Yazar "Çolak, Hakan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Cleidocranial dysplasia: Etiology, clinicoradiological presentation and management(2012) Toptancı, İsmet Rezani; Çolak, Hakan; Köseoğlu, SerhatKleidokranial displazi anormal klavikula, genişlemiş suturlar ve fontaneller, süpernumeral dişler, kısa boy ve diger bir çok iskeletsel değişiklikle karakterize otozomal dominant iskeletsel displazidir. Kleidokranial displazi, gen 6p21 genindeki şifreleme çevirme faktörü CBFA1 ve runtrelated transcription factor 2 (RUNX2) de meydana gelen mutasyonlardan kaynaklanır. Kleidokranial displazi tek başına bir uzman ekibi tarafından izlenmeli veya sorunları bilen bir uzman tarafından takip edilmelidir.Öğe Early childhood caries update: A review of causes, diagnoses, and treatments(2013) Çolak, Hakan; Dülgergil, Çoruh; Dallı, Mehmet; Hamidi, MehmetDental caries (decay) is an international public health challenge, especially amongst young children. Early childhood caries (ECC) is a serious public health problem in both developing and industrialized countries. ECC can begin early in life, progresses rapidly in those who are at high risk, and often goes untreated. Its consequences can affect the immediate and long-term quality of life of the child?s family and can have significant social and economic consequences beyond the immediate family as well. ECC can be a particularly virulent form of caries, beginning soon after dental eruption, developing on smooth surfaces, progressing rapidly, and having a lasting detrimental impact on the dentition. Children experiencing caries as infants or toddlers have a much greater probability of subsequent caries in both the primary and permanent dentitions. The relationship between breastfeeding and ECC is likely to be complex and confounded by many biological variables, such as mutans streptococci, enamel hypoplasia, intake of sugars, as well as social variables, such as parental education and socioeconomic status, which may affect oral health. Unlike other infectious diseases, tooth decay is not self-limiting. Decayed teeth require professional treatment to remove infection and restore tooth function. In this review, we give detailed information about ECC, from its diagnosis to management.Öğe Prevalence of burning mouth syndrome in adult Turkish population(Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2011) Çolak, Hakan; Bayraktar, Yusuf; Hamidi, Mehmet Mustafa; Uzgur, Recep; Toptancı, İsmet Rezani; Dallı, MehmetObjectives: Burning mouth syndrome (BMS) is defined as a chronic orofacial pain condition, characterized symptomatically by burning pain localized to the tongue and lips or may involve the entire oral cavity. The prevalence of burning mouth symptoms reported from international studies ranges from 0.6% to 15%. The aim of this study was to determine the prevalence of burning mouth syndrome in adult Turkish population. Materials and methods: A questionnaire was designed to collect data on demographic characteristics, medical history and drugs taken by the patients and clinical examination was performed. A cross-sectional study was carried out on 1000 (500 men and 500 women) randomly selected patients who attended attending to Kırıkkale University Dental Faculty Department of Restorative Dentistry. Results: BMS was diagnosed in 12 patients with 0.12% prevalence in 2 man and 10 women, with 1:5 ratio respectively. The most common site for BMS was tongue. Para functional habits were the most common local factor. According to visual analogue scale (VAS) mean (±SD) level of burning intensity was 5.45 (±1.69). Conclusions: Burning Mouth Syndrome in Turkish population has low prevalence and is more frequent in females.