Yazar "Çelik, Ali Recai" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 50 Hz şebeke frekansında elektrik ve manyetik alan şiddetlerinin ölçülmesi ve ölçüm sonuçlarının ICNIRP'nin halk maruziyeti limitlerine göre karşılaştırılması(Pamukkale Üniversitesi, 2014) Cansız, Mustafa; Çelik, Ali Recai; Kurt, M. BahattinTürkiye'nin de içinde bulunduğu birçok ülke tarafından kabul gören Uluslararası İyonlaştırmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP), elektromanyetik alanlara halk ve mesleki maruziyet limitlerini belirleyen ve bu konularda yoğun çalışmalar yapan uluslararası bir komisyondur. ICNIRP elektrik, manyetik ve elektromanyetik alanların biyolojik ve potansiyel sağlık etkilerini incelemek üzere frekans bandını düşük frekans (0-100 Khz) ve yüksek frekans (100 Khz-300 Ghz) bandı olmak üzere ayrı ayrı incelemiş ve farklı kılavuzlar şeklinde yayınlamıştır. Bu çalışmada, düşük frekanslı elektrik ve manyetik alan ölçümleri Diyarbakır İl Merkezi'nin 30 farklı noktasında gerçekleştirilmiştir. Düşük frekans kaynaklı elektrik ve manyetik alan ölçümlerinde ICNIRP'nin belirlemiş olduğu halk maruziyeti limit değerlerini aşan yerlerin olduğu tespit edilmiş ve bununla ilgili durum değerlendirmesi yapılmıştır. Ölçümlerde EHP-50C isimli düşük frekanslı elektrik ve manyetik alan ölçer cihazı kullanılmıştır. Ölçüm sonuçları 6 dakikalık ölçümlerin ortalama değeri alınarak hesaplanmıştır. Ayrıca bir yüksek gerilim hattının altında 60 dakika boyunca elektrik alan şiddeti değerleri ve aynı şekilde manyetik alan şiddeti değerleri kaydedilmiştir. Kayıtlar sonucunda elektrik ve manyetik alan şiddeti değerlerindeki değişimler gözlemlenmiş ve bu değişimler grafik üzerinde gösterilmiştir.Öğe Diyarbakır İl Merkezi’nde UMTS bandının mobil ölçümü ve istatistiksel analizi(Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2016) Cansız, Mustafa; Abbasov, Teymuraz; Çelik, Ali Recai; Kurt, Muhammed BahaddinMobil haberleşme sistemlerinde çok hızlı teknolojik gelişmeler gözlemlenmektedir. Global System for Mobile Communications (GSM) ve Universal Mobile Telecommunications System (UMTS) gibi ikinci ve üçüncü nesil mobil haberleşme sistemleri zamanla daha yaygın bir şekilde kullanılırken Long Term Evolution (LTE) gibi dördüncü nesil mobil haberleşme sistemi ülkemizde yeni hizmet vermeye başlamıştır. Bu da, dış ortamdaki elektromanyetik alan maruziyet seviyesinin artmasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, UMTS bandının Diyarbakır İl Merkezi’nde yer alan ana caddelerde yaymış olduğu elektrik alan şiddeti değerleri bir hafta boyunca mobil olarak ölçülmüştür. Daha sonra, elde edilen ölçüm sonuçları istatistiksel olarak analiz edilmiştir. Ayrıca, UMTS bandına ait bir günlük mobil ölçüm verileri iki ve üç boyutlu olarak harita üzerinde gösterilmiştir. Mobil ölçümlerde, spektrum analizör cihazı, üç eksenli elektrik alan ölçüm anteni, bağlantı kabloları ve elde edilen mobil ölçüm verilerini kaydetmek için dizüstü bilgisayarı kullanılmıştır. Bu ölçümlerde en yüksek anlık elektrik alan şiddeti değeri 6.0900 V/m ve en düşük anlık elektrik alan şiddeti değeri ise 0.0724 V/m olarak ölçülmüştür. Bununla birlikte, UMTS bandında ölçülen ortalama elektrik alan şiddeti değerleri dikkate alındığında ortalaması en yüksek olan gün Çarşamba günü ve değeri ise yaklaşık 0.6281 V/m olarak ölçülmüştür. Buna karşın, ortalaması en düşük gün ise Pazartesi günü ve değeri yaklaşık 0.5936 V/m olarak