koyunlar rast gele üç gruba ayrıldı. Süngerlerin çıkarıldığı gün koyunlara (1 mg/kg ?-karoten, Grup I, n=22) ?-karoten veyaVit E+Se (200 mg DL-alfa tokoferol asetat+0,67 mg selenyum, Grup II, n=22) uygulandı. Üçüncügruptaki koyunlar (Grup III, n=14) ise kontrol olarak bırakıldı. Gebelik muayeneleri aşım sonrası 35. günde transrektal ultrasonografi ile yapıldı. Gebelik oranı ve kuzu verimi sırasıyla birinci grupta %59.1, %45.5, ikinci grupta %50.0, %68.2 ve üçüncü grupta %64.3 ve %57.1 oldu. Sonuç olarak, anöstrüs döneminde senkronize koyunlarda östrüs öncesi ?-karoten veya Vit E + Se enjeksiyonununfertilite parametreleri üzerine olumlu etkisinin olmadığı kanısına varıldı.Öğe Dondurulmuş Embriyo Transfer Edilmiş İneklerde Diöstrüste GnRH Enjeksiyonu ya da Progesterone İmplantının Etkisi(Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü, 2014) Kırbaş, Mesut; Bülbül, Bülent; Köse, Mehmet; Dursun, Şükrü; Çolak, MehmetBu çalışmada, dondurulmuş-çözdürülmüş embriyo transferi yapılmış ineklerde 13. gün (östrüs=0) tek doz GnRH ya da 13-20. günler arasında progesteron uygulamasının kan plazması progesteron seviyesi ve gebelik oranları üzerine etkisi araştırıldı. Bu amaçla, 48 baş İsviçre Esmeri ırkı inek senkronize edilerek taşıyıcı olarak kullanıldı. Östrüs senkronizasyon protokolünü takiben tespit edilen östrüsten 7 gün sonra bütün ineklere ethilen glikolle dondurulmuş-çözdürülmüş embriyolar transfer edildi ve inekler rastgele üç gruba ayrıldı. GnRH grubunda (n=16), ineklere 13. gün 10 ?g buserelin asetat i.m. yolla enjekte edildi. İmplant grubundaki (n=16) ineklere 3 mg norgestomet içeren implantlar kulak derisi altına yerleştirildi. Kontrol grubundaki (n=16) ineklere ise 13. gün i.m. olarak 2 ml fizyolojik tuzlu su solusyonu enjekte edildi. İmplant grubunda 16 ve 20. günlerde saptanan progesteron seviyeleri GnRH ve Kontrol gruplarından yüksek oldu (p<0.05). Yirmisekizinci gün gebelik oranları GnRH, İmplant ve Kontrol gruplarında sırasıyla %43.75 (7/16), %50 (8/16) ve %18.75 (3/16) olarak tespit edildi ve İmplant grubunda Kontrol grubundan yüksek olarak bulundu (p=0.06). Sonuç olarak, ineklerde östrüsten sonraki 13-20. günler arasında kulak implantı şeklinde progesteron uygulaması 16 ve 20. günlerde progesteron seviyesini yükseltti ve kontrol grubuna göre gebelik oranını artırdıÖğe Dondurulmuş sığır embriyolarının transferinden elde edilen gebelik oranı üzerine taşıyıcı senkronizasyon protokolünün etkisi(2012) Kırbaş, Mesut; Köse, Mehmet; Çolak, Mehmet Cengiz; Dursun, Şükrü; Bülbül, BülentBu çalışmada, dondurulmuş-çözündürülmüş embriyo transfer edilen ineklerde gebelik oranı üzerine farklı östrüs senkronizasyon yöntemlerinin etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı. Bu amaçla taşıyıcıların östrüsleri (n=50) iki farklı yöntemle senkronize edildi. Birinci gruptaki (PG grubu, n=24) taşıyıcılara 11 gün ara ile 500 $mu$g cloprostenol kas içi yolla uygulandı. İkinci gruptaki (İmplant grubu, n=14) taşıyıcıların kulak derisi altına 10 gün süreyle 3 mg norgestomet içeren implant yerleştirildi. Bununla birlikte aynı zamanda 3 mg norgestomet+5 mg östradiol valerate kas içi uygulandı. Uygulamanın 9. gününde 500 $mu$g cloprostenol kas içi enjekte edildi. Spontan östrüs gösteren inekler üçüncü grubu (Kontrol, n=12) oluşturdu. Embriyolar