Yazar "Arca, Muhammed" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe COVID-19 anxiety and hygiene status in vocational schools of health services students in Turkey: A multicenter study(Ios Press, 2021) Pirincci, Edibe; Arca, Muhammed; Sen, Mehmet Ali; Atici, Erhan; Varsak, Suleyman; Yarasir, Ezgi; Kurt, OsmanBACKGROUND: While the coronavirus (COVID-19) pandemic creates fear and anxiety on the students' academic achievement, the risk of an infectious disease may negatively affect education by reducing the concentration ability of students. Thus, it is essential to evaluate the knowledge, behaviors, anxiety levels, and hygiene status of students. OBJECTIVE: This study aimed to investigate the knowledge, behavior change, anxiety, and hygiene status of university students about COVID-19. METHODS: The investigation was conducted with students of three vocational schools of health services located in different provinces of Turkey (n = 1055). Data collected by an online survey consisted of knowledge questions about COVID-19, items about behavior change, the hygiene behavior scale (HBS), and the Generalized Anxiety Disorder 7 (GAD-7) scale. RESULTS: The knowledge scores ofwomen were significantly higher than the scores of men. Of the students, 59.6% showed positive hygiene behaviors, and 31.5% had anxiety. Female students' total HDC scale score was significantly lower than that of men, and the total HDC scale score of those who received hand hygiene education was significantly lower than that of participants who did not receive training, which shows a positive hygiene behavior. The total GAD-7 scale score of women was significantly higher than that of men. More than half of the students showed positive hygiene behaviors, and about a third had anxiety. CONCLUSIONS: Based on the study's results, psychological support and training should be provided to students.Öğe The effect of a home exercise program prescribed by physiotherapists for pain relief(Bayrakol Medical Publisher, 2021) Arca, Muhammed; Durmaz, Elif Dilara; Satıcı, Ömer; Oğuzöncül, Ayşe FerdaneAim: The aim of this study was to evaluate the effect of the home exercise program on the pain of physiotherapy and rehabilitation outpatients. Material and Method: The study included 316 patients with low back, neck, shoulder, and knee pain aged 18-65 years. A personal information form was filled out to obtain demographic information about these patients. After exercise training given by the physiotherapists, the pain of the patients was evaluated by a visual analog scale (VAS). After 4 weeks, the patients were called by telephone and questioned whether they were doing the exercises and their pain severity. Results: Among patients, 54,4% (172) were female; 72,8% of the patients with a mean age of 39.85 +/- 13.77 years were married, 40,8% were primary school graduates and 37,3% were housewives. One hundred three patients applied (32,6%) with neck pain, 132 (41,8%) with low back pain, 29 (9,2%) with shoulder pain and 52 (16,5%) with knee pain. It was observed that 55.4% (175) of the patients who were prescribed training did not perform their exercises. Among patients who exercised, 69,6% did not use analgesics in this process. A statistically significant result was found when the before and after exercise VAS data of participants who did exercise and those who did not were compared (p=0.001). Discussion: In the study by Kilic, more than half of the patients who exercised benefited from the exercises they performed and stated that the exercise decreased problems such as pain, locking, fatigue, and limitation of movement due to disease. It was determined that the patients who completed the exercise program had less pain. Regular exercise programs will lead to positive outcomes.