ölçülmüştür. Standart sapma ve varyans değişiminin en fazla olduğu gün Çarşamba günü olmuştur. Ayrıca, Spearman’s rho korelasyon katsayılarına göre UMTS bandının ölçüm günleri arasında yüksek korelasyon yoktur. Birbirine en çok benzeyen günlerin Pazartesi ile Çarşamba günleri olduğu ve Spearman’s rho korelasyon katsayısının 0.643 olduğu belirlenmiştir. Buna karşın, en az benzeyen günlerin ise Perşembe ve Cuma günleri olduğu ve Spearman’s rho korelasyon katsayısının 0.276 olduğu tespit edilmiştirÖğe Meme tümörlerinin çok geniş bantlı radar tabanlı mikrodalga yönetimiyle tespiti(2018) Çelik, Ali Recai; Kurt, Muhammed BahattinKanser hastalığı, günümüzde ölüm nedenleri arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Kanser hücreleri kontrolsüz bir şekilde bölünüp çoğalarak tümörleri oluşturur ve ortaya çıkan tümörler normal dokuları sıkıştırıp zarar verir. Ayrıca, kanser hücreleri vücudun farklı bölgelerine yayılarak, organların işlevlerini yapmalarına da engel olabilir. Erkeklerde akciğer ve prostat kanseri, kadınlarda ise meme ve rahim kanseri en çok görülen kanser türleri arasında yer almaktadır. Kanser tedavisini gerçekleştirebilmek için hastalığın hangi evrede olduğunun bilinmesi gerekir. Hastalığın evresi, tümörün boyutu ve ne kadar yayılmış olduğuyla ilgilidir. Örneğin, meme kanserinin 4 evreden oluştuğu kabul edilir. Hastalık ilerledikçe yani 4. evreye yaklaşıldıkça, tedavide başarı oranı azalmaktadır. Oysa hastalığın ilk evrelerde tespit edilmesi durumunda tedavideki başarı oranının %100’e yakın olabileceği bilimsel olarak ispatlanmıştır. Buna göre, meme kanserinin meydana getirdiği sorunların erken tanı sayesinde büyük ölçüde çözülebildiği söylenebilir. Bundan dolayıdır ki, küçük boyuttaki tümörlerin erken safhada tespit edilebilmesi konusu araştırmacıların her zaman üzerinde durduğu bir konu olmuştur. Son yıllarda meme kanseri tespitiyle ilgili yeni medikal görüntüleme teknolojilerine ihtiyaç artmış, sistemlerin iyileştirilmesi için yapılan araştırmalar hız kazanmıştır. Görüntüleme amacıyla yapılan meme tarama yöntemlerinde dikkate alınması gereken başlıca ilkeler; kötü huylu ve küçük boyutlu kitlelerin doğru ve başarılı tespiti, yüksek çözünürlüğe sahip görüntülerin üretilmesi, maliyetin düşük olması ve konforlu bir ortamla hastaların rahat etmelerinin sağlanmasıdır. Memenin görüntülenmesi için çeşitli yöntemler mevcuttur. Yöntemlerde kullanılan tekniklere göre görüntüleme uygulamaları değişmekle birlikte, hepsinin ortak amacı tümörün varlığını, konumunu ve boyutunu tespit eden bir görüntü elde edebilmektir. En yaygın kullanılan yöntemlerden biri olan XRay mamografi yöntemi, X ışınları kullanarak meme kanserinde tanılamayı sağlamaktadır. Ancak X-Ray mamografide iyonize edici ışın kullanılması ve memenin sıkıştırılması gerekliliği bu yöntemin olumsuz yanları olarak görülmektedir. X-Ray mamografiye alternatif bir yöntem, iyonize edici ışınların kullanılmadığı manyetik rezonans görüntüleme yöntemidir. Ancak, bu yöntemde ters tanıya neden olabilecek düşük belirginlik oluşması, yöntemdeki işlemlerin konforsuz olup uzun sürmesi ve yöntemin yüksek maliyete sahip olması gibi dezavantajlar bulunmaktadır. Diğer bir yöntem olan ultrasonografi yöntemi zararsız olmakla birlikte, yoğun yağ dokulu meme yapılarında derindeki tümörü bulma konusunda pek başarılı değildir ve mamografiye göre daha az etkilidir. Bu nedenle genellikle mamografi işlemine destek olarak kullanılır. Bahsedilen