östrüs sonrası 7. günde epidural anestezi altında korpus luteumun bulunduğu taraftaki kornu uteriye bırakıldı (östrüs 0). Gebelik tespiti, östrüs sonrası 30, 60 ve 90. günlerde yapıldı. Gebelik oranı PG, İmplant ve Kontrol gruplarında 30. günde sırasıyla %66.6, %64.3 ve %33.3 oldu. Embriyonik ölümler sadece 30-60. günler arasında PG (n=4) ve İmplant (n=2) gruplarında belirlendi. Gruplar arasında gebelik oranları açısından önemli farklılık belirlenmedi. Sonuç olarak, doğal östrus gösterenlere kıyasla senkronize edilen ineklerde daha yüksek gebelik oranları elde edildi ve iki farklı senkronizasyon protokolu arasında istatistik fark bulunamadı.Öğe Düvelerde dondurulmuş embriyoların transferinde embriyonun uterusta bırakıldığı kornu uteri ve derinliğinin gebelik oranı üzerine etkisi(Fırat Üniversitesi, 2014) Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Kırbaş, Mesut; Bülbül, Bülent; Çolak, MehmetBu çalışma, düvelerde dondurulmuş embriyoların transferinde embriyonun korpus luteumun bulunduğu ovaryuma göre bırakıldığı kornu uteri (ipsilateral/kolleteral) ve derinliğinin (derin/yüzeysel) gebelik oranı üzerine etkisini belirlemek amacıyla yapıldı. Derin transfer, embriyonun kornu uterinin, bifurkasyo bölgesinden sonraki üçüncü 1/3’lük kısmına bırakılması olarak tanımlanırken, yüzeysel transfer ise embriyonun kornu uterinin bifurkasyo bölgesinden sonraki ilk 1/3’lük kısmına bırakılması olarak tanımlandı. Bu tanımlamalara ve korpus luteumun lokalizasyonuna göre taşıyıcılar rasgele dört gruba ayrıldı. Etilen glikolle direk transfer metoduna göre dondurulmuş birinci kalite embriyolar taşıyıcılara östrüs (0. gün) sonrası 7. günde; Grup I’de derin-ipsilateral (n=12), Grup II’de yüzeysel-ipsilateral (n=13), Grup III’de derin-kolleteral (n=13), Grup IV’te ise yüzeysel-kolleteral (n=12) olarak transfer edildi. Taşıyıcıların gebelik muayeneleri 28. günde trans-rektal ultrasonografi ile yapıldı. Gebelik oranları gruplarda (Grup I, Grup II, Grup III ve Grup IV) sırasıyla %41.7 (5/12), %61.5 (8/13), %30.8 (4/13) ve %25 (3/12) tespit edildi. Grupların gebelik oranları arasındaki farklılık istatistiki olarak önemli bulunmadı (P>0.05). Yapılan transferler sadece derin ve yüzeysel olarak gruplandırıldığında gebelik oranları sırasıyla; %36 (9/25) ve %40 (11/25) oldu, fakat gebelik oranları arasındaki farklılık önemli olarak tespit edilmedi (P>0.05). Transferler sadece ipsilateral ve kolleteral olarak gruplandırıldığında ise gebelik oranları sırasıyla %52 (13/25) ve %28 (7/25) oldu. İstatistiksel olarak ipsilateral transfer grubunda elde edilen gebelik oranı, kolleteral transferlerden yüksek olma eğiliminde olduğu görüldü (P=0.07). Sonuç olarak, etilen glikolle dondurulmuş birinci kalite embriyoların korpus luteumla aynı taraftaki kornu uteriye bırakılması gerektiği kanısına varıldı.