Yazar "Durgun, Funda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ar-Ge harcaması, patent ve ekonomik büyüme bağlantısı: ABD ve Japonya üzerine karşılaştırmalı bir çalışma(2021) Dayanır, Aziz; Durgun, Burhan; Durgun, FundaÇalışma, 1985-2018 yıllarını kapsayan yıllık zaman serisi verilerini kullanarak araştırma ve geliştirmeye yapılan gayri safi harcamaları, üçlü patent sayıları ve gayri safi yurtiçi hasıla arasındaki ilişkileri incelemektedir. Bu verilerin hepsi nüfus sayısına bölünmüş daha sonra doğal logaritmaları alınmıştır. Çalışmada ABD ve Japonya karşılaştırmalı olarak incelenmektedir. Yüksek gelirli ülkeler olması sebebiyle bu iki ülke tercih edilmiştir. Çalışmada ARDL eşbütünleşme testi ve Toda-Yamamoto nedensellik testinden yararlanılmıştır. ARDL test sonuçlarına göre ABD için değişkenler arasında uzun dönem ilişkisi mevcutken Japonya için uzun dönem ilişkisi bulunmamaktadır. Toda-Yamamoto nedensellik testinin sonuçlarına göre ABD için gayri safi yurtiçi hasıladan Ar-Ge harcamalarına ve gayri safi yurtiçi hasıladan patent sayısına nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Japonya için ise gayri safi yurtiçi hasıladan Ar-Ge harcamalarına, patent sayısından Ar-Ge harcamalarına ve gayri safi yurtiçi hasıladan patent sayısına nedensellik olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Türkiye’de döviz ve hisse senedi getirileri arasındaki ilişki: MS-VAR yaklaşımı(Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, 2021) Durgun, Funda; Temurlenk, M. SinanBu çalışmada; sosyal, ekonomik ve siyasi faktörler karşısında hassas değişimlergöstererek ekonomik aktiviteyi etkileyebilen döviz kuru ile hisse senedi fiyatları arasındaki ilişkiincelenmiştir. Bu ilişki literatürde geleneksel ve portföy olmak üzere iki yaklaşıma dayanmaktadır.Geleneksel yaklaşımda, döviz kurlarından hisse senedi fiyatlarına doğru olmak üzere aynı yönlübir nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Portföy yaklaşımında ise hisse senedi fiyatlarından dövizkurlarına doğru olmak üzere ters yönlü bir nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Çalışmada,03:01:2003-04:11:2019 dönemi (haftalık) alınmıştır. Bu amaçla Türkiye için geleneksel Grangernedensellik sınaması, geleneksel etki tepki analizleri, Diks-Panchenko doğrusal olmayannedensellik sınaması, MS-VAR modeli, MS-Granger nedensellik sınaması ve rejimlere bağlı etkitepki analizleri tahmin edilmiştir. Bulgulara göre dolar kuru ile hisse senedi fiyatları arasındakiilişki düşük ve yüksek oynaklık dönemi olmak üzere iki rejimli MS-VAR modeli ile temsiledilmiştir. MS-VAR modeline göre değişkenler arasında ters yönlü ve anlamlı bir ilişkibulunmuştur. Doğrusal olmayan nedensellik sınama ve MS-Granger sınaması ilişkinin yönünühisse senedi fiyatlarından dolar kuruna doğru olmak üzere tek yönlü bir şekilde belirlemiştir. Buçalışılan dönem için Türkiye’de portföy yaklaşımının geçerli olduğunu göstermektedir.Öğe Türkiye’de finansal gelişme ile ekonomik büyüme bağlantısının analizi: Genişletilmiş NARDL yaklaşımı(H. Mustafa PAKSOY, 2023) Durgun, FundaFinansal gelişmenin kapsamlı bir göstergesi olan finansal gelişme endeksi ile ekonomik büyüme arasındaki ilişkinin asimetrik olabileceği varsayımının Türkiye özelinde incelendiği bu çalışma, 1980-2020 dönemini kapsamaktadır. Değişkenler arasındaki hem asimetrik ilişkiyi hem de uzun ve kısa dönem bağlantıları tespit etmek amacıyla doğrusal olmayan gecikmesi dağıtılmış otoregresif sınır testine (NARDL) başvurulmuştur. Değişkenler arasındaki eşbütünleşme ilişkisi genişletilmiş ARDL yaklaşımıyla da test edilmiştir. Uzun dönemde finansal gelişme endeksinin pozitif şoklarının büyümeye etkisi olumsuz ve anlamsızken negatif şoklarının büyümeye etkisi olumlu ve anlamlı bulunmuştur. Hatemi-J asimetrik nedensellik testi sonuçları ise finansal gelişmenin hem pozitif hem de negatif şoklarından ekonomik büyümenin pozitif şoklarına doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Literatürde hâkim görüşün tersi yönde elde edilen bu sonucun Türkiye’nin ekonomik ve finansal yapısından kaynaklandığı düşünülmektedir. Finansal kurum ve piyasaları gelişmiş ülkelerin gerisinde yer alan Türkiye’nin sağlıklı bir finansal sistem inşa etmesi, gelir eşitsizliğini ve enflasyonu düşürmesi, finansal sektöre yönelik beşerî sermaye yatırımlarını arttırması ve kaynak tahsisinde etkinliği sağlaması gerekmektedir.