ve başlıca kullanılan bu yöntemlere ek olarak dijital tomosentez, manyetik rezonans spektroskopi, termografi, optik görüntüleme, elektriksel empedans tomografisi, diffüz optik tomografi ve mikrodalga görüntüleme gibi birçok yöntem sayılabilir. Her yöntemin olumlu ve olumsuz özellikleri bulunmaktadır. Bu tez çalışmasında, mikrodalga teknikler kullanılarak yapılabilecek görüntüleme yönte mleri incelenmiş, bu yöntemlerden biri olan ‘çok geniş bantlı radar tabanlı mikrodalga görüntüleme’ yöntemi detaylı olarak anlatılmıştır. Bu yöntemin kullanıldığı ölçüm çeşitlerinden biri olan monostatik ölçüm düzeneği oluşturularak küçük boyutlu tümörlerin tespiti ve görüntülenmesi deneysel olarak incelenmiş ve başarılı sonuçlar elde edilmiştir. Mikrodalgalarla meme kanseri tespit sistemlerinde alıcı ve verici olarak görev yapan sensörlerin yani antenlerin belirli özelliklere sahip olması gerekmektedir. Bu nedenle kullanılacak antenler özel olarak tasarlanmalıdır. Öncelikle, tasarımı yapılacak olan antenin çalışma frekans aralığının, diğer bir ifadeyle bant genişliğinin olabildiğince yüksek olması arzu edilir. Çünkü saçılan alanı daha çok frekansta örneklemek, görüntüleme sistemlerinde toplanan veriyi arttırmanın en makul yoludur. Anten tasarımındaki ikinci önemli husus ise antenin ‘arka hüzme–ön hüzme’ güç seviyesi oranının düşük, ışıma hüzmesinin 3 dB genişliğinin ‘yani yarım güç hüzme genişliğinin’ dar olması gerekliliğidir. Bu özelliklere sahip olan bir antenin yüksek bir sinyal–gürültü oranına, diğer bir ifadeyle yüksek bir kazanca sahip olacağı söylenir. Verimli çalışan bir antenin yönlülüğü de aynen kazanç gibi yüksek seviyelerde olacaktır. Yönlülüğün yüksek olmasına ek olarak kararlı olması yani ışıma hüzmelerindeki ana lobların tüm çalışma frekans aralığı boyunca birbirine yakın yönlere odaklanmış olmaları da istenir. Son olarak, kullanılacak antenlerin boyutları olabildiğince küçük olarak tasarlanmalıdır. Bu sıkı tasarım sayesinde, antenlerin sistemlerde kolay bir şekilde kullanılmaları ve saçılan alanı örnekleme oranının mümkün olduğunca yüksek olması hedeflenmektedir. Özet olarak, meme kanserinin mikrodalga görüntüleme sistemiyle tespitinde kullanılacak antenlerin çok geniş frekans bandına, yüksek ve kararlı yönlülüğe, yüksek kazanç ve verimliliğe ve küçük boyutlu bir tasarıma sahip olmaları arzu edilir. Bu tez çalışmasında, çeşitli modifikasyon teknikleri ve benzetim programında yer alan optimizasyon yöntemleri kullanılarak yukarıda bahsedilen tüm özelliklere sahip dörtgen yamalı ve dairesel yamalı iki farklı düzlemsel monopol anten tasarımı yapıldı. Benzetim sonuçlarına göre başarılı olduğu görülen antenlerin üretimleri gerçekleştirildi. Üretilen antenlere ait parametreler ölçülerek test edildi. Benzetim sonuçlarıyla pratik ölçüm sonuçlarının birbirleriyle uyumlu oldukları gözlemlendi. Bu bağlamda, tez çalışmasının ilk katkısı literatüre yeni antenler kazandırmak şeklinde olmuştur. Çalışmanın ikinci aşamasında ise, gerçek meme yapısıyla benzer elektriksel özelliklere sahip farklı şekillerdeki fantomlar oluşturuldu. Üretilen iki antenin daha iyi performansa sahip olanı kullanılarak, fantomlara yerleştirilen küçük boyuttaki tümörlerin tespitine yönelik iki farklı ölçüm yapıldı. Ölçümlerdeki amaçlardan biri, tasarlanan antenin çok geniş bantlı radar tabanlı mikrodalga görüntüleme sisteminde kullanıldığında nasıl bir performans göstereceğini incelemekti. Önerilen antenin benzer