Yazar "Biçer, Behiye Tuba" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 24
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bazı Arpa Genotiplerinin Diyarbakır ve Şanlıurfa Koşullarında Verim ve Kalite Özellikleri Açısından İncelenmesi(2016) Başdemir, Fatma; Biçer, Behiye Tuba; Albayrak, Önder; Yıldırım, Mehmet; Kızılgeçi, Ferhat; Akıncı, CumaBu çalışmada, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi tarafından geliştirilen arpa genotiplerinin standart çeşitlerkarşısında verim ve kalite özellikleri bakımından farklılıklarının araştırılması amaçlanmıştır. Araştırma, tesadüfblokları deneme desenine göre, 2013-2014 yetiştirme sezonunda, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi denemealanı ve Siverek lokasyonlarında 4 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Materyal olarak Dicle Üniversitesi ZiraatFakültesi tarafından geliştirilen 3 arpa genotipi ve kontrol amaçlı olarak GAPUTAEM tarafından tescil edilmiş2 arpa çeşidi (Samyeli ve Altıkat) kullanılmıştır. Çalışmada; SPAD değeri, tane verimi, 1000 tane ağırlığı,protein oranı, tanede nişasta oranı ve hektolitre ağırlığı özellikleri incelenmiştir. İncelenen tüm özelliklerüzerine lokasyon etkisinin önemli olduğu belirlenmiştir. Genotipler arasındaki farklılıklar incelendiğinde SPADdeğeri hariç incelenen özelliklerin tümünde genotipin etkili olduğu görülmüştür. İnteraksiyon etkisi iseincelenen tüm özelliklerde önemsiz çıkmıştır. Arpa genotiplerinde tane verimi 324.3 kg/da ile 445.8 kg/daarasında değişmiştir. En yüksek tane verimi ve bin tane ağırlığı (46.84 g) Samyeli çeşidinden elde edilmiştir.En yüksek protein oranı ise DZ12-2 genotipinden (%16.21) elde edilmiştir. İleri hatlardan DZ7-07 genotipiçeşit adayı olarak değerlendirilebileceği ön görülmüştür.Öğe Bazı bakla (Vicia faba L.) çeşitlerinde gübre uygulamalarının verim ve verim unsurlarına etkisi(2020) Başdemir, Fatma; Türk, Zübeyir; İpekeşen, Sibel; Tunç, Murat; Eliş, Seval; Biçer, Behiye TubaBu araştırma bazı bakla çeşitlerinde (Filiz-90, Eresen-87, Salkım) gübre uygulamalarının (kontrol, azot,fosfor, organik ve bakteri) verim ve verim unsurlarına etkisini araştırmak amacıyla 2018-2019 yılları arasında ikiyıl süreyle Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında yürütülmüştür. Gübreler; 4 kg/da azot, 8 kg/dafosfor, organik gübre 150 g/da, bakteri ise tavsiye miktarı üzerinden uygulanmıştır. Deneme tesadüf bloklarındabölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak düzenlenmiştir. Tohum ekimi her iki yılda daŞubat ayının ilk haftasında, bitki hasadı Haziran ayında yapılmıştır. Araştırmada; gübre uygulamaları bitki boyu,tek bitki ağırlığı, bakla ağırlığı, bitkide bakla ve tane sayısı, biyolojik verimi ve tane verimini önemli ölçüdeetkilemiştir. Uygulamaların baklada tane sayısı, 100 tane ağırlığı ve hasat indeksi üzerine etkisi önemsizbulunmuştur. Uygulamalar arasında fosfor uygulaması diğer uygulamalara göre bitki boyu, bitkide tane sayısı,bitki ağırlığı ve bitkide tane verimini önemli ölçüde etkilemiştir. Tane verimi kontrol grubunda 214.7 kg/da,fosfor uygulamasında 205.0 kg ile yüksek, bakteri uygulaması 179.8 kg/da ile düşük bulunmuştur. Çeşitlerarasında tane verimi Eresen 87 çeşidinde 183.2 kg/da ile Filiz-90 çeşidinde 241.2 kg/da arasında değişmiştir.