Öğe Düvelerde östrüs siklusunun folliküler ya da luteal evresinde başlatılan ovsynch protokolünün folliküler ve luteal senkronizasyon üzerine etkisi(2014) Bülbül, Bülent; Kırbaş, Mesut; Köse, Mehmet; Dursun, ŞükrüSunulan çalışmada düvelerde östrüs siklusunun folliküler veya luteal evresinde başlatılan ovsynch protokolünün folliküler ve luteal senkronizasyon ve gebelik oranı üzerine etkisi araştırıldı. Düvelerinöstrüs siklusu 0, 7 ve 9. günlerde sırasıyla GnRH (10 ?g buserelin asetat, birinci GnRH), PGF 2? (150 ?g d-kloprostenol, PG) ve GnRH (ikinci GnRH) uygulamalarıyla senkronize edildi. Düveler sonenjeksiyondan 18 saat sonra tohumlandı (10. gün, ST). Düveler, 0. gün plazma progesteron konsantrasyonlarına göre iki gruba ayrıldı; progesteron konsantrasyonu <1 ng/ml olanlar (Grup I, n=13) ve progesteron konsantrasyonu ?1 ng/ml olanlar (Grup II, n=15). Enjeksiyon günlerindedominant follikülün en uzun çapı ölçüldü. PG, ST ve tohumlama sonrası 7. günlerde kan örnekleri alındı. Gebelikler ST sonrası 35. günde ultrason cihazı ile kontrol edildi. Dominant follikülün ortalamaçapı (mm) birinci GnRH, PG ve ikinci GnRH günlerinde sırasıyla Grup I’de 9.1±1.1, 9.3±0.7 ve 11.4±0.9,Grup II’de 10.5±0.6, 11.3±0.8 ve 12.4±0.8 mm ölçüldü. Progesteron konsantrasyonu (ng/ml) birinciGnRH, PG, ST ve ST7 günlerinde sırasıyla Grup I’de 0.5±0.1, 8.1±1.2, 0.9±0.2 ve 4.0±0.6, Grup II’de ise 3.2±0.7, 9.9±1.4, 0.5±0.1 ve 3.7±0.7 tespit edildi. Östrüs senkronizasyonu, ovulasyon ve gebelikoranları sırasıyla Grup I’de %77, %69.2 ve %30.8, Grup II’de %93, %80 ve %26.7 oldu. Çalışmadagrupların oluşturulmasında kriter olarak esas alınan 0. gündeki (birinci GnRH günü) progesteron konsantrasyonu dışında gruplar arasındaki bütün farklılıklar istatistiki olarak önemsiz oldu (P>0.05). Özet olarak bu çalışmada elde edilen sonuçlara göre düvelerde östrüs siklusunun folliküler veya lutealevresinde başlatılan ovsynch yönteminin folliküler ve luteal senkronizasyon ve gebelik oranı üzerinefarklı bir etkisi olmadı.Öğe Etilen glikolle direkt transfer metoduna göre dondurulmuş sığır embriyolarının transferinde çözdürme-transfer aralığının gebelik oranı üzerine etkisi(2014) Kırbaş, Mesut; Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Ümütlü, Seyit; Bülbül, BülentAmaç: Bu çalışmada etilen glikolle direkt transfer metoduna göre dondurulmuş sığır embriyolarının taşıyıcılara transferinde, embriyonun çözdürülmesinden transfer edilene kadar geçen sürenin gebelik oranı üzerine etkisinin belirlenmesi amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Taşıyıcı olarak (n=56), kızgınlıkları (Östrüs) 14 gün arayla iki kez 0.150 mg d-cloprostenol enjeksiyonu ile senkronize edilen inekler kullanıldı. Embriyolar taşıyıcılara kızgınlık tespitinden 7 gün sonra (kızgınlık 0. gün) transfer edildi. Embriyolar 25oC'lik su banyosunda 25 saniye tutularak çözdürüldükten sonra taşıyıcılara 0-5 dk. (Grup 0-5, n=27), 6-10 (Grup 6-10, n=16) ya da 11-25 (Grup 11-25, n=13) dakika içinde korpus luteumun bulunduğu kornu uteriye ipsilateral olarak transfer edildi. Gebelik muayeneleri 28. günde ultrason cihazı kullanılarak yapıldı.Bulgular: Gebelik oranları G 0-5, G 6-10 ve G 11-25 gruplarında sırasıyla %59.3, %50 ve %23.1 olarak tespit edildi. Buna göre G 0-5 ve G 6-10 ile G 6-10 ve G 11-25 grupları arasında farklılık istatistiki açıdan önemsiz bulunurken (P>0.05), G 11-25 grubunda tespit edilen gebelik oranı G 0-5 grubuna kıyasla önemli düzeyde düşük bulundu (P Öneri: Sonuç olarak, etilen glikol ile dondurulmuş embriyoların çözdürme işleminden sonra 10 dakika içinde taşıyıcılara transfer edilmesi gerektiği kanısına varıldı.