çalışmalara kıyasla daha iyi bir çalışma performansı göstermesi hedeflendi. Ayrıca zaman domeninde ölçümler yapılarak, tümörlü ve tümörsüz durumlarda meme fantomundan yansıyan sinyallerin zamana göre değişimlerinin gözlemlenmesi ve elde edilen veriler kullanılarak bir görüntü oluşturulması da diğer bir amaçtı. Bahsedilen amaçlar gerçekleştirildi, tasarlanan dairesel yamalı düzlemsel monopol antenin çok geniş bantlı radar tabanlı mikrodalga görüntüleme için uygun olduğu görüldü. Meme fantomlarının içine gömülmüş olan 6 mm boyutundaki tümör benzeri nesnenin varlığı frekans ve zaman domenindeki sonuçlar incelenerek tespit edildi, nesnenin konumu ve boyutu hakkında çıkarımlar yapıldı. Daha sonra, elde edilen veriler renklendirilerek bir görüntü oluşturuldu, nesnenin konum ve boyut değerleri tespit edildi. Bu boyuttaki bir tümörün mikrodalgalarla tespiti, mevcut yöntemlerle birlikte kanserin erken safhada teşhis edilmesi için kullanılacak ve tedavideki başarı oranının yükselmesini sağlayacaktır. Bu önemli başarının, tez çalışmasının ikinci katkısı olacağı ve devam eden araştırmalara fayda sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Mikrodalga görüntüleme uygulamaları için bir düzlemsel dikdörtgen monopol anten tasarımı ve optimizasyonu(Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi, 2018) Çelik, Ali Recai; Kurt, Muhammed Bahaddin; Helhel, SelçukBu çalışmada, mikrodalga görüntüleme sistemlerinde kullanılmaya uygun olan çok-geniş bantlı, küçük boyutlu ve yönlü ışıma diyagramına sahip bir antenin tasarlanması amaçlanmıştır. Mikrodalga görüntüleme sistemleri ile ilgili araştırmalar özellikle meme kanseri tespitinde sistemin kullanımının avantajlı olduğunu kanıtlamış ve son yıllarda sistemin geliştirilmesine yönelik çalışmaların artış göstermesini sağlamıştır. Mikrodalga görüntüleme tekniğinin temel prensibi, verici anten ile sinyalin hedefteki materyale gönderilmesi ve saçılan sinyalin alıcı anten ile alınıp işlenmesi şeklindedir. Bu nedenle, kullanılacak anten seçimi ölçümlerde önemli bir rol oynamaktadır. Hafiflik, küçük hacim, sistemlere kolay entegre olabilme, düşük profilli yüzeysel görünüme ve düşük üretim maliyetine sahip olma gibi özellikleri nedeniyle ‘Mikroşerit Yama Antenler’in kullanımı birçok uygulamada görülmektedir. Ancak geleneksel mikroşerit antenlerin band genişliklerinin dar ve kazançlarının düşük oluşu, geniş bant aralığındaki sinyallere ihtiyaç duyan mikrodalga görüntüleme gibi sistemler için önemli bir engel teşkil etmektedir. Bu nedenle çeşitli modifikasyon teknikleri kullanılarak mikroşerit antenlerin dezavantajlarını ortadan kaldırmaya yönelik çok sayıda çalışma yapılmıştır. Bozulmuş toprak yüzey kullanma, yama veya toprak üzerinde yarıklar açma, parazit eleman ekleme, besleme tekniğini ve konumunu değiştirme gibi yöntemler antenin performansını artırma amacıyla yapılan işlemlerden bazılarıdır. Bozulmuş toprak kullanma tekniği ile mikroşerit antenin tam haldeki toprak yapısının bozularak kısmi hale getirilmesi işlemi ile oluşturulan antenlere ‘düzlemsel monopol anten’ adı verilir. Işıma yamalarının geometrik şekillerine göre, eliptik, dairesel, dikdörtgen, kare veya bu şekillerin birleşimleri ile adlandırılan monopol antenlerin en önemli özelliği çok-geniş frekans bandında çalışabilmeleridir. Bu çalışmada dikdörtgen yamalı düzlemsel anten tasarımının yapılması planlanmış, istenilen amaca uygun olarak optimizasyonlar gerçekleştirilmiş ve