Öğe Engellilerin temel hizmetlere ulaşılabilirliği ve beklenti durumları(Eurasian Society of Family Medicine, 2019) Arca, Muhammed; Saka, GünayAim: In this study, it was aimed to investigate the distribution of disability types, treatment and rehabilitation needs, utilization of the basic services provided, and determination of expectations of disabled persons. Method: This descriptive study was carried out in Hazro district of Diyarbakır. Of the 1069 individuals screened by a cross-sectional study, 148 disabled individuals were identified. A face-to-face meeting was provided with the families of these disabled individuals. The demographic characteristics of the disabled person, information on the types of disability, the use of health services and the questionnaire form which asks the expectation status were used. Results: The prevalence of disability was 13.8%. 51.3% of the disabled were male, 48.2% were not literate and 16.7% did not have any social security. It was determined that 37.8% of people with disabilities did not receive treatment for their disability and 98.0% did not benefit from rehabilitation services. It was found that 70.9% of the disabled did not receive education, 60.1% of them did not know about vocational and skill courses and 51.4% of them could not benefit from public transportation services. Families stated that, the disabled people do not go to any institution or rehabilitation center with 44.8% because of absence in the close environment; 26.9% stated that they do not know if there is any. It was found that the most important expectation of 50% of disabled people and their families from institutions and organizations is to provide health services easily. Conclusion: Disabled persons have difficulty in accessing health services and cannot benefit from rehabilitation services. Basic services such as education, vocational courses and public transport are also insufficient. In this sense, health and social service institutions have important duties.Öğe Hazro ilçesinde engellilik prevalansı ve etkileyen faktörler(2017) Arca, Muhammed; Saka, GünayGiriş ve Amaç: Engellilik, küresel bir halk sağlığı sorunudur. Engelliliklerin bazılarından korunmak ve rehabilitasyon aldıkları taktirde bağımlı olmaları önlenebildiği için engelliler halk sağlığı faaliyetlerinin bir amacı olmuştur. Bu çalışmada Hazro’daki, engelli kişi sayısını bulmak ve engelliliğin nedenlerini belirlemek, engelliliklerin doğuştan mı, kazanılmış mı olduğunu tespit etmek, engellilerin rehabilitasyon alıp almadıklarını saptamak ve daha sonra engellilerle ilgili yapılacak projelere kaynak olması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Kesitsel bir araştırma olan bu çalışmanın evrenini Hazro ilçesinin merkez 7 mahallesindeki 4222 bireyi temsil eden 1069 kişi oluşturmaktadır. Çok aşamalı (ağırlıklandırma ve sistematik) örneklemle seçilen 1069 kişiye ait veriler, 199 hane ziyaret edilip, yüz yüze anket uygulanarak toplanmıştır. Araştırmada hane halkının sosyodemografik özellikleri ile ilgili anket ve Engelli Birey Değerlendirme Formu kullanılmıştır. Araştırma verileri bilgisayar ortamında SPSS 21 paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular : Araştırmaya katılanların % 44,3’ünü kadınlar, % 55,7’sini erkekler oluşturmaktadır. Engelli prevalansı toplam %13,8, erkeklerde %12,8 ve kadınlarda %15,2 olarak saptanmıştır. 