Öğe Characterization in F1 generation of Kabuli, Desi and wild Cicer genotypes for plant traits(Serbian Genetics Society, 2023) Tekin, Gizem Kamçı; Biçer, Behiye TubaIt is important to understand the magnitude of the changes in variation created by the crossbreeding of cultivated chickpea varieties with a narrow genetic base, desi and kabuli types, and C. reticulatum and C. echinospermum, which are closely related species to cultivated chickpeas. The study was conducted at Dicle University, Agriculture of Faculty, Diyarbakir, Turkiye, in 2023. The experiment laid out in randomized complete block design with three replications. Desi × kabuli, kabuli × kabuli and kabuli × wild Cicer F1 crosses and their parents were evaluated to estimate the heterosis, heterobeltiosis, potence ratios and heritability for the days to first flowering, leave traits, plant height, number of nodes per plant, flower and foliage color, anthocyanin pigmentation and plant growth habit. The differences among genotypes were significant for all these traits. The magnitude of heterosis was differed between traits and crosses. For days to first flowering, heterosis for early crosses ranged from -2.56% to -7.13%. Azkan (lately) × C. reticulatum (medium early) (-14.06%) had the highest negative heterobeltiosis for days to first flowering. The high heritability was estimated for days to first flowering, days from emergence to podded, and days from flowering to podded. The estimated values of potence ratios in most F1 crosses were negative for the number of days to first flowering. In crosses between the white-flowered parents Azkan, Gokce, ILC 533, ILC 1929 and ILC 482 and the pink-flowered parents JG 11, ICCV 96029, ICCV 03107, Black and wild Cicer species the F1s were pink. When the white-flowered the kabuli parents to the pink-flowered the desi parents were crossed, the F1s showed the anthocyanin pigmentation on various plant parts. © (2023), (Serbian Genetics Society). All Rights Reserved.Öğe Diallel analysis in chickpea(Institute of Field and Vegetable Crops, 2022) Tunç, Murat; Biçer, Behiye TubaThis research was carried out at Dicle University, Faculty of Agriculture during the spring season in 2020. Four chickpea varieties (Cagatay, ILC 3279, Ak 71114 and Spanish chickpea) were used. Genetic parameters were estimated for plant and agricultural traits in 4 parents and their 6 F2 combinations obtained from their half-diallel crossbreeding in chickpea. Half diallel genetic parameters, ratios and graphs (Vr,Wr) were estimated using to methods of Hayman (1954a, 1954b, 1960) in the experiment. The study was carried out randomized complete blocks design with three replications. In the study, days to first flowering, plant height, internode length, the first flower node number, internode thickness was examined. Analysis of variance revealed that differences among genotypes were significant for days to first flowering days, plant height and first flower node number. However, internode length, 5th, 7th and 9th internodes thickness were non-significant. Dominant allele genes are more than the recessive allele genes in the days to first flowering, plant height and first flower node number. Epistatic gene effects were significant in the parents for days to first flowering. Cagatay and ILC 3279 had mostly dominant genes, but Ak 71114 had recessive genes. Additive genetic variance was significant for days to first flowering, plant height and internode length. Internode length for parents was mostly recessive genes, especially Spanish and Ak 71114. The dominant gene effect was significant for the first flower node number. In the narrow sense heritability degree was 42% for plant height and 45% for days to first flowering.