antenin analizi yapılmıştır. L-şekilli toprak yüzey kullanılarak yönlü bir ışıma diyagramı elde edilmiş, toprakta açılan bir çentik ile band genişliği artırılmıştır. Yamadan çıkarılan yarıklar ile ardışık rezonanslar oluşturulmuş, besleme hattının konumu optimize edilerek empedans uyumu artırılmıştır. Yapılan tüm işlemlerin neticesinde; bant genişliği 3-10 GHz bandını tam olarak kapsamakta olan ve bant içindeki farklı frekans noktalarında yönlülüğü stabil durumda olan küçük yapılı bir anten tasarlanmıştır. Bu özelliklere sahip olan antenin, mikrodalga görüntüleme sistemleri için gerekli şartları sağladığı söylenebilir.Öğe An overview to antenna terminology and design a compact dual band antenna by using HFSS program for C and X bands applications(INESEG Yayıncılık, 2019) Çelik, Ali Recai; Kurt, Muhammed BahaddinAntennas are used to transform the traveling signals into theelectromagnetic waves in the free space. There are many types of theantennas using in the various areas. Microstrip patch antennas have beenused for many applications such as mobile communications, radarapplications, microwave imaging, satellite systems, remote sensing, radiofrequency identifications, wireless systems, synthetic aperture radar,telemetry, aerospace, weather mapping and detecting etc. These applicationsoperate at L, S, C, X and K microwave bands or combinations of thesebands. In this study, a comprehensive study of the antenna terminology ispresented and a compact dual-band antenna operating at the C-band and Xbandis developed and analyzed. Defected Ground Structure techniques areused on the ground side and some other modification techniques are used onthe patch side in order to obtain the resonant frequencies in these two bands.The FR4-epoxy material is chosen as a substrate for the designed patchantenna with dielectric constant of 4.5, and height of 1.6 mm. The antennastructure is optimized and simulated using High Frequency StructuredSimulator program which uses the Finite Element Methods solver technique.A large number of the antenna parameters are obtained and explained at theresult part of the study.Öğe SIW-DGS bandpass filter design for C band satellite communications(Springer, 2023) Nasser, Mohammed; Çelik, Ali Recai; Helhel, SelçukIn this paper, a bandpass filter is designed and fabricated for C-band satellite communication applications. The substrate integrated waveguide and defected ground structures are used in the design process. CST Microwave Studio software is used to analyze and design the proposed filter. It is built over DiClad 880 laminate having a thickness of 0.508 mm, and formed by etching three cascaded DGS cells on the SIW’s top plane. There is a good agreement between the simulated and measured results. The filter is centered at 6.175 GHz with 500 MHz bandwidth (8.1% fractional bandwidth) in line with applicable US Federal Communications Committee Rules. The simulated insertion loss at the center frequency is around 0.80 dB and the return loss in the passband is better than 30 dB. The measured minimum insertion loss is 1.4 dB, and the measured return loss in the passband is better than 14.5 dB. The obtained results are presented, discussed, and compared with other studies. It can be said that the features of the proposed filter such as size, order, return loss, insertion loss, upper band rejection, etc. are better than those of many other filters given in the literature.