65 yaş ve üstü grupta olanlarda en fazla olup oranı %53,3’tü. Engellilerin %48,2’si okur-yazar değildi ve %16,7’si herhangi bir sosyal güvenceye sahip değildi. Engellilerin % 21,6’sında engel durumunun doğuştan olduğu, % 78,4’ünde ise sonradan kazanılmış olduğu tespit edilmiştir. Sonradan ortaya çıkan en önemli engellilik nedeni kronik hastalıklardı, doğuştan engellilik nedenlerinin en önemlisi ise genetik bozukluklar idi. En sık görülen engellilik türleri sırasıyla; kronik iç organ bozuklukları (%56,0), iskelet sistemi bozuklukları (%25,0), işitme bozuklukları (%13,5), göz ve görme ile ilgili bozukluklar (%12,8), öğrenme bozuklukları (%8,1), şekil görünüm bozuklukları (%4,7), lisan ve konuşma bozuklukları (%4,0), psikolojik bozukluklar (%0,6) idi. Anne babası arasında akraba evliliği olanlarda ve soy geçmişinde engelli bulunanlarda doğumsal engelli sıklığı, olmayanlardan daha yüksek idi. Engellilerin %37,8’inin engeline yönelik olarak tedavi görmediği, %98,0’ının rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanmadığı tespit edilmiştir. Engelliler ve ailelerinin, engellilere yönelik kurum ve kuruluşlardan en önemli beklentilerinin %15,5’inin parasal katkı, %12,2’sinin iş bulmaya yardım etme ve %50,0’ının ise sağlık hizmetlerine ulaşmada kolaylık sağlanması olduğu bulunmuştur. Sonuç : Düşük eğitimli grupta engelli sıklığının fazla olduğu, ilçede kronik hastalıkların sık görüldüğü ve yine bölgenin önemli bir sorununun da akraba evlilikleri olduğu tespit edilmiştir. Bölge halkına eğitimli personel tarafından genetik danışmanlık ve kronik hastalıklara yönelik danışmanlık hizmetleri verilmelidir. İlçedeki engellilere eğitim verilmesi, bütün engellilerin sağlık kuruluşlarına ulaşabilmesi ve rehabilitasyon hizmetlerinden yararlanması önem arz etmektedir. Bu anlamda sağlık ve sosyal hizmet kurumlarına önemli görevler düşmektedir. Anahtar Kelimeler: Epidemiyoloji, Engellilik türleri, DiyarbakırÖğe İnme tanısı ile hastaneye yatırılan hastalara bakım verenlerin depresyon durumu ve yaşam kalitesi algıları(Mersin Üniversitesi Sağlık Bilimleri Enstitüsü, 2020) Arca, Muhammed; Ceylan, AliAmaç: İnme geçirmiş olan hastalara bakım verenlerinin akut dönem ve kronik dönem hasta bakımına ilişkin depresyon ve yaşam kalitelerini karşılaştırmak amacıyla yapılmıştır. Yöntem: Kesitsel tipte planlanan bu çalışmaya, Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin Nöroloji ve Fizik Tedavi kliniklerinde inme tanısı ile yatan 86 hastaya bakım veren yakınları katılmıştır. Hastaya bakım verenlerin demografik bilgileri için kişisel bilgi formu, psikolojik durumlarını değerlendirmek için Beck Depresyon Ölçeği ve yaşam kalitelerini ölçmek için de WHOQOL-Bref-TR Yaşam Kalitesi Skalası kullanılmıştır. Verilerin istatistiksel analizlerinde SPSS 21.0 paket programı kullanılmış, önemlilik testi olarak Ki-kare ve Student t testleri uygulanmıştır. Bulgular: Hastaya bakım verenlerin %46.5’i erkek (n=40), %53.5’i kadın (n=46), %48.8’i evli, %29.1’i lise mezunu, %53.5’i hastanın çocuğu, %12.8’i hastaların eşleri idi. Hasta bakım verenlerinin yaş ortalaması 33.5±12.6 yıl idi. Kronik dönemde, Beck depresyon ölçeğine göre şiddetli derecede depresyonu olanlarda artış olduğu görülmüş, akut ve kronik grup arasında depresyon açısından anlamlı bir istatiksel fark bulunmuştur (p=0.024). Hasta bakım verenlerin akut dönem ve kronik dönemdeki yaşam kalitesi skorlarından fiziksel sağlık (p=0.063), psikolojik sağlık (p=0.212) ve çevre alanı (p=0.114) skorları anlamlı değilken, sosyal ilişkiler (p=0.001) skorunun istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmüştür. Sonuçlar: Hem akut hem de kronik dönemde bakım verenlerin depresyon sıklığı belirgin şekilde artmış ve yaşam kaliteleri ise düşmüştür. İnme rehabilitasyonunda yalnızca hasta odaklı yaklaşım yerine hasta ve bakım veren bireylere odaklı bir yaklaşım benimsenerek doktor, hemşire, fizyoterapist, psikolog ve sosyal çalışmacıdan oluşan multidisipliner bir rehabilitasyon ekibinin eğitim, danışmanlık ve tedavi hizmeti sunması gerekmektedir.