Öğe Diyarbakır koşullarında bazı mercimek (Lens culinaris Medic.) hatlarının seleksiyonu(Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2008) Biçer, Behiye Tuba; Şakar, DoğanBu araştırma İCARDA mercimek koleksiyonuna ait hatların Diyarbakır koşullarında erkencilik, verim ve verim özelliklerini incelemek amacıyla 2004-2006 yılları arasında Dicle Üni. Ziraat Fakültesi deneme alanında yürütülmüştür. Birinci yılda 24 hat ve bir kontrol çeşidi, ikinci yılda bu hatlar arasından seçilen 10 hat ve bir kontrol çeşidi deneme materyali olarak kullanılmıştır. Kontrol çeşidi bölgede en erkenci ve verimli çeşitler arasından seçilmiş Şakar çeşididir. Standart çeşitten daha erkenci ve iri taneli hatlar bulunmuştur. Hatlar arasında bitkide bakla, tane ve dal sayısı yönünden farklılıklar önemli bulunmamıştır. Diyarbakır koşullarına uygun yüksek verimli, iri taneli ve erkenci hatlar belirlenmiş ve ön verim denemelerine alınmıştır.Öğe Diyarbakır koşullarında tane bezelye çeşitlerinde sulama ve ekim zamanının verim ve verim unsurlarına etkisi üzerine bir araştırma(2018) Biçer, Behiye Tuba; Şakar, Doğan1995 / 96 yetişme döneminde yürütülen bu araştırma, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri deneme arazisinde, ekim zamanı ve sulama uygulamalı olarak iki ayrı deneme halinde yürütülmüştür. Araştırmanın amacı, 2 farklı ekim zamanının ( 29 Kasım ve 16 Şubat ) ve sulama uygulamalarının tane bezelye çeşit ve hatlarında ( Utrillo, Bolero, Rondo, Progress, Sakarya, G101, Ariane, G102 ve G103 ) verim ve verim komponentlerine olan etkisini incelemektir. Bölünmüş Parseller deneme desenine göre 3 tekrarlamak olarak kurulmuştur. Çıkış, çiçeklenme, bakla bağlama ve olgunlaşma süreleri, bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, bitkide bakla sayısı, tane verimi, biyolojik verim, bintane ağırlığı ve protein oranının ekim zamanı geciktirildikçe azaldığı, sulama ile bitki boyu, bitkide bakla sayısı, tane verimi, 1000 tane ağırlığı, protein ağırlığı ve biyolojik verimin arttığı tespit edilmiştir. Anahtar Kelime : Bezelye {Pisum sativum), Ekim zamanı, Sulama, Çeşit.Öğe Diyarbakır yöresi nohut (Cicer arietinum L.) köy populasyonlarının tarımsal, morfolojik ve fenolojik özellikler için değerlendirilmesi(2005) Anlarsal, A. Emin; Biçer, Behiye TubaBu araştırma, Diyarbakır yöresinden toplanan yerel nohut çeşitlerinin önemli bitkisel ve tarımsal özelliklerini ve özellikler arası ilişkileri belirlemek amacıyla, 1999-2000 yıllarında ilkbahar yetiştirme mevsiminde, Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri araştırma alanında yürütülmüştür. Araştırmada, Diyarbakır yöresinden toplanan 43 Kabuli tip, 3 Desi tip yerel nohut çeşidi ile iki tescilli nohut (ILC 482 ve Diyar 95) çeşidi kullanılmıştır. Birim alan tane verimi ile bitki boyu, bitkide yan dal sayısı, bitkide bakla sayısı, 100 tane ağırlığı ve bitki tane verimi arasında önemli ve olumlu ilişki saptanmıştır. Path analizi sonucunda; tane verimine bitki genişliği, olgunlaşma süresi, bitki boyu, bitki yan dal sayısı, bakla sayısı ve bitki tane veriminin doğrudan etkisi olumlu olmuştur. Tane şekli olarak koç başı, kuş başı ve bezelyemsi form saptanmıştır. Tane yüzeyi yönünden kırışık tüylü, kırışık tüysüz, düz tüylü ve düz tüysüz materyaller belirlenmiştir. Tane rengi özelliği olarak beyaz, siyah, krem, sarı, koyu sarı ve açık kahverengi saptanmıştır. Bitki tipi yönünden 23 yarı yatık, 12 yarı dik ve 11 yatık tip görülmüştür. Sonuç olarak, yüksek varyasyon katsayısı ve tane verimi ile yüksek oranda doğrudan olumlu etkisinden dolayı, bitkide bakla sayısı ve tane sayısı karakterlerinin seleksiyon için yararlı özellikler olduğu belirlenmiştir.