Yazar "İnce, Fatma Meral" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of Vitamin D Levels in Chronic Hepatitis B Patients(Deneysel, Biyoteknolojik, Klinik ve Stratejik Sağlık Araştırmaları Derneği, 2021) İnce, Fatma Meral; Çelen, Mustafa Kemal; İnce, Hasan; Kalkan, İrem AkdemirAmaç: Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu halen tüm dünyada önde gelen sağlık sorunlarından biridir. Karaciğer, vitamin D (Vit-D)’nin metabolizması ve depolanmasında önemli bir organdır. Vit-D’nin hücre farklılaşması, çoğalması ve bağışıklık modülasyon inhibisyonu da dâhil olmak üzere çok önemli bir biyolojik etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Son zamanlarda, Vit-D düzeylerinin HBV enfeksiyonu gibi viral enfeksiyonlara karşı immün sistem ve konak yanıtını etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmamızda amaç HBV ile enfekte bireyler ve HBV ile enfekte olmayan bireylerde Vit-D düzeyini karşılaştırıp Vit-D düzeyinin HBV replikasyonu ve hastalığın progresyonu ile ilişkisini saptamaktır.Materyal ve Metod: Çalışmamız retrospektif olarak gerçekleştirilen tanımlayıcı bir çalışma olarak tasarlanmıştır. Dicle üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine Ocak 2014 - Aralık 2015 tarihleri arasında başvuran HBsAg pozitif ve HBV DNA’sı negatif 29 hasta, HBsAg pozitif ve HBV DNA‘sı 2000-20000 IU/ml olan 30 hasta, HBsAg pozitif ve HBV DNA’sı >20000 IU/ml olan 31 hasta ile HBsAg negatif ve komorbiditesi olmayan ancak halsizlik, yorgunluk şikâyeti ile polikliniğimize başvurup vitamin-D düzeyleri bakılmış olan 45 hasta kontrol grubu olarak çalışmamızda değerlendirmeye alınmıştır. Hastaların başlangıç, 6. ay ve 12. ay 25 (OH) D düzeyleri incelenmiştir. Bu çalışmada kullanılan kit için üretici firmanın belirlediği 25 (OH) D referans aralıkları; eksik (<10 µg /L), yetersiz (10-30 µg/L) ve yeterli (?30 µg/L) şeklinde belirtilmiştir.Bulgular: Kronik Hepatit B (KHB)’li hastaların ortalama Vit-D düzeyi 23,37±10,71 µg/l, kontrol grubunun ortalama Vit-D düzeyi 35,54±10,42 µg/l olarak saptanmıştır (p<0,001). Bu durumda KHB’li has- talarda Vit-D düzeyi yetersiz olup kontrol grubuna göre daha düşük saptanmıştır. Kontrol grubunun ise vitamin D düzeyi normal sınırlarda saptanmıştır. KHB’li hastaların grup içi Vit-D düzeyleri karşılaştırıldığında anlamlı bir fark saptanmamıştır. Bu çalışmada düşük Vit-D düzeyinin yüksek viral yük ile ilişkili olmadığı sonucuna varılmıştır.Sonuç: Çalışmamızda, KHB hastalarında Vit-D düzeyi yetersiz bulunmuştur. Düşük Vit-D düzeyinin yüksek viral yük ile ilişkili olmadığı saptanmış olup detaylı tasarlanmış, prospektif ve kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca hastalar; Vit-D eksikliği ve yerine koyma tedavisi açısından değerlendirilmelidir.