Yazar "Şentürk, Senem" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bel fıtığını taklit eden spinal epidural abse(2007) Şentürk, Senem; Güzel, Aslan; Geyik, Mehmet Faruk; Ceviz, AdnanBrusellozise bağlı spinal epidurel abse (SEA) oldukça nadir görülmekte olup bulguları bel fıtığını taklit edebilir. Bu olgularda en uygun tedavinin ne olduğu hala tartışmalıdır. Öncelikle konservatif tıbbi tedavinin tercih edilmesi, cerrahi tedavinin tıbbi tedaviye yanıt alınamaması durumunda uygulanması önerilmektedir. Bu yazıda siyatalji yakınmaları ile başvuran ve lumbosakral spinal manyetik rezonans görüntüleme (MRG)'sinde spondilodiskitisle birlikte L5-S1 disk aralığı düzeyinde, sol Sİ sinir köküne bası yapan epidural abse saptanan 23 yaşında erkek hasta sunulmaktadır. Radyolojik bulguları ve brusella tüp aglütinasyon testi ile brusellar SEA tanısı alan hastada tıbbi tedavi ile klinik ve radyolojik olarak tam düzelme sağlanmıştır. Brusella SEA'sine bağlı siyatalji yakınmaları bulunan olgularda hafif nörolojik defisit bulguları varlığında dahi tıbbi tedavi öncelikle denenebilir.Öğe Evaluation of interlobar and accessory pulmonary fissures on 64-row MDCT(Wiley-Liss, 2010) Özmen, Cihan Akgül; Nazaroğlu, Hasan; Bayrak, Aylin Hasanefendioğlu; Şentürk, Senem; Akay, Hatice Öztürkmen; 0000-0002-0854-0904; 0000-0001-5211-135XWe aimed to describe the prevalence, morphology, and completeness of the oblique, horizontal, and accessory fissures on 64-row multidetector computed tomography (MDCT) scans. Three hundred and eighty-seven patients were included in this study. The lungs were scanned from apex to diaphragm using 1-mm collimation. Images were evaluated on a Philips workstation using the PACS system. Prevalence of the interlobar and accessory fissures and also incompleteness of the interlobar fissures was evaluated on axial, corona!, and sagittal planes. The frequencies of right oblique fissures, right horizontal fissures, and left oblique fissures were 99.7%, 94.8%, and 100%, and the percentage of incompleteness was 69.7%, 86.9%, and 48.3%, respectively. Accessory fissures were detected in 164 of the 387 patients (42.4%). Pulmonary fissures are well visualized on MDCT because of its capacity in evaluating the whole thorax with thin sections and at various planes. Fast-image acquisition in MDCT also accounts for less motion artifacts and high-image quality. Clin. Anat. 23:552-558, 2010. (C) 2010 Wiley-Liss, Inc.Öğe Evaluation of retrobulbar blood flow by color doppler ultrasonography after intravitreal ranibizumab injection in patients with neovascular age-related macular degeneration(Wiley-Blackwell, 2013) Sakalar, Yıldırım Bayezit; Şentürk, Senem; Yıldırım, Mine; Keklikçi, Uğur; Alakuş, Mehmet Fuat; Ünlü, KaanPurpose. This study aimed to evaluate the changes in retrobulbar blood flow by using color Doppler sonography in patients who had undergone intravitreal ranibizumab injection for neovascular age-related macular degeneration (AMD). Methods. The study comprised 37 AMD patients who had undergone intravitreal 0.5 mg ranibizumab injection. The ophthalmic artery, central retinal artery, and short lateral posterior ciliary artery of both eyes of patients were evaluated by color Doppler sonography. Peak systolic velocity, end-diastolic velocity, and resistance index were calculated before injection, and after injection on day 7 and day 30. The pre- and postinjection values were compared using Wilcoxon signed rank test. Results. In a comparison with the preinjection values of peak systolic velocity, end-diastolic velocity, and resistance index, the postinjection values at both day 7 and day 30 showed no statistically significant difference in ophthalmic artery, lateral posterior ciliary artery, and central retinal artery (p > 0.05). Similarly, for the same parameters, pre- and postinjection values in the uninjected fellow eye showed no statistically significant difference (P > 0.05). Conclusions. Intravitreal ranibizumab injection for neovascular AMD does not cause a significant change in the retrobulbar blood flow in either the injected eye or the fellow eye.Öğe Facial vein aneurysm associated with sialadenitis(Wiley-Blackwell, 2012) Ilıca, Ahmet Turan; Şentürk, Senem; Kertmen, Mustafa; Bükte, Yaşar; Bilici, Aslan; Atasoy, Mehmet Mahir; 0000-0001-5211-135X; 0000-0002-3894-7107A 20 year-old man presented with pain and swelling of the left submandibular area. Neck sonography revealed enlargement of the submandibular gland, coarsening of its echotexture with a few calculi and a multiloculated cystic lesion. Doppler sonography revealed venous flow within the cystic lesion and aneurysmal dilatation of the adjacent facial vein. CT angiography confirmed the facial vein aneurysm. We hypothesize that inflammation of the gland had weakened the wall of the adjacent facial vein, causing aneurysmal dilatation.