Öğe Dünya tahıl üretimi ve veriminin karbon dioksit emisyonu üzerine etkisini inceleyen istatistiksel bir araştırma(Dicle Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2022) Kamçı, Gizem; Biçer, Behiye TubaBu çalışmada; Dünya tahıl üretim ve veriminin CO2 emisyonu üzerine etkisi istatiksel olarak inceleyerek, elde edilen sonuçlar ışığında gelecekte üretimi yapılacak tahıl bitkilerinde kullanılan girdilerin daha bilinçli tüketilmesi gerektiği sonucunun ortaya çıkarılması hedeflenmiştir. Araştırmada Ocak 1961- Ocak 2018 yılları arasında Dünya’da tahıl üretim (MT), verim (kg/ha) ve CO2 emisyonu (kt) arasındaki kısa ve uzun dönemli ilişkiler incelenmiş olup tahıl üretim, verim ve CO2 emisyonu serilerinin logaritması kullanılarak seri değişkenler arasındaki uzun dönemli ilişki eşbütünleşme ve nedensellik analizleri ile incelenmiştir. Ardından etki-tepki ve varyans ayrıştırma analizleri oluşturulmuştur. Çalışmada değişkenler arasında uzun dönemli eşbütünleşme ilişkisinin varlığı tespit edilmiş, FMOLS, DOLS ve CCR yöntemlerine göre sırasıyla Tahıl verim, üretim ile CO2 arasında uzun dönemde pozitif ilişki tespit edilmiştir. Buna göre Tahıl verimindeki %1’lik artış CO2 emisyonunda %1.80’lik, Tahıl üretimindeki %1’lik artış CO2 emisyonunda %1.30’luk artışa yol açtığı tespit edilmiş olup, Toda & Yamamoto test sonuçları incelendiğinde tahıl verimi ve üretiminden CO2 emisyonuna doğru tek yönlü bir nedensellik ilişkisinin varlığı tespit edilmiştir. Varyans Ayrışma Analizi sonuçlarına göre; CO2 emisyonu’ da meydana gelen değişimlerin yüksek oranda kendisinden ve modele dahil edilmeyen diğer değişkenlerden kaynaklandığını ifade etmek mümkündür. Fakat ilerleyen yıllarda CO2’de meydana gelen değişimlerin tahıl üretimi ve veriminden artan oranda meydana geldiği söylenebilir. Tespit edilen oranların düşürülmesine yönelik çalışmaların yapılması gerektiği önerilmektedir.Öğe Dış kaynaklı mercimek hatlarının tarımsal ve morfolojik özellikler için yerel çeşitlerle karşılaştırılması(Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi, 2007) Biçer, Behiye Tuba; Şakar, DoğanBu araştırma, 2004/2005 ve 2005/2006 yetiştirme sezonlarında iki yıl süreyle Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanında yürütülmüştür. Denemede, 2003/2004 yetiştirme sezonunda ICARDA’dan temin edilen 63 adet Kışlık Kırmızı 51 mercimek hattından bitki görünüşüne göre değerlendirilerek 22 adet mercimek hattı seçilmiştir. Seçilen hatlar standart çeşit olan Kışlık Kırmızı 51 ve Yerli Kırmızı çeşitleri ile iki yıl süreyle değerlendirilmiştir. Deneme tesadüf blokları deseninde 3 tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Araştırma sonuçlarına göre, çiçeklenme ve olgunlaşma gün sayısı, bitki boyu, ilk bakla yüksekliği, bitkide bakla sayısı, bitkide tane sayısı, 1000 tane ağırlığı, bitki tane verimi ve birim alan tane verimi bakımından çeşit ve hatlar arasında farklılıkların istatistiki olarak önemli olduğu belirlenmiş ve ileri verim denemelerinde değerlendirmek için seçilmiştir.Öğe Effect of different fertilizer forms on yield and yield components of chickpea varieties(2020) Elis, Seval; İpekeşen, Sibel; Başdemir, Fatma; Tunç, Murat; Biçer, Behiye TubaThis research was conducted to determine the effects of different fertilizer forms (control, diammonium phosphate,urea, phosphorus and bacteria) on yield and yield components of some chickpea varieties (Gokce, Diyar 95, Aziziye94 and Taek-Sagel) in Diyarbakir, Turkey, during 2018 and 2019 growing seasons. In the study, plant height, plantbiomass, pod weight, seed yield per plant, number of pods and number of seeds per pod, biological yield, grain yield,100-seed weight and harvest index were evaluated. The effect of fertilizer treatments on chickpea varieties for alltraits were significant, except 100-seed weight, and harvest index. Grain yield ranged from 1274 kg ha-1 to 1479 kgha-1 among treatments. The control group (1479 kg ha-1), urea (1478 kg ha-1) and diammonium phosphate (1449 kgha-1) fertilizer treatments had produced more grain yield than bacteria inoculation (1274 kg ha-1) and phosphorus(1332 kg ha-1) treatments.