Öğe Kronik hepatit B hastalarında vitamin D düzeylerinin değerlendirilmesi(2017) İnce, Fatma Meral; Çelen, Mustafa KemalGiriş ve Amaç: Hepatit B virüs (HBV) enfeksiyonu halen tüm dünyada önde gelen sağlık sorunlarından biridir. Karaciğer, vitamin D’nin metabolizması ve depolanmasında önemli bir organdır. vitamin D’nin, hücre farklılaşması, çoğalması ve bağışıklık modülasyon inhibisyonu da dâhil olmak üzere çok önemli bir biyolojik etkiye sahip olduğu bilinmektedir. Son zamanlarda, vitamin D düzeylerinin HBV enfeksiyonu gibi viral enfeksiyonlara karşı immün sistem ve konak yanıtını etkileyebileceği düşünülmektedir. Bu çalışmamızda amaç sağlıklı bireylerde ve HBV ile enfekte bireylerdeki vitamin D düzeyini karşılaştırıp vitamin D düzeyinin HBV replikasyonu ve hastalığın progresyonu ile ilişkisini saptamaktır. Gereç ve Yöntem: Dicle üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniğine Ocak 2014 - Aralık 2015 tarihleri arasında başvuran HBsAg pozitif ve HBV DNA’sı negatif 29 hasta, HBsAg pozitif ve HBV DNA‘sı 2000-20000 IU/ml olan 30 hasta, HBsAg pozitif ve HBV DNA’sı >20000 IU/ml olan 31 hasta ile HBsAg negatif ve komorbiditesi olmayan; ancak halsizlik, yorgunluk şikâyeti ile polikliniğimize başvurup vitamin-D düzeyleri bakılmış olan 45 kontrol grubu çalışmamızda değerlendirmeye alındı. Hastaların bazal, 6. ay ve 12. ay 25 (OH) D düzeyleri incelendi. Bulgular: Hastaların 77’si erkek (%57), 58’i kadındı (%43). Hastaların yaş ortalaması 40,8 olup gruplar arasında yaş ve cinsiyet açısından istatiksel olarak anlamlı bir fark yoktu. Kadın ve erkek arasında bazal, 6. ay ve 12. ay D vitamini düzeyleri arasında anlamlı bir fark saptanmadı (sırasıyla p:0,133,p:0,319,p:0,212). Kronik Hepatit B (KHB)’li hastaların ortalama vitamin D düzeyi 23,37±10,71 µg/l, kontrol grubunun ortalama vitamin D düzeyi 35,54±10,42 µg/l olarak saptandı (p<0,001). Bu durumda KHB’li hastalarda vitamin D düzeyi yetersiz olup kontrol grubuna göre daha düşük saptandı. Kontrol grubunun ise vitamin D düzeyleri normal sınırlarda idi. KHB’li hastaların grup içi vitamin D düzeyleri karşılaştırıldığında anlamlı bir fark saptanmadı. Bu çalışmada düşük vitamin D düzeyinin yüksek viral yük ile ilişkili olmadığı sonucuna varıldı. Sonuç: KHB hastalarında vitamin D düzeyi yetersiz bulundu. Düşük vitamin D düzeyi yüksek viral yük ile ilişkili olmamakla birlikte daha detaylı tasarlanmış, prospektif ve kontrollü çalışmalara ihtiyaç vardır. Ayrıca hastalar; vitamin D eksikliği ve yerine koyma tedavisi açısından değerlendirilmelidir. Anahtar kelimeler: Kronik hepatit B, vitamin D, viral yük, karaciğerÖğe Kronik viral hepatit kaynaklı karaciğer sirozlu bir hastada bruselloz olgusu(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2016) İnce, Fatma Meral; Aslan, Emel; Deveci, Özcan; Tekin, Recep; Dayan, SaimBruselloz ülkemizde endemik olarak görülen bir enfeksiyon hastalığıdır. Klinik belirti ve bulgular geniş bir spektruma yayılmakta; kas-iskelet sistemi, gastrointestinal sistem, kardiyovasküler sistem ve genitoüriner sistem gibi birçok sistem etkilenebilmektedir. Brusellozda karaciğer ve dalak gibi retiküloendotelyal sistem organlarındaki tutuluma bağlı olarak transaminaz yüksekliği sıklıkla görülmektedir. Bizim olgumuzda transaminaz yüksekliği, bisitopeni ve ateş ile başvuran hastada transaminaz yüksekliğine yol açabilecek viral nedenlerin atlanmaması için yapılan tetkiklerde hastada kronik hepatit B ve delta hepatiti sonucu gelişen karaciğer sirozu saptanmış olup bruselloz ve hepatit B’nin sık görüldüğü bölgemizde bu olası durumların göz ardı edilmemesi gerektiği vurgulanmıştır.