Öğe İnfluenza aşılaması sonrası ön iskemik optik nöropati(2011) Keklikçi, Uğur; Alakuş, Mehmet Fuat; Ünlü, Kaan; Şakalar, Yıldırım Beyazıt; Şentürk, SenemKırk üç yaşında erkek olgu influenza aşılamasından bir hafta sonra sağ gözde bulanık görme şikayeti ile başvurdu. Her iki gözde görme keskinliği 1,0 idi ve sağ gözde rölatif afferent pupilla defekti mevcuttu. Sağ gözün göz dibi muayenesinde, optik disk özellikle üst segmentte ödemli ve hafif hiperemikti. Sağ gözde altitüdinal görme alanı kaybı mevcuttu. Aşılamaya bağlı ön iskemik optik nöropati olabileceği düşünülerek 3 gün boyunca 1 gr/gün intravenöz ve 15 gün boyunca 1 mg/kg/gün oral metilprednizolon verildi. Tedaviye rağmen 1. ayda sağ gözde görme keskinliği 0,05’e düştü ve optik diskte solukluk gelişti.Öğe MDCT demonstration of a rare complication of lymphoma: Spontaneous gastrosplenic fistula(2009) Şentürk, Senem; Bilici, Aslan; Tekin, Rojbin CeylanGastrosplenic fistula resulting from a gastric or splenic lesion is a rare entity. The causes of a fistulous tract between stomach and spleen include gastric adenocarcinoma, Crohn's disease, benign gastric ulcer, trauma and gastric or splenic lymphoma. We present ultrasound and multidetector computed tomography findings of a patient with spontaneous gastrosplenic fistula secondary to splenic diffuse large cell lymphoma.Öğe Pediatrik toraks patolojilerinde çok dedektörlü BT’nin rolü(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2008) Şentürk, Senem; Akay, Hatice ÖztürkmenToraks bilgisayarlı tomografisi çocuklarda akciğer patolojilerinin değerlendirilmesinde kullanılan tanı yöntemlerinden biridir. Bu çalışmada retrospektif olarak pediatrik yaş grubundaki 150 hastanın toraks bilgisayarlı tomografi görüntüleri, olguların bilgisayar ortamında kayıtlı olan klinik ön tanıları ve akciğer grafi bulguları ile karşılaştırmalı olarak değerlendirildi. Toraks bilgisayarlı tomografi tetkikinin en çok akciğer enfeksiyonu-pnömoni ön tanısı ile istendiği saptandı. Diğer ön tanılar arasında tekrarlayan akciğer enfeksiyonu, malignite, kronik öksürük, yabancı cisim aspirasyonu, plevral sıvı, tüberküloz ve bronşektazi yer almaktaydı. Bilgisayarlı tomografide en sık saptanan parankim bulgusu atelektaziydi. Parankimal konsolidasyon, plevral sıvı, bronşektazi, mozaik patern, buzlu cam dansitesi, nodüler infiltrasyon ve nodül diğer bulgulardı. Bu çalışmada bilgisayarlı tomografi ile akciğer grafisinde izlenmeyen bazı parankimal lezyonlarla, pnömoni komplikasyonları ve plevral sıvıların rahatlıkla saptanabildiği gösterildi. Çeşitli görüntüleme tekniklerinin yararlı olduğu toraks patolojilerinde, radyasyonun zararlı etkilerine duyarlı olan çocukluk yaş grubunda, gereksiz radyasyon maruziyetinden kaçınmak için bilgisayarlı tomografi endikasyonu belirlenirken klinisyenin radyologdan görüş alarak karar vermesi uygun olacaktır.Öğe Protein C eksikliğine bağlı mezenter ven trombozu: Dört olgu(2009) Gedik, Ercan; Taçyıldız, İbrahim Halil; Girgin, Sadullah; Keleş, Celalattin; Şentürk, SenemAMAÇ: Akut mezenter iskemilerinin %5-15'ini mezenter ven trombozları oluşturur. Genellikle mezenter ven trombozu, hiperkoagulasyon bozuklukları ile ilişkilidir ve bir hiperkogulasyon bozukluğu olan Protein C eksikliği, mezenter ven trombozu oluşumu için önemli bir risk faktörüdür. Bu çalışmada, protein C eksikliğine bağlı mezenter ven trombozu gelişen 4 olguyu inceledik.OLGULAR: Olgularımızın ikisi bayan, ikisi ise erkek olup, ortak hastaneye başvuru şikayetleri karın ağrısı idi. Fizik muayenede 3 olguda akut batın bulguları bulunduğundan laparotomi yapıldı. Nekroze barsak segmentlerine rezeksiyon yapıldıktan sonra hastalara jejunojejunal anastomoz (olgu 1), uç jejunostomi (olgu 2) ve çifte namlulu enterostomi (olgu 3) yapıldı. İntestinal nekroz bulgusu saptanmayan diğer olguda (olgu 4) mezenter ven trombozu tanısı, batın tomografisi ile konuldu. Bu olguya 5.000 Ü bolus ve 1.000 Ü/ saat olacak şekilde heparin infüzyonu 10 gün süre ile yapıldı. Olguların hiperkoagulabilite testleri yapıldığında protein C düzeyi sırası ile %42.20, %38.50 , %35.40 ve %29.25 şeklinde düşük oldukları saptandı. Bütün hastalara düşük molekül ağırlıklı heparin verildikten sonra warfarin tedavisine geçildi.SONUÇ: Mezenter ven trombozu tanısı konulan hastalarda etiyolojik sebep mutlaka araştırılmalıdır. Protein C eksikliği mezenter ven trombozu gelişmesi için önemli bir risk faktörüdür. İntestinal nekroz gelişen hastalarda laparotomi yapılmalı ancak intestinal nekroz bulgusu olmayan hastalarda ise nonoperatif tedavi uygulanabilir.