Öğe The effect of different sowing dates and plant densities on plant development periods in pea under rainfed conditions in early springs(Mendel University of Agriculture and Forestry Brno, 2024) Tekin, Gizem Kamçı; Biçer, Behiye TubaThis study aimed to examine the effect of different sowing dates (5 March and 26 March) in early spring and plant densities (40, 60, 80, 100 seeds/m2) on plant growth and development under rainfed conditions in semiarid areas over six harvest times on pea. The research was carried out during March-June 2022 in the Dicle University, Faculty of Agriculture, in Diyarbakır, Turkey. Plants were harvested after emergences in every 10 days, and plant height, number of nodes, leaves, stipules and leaflets per plant and leaf area were measured. Absolute growth rate (agr), leaf area ratio (lar), leaf area index (lai), leaf area duration (lad), specific leaf weight (slw), specific leaf area (sla) values were calculated. Maximum absolute growth rate (AGR) was in 100 seeds per m2 and in 55 DAE for the first sowing time and in 40 seeds per m2 and in 35 DAE for the second sowing time. Maximum leaf area index (LAI) was in 100 seeds per m2 and in 55 DAE for the first sowing time and in 100 seeds per m2 and in 35 DAE for the second sowing time.Öğe Effect of organic and inorganic fertilizer doses on yield and yield components of common beans(Pakistan Agricultural Scientists Forum, 2023) Tunç, Murat; İpekeşen, Sibel; Başdemir, Fatma; Akıncı, Cuma; Biçer, Behiye TubaAn experiment was carried out at the Dicle University, Agriculture Faculty, southeast Anatolia of Turkiyeduring the years 2020 and 2021. The study was conducted to determine the effect of chicken manure levels (2.0 and 3.0 t ha-1), nitrogen and phosphorus levels (40:60, 40:80 and 40:100 kg ha-1) and their combinations (chicken manure levels + NP levels) on the growth, yield and yield components of common beans (Phaseolus vulgaris L.) The experiment was laid out in a randomized complete block design with three replications. Fertilizers on the soil surface were applied at sowing time. Dry biomass, dry stem weight, dry leaf weight and leaf area were investigated at 15 days intervals starting from 20 days after the emerging (DAE) until80 DAE. Seed yield and yield components were evaluated at the maturity time. The effect of fertilizer treatments on growth, yield and yield components was significant, and fertilizer treatments increased the growth, yield and yield components compared to the control. The highest dry biomass, dry stem weight, dry leaf weight and leaf area values were observed when chicken manure 3 tha-1 +40N+100P kg ha-1at65 DAE was applied. The highest seed yield, number of primary and secondary branches and pod weight plant-1 were observed at the application of chicken manure2 t ha-1 + 40N + 60P kg ha-1combination. Seed yield ranged from 1521.5 kg ha-1 in control plots to 2742.1 kg ha-1 in chicken 2 t ha-1 + 40N + 100P kg ha-1. Therefore, adding chicken manure (2 t ha-1) and chemical fertilizers (40N+100P kg ha-1) combinations to nutrient management systems was deduced more efficient than chemical fertilizer or chicken manure alone treatments on growth and yield of common bean.