Yazar "İçen, Hasan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 30
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir buzağıda giardia duodenalis kaynaklı şiddetli kanlı ishal olgusu(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2020) Koçhan, Akın; Şimşek, Aynur; İpek, Duygu Neval Sayın; İçen, HasanGiardia duodenalis (G. lamblia, G. intestinalis) ruminantlarda, insanlarda ve yaban hayvanlarında yaygın olarak bulunan bir protozoondur. G. duodenalis buzağılarda enteritis, kilo kaybı ve gelişme geriliğine neden olan ishalin önemli bir etiyolojik ajandır. Bu çalışmanın amacı kanlı ishale neden olan G. duodenalis’in moleküler teşhisini, klinik ve laboratuvar bulguları bildirmektir. Olgu sunumunun materyalini Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Kliniğine, kanlı ishal şikâyeti ile getirilen üç aylık erkek bir buzağı oluşturdu. Buzağının yapılan klinik muayenesinde kanlı bir ishalle birlikte, vücut sıcaklığının 39,8 0C, kalp frekansı 92 vurum/dk ve solunum sayısının 53 solunum/dk olduğu tespit edildi. Tanı amacıyla rektumdan dışkı örnekleri alındı. İshale neden olan (Rotavirus, Coronavirus, Cryptosporidium, E.coli F5(K99) ve Cl. perfringens type) ajanların teşhisinde kullanılan hızlı tanı kiti ile bu ajanların varlığı yönünden incelendi. Bu ajanların hiçbiri tespit edilemedi, mikroskobik incelemede Giardia trofozoitleri görülürken koksidiosis etkeni olan Eimeria spp. ookistlerine rastlanılmadı. Kesin tanı için parazitoloji laboratuvarına gönderilen örneğin moleküler (Nested PZR) analizinde G. duodenalis (Assemblage D) tespit edildi. Sonuç olarak; G. duodenalis assemblage D’nin de buzağılarda şiddetli kanlı ishale sebep olabileceği ve buzağılar için potansiyel bir problem olduğu kanaatine varıldı.Öğe Bir erkek keçide ürolithiazis olgusu(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2014) İçen, Hasan; Şimşek, Aynur; Sekin, Servet; Çelik, Özgür Yaşar; Çakmak, Fırat; Yaman, TuranÇalışmanın materyalini 2-3 gündür idrar yapamama, sancı ve iştahsızlık şikayeti ile Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Kliniği’ne getirilen 1,5-2 yaşlı bir erkek keçi oluşturdu. Hastanın klinik muayenesinde ayakta durmakta güçlük, abdominal gerginlik, anal bölge ile prepisyum çevresinde ödem, prepisyumun uç kısmında kuruluk ve küçük taşlar saptandı. Nabız frekansı 119/dk, solunum frekansı 32/dk ve vücut ısı 36.9 °C olarak tespit edilen hayvana, kan ve idrar örneklerinin laboratuar analiz sonuçları ile otopsi bulgularına göre ürolithiazis tanısı konuldu.Öğe Bir köpekte nonsteroid anti-inflamatuvar ilaç kullanımına bağlı gelişen gastrik ülserasyon olgusu(Fırat Üniversitesi, 2023) Katanalp, Ömer Faruk; Güneş, Almina; Şimşek, Aynur; Koçhan, Akın; İçen, Hasan; Ekinci, Elif; Çakmak, BesraBu olguda bir köpekte uygun olmayan doz ve sürede NSAİİ ve kortikosteroid kullanımını takiben şekillenen gastrik ülserasyon ile ilgili deneyimlerin ve risk faktörlerinin bildirilmesi amaçlandı. Çalışma materyalini Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi Hayvan Hastanesi’ne şiddetli dispne, hematemezis ve konvülziyon şikâyeti ile getirilen 25 kg canlı ağırlıkta 2.5 yaşında Akita ırkı köpek oluşturdu. Hastanın klinik muayenesinde mukoza ve konjunktivaların anemik, nabız frekansının 180 vurum/dakika ve rektal ısının 39.2 oC olduğu belirlendi. Tam kan sayımında total lökosit, granülosit sayısının ve ortalama eritrosit hacminin referans değerlere göre yüksek olduğu tespit edildi. Referans değerler