Öğe Foliküler kistli holstein ırkı düvelerde ovsynch protokolünün gebelik oranları üzerine etkisi(2023) Karaşahin, Tahir; Dursun, Şükrü; Atlı, Mehmet Osman; Öztürk, Caner; Bulut, Gaye; Köse, Mehmet; Kızıl, Sedat HamdiBu çalışmada, foliküler kistli Holstein ırkı düvelerde Ovsynch programının tedavideki etkinliğini belirlemek amaçlan- dı. Özel bir süt sığırı işletmesinde, iki veya üç tohumlamadan sonra gebe kalmayan, sık düzensiz, uzun veya sürekli östrüs belirtileri gösteren 2018 yılında 19 baş, 2022 yılında 17 baş, toplam 36 baş Holstein ırkı düve on gün arayla ikişer kez rektal palpasyon (RP) ve ultrasonografi (USG) ile tekniğine uygun olarak muayene edildi. İkinci muayeneden sonra, korpus luteum (CL) yokluğunda, 25 mm'den büyük çapta folikül taşıyan düveler (2018 yılında 13, 2022 yılında 12 olmak üzere toplam 25), foliküler kist grubuna dahil edilirken, kalan (2018’de 6, 2022 ‘de 5) 11 düve kontrol grubu olarak ayrıldı. Her iki gruptaki düvelere Ovsynch protokolü uygulandı. Düveler aynı ortamda aynı rasyon ile beslendi. Düvelerin gebelik muayeneleri tohumlamadan 45 gün sonra RP ve USG ile yapıldı. Elde edilen verilerin istatistiksel analizinde SPSS hazır paket programı kullanıldı. Gebelik oranı foliküler kist grubunda %88.0 (22/25), kontrol grubunda %72.73 (8/11) olarak tespit edildi. Grupların gebelik oranları arasında anlamlı fark yoktu (P?0.05). Sonuç olarak, Ovsynch protokolünün foliküler kisti olan düvelerde kullanılabileceği kanısına varıldı.Öğe Investigation of Effects on Fertility and Time of Naturel Mating and Parturition in the Middle Anatolia Merino Ewes to the Ram Effect during the Breeding Season in the Town of Konya Province Karapınar (I)(İlker ÇAMKERTEN, 2017) Dursun, Şükrü; Gürbüz, Hasan; Bulut, Gaye; Köse, Mehmet; Keskin, SıddıkThis study was conducted to investigate the effects on naturel mating, fertility and time of parturition in the merino ewes to the different application of ram effect during the natural breeding season. On the sixth day of the study; in one of two companies (company I), the rams was removed during six days from the flock of sheep. This application was not made on the other (company II). In other company, this application wasn’t done. First enterprise where the rams were removed then again, the rams were joined the flock and second enterprise were mated next 12 days %83.4 (342/410) and %67.98 (656/965), respectively. Flocks in the both enterprises were mated with natural mating. Breeding season were completed 18 and 28 days for the first and second sheep enterprise, respectively. When parturition season between enterprises was evaluated, Merino ewes in the first and second enterprises gave birth %77 (299/388) and %65 (592/911) respectively. Parturition season of the first group was completed in 27 days (the first 11 days was more intense) and in the other group lasted for 41 days (the first 14 days was more intense). As the result of this study, the duration of merino ewes exposed to rams (keep 6 days in flock, remove 6 days from flock and get back to the flock) in the breeding season is found to be effective on the time of mate and parturition (P<0.05). In the direction of fertility, there was no difference between practices (P ).