Öğe Effects of Salicylic Acid Seed Priming on Germination of Lentil (Lens culinaris Medik.) Exposed to Salt Stress(2024) Kamçı Tekin, Gizem; Biçer, Behiye Tuba; Başdemir, FatmaLentil (Lens culinaris Medik.) is an essential crop globally, particularly in Türkiye, West Asia, Southern Europe, India, and Africa. Lentil is a valuable food source, rich in proteins, carbohydrates, minerals, and vitamins. However, lentil production faces challenges due to salinity stress, which hampers water uptake and causes toxic effects on plants. The study aimed to investigate the effects of salicylic acid (SA) seed priming and varying salt (NaCl) concentrations on the germination and development of lentil seeds. The research was conducted in the Field Crops Biotechnology Laboratory, University of Dicle, Faculty of Agriculture, Türkiye. In the research, control, two salt (NaCl), four salicylic acid (SA) doses and their combinations were used on Lens culinaris variety called İlke. Germination percentage, energy, rate index, mean germination time, peak value, and vigor index were calculated. The results demonstrated that SA had a significant impact on improving lentil germination under salt stress conditions. Specifically, lower concentrations of NaCl combined with SA showed positive effects on germination and growth parameters compared to higher NaCl concentrations. The highest germination percentage, energy, and rate index values were in the control and 0.25 SA dose treatment. Salicylic acid doses under 50 NaCl concentration exhibited higher germination percentage, energy, and rate index values than under 100 NaCl. Increasing SA and salt doses negatively affected lentil seed germination. This finding is significant for lentil cultivation in salt-affected areas, offering a potential strategy to improve crop resilience and yield in challenging environmental conditions.Öğe Evaluation of Grain Color and Protein Content in F5 Durum Wheat Triticum durum Desf. populations(Dicle Üniversitesi, 2016) Kızılgeçi, Ferhat; Akıncı, Cuma; Albayrak, Önder; Biçer, Behiye Tuba; Yıldırım, MehmetThis study was conducted to determine grain yield, SPAD, protein content and grain colors and evaluate this traits in plant selection by using F5 durum wheat populations. Fifteen different hybrid combinations was used as material. This research was conducted with randomized complete block design with 3 replications during 2011-2012 growing season. The values ranged in hybrid between 69-7.51 g/plant in grain yield, 43.2-49.7 in SPAD , %14.8-15.9 in protein content, 41.18-45.66 in L value and 14.92-16.71 in b value. The hybrid of Spagetti x Levante took over in terms of grain yield, while the hybrid of Mersiniye x Levante have priority for SPAD, protein content, L value and b value. This combinations were found to have potential for new cultivar improvement via single plant selection. Positive and significant correlation was obtained between protein content and L according to correlation analysis. According to the results of the study, high yielding genotypes can be selected from some of F5 hybrid combinations but the selection of genotypes which have high yield and quality contaning a combination of genotypes selection are expected to be to low possibilityÖğe Farklı Ekim Zamanlarının Nohutta Verim ve Verim Unsurlarına Etkisi(2017) Biçer, Behiye Tuba; Akıncı, Cuma; Albayrak, ÖnderBu araştırma farklı ekim zamanlarının (kışlık ve erken ilkbahar) nohut (Cicer arietinum L.) genotiplerinin verim ve verim unsurları ile tane kalitesine etkisini incelemek amacıyla Diyarbakır merkez ve Mardin iline bağlı Kızıltepe ilçesinde yürütülmüştür. Ekim zamanlarının çiçeklenme ve olgunlaşma süresi, bitki boyu, bitkide bakla ve tane