ile karşılaştırıldığında serum albumin, glutamat oksaloasetat transaminaz, glikoz, kreatin kinaz ve total bilirubin düzeylerinin yüksek, potasyum düzeyinin ise düşük olduğu tespit edildi. Nekropside gastrik mukozada şiddetli, çeşitli çaplarda ve kenarları düzensiz multifokal ülserlere rastlandı. Steroid ve nonsteroid ilaçların birlikte kullanımının gastrointestinal kanalda meydana getirebileceği şiddetli lezyonlar ve kanamalar gibi potansiyel komplikasyonlarından dolayı risk faktörü olarak değerlendirilebileceği kanısına varıldı.Öğe Comparison of tuberculin skin test, IFN-? assay, real time PCR and lateral flow rapid test in diagnosis of field outbreaks of bovine tuberculosis(Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2015) Kaya, Abdullah; İçen, Hasan; Tuzcu, Nevin; Şimşek, Aynur; Yeşilmen, Simten; Koçhan, Akın; Yıldırım, İbrahim HalilBovine tuberculosis is an important zoonotic disease transmitted by direct contact, respiratory pathway, ingestion of unpasteurised milk and milk product, raw or undercooked meat. Tuberculosis can be difficult to diagnose based only on the clinical signs. Tuberculosis is usually diagnosed in the field with the tuberculin skin test. Sputum and other body fluids may be collected for microbiological examination. Polymerase chain reaction (PCR) methods have also been described. Diagnostic blood tests include the lymphocyte proliferation assay, the interferon gamma (IFN-γ) assay, and enzyme-linked immunosorbent assays (ELISA). In this study a total of 50 animals were tested by using tuberculin skin test (TST), lateral flow rapid test, IFN-γ assay and real time PCR. The animals were selected randomly among 178 cattle in dairy farms with the aged between 3-5 years and suspected of having tuberculosis. Forty five cattle were positive out of 50 for TST while 31 for reactive by the IFN-γ assay and 28 for rapid test and 9 for real time PCR. The purpose behind such variable as age was to compare sensitivity of tuberculin skin test, the IFN-γ assay and TB lateral flow rapid test and real time PCR examination for the diagnosis of field outbreaks of bovine tuberculosis in Turkey.Öğe Congenital recto vaginal fistula with atresia ani in a heifer: A case report(Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2009) Bademkıran, Servet; İçen, Hasan; Kurt, DoğanA crossbred Holstein × Yerli kara (Local breed) heifer, 9 month old age was admitted to the gynecology clinic of Dicle University Veterinarian Faculty, with congenital recto vaginal fistula and atresi ani. This was clinically identified as a congenital anomaly. Recto vaginal fistula and atresia ani were successfully corrected by surgical excisions.Öğe Determinationin Diyarbakır of Prevalence of Pathogenic Leptospira spp.by Real-Time PCR in Cattle(2012) İçen, Hasan; Alp, Simten Yeşilmen; Arserim, İ Neval Berin; Işık, NurettinBu çalışmada Diyarbakırdaki kesimhanelerde kesilen sığırların kan ve idrar örneklerinde real time PCR yöntemiyle patojenik Leptospira prevalansının ortaya konulması amaçlanmıştır. Bu çalışmanın materyalini üç büyük kesimhanedeki sığırlardan 96 sığırdan toplanan idrar ve kan örnekleri oluşturdu. Bu örneklerde patojen Leptospiraların varlığı real-time PCR yöntemiyle araştırıldı. Patojenik Leptospiraları etkenlerini varlığını ortaya koymak için hap 1 geninin tespit etme temeline dayanan yöntem kullanılmıştır. Leptospira şüpheli 96 sığırdan elde edilen idrar örneklerinden 9 (%9.4) adetinde hap1 geninin varlığı tespit edilmiştir. Aynı hayvanlardan alınan kan örneklerinde pozitifliğe rastlanılmamıştır. Bu nedenle, taşıyıcı hayvanların erken teşhisi, leptospiral enfeksiyonun diğer hayvanlara ve insanlara bulaşmasının önlenmesi bakımından son derece önemlidir.