Öğe Investigation of Effects on Fertility and Time of Naturel Mating and Parturition in the Middle Anatolia Merino Ewes to the Ram Effect during the Breeding Season in the Town of Konya Province Karapınar (II)(İlker ÇAMKERTEN, 2018) Dursun, Şükrü; Gürbüz, Hasan; Bulut, Gaye; Köse, Mehmet; Keskin, Sıddık; Öztürk, CanerThis study was conducted to investigate the effects on the duration of natural meeting and parturition in the merino ewes to the different application of ram effect during the natural breeding season. On the sixth day of the study; In one of two companies (company I), the rams was removed during six days from the flock of sheep. This application was not made on the other (company II). In other company, this application wasn’t done. First enterprise where the rams were removed then again, the rams were joined the flock and second enterprise were mated next 19 and 50 days %90,3 (271/300) and %97 (388/400), respectively. Flocks in the both enterprises were mated with natural mating. Breeding season were completed 39 and 65 days for the first and second sheep enterprise, respectively. When parturition season between enterprises was evaluated, Merino ewes in the first and second enterprises gave birth %87,3 (254/291) and %87,4 (326/373) respectively. Parturition season of the first group was completed in 41days (the first 20 days was more intense) and in the other group lasted for 63 days (the first 29 days was more intense). As the result of this study, the duration of merino ewes exposed to rams (keep 6 days in flock, remove 6 days from flock and get back to the flock) in the breeding season is found to be effective on the time of mate and parturition (P<0.05). In the direction of fertility, there was no difference between practices (P?0.05).Öğe Investigation of possibility of increasing lamb production with flushing plus ram effect or the administration of various pregnant mare serum gonadotropin doses in akkaraman ewes(Ataturk Universitesi, 2016) Köse, Mehmet; Kırbaş, Mesut; Bülbül, Bülent; Dursun, Şükrü; Demirci, UǧurThe effect of ram effect plus flushing or different doses of pregnant mare serum gonadotropin (PMSG) on lamb production in Akkaraman ewes was investigated. For this aim, 124 Akkaraman ewes were randomly divided into five group; The groups were PMSG300 (n=25), PMSG500 (n=24), PMSG700 (n=25), Flushing plus Ram effect (n=25) and Control (n=25) groups. The oestruses in PMSG groups were synchronised using vaginal sponge (for 12 d) containing 20 mg fluorogestone acetate and ewes were im injected 75 ? cloprostenol and 300, 500 and 700 IU PMSG in PMSG300, PMSG500, and PMSG700 groups, respectively, 24 h before sponge removal. Oestrus was checked for 5 d following sponge removal. After four weeks flushing, oestrus was checked for 4 wk in Flushing plus Ram effect group. Control ewes had no extra administration and, were checked for oestrus during August and September. Oestrus was checked for 30 min twice a day with teaser rams in all groups and ewes in oestrus were hand-mated. While pregnancy and survival rates were similar, birth rate in PMSG700 group and fecundity rate in Flushing plus Ram effect and Control groups were lower than that in PMSG500 group (P<0.05). As a result, it is concluded that 500 IU PMSG injection 24 h before sponge removal can synchronise oestrus and increase fecundity rate in Akkaraman ewes synchronised with intravaginal progesterone plus prostaglandin2alpha injection.