sayısı, 100 tane ağırlığı ve tane verimine etkisi önemli bulunmuştur. Kışlık ekimlerde bitki boyu, bitkide bakla ve tane sayısı ve tane verimi değerleri ilkbahar ekimlerine göre yüksek bulunmuştur. Tane verimi kışlık ekimlerde 92.2 kg/da ile 195.4 kg/da arasında, ilkbahar ekimlerinde 81.0 kg/da ile 140.3 kg/da arasında değişmiştir. Azkan ve Arda çeşitleri kışlık ekimlerde yüksek verimli bulunmuştur. Kışlık ekimlerde tüm hatlar antraknoz hastalığına (Ascochyta rabiei) hassas, standart çeşitler dayanıklı/tolerant bulunmuş, Gökçe çeşidinde kışlık ekimlerde yüksek oranda antraknoz hastalığı saptanmıştır. Protein oranı %24.0 olarak belirlenmiş, ekim zamanları arasında fark bulunmamıştır. Pişme süresi kışlık ekimlerde ortalama 51.1 dakika, ilkbahar ekimlerinde 47.7 dakika olmuşturÖğe Güneydoğu Anadolu Bölgesine Uygun Nohut Ve Mercimek Çeşit Ve Hatlarının Belirlenmesi(2017) Kavak, Hamit; Erbatur, Umut Baran; Biçer, Behiye Tuba; Akıncı, Cuma; Eker, Savaş[Abstract Not Available]Öğe Kışlık Nohut Hat Ve Çeşitlerinin Değerlendirilmesi(Tayfun UYGUNOĞLU, 2017) Akıncı, Cuma; Biçer, Behiye Tuba; Eker, SavaşDeneme kışlık ekilen ileri kademedeki nohut genotiplerinde verim, antraknoz hastalığı, soğuk zararı ve tane kalite özelliklerini incelemek amacıyla Diyarbakır’da yürütülmüştür. Denemede farklı melez kombinasyonlarından elde edilen 9 adet ileri kademede, 1 adet yerel ve 3 adet ICARDA genotipi ile 5 adet çeşit kullanılmıştır. Denemede tane verimi yönünden Arda ve Azkan çeşitleri diğer genotiplerden yüksek verimli bulunmuştur. Antraknoz hastalığı yönünden denemede kullanılan melez hatlar hassas, Arda ve Azkan çeşitleri dayanıklı bulunmuştur. Yaş ve kuru hacim, yaş ağırlık ve su alma kapasite değerleri en düşük Arda çeşidinde, en yüksek D2-5 hattında saptanmıştır. En yüksek pişme süresi yerel çeşitte belirlenmiştir.Öğe Mısır ıslahında in vivo dihaploid teknolojisi ile saf hat geliştirilmesi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023) Yıldırım, Mehmet; Albayrak, Önder; Bayhan, Merve; Özkan, Remzi; Akıncı, Cuma; Kızılgeçi, Ferhat; Biçer, Behiye TubaKlasik mısır ıslahında ıslah süresinin uzun olması, yüksek mali finans ve iş gücü gerektirmesi yeni hibrit çeşit geliştirmede özellikle küçük ve orta ölçekli ıslah kuruluşlarının mısır ıslahı yapmasını güçleştirmektedir. Bu bariyeri kırmak için son yıllarda uygulamaya konan in vivo haploidi tekniği yukarıda sayılan avantajlarının yanısıra seleksiyon etkinliğini artırmakta, tam homozigotluk sağlamakta, moleküler marker tekniklerinin uygulanması için uygun saflık sağlamaktadır. Bu çalışmada induser kullanarak in vivo maternal haploid bitki elde etme yönteminin mısır ıslahında kullanılma potansiyeli araştırılmıştır. Çalışmada kendilenmiş hat elde etmek için Karadeniz Bölgesi yerel mısır popülasyonları ve haploid bitki elde edilmesinde tozlayıcı olarak RWS ve RWK-76 induser (indirgeyici) genotipleri materyal olarak kullanılmıştır. Çalışmanın kromozom katlama, tohum çoğaltımı ve bitki yetiştirme işlemleri Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü laboratuvar, sera ve deneme arazisinde 2016, 2017 ve 2018 yıllarında yürütülmüştür. DH hatlar 3 adet ticari hibrit çeşidiyle melezlenmiş ve bu melezleme sonucunda 9 melezde tekerrürlü deneme kuracak kadar tohum elde edilmiştir. 