Yazar "Bilen, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe DİYANET AKADEMİSİ ADAY DİN GÖREVLİLERİ DERS NOTU SEÇME HADİSLER KİTABI ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME(AKİF AKTO, 2024) Kalay, İdris; Bilen, MehmetDiyanet Akademisi, belirli kriter ve sınavların akabinde sahada görev alacak personele yönelik sekiz ay süren bir eğitim vermektedir. Bu eğitim, çoğunlukla ilahiyat fakültesi mezunlarından oluşan öğrencilerin saha ile ilgili bilgi ve tecrübelerini arttırmak, mesleki yeterlilik ve donanımlarını geliştirmek üzere planlanmıştır. Başta Kuran-ı Kerim’i güzel okuma, tecvid ve musiki olmak üzere temel İslami bilimler alanına ait dersleri de bu eğitim sürecinde görmektedirler. Seçme Hadisler adıyla kaleme alınan hadis ders notları kitabı da bu alanda okutulan eserlerden birisidir. Kitabın hazırlanma sürecinde takip edilen sistem, hadislerin içerikleri ve seçilen hadisler, aday din görevlilerinin sahada karşılaşacakları sorunlara çözüm üretme noktasında önem arz etmektedir. Çalışmamızın amacı da; bu konuda bir değerlendirme yaparak, kitabın içeriğine dair tahlillerde bulunmak ve kitabın aday din görevlileri için yeterli içeriğe sahip olup olmadığını irdelemek olacaktır. Hadis, Kuran’dan sonraki en önemli kaynaklarımız arasında yer aldığından, bir din görevlisinin en fazla müracaat edeceği kaynaklar arasında yer almaktadır. Sağlam ve doğru bilgi ile sahada görev yapacak din görevlilerinin etkin ve verimli bir hizmet sunmaları önem arz etmektedir. Bu nedenle, Diyanet Akademisinin hazırlamış olduğu bu kitabı incelemeyi konu edindik. Yaptığımız bu çalışma ile ortaya çıkacak sonuçların, Diyanet Akademisi ile de paylaşılmasını ve hazırlanmış olan bu kitaba katkı sunmayı hedeflemekteyiz.Öğe İbn Sayyâd ile ilgili rivayetler üzerine bir değerlendirme(Şarkiyat Araştırmaları Derneği, 2018) Bilen, MehmetHadis kaynaklarında Hz. Peygamber (s.a.v.) döneminde Medine’de yaşamış olanİbn Sayyâd adında bir çocuktan söz edilmektedir. Rivayetlerin muhtevasındançocuğun dikkat çeken farklı birisi olduğu ve bazı kehanetlerde bulunduğuanlaşılmaktadır.Konuyla ilgili rivayetlerde Hz. Peygamber’in sokakta çocukların arasındaoynarken gördüğü İbn Sayyâd’la arasında geçen diyaloglara yer verilmektedir.Hz. Peygamber, “Benim Allah’ın elçisi olduğuma şahitlik ediyor musun?” diyesorunca İbn Sayyâd, “Hayır! Bilakis sen benim Allah’ın elçisi olduğuma şahitlikediyor musun?” demiştir. Rivayetlerde Hz. Peygamber’in onun durumunusahabeye göstermek için bazı sorular sorduğu da yer almaktadır. Hz.Peygamber’in çocuğun durumunu tam olarak anlamak için onu gizlice takip ettiği,İbn Sayyâd’ın bulunduğu hurmalığa gittiği ve hurma dallarıyla kendini gizleyerekondan bir şeyler işitmeye çalıştığı da belirtilmektedir.İbn Sayyâd ile ilgili rivayetler birçok hadis kaynağında yer almaktadır. Burivayetleri toplu halde Sahîh-i Muslim’de (Kitabu’l-Fiten “Babu zikri İbnSayyâd”, IV, 2240-47) bulmak mümkündür. Konuyla ilgili rivayetlere bir arada veen çok yer veren Muslim olduğu için onun rivayetlerini araştırma konusu yaptık.