Yazar "Bahçeci, Selen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alloksan İle oluşturulan deneysel diyabetin kardiyo-vasküler sistem üzerindeki akut etkilerinin ışık mikroskobik düzeyde incelenmesi(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Bahçeci, Selen; Canoruç, Naime; Nergiz, Yusuf; Söker, Sevda; Gökalp, Deniz; Akbalık, Mehmet Erdem; Tutşi, YekbunDiyabetik kardiyomiyopati diyabetin en önemli komplikasyonlarından biridir. Diyabetin kalp ve aorta üzerindeki akut dönem etkileri yeteri kadar bilinmemektedir. Biz bu çalışmamızda diyabetin kardiyo-vasküler sistem üzerindeki akut etkilerini ışık mikroskobik düzeyde incelenmesini amaçladık. Çalışmamızda 20 adet Spraque-Dawley rat kullandık ve diyabet oluşturmak için 150 mg/kg alloksan intraperitoneal, kontrol grubuna ise 1ml SF, İP uyguladık. Yirmidört saat sonra sıçanların kuyruk veninden kan glikoz düzeyleri ölçüldü. Kan glikoz düzeyleri 250 mg/dl’den fazla olan sıçanlar diyabetik olarak kabul edildi ve 4 IU/d human insülinle tedavi edildiler. Yedi gün sonra ketamin anestezisi altında sakrifiye edildiler. Kalp ve aort dokusu % 10’luk nötral formalinde tesbit edildi. Kesitler parafine gömüldü, 5 µm kalınlığında seri kesitler alındı, Hematoksilen-Eozin ve Heidenhein’ın Azan modifikasyonu ile boyandı. Kontrol grubunun kalp kası hücrelerinde herhangi bir patolojiye rastlanmadı. Diabetik grupta; kalp kası hücrelerinde yer yer heterojen bir görünüm, bazı kalp kası hücrelerinde hidropik değişiklikler, perivasküler ve interstisiyel alanda minimal düzeyde fibrozis izlendi. Kontrol grubunda aort normal histolojik yapıda izlendi. Diyabetik grupta aortun tunika media tabakasında düz kas hücrelerinde belirgin anizostosiz, düz kas hücre çekirdeklerinde bir azalma gözlendi. Diabetes Mellitus’un erken dönemlerinde kalp kası ve aort kas hücrelerinde minimal düzeyde de olsa değeneratif değişikliğe ve fibrozise neden olduğu sonucuna varıldı.Öğe Alloksan ile oluşturulan deneysel diyanetin kardiyo-vasküler sistem üzerindeki akut etkilerinin ışık mikroskobik düzeyde incelenmesi(2007) Canoruç, Naime; Gökalp, Deniz; Tutşi, Yekbun; Söker, Sevda; Bahçeci, Selen; Akbalık, Mehmet Erdem; Nergiz, YusufDiyabetik kardiyomiyopati diyabetin en önemli komplikasyonlarından biridir. Diyabetin kalp ve aorta üzerindeki akut dönem etkileri yeteri kadar bilinmemektedir. Biz bu çalışmamızda diyabetin kardiyo-vasküler sistem üzerindeki akut etkilerini ışık mikroskobik düzeyde incelenmesini amaçladık. Çalışmamızda 20 adet Spraque-Dawley rat kullandık ve diyabet oluşturmak için 150 mg/kg alloksan intraperitoneal, kontrol grubuna ise 1ml SF, İP uyguladık. Yirmidört saat sonra sıçanların kuyruk veninden kan glikoz düzeyleri ölçüldü. Kan glikoz düzeyleri 250 mg/dl’den fazla olan sıçanlar diyabetik olarak kabul edildi ve 4 IU/d human insülinle tedavi edildiler. Yedi gün sonra ketamin anestezisi altında sakrifiye edildiler. Kalp ve aort dokusu % 10’luk nötral formalinde tesbit edildi. Kesitler parafine gömüldü, 5 µm kalınlığında seri kesitler alındı, Hematoksilen-Eozin ve Heidenhein’ın Azan modifikasyonu ile boyandı. Kontrol grubunun kalp kası hücrelerinde herhangi bir patolojiye rastlanmadı. Diabetik grupta; kalp kası hücrelerinde yer yer heterojen bir görünüm, bazı kalp kası hücrelerinde hidropik değişiklikler, perivasküler ve interstisiyel alanda minimal düzeyde fibrozis izlendi. Kontrol grubunda aort normal histolojik yapıda izlendi. Diyabetik grupta aortun tunika media tabakasında düz kas hücrelerinde belirgin anizostosiz, düz kas hücre çekirdeklerinde bir azalma gözlendi. Diabetes Mellitus’un erken dönemlerinde kalp kası ve aort kas hücrelerinde minimal düzeyde de olsa değeneratif değişikliğe ve fibrozise neden olduğu sonucuna varıldı.