2018 yılında DH hatlardan elde edilen test melezleri 3 tekerrürlü olarak tesadüf blokları deneme desenine göre ekilerek yetiştirilmiş ve bazı tarımsal özellikler yönünden değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre başta tane verimi olmak üzere bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, gövde çapı, yaprak eni ve SPAD, koçan ağırlığı, koçan boyu, koçan çapı, koçanda sıra sayısı, koçan sırasında tane sayısı ve uç boşluk uzunluğu, sömek çapı, koçanda tane ağırlığı özellikleri yönünden standart çeşitleri aşan DH melez kombinasyonları saptanmıştır. İn vivo haploid bitki elde etme yönteminde başarıyı en çok düşüren aşamanın DH bitkilerin kendilenmesi aşaması olduğu belirlenmiştir. Bu çalışmada mısır ıslahında bir bütün olarak başarıyla kullanılabileceği ortaya konmuştur. Yerel mısır çeşitlerimizin hem bu yöntemin uygulanmasına uygun olduğu hem de ıslahta doğrudan anaç olarak kullanmak için uygun genotipik potansiyele sahip olduğu belirlenmiştir. DZ-M-13 x Gariz, DZ-M-56 x Elioso, DZ-M-67 x Elioso-1 ve DZ-M-67 x Excel-1 DH melezleri tane verimi bakımından öne çıkan genotipler olmuşlardır. Ayrıca test melezlerinde incelenen özellikler arasında tane verimi ile bitki boyu, ilk koçan yüksekliği, koçanda tane sayısı ve koçan ağırlığı arasında pozitif ve önemli korelasyon ilişkileri saptanmıştır.Öğe Organik ve inorganik azotlu gübre uygulamalarının farklı dönemlerde bezelyenin verim kriterlerine etkisi(Yüzüncü Yıl Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) İpekeşen, Sibel; Tunç, Murat; Eliş, Seval; Başdemir, Fatma; Biçer, Behiye TubaÖz: Bu araştırma yerel bir bezelye ekotipinde farklı gübre uygulamalarının (kontrol, inorganik azot, organik-1, organik-2 ve bakteri aşılaması) toprakaltı ve toprak üstü aksamlarına etkisini incelemek amacıyla sera koşullarında yürütülmüştür. Araştırmada çiçeklenme öncesi, tam çiçeklenme ve çiçeklenme sonrası dönemlerde bitki boyu, kök uzunluğu, yaş ve kuru bitki, kök, yaprak, nodül ve sap ağırlığı, yaprakçık sayısı, nodül sayısı ve yaprak alanı özellikleri incelenmiştir. Gübre uygulamalarının nodül sayısı ve yaş nodül ağırlığı üzerine etkisi her üç dönemde de önemli bulunmuştur(P<0.05). Çiçeklenme öncesi ve tam çiçeklenme dönemlerinde uygulamalar nodul sayısı ve yaş ağırlığını azaltmıştır. Çiçeklenme sonrası dönemde organik gübre uygulaması nodul ağırlığını arttırmıştır. Kök uzunluğu üzerine uygulamaların etkisi önemli bulunmuş, Organik-2 uygulaması kök uzunluğunu olumlu etkilemiştir.Öğe Organik ve inorganik ve biyo gübrelerin bezelyenin bitkisel özelliklerine etkileri(Türkiye Toprak Bilimi Derneği, 2020) Başdemir, Fatma; Tunç, Murat; İpekeşen, Sibel; Eliş, Seval; Biçer, Behiye TubaBu araştırma organik (Nutri-umix 660, Fosil), inorganik (DAP) ve biyo (Rhizobium leguminoserum) gübrelerin bezelyenin toprak altı vetoprak üstü aksamlarına etkilerini belirlemek amacıyla Dicle Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri deneme serasında 2019 yılıbahar yetiştirme mevsiminde yürütülmüştür. Araştırmada çiçeklenme öncesi dönem, çiçeklenme dönemi ve çiçeklenme sonrasıdönemlerde bitki boyu, kök uzunluğu, yaş ve kuru bitki, kök, yaprak, nodül ve sap ağırlığı, yaprakçık sayısı, nodül sayısı ve yaprak alanıözellikleri incelenmiştir. Araştırma sonucunda çiçeklenme öncesi dönemde bezelyede bitkisel özellikler üzerine uygulamalar arasında enfazla etki Fosil gübresinden elde edilmiştir. Çiçeklenme döneminde yapılan uygulamaların incelenen tüm özellikler üzerine önemlietkilerinin olduğu saptanmıştır. Çiçeklenme sonrası dönemde ise incelenen özellikler üzerine en fazla etkiyi organik gübrelerin gösterdiğibelirlenmiştir. Üç dönemin birleşik analiz sonuçlarına bakıldığında, incelenen 8 özellik üzerine en çok Nutri-umix, 6 özellik üzerine iseFosil ve Bakteri uygulamasının olumlu katkılarının olduğu bulunmuştur. Sonuçlar bezelye bitkisi yetiştiriciliğinde konvansiyonel tarımuygulamaları yerine organik tarım uygulamalarının tercih edilebileceğini göstermiştir.