Öğe Koyunlarda Maternal Plazmadan Fötal Cinsiyet Tayininde Fenol-Kloroform İzolasyon Metodu İle İki Farklı Ticari İzolasyon Kitinin Kullanılabilirliği(2016) Dursun, Şükrü; Köse, Mehmet; Bozkaya, Faruk; Bayrıl, Tahir; Atlı, Mehmet Osman; Kaya, Mehmet Salih; Kırbaş, MesutKoyunlarda fötal cinsiyetin belirlenmesinde kullanılan yöntemlerden biri maternal plazmadaki fötal DNA'ların Polimeraz Zincir Reaksiyonu (PZR) ile çoğaltılmasına dayanır. Ancak, maternal plazmadan izole edilen DNA miktarı ve kalitesi, kullanılan DNA izolasyon yöntemine göre önemli ölçüde değişebilmektedir. Bu çalışmada, üç farklı DNA izolasyon metoduyla koyun maternal plazmasından izole edilen DNA'ların PZR ile çoğaltılarak fötüs cinsiyetlerinin belirlenmesi amaçlandı. Bu amaçla, gebeliğin 20. haftasındaki 13 adet koyundan plazma örnekleri alındı ve doğum sonrası yavruların cinsiyetleri doğrulandı. Pozitif kontrol amacıyla iki adet koç plazması, negatif kontrol amacıyla ise iki adet gebe olmayan koyun plazması kullanıldı. Maternal plazmadan fenol-kloroform izolasyon metodu ve iki farklı ticari nükleik asit izolasyon kiti (QIAamp ve FitAmp) kullanılarak DNA izole edildi. İzole edilen DNA örneklerinden X ve Y kromozomları üzerindeki Amelogenin ve SRY (Sex-determining Region Y) genlerinin hedef bölgeleri PZR yöntemi ile çoğaltıldı. Ticari nükleik asit izolasyon kitleriyle elde edilen DNA'lardan SRY ve Amelogenin primerleri ile yapılan farklı PZR işlemlerinde fötüs cinsiyetinin belirlenmesine yönelik spesifik PZR ürünleri elde edilemedi. Diğer taraftan, fenol-kloroform izolasyon metoduyla izole edilen DNA örneklerinden 10'unda (7 erkek ve 3 dişi fötal DNA içeren örnekte) fötüs cinsiyeti doğru bir şekilde teşhis edildi (10/13). Ancak erkek fötüs taşıyan üç koyundan elde edilen DNA örneklerinden erkek cinsiyet teşhisine özgü PZR ürünleri elde edilemedi (3/13). Çalışmanın sonuçları koyunlarda maternal plazmadan DNA izolasyonunda iki farklı ticari nükleik asit izolasyon kiti kullanıldığında fötal cinsiyetin tespit edilemediğini, diğer taraftan fenol-kloroform izolasyon metodu ile fötal cinsiyet teşhisi yapılabildiğini, ancak bu metodun da hatalı sonuçlara neden olabildiğini göstermiştirÖğe Koyunlarda Peri-İmplantasyon Döneminde Gebeliğe İlişkin MiRNA Markırlarının Araştırılması(2017) Atlı, Mehmet Osman; Kaya, Mehmet Salih; Dursun, Şükrü; Kırbaş, Mesut; Köse, MehmetBu çalışmada, koyunlarda gebeliğin oluşumu ve devamlılığı için en kritik aşamalardan olan peri-implantasyon döneminde endometriyum ve plazmadaki global mikroRNA (miRNA) profilinin belirlenmesi ve erken gebelik tanısına yönelik aday miRNA markırların tespit edilmesi amaçlandı. Bu amaçlar için toplam 24 baş koyundan; gebe olanlarda gebeliğin 12 (pre-implantasyon, n=4), 16 (implantasyon, n=4) ve 22. (post-implantasyon, n=4) günlerinde ve çiftleştirilmeyen koyunların ise belirtilen gebelik günlerine karşılık gelen siklus günlerinde olacak şekilde östrüs sonrası 12 (n=4), 16 (n=4) ve 22. (n=4) günlerinde endometriyum ve plazma örnekleri toplandı. Endometriyum ve plazmadaki global miRNA profilleri mikroarray teknolojisi ile belirlendi. Daha sonra global array sonuçları incelendi ve ekspresyon profilleri gebelik ve siklus grupları arasında değişen miRNA’lardan 10 hedef miRNA