Öğe Diagnosis and treatment of aspergillosis in an ostrich flock(Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2011) İçen, Hasan; Işık, Nurettin; Alp, Simten Yeşilmen; Tuzcu, Mehmet; Sekin, ServetThis study consists of the clinical, microbiological and pathological findings, and the results of Amphoterisin B and Biostarter for supported treatment, of focal aspergillosis in a flock of ostriches. The clinical signs were listlessness, anorexia, diarrhoea, increased respiration, dyspnoea, and mucoid discharge from the nostrils. At post-mortem examination caseous nodules were observed in various organs. Histopathological examination of the lungs, air sacs and the pleural membrane showed in different sizes in different parts of necrosis in the center of the surrounding foreign body giant cells, epitheloid macrophages, lymphocytes and granulomas surrounded by a fibrous connective tissue. In treatment, Amphotericin B and Biostarter was given orally as a supported treatment. There were no sick birds after the treatment. As a conclusion, aspergillosis could be treated with amphotericin B and as a supported treatment Biostarter, especially in the early stages of the disease.Öğe Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesinde İç Hastalıkları Anabilim Dalı kliniğine Mayıs 2003-Aralık 2008 tarihleri arasında muayene ve tedavi için getirilen hayvanların genel analizi(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2008) İçen, Hasan; Şimşek, AynurBu araştırmanın amacı; Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniğince 2003- 2008 yılları arasında muayene ve sağaltım için getirilen 338 sığır, 95 koyun ve keçi, 130 kedi, 285 köpek, 32 at, 4 eşek ve 17 kanatlı ile 3 ekzotik hayvan, olmak üzere toplam 904 hayvanın değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Sindirim sistemi 231 (%23,29), solunum sistemi 189 (%19,05), dolaşım sistemi 31 (%3,13), üriner sistem 15 (%1.51), sinir sistemi 7 (%0.71), deri 44 (%4.44), metabolizma 29 (%2.92), kan paraziti 84 (%8.47), paraziter 108 (%10.89), enfeksiyöz 50 (%5.04), zehirlenmelerin 9 (%0.91) ve diğer olguların ise 195 (%19.66) adet olduğu tespit edildi. Hastalıkların en fazla görüldüğü ayın Mayıs en az görüldüğü ayın ise Ocak olduğu tespit edildi. Elde edilen verilere göre 2008 yılı hastalığın en fazla görüldüğü ve sağaltımın yapıldığı yıl olarak belirlenirken, 2003 yılının ise en az hastalığın görüldüğü yıl olarak belirlendi. Sonuç olarak: Mayıs 2003 -Aralık 2008 yılları arasında Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı Kliniklerine getirilen hayvanlarda tüm hastalıklar arasında sindirim, solunum sistemi hastalıkları ve diğerlerinin (genel muayene ve aşılama) görülme oranının daha fazla olduğu belirlenmiş, koruyucu önlemlerin alınmasıyla insidensin azaltılabileceği kanısına varılmıştır.Öğe Dişi bir köpekte transmissible venereal tümörün abdominal ve subkutan inguinal bölgeye metastazı(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2008) Özyurtlu, Nihat; Bademkıran, Servet; Ünver, Özkan; Yıldız, Funda; İçen, HasanBu çalışmada, Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi kliniklerine iştahsızlık ve kanamalı vaginal akıntı şikayeti ile getirilen 2 yaşlı Husky ırkı dişi bir köpek incelendi. Klinik ve vaginal sitolojik muayenelerinden sonra, olguya transmissible venereal tümör (TVT) teşhisi kondu. Bu olgudaki TVT’nin karın boşluğuna ve inguinal bölgede deri altına multiple kitleler tarzında metastazı histopatolojik inceleme ile tartışıldı.