Öğe Conjunctival impression cytology and correlation with vitamin a levels in children with Down Syndrome(2010) Bahçeci, Selen; Çakmak, Sevin; Söker, Sevda; Söker, Murat; Nergiz, YusufAmaç: Down sendromlu(DS) hastalarda bulbar yüzey epitel değişikliklerini konjunktival impresyon sitolojisi tekniği ile saptamak ve serum vitamin A düzeyi ile korelasyonunu araştırmak Gereç ve Yöntem: Hasta grubunu, hastanemiz pediatri kliniğinde takip edilen 18 DS’lu hasta (36 göz), kontrol grubunu ise aynı yaş grubundaki 20 sağlıklı çocuk (40 göz) oluşturdu. Üst bulbar konjuktivaya uygulanan impresyon sitolojisi yöntemi ile sellüloz asetat kağıdı yüzeyine alınan örnekler (% 70’lik etil alkol, % 37’lik formaldehit ve glisial asetik asitin 20:1:1 oranındaki) solüsyonunda fikse edildi. Örnekler Periodik Asid Schiff ve Hematoksilen-eosin ile boyandı. Işık mikroskobisi ile oluşan okuler yüzey değişiklikleri değerlendirildi. DS hastalarda serum vitamin A düzeyi HPLC ile ölçüldü. Bulgular: DS'lu grupta goblet hücre yoğunluğu (73.2±21.2 mm2) kontrol grubuna göre (113.5±30.1 mm2) azalmış olarak saptandı (p<0.01). DS’lu grupta serum vitamin A düzeyi 1.32±0.6 mumol/l olarak saptandı. DS’lu grupta goblet hücre yoğunluğu ve vitamin A düzeyi arasında pozitif korelasyaon saptandı (p<0.05). Sonuç: DS’lu hastalarda ortalama goblet hücre yoğunluğunun azaldığını gösterdik. Bu sonuç, konjunktival impresyon sitolojisinin DS’lu hastalarda erken göz problemlerinin tanısında basit, objektif, tanısal tarayıcı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Yine DS’lu hastalarda okuler yüzey anormallikleri erken vitamin A desteği ile önlenebilir.Öğe Deneysel diyabette epidermal growth faktör ve octreotide'in böbrek dokusu üzerine etkileri(2006) Bahçeci, SelenÇalısmamızda, streptozotosin (STZ) ile ratlarda olusturulan diyabetin neden olduğu böbrek hasarını önlemede octreotide ve epidermal growth faktör'ün (EGF) etkilerini ısık ve transmisyon elektron mikroskobu (TEM) düzeyinde incelenmesi amaçlandı. Eriskin erkek 40 adet Sprague-Dawley cinsi rat; kontrol, diyabetik, diyabetik+octreotide, diyabetik+EGF ve diyabetik+octreotide+EGF olmak üzere 5 esit gruba bölündü. Deneyin baslamasından bir ay sonra sakrifiye edilen ratların böbrek dokuları ısık ve elektron mikroskobunda incelendi. Diyabetik gruba ait bazı tubül lümenlerinde protein ve epitel hücre sitoplazmasında PAS (+) boyanan farklı çaplarda glikojen birikimi saptandı. Mezengial matriks artısı, Bowman mesafesinde daralma yanı sıra pedisel ve kapiller fenestratalarda obliterasyon, bazal membranlarda kalınlasma ve mikrovillus transformasyonu izlendi. Octreotide grubunda; mezengial matriks artısı, proksimal tubül hücreleri arasında ayrısma ve glomerular bazal membran kalınlasması tesbit edildi. EGF grubunda podositler tarafından fagosite edilmis apoptotik cisimcikler, mezengiumda elektron yoğun birikimler izlendi. Octreotide ve EGF grubunda kontrol grubuna benzer görüntüler saptandı. Sonuç olarak STZ ile olusturulan diyabetin neden olduğu böbrek hasarını önlemede octreotide ve EGF kombinasyonunun etkin olduğu kanaatine varıldı. Anahtar sözcükler: Streptozotosin, nefropati, octreotide, epidermal growth faktör, deneysel Diyabetes MellitusÖğe Göbek kordonu kan ve stromal kökenli hücrelerin sinir hücrelerine farklılaşması(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2007) Baran, Özlem Pamukçu; Nergiz, Yusuf; Bahçeci, SelenKök hücrelerin en temel özellikleri sürekli kendilerini yenilemeleriyle beraber birçok hücre ve doku tiplerine diferansiye olma kapasiteleridir. Göbek kordonu kanı insan hemapoetik kök hücre transplantasyonu için kemik iliğine alternatif kaynaktır. Wharton jelinin kolayca elde edilebilir ve in vitro büyütülebilir, kültüre edilebilir olması nöral hücrelere farklılaşması için indüklenebilir olduğunu göstermiştir. Yapılan çalışmalarda önceki tahminlerin aksine kan kök hücrelerinin sadece kan hücrelerine değil çevreden aldıkları sinyaller üzerine gelişerek sinir hücresi, kas hücresi gibi değişik beden hücrelerine dönüşebilme yeteneğine sahip oldukları anlaşılmıştır. Kordon kanından elde edilen nöral hücreler büyük oranda kendiliğinden oligodentrositlere diferansiye olurlar. Embriyonik kök hücreler retinoik asit veya bazik fibroblast büyüme faktörü tedavisiyle nöronlara ve glia hücrelerine diferansiye olmaya indüklenebilir. Motor Nöron Hastalığı, Parkinson ve Alzheimer gibi hastalıklar ile omurilik zedelenmeleri ve felçler kordon kanı kök hücreleri nakli ile tedavi edilmeye çalışılmaktadır.