Yazar "Şen, Vedat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Gelişme Geriliği, Kronik İshal veya Tekrarlayan Akciğer Enfeksiyonu Nedeniyle Ter Testi Taraması Sonrası Tanı Konan Kistik Fibrozisli Çocukların Klinik ve Demografik Özellikleri(2013) Konca, Çapan; Gürkan, Mehmet Fuat; Şen, Vedat; Ece, Aydın; Güneş, AliÖZET Girifl: Bu çalışmada, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu, kronik ishal ve gelişme geriliği şikayetleri ile başvuran ve özgül tanı alamayan hastalarda kistik fibrozis (KF) sıklığını araştırarak bu hastaların demografik, klinik ve laboratuvar özelliklerinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada, KF tanısı, KF için bir veya daha fazla karakteristik fenotopik özellik gösteren çocuklarda terde kondüktivite ölçümü yapılarak kondu. Değerlendirmede, terde klor konsantrasyonu 59 mmol/ltnin altı negatif, 60-79 mmol/lt arası sınırda pozitif ve 80 mmol/ltnin üzeri pozitif ter testi sonucu olarak kabul edildi. Atipik KF tanısı sınırda ter testi pozitifliğine ilave olarak genetik mutasyon, nazal potansiyel farkı ve elastaz aktivitesi gibi destekleyici faktörlerle birlikte kondu. Bulgular: Çalışmaya toplam 356 hasta dahil edildi. Yirmi hastaya (%5,6) KF tanısı kondu. Hastaların yaş ortalaması 19,3±18,1 ay idi ve 234 (%65,7)ü erkekti. Tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ile başvuran 90 hastanın 14üne (%15,5), kronik ishal yakınması ile başvuran 99 hastanın 10una (%10,1) ve belirgin büyüme ve gelişme geriliği olan 100 hastanın 7sine (%7) KF tanısı kondu. Tanı konan hastaların temel başvuru yakınmaları ateş, solunum sistemi yakınmaları, gelişme geriliği ve kronik ishal idi. Toplam 356 hastaya 430 ter testi yapıldı ve ölçüm sonucu 60 mmol/lt üzerinde olan 33 hastadan 20 tanesine KF tanısı konuldu. Sonuç: Kronik ishal, tekrarlayan akciğer enfeksiyonu ve gelişme geriliği ile başvuran hastalarda KF ayırıcı tanılar arasında düşünülmelidir. Beyaz ırkta yaklaşık 3000de 1 olan KF sıklığı hasta grubumuzda %5,6 oranıyla yüksek bulunmuştur. (Güncel Pediatri 2013; 11: 96-101)Öğe Türkiye’nin Güneydoğu’sundaki İTP olgularının özellikleri(2013) Şen, Vedat; Akyüz, Feride Çeliker; Yolbaş, İlyas; Güneş, Ali; Kelekçi, Selvi; Özel, Hülya; Söker, MuratAkut immun trombositopenik purpura trombositopeni, spontan purpura, ekimoz, peteşi ve mukozal kanamalar ile karakterizedir. Trombositopeninin diğer nedenlerinin dışlanması ile tanı konur. Ciddi organ kanamalrı ve kronikleşme riskinden dolayı önemli bir hastalıktır. İTP tanısı almış 151 hasta retrospektif olarak değerlendirildi. Hastaların erkek/kız oranı 1/1.06 ve ortalama yaş 5.1±3.4/yıl. Hastaların % 75 akut, % 25 kronik İTP tanısı aldı. Yaş gruplarına göre kronikleşme oranına bakıldığında 2-10 yaş grubundaki kronikleşen hasta oranı diğer gruplara yüksekti (p=0.01). Başvuru semptomu en sık cilt bulguları olarak akut ve kronik grupta benzer ancak başlangıç yakınmaları sinsi olanların ise % 64.6'sı kronikleşmişti. Mevsim ve cinsiyetin akut-kronik İTP olmayı etkilemediği saptandı (<0.05). Akut olguların % 68.4'ünde geçirilmiş enfeksiyon varken, % 1 hastada seropozitiflik mevcuttu. Hiçbir olguda kemik iliği bulguları İTP tanısını değiştirmedi. İlk tedavisi steroid ve parsiyel remisyon hastalarının kronikleşme oranı ve akut İTP grubunun steroide yanıtlı olma oranı yüksekti (p=0.001 ve p<0.05) Ekonomik ve etkili tedavi seçimleri İTP 'ye bağlı morbidite ve mortaliteyi önleyecektir.