Öğe Diyarbakır Yöresinde Sığırlarda Theileria annulata ve T. buffeli'nin Multiplex PCR ile Saptanması(2012) İçen, Hasan; Öncel, Taraneh; Deniz, Ahmet; Şimşek, AynurBu çalışmada Diyarbakır yöresinde sağlıklı görünümlü sığırlarda theileriosis'e neden olan etkenlerden Theileria annulata ve T. buffeli'nin varlığının eş zamanlı olarak multiplex PCR yöntemi ile tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla Diyarbakır yöresinde toplam 100 sığırdan EDTA'lı tüplere tam kan alınmıştır. Aynı zamanda bu sığırların kene kontrolleri yapılarak perifer kan frotileri hazırlanmış ve mikroskobik olarak incelenmiştir. Multiplex PCR metodu ile 23 sığırda T. annulata ve 1 sığırda T. annulata + T. buffeli saptanmıştır. Mikroskobik incelemede ise 5 sığırda Theileria spp. piroplasmalarına rastlanmıştır. Elde edilen bulgulara göre Diyarbakır bölgesinde T. annulata'nın yaygın olduğu görülmüştürÖğe Diyarbakır yöresindeki sığırların sindirim ve solunum sistemi problemlerinde Enzootik Bovine Leukosis (EBL), Bovine Viral Diare (BVD), Infeksiyöz Bovine Rhinotracheitis (IBR) ve Mavi Dil (BT) enfeksiyonlarının rollerinin araştırılması(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2017) Şimşek, Aynur; Gürçay, Metin; Parmaksız, Ayşe; İçen, Hasan; Sekin, Servet; Koçhan, Akın; Çelik, Özgür Yaşar; Çakmak, FıratBu çalışmada, Diyarbakır yöresinde sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının klinik semptomlarını gösteren hasta sığırlarda EBL, BVD, IBR ve BT enfeksiyonlarının rollerinin araştırılması amaçlandı. Araştırmada halk elinde bulunan ve belirtilen hastalıklara karşı aşılanmamış 1 yaş ve üstü farklı ırk ve cinsiyette, sindirim ve solunum sistemi hastalıklarının klinik semptomlarını gösteren 109 sığırdan elde edilen kan serumları kullanıldı. Serum örnekleri ELISA testi ile belirtilen etkenler yönünden incelendi. Test edilen kan serumu örneklerinde EBL, BVD, IBR ve BT enfeksiyonlarının seropozitiflik oranları sırasıyla % 1.83, % 71.56, % 47.71 ve % 17.43 olarak tespit edildi. Bu enfeksiyon etkenlerinin bölge sığırlarının sindirim ve solunum sistemi hastalıklarında rol aldığı ve bu nedenle bölgede bu hastalıkların önlenmesi için kontrol ve eradikasyon çalışmalarının yapılması gerektiği kanaatine varıldı.Öğe Ectoparasites of domestic pigeons (Columba livia domestica) in Diyarbakır province in Türkiye(Jomard Publishing, 2024) Ekinci, Ayşe; İpek, Duygu Neval Sayın ; İçen, HasanEctoparasitic diseases have been observed in studies that have negative effects, especially on the development of pigeons. This study was conducted to determine the ectoparasite species found in domestic pigeons (Columba livia domestica) in Diyarbakır city center. A total of 125 pigeons in Diyarbakır and its center were studied in terms of ectoparasites. It was determined that 66 (52.8%) of 125 pigeons examined during the study process in Diyarbakır were infested with various ectoparasite species at varying degrees. Columbicola columbae was found in 48% of the pigeons and Goniocotes bidentatus in 4.8%. One species was found in 60 (91%) of the infested pigeons and two species (C. Columbae + G.bidentatus) were found together in 6 (9%) of the infested pigeons. © 2024, Jomard Publishing. All rights reserved.