Öğe İSLAM GELENEĞİNDE DUA EDEBİYATINI ORTAYA ÇIKARAN FAKTÖRLER(2024) Ayhan, İbrahim; Bilen, MehmetKişinin Allah’a yönelerek istekte bulunması olarak kabul edilen duanın önemine binaen İslâm âlimleri de pek çok eser kaleme almıştır. Kur’an ve sünnette önemli bir yere sahip olan duaya ilişkin litaretürün ortaya çıkmasında dini, sosyo politik, psikolojik faktörlerin yanı sıra kültürel etkileşim ve dini yozlaşmayla birlikte toplumun yöneticilerinin ve ileri gelenlerinin duayla ilgili eser yazımı için istekte bulunmasının etkili olduğu müşahede edilmektedir. Dua literatürünün ortaya çıkmasında pek çok sebep etkili olmakla birlikte toplumda duayla ilgili oluşan yanlış algıların düzeltilmesi ile konuyla ilgili yaşanan tartışmaların sağlıklı bir zeminde yürütülmesi amaçlarının öne çıktığı görülmektedir. Zira İslam top- lumunda zaman içerisinde duayla alakalı İslam’ın temel ilkeleriyle uyuşmayan birtakım uygulamalar ortaya çıkmış bu da teolojik alanda konuyla ilgili tartışmaların yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bu sebeplere bağlı olarak İslam âlimleri, hem Müslümanların dua tasavvurunu sağlıklı temeller üzerine inşa etmek hem de toplumsal zeminde yapılan tartışmaları çözmek amacıyla duaya dair müstakil eserler telif etmişlerdir. Bu çalışmada İslâm geleneğinde dua literatürünün ortaya çıkmasında etkili olan teolojik, sosyo-politik, psikolojik, kültürel etkileşim ve dinî yozlaşma ile istek faktörleri ele alınıp seçilen örnek eserler üzerinden konu incelenmiştir.Öğe İSLAM GELENEĞİNDE DUA EDEBİYATINI ORTAYA ÇIKARAN FAKTÖRLER(Şarkiyat Araştırmaları Derneği, 2024) Ayhan, İbrahim; Bilen, MehmetKişinin Allah’a yönelerek istekte bulunması olarak kabul edilen duanın önemine binaen İslâm âlimleri pek çok eser kaleme almışlardır. Kur’an ve sünnette önemli bir yere sahip olan duaya ilişkin eserlerin yazımında dini, askeri, siyasi, ekonomik ve sosyolojik gelişmelerin de rolü olmuştur. Zira zikredilen hususlar İslam’ın temel ilkeleriyle uyuşmayan birtakım uygulamaların ortaya çıkmasına ve teolojik bazı tartışmaların yaşanmasına sebebiyet vermiştir. Bundan dolayı İslam âlimleri hem Müslümanların dua tasavvurunu sağlıklı temeller üzerine inşa etmek hem de toplumsal zeminde yapılan tartışmaları çözmek amacıyla duaya dair müstakil eserler telif etmişlerdir. Bu eserlerde İslâm âlimleri duayı sadece dini bir ibadet olarak ele almamış aynı zamanda duanın bireysel ve toplumsal huzura olan katkılarıyla da ilgilenmişlerdir. Bunun yanı sıra İslâm’ın temel değerleriyle örtüşmeyen dua uygulamaları hakkında bilgilendirme yapıp toplumu aydınlatmışlardır. Bu çalışmada İslâm geleneğinde dua literatürünün ortaya çıkmasında etkili olan teolojik, sosyo-politik, psikolojik, istek, kültürel etkileşim ve dini yozlaşma faktörleri ele alınıp konuyla ilgili seçilen örnek eserler üzerinden incelenmiştir.Öğe Öğe Risale-i Nur'da hadis kabul kriterleri(Şarkiyat Araştırmaları Derneği, 2019) Bilen, MehmetSaid Nursî, yaşadığı dönemin ilmî ve güncel meselelerini tartıştığı çok sayıda eseryazmıştır. Risale-i Nur diye bilinen bu eserlerinde dile getirdiği düşüncelerinitemellendirmek için çok sayıda hadis zikretmiştir. O, hadislerin sıhhati ve bununla ilgilibazı tartışmalı konulara da değinmiştir. Bu konularla ilgili anlattıkları toplumda önemlibir kesim tarafından benimsenmiştir. Bu sebeple biz de bu makalede onun hadisinsıhhati ile ilgili kanaatlerini tespit etmeye çalışacağız.Öğe THE OPINIONS OF MOLLA KHALÎL AL-SIIRDI ABOUT SUNNAH/ HADITH(Şarkiyat Araştırmaları Derneği, 2019) Bilen, MehmetMolla Khalîle s-Siirdî, who was one of the most important figures of the Eastern Madrasahs, has written many works on different fields of Islamic sciences. These works are in great demand in the madrasa circles. Although the interest to Hadith sicience is not shown enoughly in the madrasa circles today, Molla Khalîl’s detached book in Hadith Methodology and what he explained in Sunnah chapter of his book about the Methodology of Fiqh clearly show his qualification in Hadith. In this article, Molla Khalîl's understanding of Sunnah/Hadith will be discussed and evaluated within the framework of his book about Methodology of Fiqh.