Öğe Özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışanların tükenmişlik düzeyleri(Eskişehir Osmangazi Üniversitesi, 2023) Erdoğan, Musa; Saka, Günay; Arca, MuhammedÖzel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde (ÖERM) çalışanların tükenmişlik düzeylerinin ve tükenmişliğe yol açan risk faktörlerinin incelenmesi amaçlanmıştır. Kesitsel tipteki araştırma, Haziran – Eylül 2018 tarihlerinde Diyarbakır’ın Kayapınar ilçesinde yürütülmüştür. 42 ÖERM’de görev yapmakta olan tüm bireyler (n=410) araştırmanın evrenini oluşturmuştur. Tüm bireylere ulaşmak hedeflenmiş ancak çalışma 351 kişiyle (%85,6) tamamlanmıştır. Sosyo-demografik, mesleki bilgi ve çalışma ortamına ilişkin bilgi içeren ve araştırmacı tarafından hazırlanmış kişisel bilgi formu ile Maslach Tükenmişlik Ölçeği (MTÖ) formu yüz yüze anket yoluyla uygulanmıştır. Analizlerde tanımlayıcı istatistikler, ikili bağımsız grup karşılaştırırken t testi, ikiden fazla grup ortalamasını karşılaştırırken Anova testi, farklılığın nereden kaynaklandığını belirlemek için post-hoc Tukey testleri kullanılmıştır. Katılımcıların %52,4’ü kadın, %67,2’i bekâr, %64,4’ü 30 yaşın altında ve yaş ortalaması 29,9±7,9 idi. %95,2’si lisans mezunu, %52,4’ü öğretmen, %24,2’si fizyoterapist ve %23,4’ünü diğer çalışanlardı. Duygusal tükenme puan ortalaması 13,8±7,0, duyarsızlaşma puan ortalaması 3,8±3,1 ve kişisel başarı puan ortalaması 8,9±4,1’dir. Özel eğitimde çalışmayı kendi isteğiyle seçme, iş arkadaşlarından destek görme, üstlerinden takdir görme, mesleğindeki verim düzeyi, engelli bireylerin ailelerinin aşırı beklentileri gibi faktörlerin tükenmişlik düzeyini etkilediği bulundu (p<0,05). ÖERM çalışanlarında orta düzeyde duygusal tükenme, düşük düzeyde duyarsızlaşma ve düşük düzeyde kişisel başarısızlık olduğu saptanmıştır. Özel eğitimde kendi isteğiyle çalışmayanlar, ailelerin aşırı beklenti içinde olduğunu ve mesleğinde verimsiz olduğunu düşünenler daha çok tükenmişlik yaşarken; iş arkadaşlarından destek görenlerle, üstlerinden takdir görenler daha az tükenmişlik yaşamıştır.Öğe The prevalence of disability and contributory factors in Turkey's Southeastern Anatolia region(Springer Heidelberg, 2022) Arca, Muhammed; Saka, GunayAim To determine the prevalence, types, time of disability, and the factors leading to disability in all age groups in the population. Subject and methods A cross-sectional design was used to study a group of 1069 people in the center of Hazro province in Turkey's Southeastern Anatolia Region. Data were collected by visiting 199 households and by face-to-face questionnaire. A survey form for households and a Disabled Person Evaluation Form were used. Results Of the participants, 55.7% were male, 27.1% primary school graduates, and 39.5% were married. The frequency of consanguineous marriages in the region was 44.6%. The prevalence of disability was determined as 13.8%. The most common types of disability are; chronic visceral disorders (56.0%), skeletal system disorders (29.8%), hearing disorders (13.5%). It was determined that 21.6% of the disabled were born with disabilities, and for 78.4% it occurred after birth. The prevalence of congenital disabilities in those with consanguineous marriage of parents (p = 0.000) and those with disabilities in family history (p < 0.05) was higher than that of the non-disabled. Conclusion Disability prevalence was higher than the average in Turkey. It has been determined that chronic diseases are common in the society; most of the disabilities occur after birth and genetic disorders, and consanguineous marriages are an important problem.