Öğe Güç Doğum Yapan İneklerde Doğum Öncesi ve Doğum Sonrası Serum Mineral ve Steroid Hormon Konsantrasyonları(2010) İçen, Hasan; Yokuş, Beran; Cakır, Duygu; Durak, Mehmet Hanifi; Bademkıran, ServetBu çalışmanın amacı, Holstein ırkı ineklerde güç doğum prevelansı üzerine prepartum serum element ve hormon düzeylerinin, olası etkisini araştırmaktır. Çalışmanın materyalini 200 adet holstein ırkı gebe inek oluşturdu. Güç doğum yapan (Dystocia) ineklerde hem doğum öncesi hem de sonrası dönemlerde, serum östradiol düzeyinde yükselme, progesteron düzeyinde ise düşme eğilimi vardı. Alt gruplar karşılaştırıldığında, ikiz gebeliklerde diğer gruplara göre östradiol seviyesinde anlamlı artış gözlendi (p<0.01). Gebeliğin 7. ayında, serum magnezyum düzeyinde azalış (p<0.01), kalsiyum/magnezyum oranında ise artış gözlendi (p<0.05). Prezantasyon bozukluğu hariç diğer alt gruplarda, düşük serum mg düzeyi belirlendi(p<0.05). Serum LH, FSH, Na, Cl ve K düzeylerinde gruplar ve periyotlar arası fark gözlenmedi. Prepartum dönemde, Zn, P düzeyindeki artışlar ve Ca, Cu, Fe düzeyindeki azalışlar, istatistiksel olarak önemli bulunmamıştır. Sonuç olarak, östradiol ve progesteron konsantrasyonundaki değişim güç doğumun belirlenmesinde kullanılamayacağı, buna karşın serum prepartum dönemde Mg ilavesinin güç doğum insidansını azaltmada bir gösterge olarak kullanılabileceği düşünülmektedir.Öğe İnfeksiyöz trakeabronşitisli köpeklerde transtrakeal yıkama yöntemi ile etiyolojik ajanların belirlenmesi, prognostik kriterler ve sağaltım seçenekleri(Fırat Üniversitesi, 2017) Koçhan, Akın; İçen, Hasan; Alp, Simten YeşilmenBu araştırmada köpeklerde infeksiyöz trakeabronşitisin (İTB) etiyolojisinde rol oynayan ajanların belirlenmesi ve sağaltım prensiplerinin ortaya konulması amaçlanmıştır. Çalışmanın materyalini Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Hayvan Bakımevinde bulunan veya getirilen ve klinik olarak öksürük, çift taraflı nasal akıntılar, çift taraflı gözyaşı, iştahsızlık, halsizlik gibi semptomları gösteren 40 hasta ve 10 sağlıklı köpek seçildi. Hematolojik incelemede lenfosit, monosit parametrelerindeki artış ve MCV değerinde düşüşün, biyokimyasal incelemede ise Blood üre nitrojen, kreatinin, demir konsantrasyonlarındaki düşüşün ve fosfor konsantrasyonundaki artışın istatistiksel olarak önemli olduğu (P<0.05) görüldü. Mikrobiyolojik analizlerde İTB’nin etiyolojisinde; Bordetella bronchiseptica, Klebsiella pneumonia, Pseudomonas aeroginosa, Pseudomonas luteola, Pasteurella pneumotropica, Raoultella ornithinolytica, Raoultella planticola, Pantoa aglemerans, Seriata plymutica, Sphingomonas paucimobilis, Streptococcus canis, Streptococcus zooepidemicus, Staphylococcus intermedius ve Staphylococcus aureus bakterileri ve Canine parainfluenza ile Canine distamper virusu’da tespit edildi. Antibiyogram sonuçları ve klinik bulgular göz önüne alınarak yapılan sağaltımda trimetoprim/sulfadoksin uygulanan 11 hastanın 11 (%100)’nin, amoksisilin/klavulanik asit grubunda ise 17 hastadan 13 (%77)’nün, enrofloksasin yapılan 9 hastadan 6 (%67)’sının, gentamisinin uygulanan hastalardan ise 3 taneden 2 (%67)’sinin sağaltıma cevap verdiği görüldü. Sonuç olarak; Diyarbakırda İTB’nin yaygın olduğu, etiyolosinde B. brochioseptica, S. canis, K. pneumonia ve P. aeroginosa, CPIV ile CDV gibi bakteriyel ve viral ajanların rol aldıkları, sağaltımında trimetorim/sulfodoksin ve amoksisillin/klavulanik asitin etkili