Öğe Oldukça nadir görülen toplum kaynaklı yara yeri enfeksiyonu etkeni: Ralstonia pickettii(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2022) Bilik, Özge Alkan; İnce, Fatma Meral; Özcan, NidaRalstonia pickettii (R. pickettii), Ralstonia cinsi içerisinde en sık rastlanılan tür olup non-fermenter, aerobik, Gram-negatif bir basildir. Fırsatçı bir patojen olan bakteri, hastane ortamından ve çevresel kaynaklardan bulaşabilir. R. pickettii immunkompetan bireylerde oral flora ve üst solunum yolu florasında kommensal olarak yaşayabilirken immun-kompromize kişilerde şiddetli enfeksiyonlara neden olabilmektedir. R. pickettii ile ilgili toplum kaynaklı rapor edilmiş az sayıda vaka bildirilmişken, genellikle hastane kaynaklı enfeksiyonlar rapor edilmiştir. Bu olguda ise toplum kökenli yara yeri enfeksiyonu olan erişkin bir hasta sunulmuştur. Alt ekstremitede seropürülan akıntılı açık lezyon şikayeti ile başvuran 69 yaşında kadın hastanın laboratuvar parametrelerinden lökosit ve nötrofil sayısı ile sedimantasyon hızı değeri normalden yüksek olarak değerlendirildi. Yara kültürü alınan hastaya sefuroksim aksetil 2 x 500 mg/gün tablet tedavisi ampirik olarak başlandı. Numuneden hazırlanan Gram boyalı preparatta bol PMNL ve gram negatif basiller görüldü, Q-skoru Q3 olarak değerlendirildi. Kültürde üremiş olan koloniler Vitek 2 Compact (bioMerieux, Fransa) otomatize sistemi ile R. pickettii olarak tanımlandı. Mikroorganizmanın antibiyotik duyarlılık testi yine aynı otomatize sistem ile çalışıldı. Suş gentamisin, amikasin, piperasilin-tazobaktam, seftazidim, sefepim, siprofloksasin ve meropeneme standart dozda duyarlı iken trimetoprim-sulfametoksazole dirençliydi. 3 gün sonra poliklinik kontrolüne gelen hastanın yarasında iyileşme gözlendiği için mevcut antimikrobiyal tedavi devam ettirildi. Bu olgu sunumunda, R. pickettii’nin toplumdan edinilmiş yara yeri enfeksiyonlarında karşımıza çıkabileceğine dikkat çekmek istedik. Genellikle kontaminant olarak kabul edilen bazı mikroorganizmaların enfeksiyon etkeni olabileceği akılda tutulmalı, toplum kökenli R. pickettii enfeksiyonu olasılığı göz ardı edilmemelidir. Yapılan literatür taramasında ülkemizden bildirilmiş R. pickettii’ye bağlı toplum kaynaklı yara yeri enfeksiyonuna rastlanmadı. Dolayısı ile vakamız bildiğimiz kadarıyla, Türkiye’de bildirilen R. pickettii’ye bağlı ilk toplum kaynaklı yara yeri enfeksiyonu vakasıdır.Öğe Pseudomonas aeruginosa; Virulence Factors and Host Defense Mechanisms(Veysi AKPOLAT, 2023) İnce, Fatma Meral; Özcan, Nida; Akpolat, NezahatAs an opportunistic pathogen, Pseudomonas aeruginosa (P. aeruginosa) can cause both acute and chronic infections. Variable virulence components and antibiotic resistance markers in the bacterium's genome constitute the bacterium's pathogenic profile and provide the bacterium with outstanding metabolic adaptability to many conditions. The interactions of P. aeruginosa with the host are poorly understood, complicating the treatment of its infections and the development of vaccines against them. Despite decades of scientific research focusing specifically on this challenge, vaccines to prevent these dangerous infections still do not exist. The major virulence factors of P. aeruginosa and host immune responses against the bacteria are discussed in this review.