Öğe Sınıf V kavitelerde dezenfektanların mikrosızıntı üzerine etkisi: In vitro çalışma(2009) Dallı, Mehmet; Bahşi, Emrullah; Çolak, Hakan; Ercan, Ertuğrul; Şahbaz, Cafer; İnce, Bayram; Zorba, Yahya OrçunAmaç: Bu çalışmanın amacı klorheksidin içerikli üç farklı kavite dezenfektanın sınıf V kavitelerde mikrosızıntı üzerine etkisini in vitro şartlarda değerlendirmekti. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 80 adet çürüksüz insan dişi kullanılmıştır. Sınıf V kaviteler, her dişin bukkal yüzeylerine mine-sement sınırından 1 mm aşağıda olacak şekilde standardize hazırlandı. Dişler her biri 20 disten oluşan rastgele 4 gruba ayrıldı. 1. Grup: kontrol grubu değerlendirildi herhangi bir dezenfektan uygulanmadı, 2.grupta %1 klorheksidin jel, 3.grupta % 2 klorheksidin glukonat solüsyonu ve 4. grupta % 0,2 klorheksidin glukonat solüsyonu uygulandı. Daha sonra kaviteler Xeno V(Dentsply DeTrey, Konstanz, Germany) adeziv ve Quxfill (Dentsply, Kontstanz, Germany) ile restore edildi. LED (Light Emitting Diode) ile polimerize edildi. Restorasyonların 1 mm. çevresi hariç dişlerin bütün yüzeyleri 2 tabaka tırnak cilası ile kaplandıktan sonra, 24 saat %2’lik metilen mavisi solüsyonunda bekletildi. Daha sonra dişler yıkanıp, bukkolingual yönde dikey olarak kesilerek x30 büyütmede stereomikroskop ile degerlendirildi. Sonuçlar Kruskal-Wallis testi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Kontrol grubu ile deney üç grup arasında mikrosızıntı skorları karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel anlamlı bir fark olmadıgı tespit edildi. (p>0.05) Sonuç: Sınıf V kavitelerde klorheksidin içerikli değişik form ve oranlardaki kavite dezenfektanlarının self-etching adeziv ( Xeno V) öncesi uygulanmasının mikrosızıntı üzerine olumsuz bir etki göstermediği tespit edildi.Öğe Termal siklusun mikrosızıntıya etkisinin sınıf V kavitelerde kompozit restorasyonlarda in vitro incelenmesi(2010) Bağlar, Serdar; İnce, Bayram; Bahşi, Emrullah; Çolak, Hakan; Ercan, Ertuğrul; Şahbaz, Cafer; Dallı, MahmutAmaç: Bu çalışmanın amacı, termal siklusun sınıf V restorasyonlarda yeni nesil adeziv sistemlerin mikrosızıntısı üzerine etkisini in vitro koşullarda değerlendirmekti. Gereç ve Yöntem: Bu çalışmada 150 adet çürüksüz insan molar dişi kullanıldı. Dişlerin bukkal yüzeylerinde standardize sınıf V kaviteler hazırlandı. Her grupta 30 adet olacak şekilde dişler rastgele beş gruba ayrıldı. 1.grup: Clearfil S3 Bond, 2.grup: Xeno V, 3.grup: G Bond 4.grup: Optibond All In One 5.grup: iBond. Restorasyonlarda üretici firma tavsiyelerine uyuldu. Daha sonra dişler iki eşit (n=15) gruba ayrıldı. Birinci gruptaki dişlere (n=15) 55°C termal siklus işlemi 10.000 kez uygulandı. 2.gruba ise uygulanmadı. Tüm dişlerdeki dolguların 1 mm çevresi hariç dişler tamamen 2 kat tırnak cilası ile kaplandıktan sonra 24 saat 37 0C de % 0.5’lik metilen mavisinde bekletildi. Örneklerden alınan kesitlerin mikrosızıntı dereceleri stereomikroskop altında skorlandı. Elde edilen sonuçlar istatistiksel olarak Kruskal-Wallis ve Mann Whitney U testleri ile değerlendirildi.Bulgular: Gruplar arası mikrosızıntı skorlarında istatistiksel farklılık olduğu tespit edildi(p<0.05). Termal siklus uygulanan ve uygulanmayan dişler arasında mikrosızıntı en fazla iBond uygulanan dişlerde görüldü. Gruplar kendi aralarında karşılaştırıldığında anlamlı fark bulunmamıştır. Sonuç: Çalışmamızda termal siklus ile ağız ortamı taklit edilmeye çalışılırken, termal siklusun mikrosızıntıyı etkilemediği belirlenmiştir.