antibakteriyel ajanlar oldukları saptandıÖğe Investigation of Protective and Therapeutic Efficacy of Lactoferrin on Neonatal Calf Diarrhea(Dicle University, 2024) Işık, Nurettin; Kaya, Abdullah; İçen, HasanThe aim of this study was to investigate the prevalence of rotavirus, coronavirus, Cryptosporidium, E. coli F5 (K99), Cl. perfringens and Salmonella spp. and clinical, haematological and biochemical changes in calves with neonatal diarrhoea and the efficacy of lactoferrin supplementation in standard treatment in Van and Diyarbakır provinces. The calves with diarrhea were investigated by immunochromatographic test kit and conventional bacteriological methods. Rotavirus was detected in 51%, Cryptosporidium in 35%, Cl. perfringens in 23%, coronavirus in 16%, E. coli F5 (K99) in 4%, Salmonella spp. in 2% of the calves with diarrhea. Giardia spp. was not detected in any calf, while 65% of the calves had a single agent, 33% had more than one agent. In vitro bactericidal and bacteriostatic effects of lactoferrin on E. coli O157, E. coli F5 and Salmonella enteriditis were investigated. Lactoferrin was found to be effective on bacteria at concentrations of 100 mg/ml and higher, decreased the mortality rate and showed a positive effect on clinical parameters. It was concluded that lactoferrin can be used for preventive and therapeutic purposes at doses of 100 mg/ml and higher and will be more effective in treatment.Öğe Investigation of some biochemical parameters and mineral substance during pregnancy and postpartum period in awasi ewes(Kafkas Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2009) Gürgöze, Sema Yaralıoğlu; Zonturlu, Abuzer Kafar; Özyurtlu, Nihat; İçen, HasanThe aim of this study was to investigate the possible effects of the reproductive status on the serum chemistry and mineral substance in Awassi ewes at 21, 120 and 145 days of pregnancy and 7 and 14 days postpartum. All blood profiles were determined in 20 healthy pregnant Awassi ewes. Serum urea, total bilirubin, direct bilirubin, total protein, albumin, alanine transaminase (ALT), creatine kinase (CK) were higher in pregnancy while serum glucose, creatinine, alkaline phosphatase (ALP), P and Ca levels were higher in lactation. Neither the pregnancy nor the lactation effected AST, LDH, Fe and Mg levels. Lower (P<0.001) serum glucose levels were recorded on days 21, 120 and 145 of pregnancy, compared to days 7 and 14 postpartum. Blood total protein levels (P<0.01) decreased, while total bilirubin and direct bilirubin (P<0.01) increased, especially at 120 days of pregnancy. Serum urea (P<0.001) and ALT (P<0.05) levels increased on day 21 of pregnancy, compared with any other stages of gestation and days 7 and 14 postpartum. While serum CK (P<0.01) and albumin (P<0.001) levels were significantly higher on day 145 of gestation, serum ALP (P<0.05), and creatinine (P<0.001) levels were higher at 14 day postpartum. Although without statistical significance, the highest LDH concentration was found in the lactation periods. The mean level of serum Ca at 14 days postpartum was significantly (P<0.001) higher than prepartum period. The highest Mg levels were found at 14 days postpartum. Serum P levels were lower at 120 days of gestation and were higher 14 days postpartum. A gradual increase in serum Fe levels was recorded during pregnancy when compared to day 7 and 14 postpartum but it was not statistical significance. In conclusion, the present findings suggest that serum glucose, creatinine, urea, total bilirubin, direct bilirubin, total protein, albumin, ALT, CK, ALP, Ca and P concentrations of the ewes similarly fed, could alter depending on gestation period and parturition which have to be taken in to consideration for the correct interpretation of serum chemistry and elements status.