Öğe Zahirî Mezhebi Perspektifinde Cerh ve Ta’dil Meseleleri(2023) Kaya, Hüsamettin; Bilen, MehmetHadislerin sahihini sakiminden ayırmada muhaddislerin isnad kontrol sistemi olarak kullandığı cerh ve ta’dil ilmi, Zâhirîler nezdinde de önemli bir yere sahiptir. Zahirî âlimleri cerh ve ta’dil ilmine dair bilgiler verdikleri gibi râvi değerlendirmelerinde de bulunmuşlardır. Özellikle İbn Hazm ve İbnü’l-Kayserânî zikri geçen ilimde belli bir otoriteye sahip olmuşlardır. Zâhirîler, cerh ve ta’dilin önemiyle birlikte birçok hususa da değinmişlerdir. Cerhin müfesser olması kaidesi de bu hususlardan biridir. Onlara göre râvi değerlendirmelerindeki sübjektiflikten kurtulabilmek, cerhin nedenini açıklamakla mümkündür. Zira bir münekkidin nezdinde cerh sebebi olan eylem, başkasının yanında cerh nedeni olmayabilir. Örneğin hükmü ihtilaflı olan nebizin içilmesi nedeniyle cerh edilen râvi, bu kabildedir. Nitekim bu edim, nebîzi haram görenler için cerh sebebi iken onu mubah görenler için cerh sebebi değildir. Zâhirî âlimleri, söz konusu hususun dışında bir râvide cerh ve ta’dilin taarruz etmesine de değinmişlerdir. Onlara göre böyle bir durumda cerh esas alınmalıdır. Çünkü cerhte bulunan münekkidin sahip olup da muaddilin râvi hakkında sahip olamadığı niteliklerin olması mümkündür. Mesela Süfyân es-Sevrî’nin Câbir el-Cu’fî’yi ta’dil etmesine karşın diğer münekkidler cerh etmiştir. Zâhirîler, râvi değerlendirmelerinde de birçok tabir kullanmışlardır. Ancak bu tabirlerin hiçbiri aşağılayıcı nitelikte olmamıştır. Ayrıca onlar, cerh ve ta’dilde söz sahibi olsalar da yeri geldiğinde bu ilmin mütehassıslarından da nakillerde bulunmaktadırlar.Öğe Zahirî Mezhebi Perspektifinde Cerh ve Ta’dil Meseleleri(Mardin Artuklu Üniversitesi, 2023) Kaya, Hüsamettin; Bilen, MehmetHadislerin sahihini sakiminden ayırmada muhaddislerin isnad kontrol sistemi olarak kullandığı cerh ve ta’dil ilmi, Zâhirîler nezdinde de önemli bir yere sahiptir. Zahirî âlimleri cerh ve ta’dil ilmine dair bilgiler verdikleri gibi râvi değerlendirmelerinde de bulunmuşlardır. Özellikle İbn Hazm ve İbnü’l-Kayserânî zikri geçen ilimde belli bir otoriteye sahip olmuşlardır. Zâhirîler, cerh ve ta’dilin önemiyle birlikte birçok hususa da değinmişlerdir. Cerhin müfesser olması kaidesi de bu hususlardan biridir. Onlara göre râvi değerlendirmelerindeki sübjektiflikten kurtulabilmek, cerhin nedenini açıklamakla mümkündür. Zira bir münekkidin nezdinde cerh sebebi olan eylem, başkasının yanında cerh nedeni olmayabilir. Örneğin hükmü ihtilaflı olan nebizin içilmesi nedeniyle cerh edilen râvi, bu kabildedir. Nitekim bu edim, nebîzi haram görenler için cerh sebebi iken onu mubah görenler için cerh sebebi değildir. Zâhirî âlimleri, söz konusu hususun dışında bir râvide cerh ve ta’dilin taarruz etmesine de değinmişlerdir. Onlara göre böyle bir durumda cerh esas alınmalıdır. Çünkü cerhte bulunan münekkidin sahip olup da muaddilin râvi hakkında sahip olamadığı niteliklerin olması mümkündür. Mesela Süfyân es-Sevrî’nin Câbir el-Cu’fî’yi ta’dil etmesine karşın diğer münekkidler cerh etmiştir. Zâhirîler, râvi değerlendirmelerinde de birçok tabir kullanmışlardır. Ancak bu tabirlerin hiçbiri aşağılayıcı nitelikte olmamıştır. Ayrıca onlar, cerh ve ta’dilde söz sahibi olsalar da yeri geldiğinde bu ilmin mütehassıslarından da nakillerde bulunmaktadırlar.