belirlendi ve bu miRNA’ların hem endometriyumda hem de plazmadaki ekspresyonu RT-qPCR ile ayrıca doğrulandı. Elde edilen veriler değerlendirildiğinde, koyunlarda peri-implantasyon döneminde endometriyum ve plazmadaki global miRNA profili ilk kez tanımlandı. Hem endometriyum ve hem de plazma global miRNA profil sonuçları değerlendirildiğinde azımsanmayacak sayıda miRNA’nın özellikle gebeliğin 16 ve 22. gününde değiştiği tespit edildi. Global miRNA mikroarray sonuçlarına göre seçilen 10 adet miRNA’nın mikroarray ve RT-qPCR sonuçlarının önemli ölçüde uyumlu olduğunu saptandı. Gebeliğin 22. gününde 3 adet miRNA’nın (oar-miR- 493-5p, oar-miR-485-5p, gga-miR-1765) plazmadaki ekspresyonlarının önemli ölçüde arttığı RT-qPCR ile belirlendi. Endometriyumdaki 12 (pre-implantasyon) ve 22. günlerdeki (post implantasyon) miRNA ekspresyon profilleri ile kıyaslandığında, 16. gündeki (implantasyon) ekspresyon profilinin önemli ölçüde zıt olduğu saptandı. Endometriyumdaki değişen miRNA’ların hedef mRNA’ları değerlendirildiğinde endometriyumda hücresel faklılaşmalar, hücre adezyonu, trofoblast yapısının gelişmesiyle plasenta oluşması, implantasyon ve endometriyal sekresyonları düzenleyen genlerin bu miRNA’ların hedefleri olduğu görüldü. Sonuç olarak, koyunlarda gebeliğin peri-implantasyon döneminde hem endometriyumda hem de plazmada miRNA profillerinin düzenlediği ve miRNA’ların gebelik biyo-markırı olarak kullanılabileceği ifade edilebileceği gibi miRNA’ların multiple etkileşimleri nedeniyle bu alanda daha ayrıntılı ve uzun soluklu çalışmalar yapılması gerektiği söylenebilir.Öğe Yetiştirici Şartlarında Sütçü İneklerde Embriyo Transferinin Uygulanabilirliğinin Araştırılması*(Erciyes Üniversitesi, 2017) Dursun, Şükrü; Bülbül, Bülent; Kırbaş, Mesut; Köse, Mehmet; Karaşahin, Tahir; Satılmış, Muharrem; Akbulut, Neffel KürşatBu çalışmada sütçü ineklerde Türkiye’de henüz rutin olarak uygulanamayan embriyo transferinin yetiştirici şartlarında uygulanabilirliği araştırıldı. Çalışma, Konya’nın dört farklı ilçesindeki toplam beş işletmede yürütüldü. Çalışmada 30 baş Holştayn ırkı inek donör olarak kullanıldı ve tüm donörlere aynı süperovulasyon protokolü uygulandı. Progesteron salıveren araç östrüs siklusunun rastgele bir gününde donörlerin vaginalarına yerleştirildi (0. gün). FSH uygulamasına yedinci günde başlandı ve 400 mg NIH-FSH-P1 azalan dozlarda 12 saat arayla dört günde uygulandı. PGF2?, 9. gün sabah (5. FSH enjeksiyonuyla eş zamanlı) enjekte edildi ve bu enjeksiyondan 12 saat sonra vaginal araç uzaklaştırıldı. Östrüs gösteren donörler 12 saat arayla iki kez tohumlandı. Taşıyıcı inek (n=45) ve düvelerin (n=49) östrüs siklusu ise çift doz PGF2? protokolüyle (-3 ve 8. günlerde) senkronize edildi. Embriyo toplama işlemi; 30 donör-den 23’ünde, birinci tohumlama sonrası 7. günde, non-şirurjikal yolla yapıldı ve bu donörlerin ovaryumlarında toplam 158 adet korpus luteum tespit edildi. Uterus yıkamalarında toplam 85 embriyo elde edildi ve mikroskobik inceleme son-rasında 24 tanesi taşıyıcılara transfer edildi. Taşıyıcılarda gebelik muayenesi, embriyoların transferinden 35 gün sonra ultrasonografi ile yapıldı ve gebelik oranı %62.5 oldu. Sonuç olarak; Konya İlinde yetiştirici şartlarında embriyo transfe-rinin uygulanabilir olduğu kanısına varıldı.