Öğe Kedi ve köpeklerde diabetes mellitus(Dicle Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi, 2008) Şimşek, Aynur; İçen, HasanDiabetes mellitus polidipsi, poliüri ve polifaji gibi klinik bulgularla karakterize endokrin bir hastalıktır. Bu derlemede, kedi ve köpeklerde yaygın olan hastalığın etiyoloji, patogenezis, kliniklaboratuar bulguları, tanı, ayırıcı tanı ve sağaltımına yönelik bilgilerin verilmesi amaçlanmıştır.Öğe Kedi ve köpeklerde kardiyovasküler Hastalıkların tanısında Natriüretik peptidler’in önemi(2009) İçen, Hasan; Çelik, Özgür Yaşar; Şimşek, AynurKalp yetmezliği ile ilgili hastalıkların patofizyolojisinin anlaşılması ve sağaltımı hakkında son yıllarda oldukça fazla ilerlemeler kaydedilmiştir. Hastalığın tanısında detaylı fiziksel muayeneler yapılmasına rağmen kedi ve köpeklerde yine de zorluklarla karşılaşılmaktadır. Kalp hastalıklarının klinik tanısında; anamnez, fiziksel muayene, kardiyopulmoner oskültasyon ve göğüs radyografisinden yararlanılmaktadır. Tanıda daha çok anlam ifade eden ekokardiyografi kullanımı ve uygulaması uzmanlık gerektirmekte ve aynı zamanda hayvan sahibine ek bir maliyet yüklemektedir. Bu nedenle serum biyomarkırları kalp hastalıklarının tanısı ve sağaltıma verilen cevabın belirlenmesinde kullanılmaktadır. Natriüretik peptidler kalp hastalıklarının tanısında önemli bir yer tutmaktadırlar. Natriüretik peptidler; natriürezisi, idrar üretimini ve böbrek kan akımını arttırırken, sistemik damar direncini ve kalpte dolum basıncını azaltarak diyastololik fonksiyonu etkilemektedir. Kalp hastalıklarının tanısı belirlemede önemli bir protein olmasından dolayı natriüretik peptidlerin kullanımı gittikçe yaygınlaşmaktadır. Bu derlemenin amacı; kalp hastalıklarının tanısında natriüretik peptidlerin etkinliğinin irdelenmesi amaçlanmıştır.Öğe Kedilerde akut pankreatitis(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2010) Çakmak, Fırat; Şimşek, Aynur; İçen, HasanAkut pankreatitis kedilerin şiddetli klinik belirtiler gösterebilen ve yüksek mortalite ile karakterize yaygın ve önemli bir gastrointestinal hastalığıdır. Hastalığın klinik bulguları anoreksi, letarji, dehidrasyon, hipotermi, kusma, abdominal ağrı ve kilo kaybıdır. Kedilerdeki pankreas hastalıklarının insidansı geleneksel olarak düşük kabul edilmesine rağmen, kedilerin akut pankreatitisten muzdarip olduğu görülmektedir.Öğe Köpeklerde malassezia dermatitis(Dicle Üniversitesi Veteriner Fakültesi, 2010) Çakmak, Fırat; İçen, HasanMalassezia dermatitisi, çoğunlukla sağlıklı köpeklerin deri ve dış kulak yolundan isole edilen ortakçı lipofilik bir maya olan Malassezia pachydermatis (pytirosporum canis) tarafından meydana getirilen bir enfeksiyondur. Yüz, karın altı, kulaklar, dış kulak kanalı ve interdigital bölgeler en yaygın olarak etkilenen kısımlardır. Malassezia dermatitisi’nin köpeklerdeki başlıca semptomları şiddetli kaşıntı, likenifikasyon, eritem ve hiperpigmentasyondur. Sağaltıma cevap vermeyen şiddetli kaşıntı, otitis eksterna, dermatitis, eritem, likenifikasyon ve hiperpigmentasyon durumlarında Malassezia dermatitisi’nin göz önünde bulundurulması son derece önemlidir.